@esonunlibrary
|
28.10.2024 ❥ 04.00
♧
Yine her sabah olduğu gibi uyuz alarmın sesiyle uyanmış okul için hazırlanmaya Yemek odasından kahkaha sesleri geliyordu. Bizim konaktakilerin keyfi yerindeydi anlaşılan. İçeriye girmeden önce duyduğum huzur veren ses ile kime güldüklerini anlamam zor olmamıştı.
Büyük abim Giray' ın kızı Saye' nin sesiydi bu. Yine sabah sabah uyanmış insanları minik bedeniyle güldürüyor, onlar gülünce kendisi de kahkaha atıyordu.
Henüz 4 yaşındaydı ama annesi gibi tatlı diliyle insanları güldürebiliyordu. Diğer abim Gurur'un başındaki saçlarıyla uğraşıyor onunla oynuyordu. Abimse onu gıdıklıyor ve yapmaması için uyarıyordu. Saye gıdıklandığı için peltek konuşmasıyla 'amca yapma' diyordu.
Abim daha fazla dayanamamış olacak ki gıdıklamayı bırakıp minik yanaklarından öptü. Onları böyle görmek çok güzeldi. Onları kapının pervazına dayanmış tebessüm ederek izlerken. Babam beni görüp " hadi kızım okula geç kalacaksın" diye sitem etti.
Çantamı yere koyup "Günaydın sayın Alkan ailesi" diye şakıdım. Tabi Saye benim sesimi duyar duymaz çığlığı basıp hala diye bağırmıştı. Gurur abimin sandalyesine yaklaşıp karşısına masanın üzerine oturttuğu Saye' ye baktım. Ardından abimin ensesine vurup Saye'yi kucağıma aldım. "Halacım amca sana düzgün bakamıyormu bebeğim. Abi hala çocuk bakmayı öğrenemedin ilerde müstakbel yengem seni aldığı gibi kapıya koyar bak, benden demesi" dediğimde abimin ters bakışlarına çevirdim gözlerimi. Umursamadan yerime oturup Saye'yi de kucağıma oturttum.
Uyuması için kucağımıza alıp eline saçımızı vermemiz yetiyordu. Çok nazlı bir kızdı eşşek, hiçbirimiz ona kıyamıyorduk.
Dönüp masada beni izleyen aileme döndüm. "Noldu niye öyle bakıyorsunuz" dememle babamın azarını işitmem uzun sürmedi. "Kızım okula geç kalacaksın diyorum sen daha Saye'yi seviyorsun" cevap vermeden yemeğimi yemeye başladım. Arada Saye'nin ağzına da yiyebileceği şeylerden veriyordum.
Saye doyduğunu belli edercesine kucağımdan inmek için hareketlendi. Sandalyemi geriye ittirip kucağımdan indirdim. Oyuncaklarıyla oynamaya gideceğini anlamak zor olmamıştı. Ona gülümseyip kahvaltıma devam ettim. Bir süre sonra doyduğumu hissettiğim için "Size afiyet olsun" deyip masadan kalktım ve ilk önce annemi sonra babamı öpüp. Yerden çantamı aldım yemek odasından çıkmadan önce Gurur abimin ensesine tekrar vurdum ve kaçtım.
Annemin arkamdan "Liva dikkatli git kızım" dediğini duymuştum en son. Evden çıkıp okula doğru yürümeye başladım. Kulağımda kulaklığım son ses müzik dinleyerek ilerlerken ara sokaktan gelen arabayı son anda farkettim.
Ama ne çare farkettiğim gibi arabanın çarpmasıyla yere sümük gibi yapıştım. Arabanın kapısının açılma sesini işittim bi an. Bana doğru gelen kişiye dönüp bakmadım. Dizim kanıyordu acısı geçsin diye üflerken. Hoş bi erkek sesi işittim " Görmedim sizi özür dilerim, iyisiniz değil mi" sesin sahibine baktım. Karşımdaki esmer tenli adam bana endişeyle bakıyordu.
"Ordan bakılınca iyi gibi mi gözüküyorum" dönüp tekrar kanayan dizime baktım. Elimi yere koydum ve ayağa kalkmaya çalıştım. Ama tabiki sadece çalışmakta kalmıştım, dizimin acısı yerden kalkmama izin vermiyordu. Oflayıp dizime bakarken adam bi anda eğildi ve " izninizle " deyip ben daha nolduğunu anlamadan, kucağına aldı ve arabasına doğru götürdü.
"İndirir misiniz beni" dedim ama nafileydi sağ ön kapıyı sanki ben kucağında değilmişcesine açtı ve beni oturturdu. Bana doğru yakınlaştı yüzlerimiz arasındaki kısa mesafe bana rahatsızlık veriyordu. Burnuma gelen erkeksi koku konuşmamı engelledi. Sesim biyerlerime kaçmıştı konuşmayı unutmuştum resmen. Adamın ne kadar yakın olduğunu idrak edip sonunda konuştum. "Napıyorsun böyle dibime girdin" bi anda uzaklaştı ve elindeki küçük ilk yardım setini gösterdi.
Döndüm ve açık torpidoyla göz göze geldim. Yutkunup tekrar adama baktım, sırıtarak bana bakıyordu. "Dizini sarmamız gerekiyor" dedi ve önümde eğildi. Bu adam ne yapmaya çalışıyordu. "Gerek yok ben yapabilirim" dedim ama adam beni dinlemeyip aldığı pamuğun üzerine batikon döktü ve dizime sürdü. Batikonun dizimi yakmasıyla refleksle batikonu süren kolunu tuttum. Adam yüzüme baktı dudaklarının iki yana kıvrıldığını görünce elimi ateşe değmiş gibi çektim kolundan. Ben onun pansuman yapışını izlerken o batikonu sürmeye devam ediyordu, bi anda dizime yaklaşıp üflemesiyle irkilip yüzüne baktım. Gözlerim batikonla temizlediği dizim ve üfleyen dudakları arasında gidip geldi.
Büyülenmiş gibi hiçbirşey diyemedim. Gözlerim adamın yakışıklı esmer yüzünde gezindi. Zehir gibiydi maşallah diye düşünürken, silkelenip kendime geldim ne diyordum ben tövbe tövbe. Adam dizimi sargı beziyle sarıp bantla sabitledi sardığı yeri. Ardından ilk yardım setini kapatıp ayağa kalktı. "Eee teşekkür etmek yok mu" pardon da bu adam şaka falan mıydı.
"Pardon da neyin teşekkürünü edecekmişim. Ne deyim beni ezip yaraladığınız için çok teşekkürler falan mı" samimiyetsizce güldüm.
Arabadan inmek istedim ama elimi tutup inmeme yardım etti. Ona bişey söyleyecekken duyduğum tanıdık sesle olduğum yere çakıldım.
Devam Edecek...❥
|
0% |