@gmhikaye2017gmail.
|
Neden gelmişti ki ? Geçip bir masaya oturdu ve o gözlerini üstüme dikti. Hemen Emre’nin yanına gittim ve siparişini almasını istedim hemen kabul etti o da. Büyük ihtimalle bir aksilik olduğunu anlamıştı. Emre Burak Abi ile ilgilenirken kapı tekrar açıldı ve içeri giren müşteri tekrardan tedirgin ettti. Erdem Bey gidip bir masaya oturdu ve şuan kafe’de başka bir garson olmadığı için ben siparişini almaya gittim. “Hoş geldiniz isterseniz siparişinizi alabilirim?” Erdem Bey önce elindeki menüye bakıp sonra bana döndü ve “Bir sade türk kahvesi ve bir dilim limonlu cheesecake alayım lütfen.” Aklıma gelen ile gülümsedim. İlk geldiğinde benim ona önerdiğim siparişti bu. Arkamı dönünce elini yumruk yapmış sinirli bir şekilde Erdem Bey’e bakan Burak Abi’yi gördüm. Erdem Bey benim baktığım tarafa bakarken gördüm. Muhtemelen bir terslik olduğunu anlamıştı ve bana seslendi. “ Beyza bir sorun mu var? İstemediğin biri mi? Seni rahatsız mı ediyor?” hemen Erdem Bey’e dönüp cevap verdim. “Önemli değil Erdem Bey eğer size ters bir hareketi olursa ya da yanlış bir şey derse ona inanmayın lütfen. Ee ben sizin siparişlerinizi getireyim.” Tam gideceğim sırada Erdem Bey bileğimden tuttu ve “Ters bir şey varsa söyler misin Beyza?” Erdem Bey’e dönüp hayır anlamında kafamı salladım ve ayağa kalkan Burak Abi’yi gördüm ve hemen durdurmaya gittim. “Burak Abi lütfen otur şuraya.” O gözlerini yine bana dikti sol bileğimi sıkıca tuttu ve “Yine mi bu adam sana uzak dur dedim ondan.” Sinirlenmeye başlamıştım, bileğimi sertçe çektim. Neyse ki masanın arkasından bileğimi tuttuğundan gören olmamıştı. “Müşteri o otur yerine .” Burak Abi oturmuştu. Erdem Bey’in sorgulayıcı bakışları üzerimdeyken tezgahın arkasına gittim. Emre’ye sipariş kağıdını verip elimi yüzümü yıkamaya gittim. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra birazcık sakinlemiştim. Geri dönüp Emre’nin hazırladığı siparişi getirdim. Erdem Bey ben gitmeden hemen “Akşam konuşacağız Şefim.” Ama bunu bana söyler gibi değil de telefonda konuşuyormuş gibi dedi. Bu adam cidden gizlenmekte ustaydı ama benden kaçamadı. Geri dönüp baktığım da Burak Abi’nin olmadığını fark ettim.
O saatten sonra pek bir şey olmamıştı. Şuan ise çıkış saati gelmiş herkes çıkmıştı ben ise yerleri paspaslamış tezgahın arkasında oturuyordum. O sırada kapı açıldı ve Erdem bey girdi yanıma oturdu ve bana döndü “İyi misin Beyza?” gülümseyerek cevap verdim “Gayet iyiyim ve heyecanlıyım. Hemen mutfağa mı geçsek?” aslında öğlen yaşadığımız olay hakkında konuşmak istiyordu ama benim gücüm yoktu anlatmaya. O da bunu anlamış olacak ki hemen ayağa kalktı ve mutfağa doğru geçti ben de onu takip ettim.
