@esonunlibrary
|
11.11.2024❥12.00
𑁍 Kapıdan içeriye giren tanıdık yüzle olduğum yere daha çok sindim. Annemin ağlama sesleri kulağımı tırmalıyordu. Kısa bi an anneme döndü bakışlarım. Yanındaki hizmetli ablalar sakinleştirmeye çalışıyordu. Neden bu kadar kötü olmuştu anlayamıyordum. Beni farketmeyip abimle o kızın yanına gidip kızın kolunu tuttu. "Yürü gidiyoruz" kız kolunu kurtarmaya çalıştı. "Abi biz birbirimizi seviyoruz" dedi kolunu tekrar çekerek. Kolunu kurtarınca abimin arkasına saklandı gözlerinden yaşlar akıyordu. "Elif beni delirtecek misin? Bağırttırma beni yürü eve gidiyoruz!" kızın kolunu tekrar tutacakken abim adamın kolunu tuttu.
"Sakın dokunma ona" adam kolunu çekip abimin suratına yumruk attı. Abim yana savrulmasına rağmen kendini toparlayıp adamın karşısında dikilmeye devam etti. Adamın silahını belinden çıkarmasıyla elimi ağzıma kapattım.
Neler olduğunu kestiremiyorum. Adamın yanında gelen adamlardan iki tanesi abimin kolundan tuttu. Arkasından tekme atıp abimin dizlerinin üzerine düşmesini sağladılar. Adam elindeki silahı abimin anlına dayamasıyla. Annem çığlık atıp daha fazla dayanamadı ve yere yığıldı. Babam annemin yanına gitti. Adamın sesi yankılandı evde "Öldüreyim mi lan seni!" elindeki silahı daha çok bastırdığını hissettim. Büyük abim onları izliyor yapılanlara karışmıyordu, sanki anlına silah dayanan kardeşi değilmiş gibiydi. Sonradan belindeki elini farkettim çağresizce kafasına silah dayanmış abimi izliyordu. "Sen kimsin de kardeşime dokunmama karışıyorsun!" silahla havaya 3 el ateş etti. Kulaklarımı kapattım, silahı tekrar anlına dayadı. Vuracak mıydı abimi elini tetiğin üzerine koyunca kız çığlık attı. "A-abi ben hamileyim, çocuğum babasız mı büyüsün istiyorsun." adamın gözleri kardeşinin sözleriyle daha da koyulaştı.
"Lan ne demek hamileyim delirtecek misiniz lan beni!" sinirlendiğini çenesindeki kasları sıkmasından anlamıştım. Elini tetikten çekmedi yanındaki tanımadığım yaşlı amca lafa atladı.
Annem abimin ölmesine dayanamazdı biliyordum. Babamın çaresiz gözleri benim gözlerime değdi. Büyük abim yanıma gelip önüme geçti. "Sakın baba oğlunun yaptığı hata yüzünden onu almalarına izin vermem!" diye kükredi. Babam abime yaklaştı "Kız hamile başka çaremiz yok kan dökülecek." gözlerim babamın gözlerine deydi. Abim babamın sözleriyle daha da sinirlendi "Madem oğlun böyle sikik bi hata yaptı. Bedelini de kendisi ödeyecek. Liva'nın bi suçu yokken onu bu duruma sokamazsın!" diye bastıra bastıra konuştu. Yaşlı adam bakanların fısıldaşmalarını umursamayıp tekrar konuştu " Berdeli kabul etmiyorsan kan dökülecek Devran ağa, seçim senin" benden bi mal mışım gibi bahsediyordu. Abimin arkasından çıktım abime silah doğrultan kişiye yaklaştım.
Tanıdık gözleri gözlerimi buldu ayağımın acısını yaşadığım şokla hissedemedim bile. Gözleri gözlerimden bi saniye bile ayrılmadı. Önlerinde durup abime silah çeken kolunu tuttum ve silahı kendi kafama yasladım.
Adam gözlerini gözlerimden çekmeden elindeki silahı indirmeye çalıştı. Kolunu sıktım "Yarım bıraktığın işi tamamla, çek tetiği" bağırış seslerini umursamadım. Büyük abim arkamdan "Liva yapma!"diye bağırıyordu. Cevap veremedim gözleri bana öyle bi bakıyordu ki.
Tüm dünya durmuştu sanki, gözlerimi gözlerinden çekmek istedim. Ama sadece istemekle kaldım, gözlerim kehribar gözlerine kilitlenmişti adeta. Yaşlı adamın gelip kolunu tutup çekmesiyle alnımdaki silah inmiş oldu. Kilitli gözlerimiz yaşlı adamın dediğiyle ayrıldı. Gözlerim yaşlı adama odaklandı.
"Ya berdeli kabul edersin ve bu düşmanlık biter, ya da iki oğlunun da canını alır ebedi düşmanlığımıza devam ederiz." abim daha fazla dayanamamış olacak ki adamların üzerine yürüdü. "Ne diyorsun lan sen, öldürürüm lan sizi!" Hepsi silahlarını abime doğrulttu.
Babam abimin kolunu tutup geri çekti ve heybetli bir şekilde yaşlı bunağın karşısına dikildi. Yaşlı bunak hiç beklemeden "Demek düşmanlık istiyorsun Devran ağa" deyip babama silah çekti. Elini tetiğe koymuş tam basacakken benim bağırışımla durdu.
"Kabul ediyorum indir silahı" yaşlı adam gözleriyle beni inceleyip silahı tutmaya devam etti. İlerleyip babamın önüne geçtim "Berdeli kabul ediyorum dedim duymadın mı, indirin silahlarınızı!" yaşlı adam silahını indirdi.
"Senin demenle olacak iş değil bu küçük hanım" sinirle baktım adama. "Evlenecek kişi ben değil miyim kabul ettim işte, şimdi toplayın tasınızı tarağınızı gidin evimizden" diye bağırdım.
Adamların hepsi şaşkınca bana baktı. Umursamadım evden hemen gitmezlerse burda durup ağlayacaktım. Yaşlı bunak babama son kez bakıp, bizden uzaklaştı ve konağın kapısına ilerleyip çıktım.
Adamları da peşi sıra gittiler, sadece oğlu kalmıştı. Bu adamla hayatımız birleşecekti. Ama içim huzursuzlukla kaplandı. İstemiyordum, kim bu şekilde evlenmek isterdi ki zaten. Oysa hayallerim vardı, okuyup elime mesleğimi aldıktan sonra. Delicesine aşık olduğum adamla evlenip sonsuza kadar onunla hayatımı geçirmek istemiştim. Daha bu sabah büyük abim ve yengem gibi aşık olup evlenmek istemiyor muydum. Hayat neden bu kadar acımasızdı. Adını bile söylemek istemezken nasıl onunla evlenip bir yuva kuracaktım. Evlencek olsak bile ona asla aşık olmayacaktım. Onun gibi pislik bir adama aşık olacak kadar delirmemiştim çok şükür.
Ona aşık olmak yerine ölürdüm daha iyiydi. Bana çarpıp canımı yakması yetmiyormuş gibi. Bide aptal aptal konuşmuştu. Sikerlerdi böyle işi, o an karşımdaki adamla bakışmalarımız sürerken kendimi tembihledim.
Bana bu adama aşık olmak bu saatten sonra kesinlikle yasaktı. Olmamalıydı, ona bu şansı vermeyecektim.
Devam edecek...
Bölümü nasıl buldunuz?
Oy verip yorum yaparsanız çok sevinirim♡
|
0% |