Mutfağa geçtikten sonra önce kendi önlüğünü giydi sonra eline yanında duran paket aldı ve bana uzattı. Ben de paketi alıp açtım içindekini görünce çok mutlu olmuştum. Adeta kalbim yerinden çıkacak gibiydi. Hayatım da aldığım en güzel hediyeydi. Paketin içinden ismim yazılı önlüğü çıkarıp hemen önlüğümü giydim. “Erdem Bey gerçekten çok teşekkür ederim. Beni çok mutlu ettiniz hayatım da aldığım en güzel hediye bu yaa.” Erdem Bey kocaman gülümseyerek bana döndü ve “Bu güzel önlük hatrına bana güzel bir tatlı yaparsın de mi ama?” ona karşılık kafamı salladım ve “Tabi ki bugün hangi tatlıyı yapıyoruz Erdem Şefim?” Telefonu çıkardı ve menüye bakıp bana döndü. ” Bugün menümüzde ki tatlı ‘Kestane Şekeri Mousse’ daha önce hiç yedin mi ya da yaptın mı?” kafamı hayır anlamında salladım. “Galiba bugün işimiz çok zor Erdem Bey.” Bana dönerek “Hayır Beyza birlikte yapacağız güveniyorum sana.” Konuşmanın ardından çalışmaya başladık.
Erdem Bey bu sefer o kadar çok yardım etmiş ki anlatamam. Tüm püf noktaları verirken ya da bu püf noktaları uygularken resmen kendinden geçiyordu. Aşçılık yaparken o kadar tutkulu bir şekil de yapıyordu ki bazen kendini kaptırıyordu. Acaba bu mesleği neden bıraktı? Tatlıyı yaptıktan sonra hemen bir servis açtım ve Erdem Bey’in vereceği tepkiyi çok merak ediyordum. Yüz ifadesi gayet mutlu gözüküyordu galiba beğenmişti. Aklıma gelen soru ile merakıma yenik düşüp Erdem Bey’e döndüm. “Aşçılığı neden bıraktınız? Yemek yaparken çok mutlusunuz aslında.” Bana dönerek “Babam istedi. En başından bu mesleği yapmama karşıydı onun istediği mükemmel bir insan olup şirkette çalışmamdı. Ben hiçbir zaman mükemmel biri olmadım Beyza babam hep beni birileri ile kıyasladı. Mesela ben okulda ikinci oldum ama ceza aldım çünkü hep en iyisi olmalıydım. Ben karalarım babam için hiçbir zaman önemli değildi. Çocuklar babalarından güven alırlar yaa ben babam tarafından her zaman yıkıldım. Çocuklar babalarında huzur bulur ben hep ondan huzursuz oldum. Bu mesleği yapmaya başladığımda çok karşıydı ama ben ona rest çektim mesleğimi yapmaya devam ettim. Ama birgün o öldü ve bıraktığı vasiyet ile elimi kolumu bağladı. Benim şirketin başına geçmemi eğer geçmezsem bu kafenin yıkımını onayladığı evrağı avukatının ortaya çıkaracağını yazdırmış. Ben sırf bu yüzden istediğim mesleği yapamıyorum. Öyle işte sen neden bu mesleği seçtin bakalım?” duyduklarımla çok üzülmüştüm babası resmen elinden tutkusunu almış. Hemen sorduğu cevaplamak için ona döndüm. “Ben yetimhane de büyüdüm 6 yaşından sonra yani. Oradaki yemekleri beğenmezdim çoğunlukla kimse beğenmezdi sonra işte ben yemek yemeyi bıraktım açlıktan falan hasta oldum. Annemin yemeklerini özlemiştim yanımda ise ondan kalan tarif defteri vardı. Bana müdür zorla o kötü yemekleri yedirirken kendime söz verdim çok iyi bir şef olup yetimhanedeki çocuklara güzel anne yemekleri yedireceğim’ diye. Ben yetimhane de anne yemeğine çok hasret kaldım başka çocuklar da kalmasın istediğim için.” Erdem Bey o kadar dikkatli dinlemişti ki “Demek ikimizin de bu konu da yaraları var ikimiz de işimizi yapamıyoruz. Ama bence sen yapacaksın. Bu arada tatlın mükemmel olmuş. Bir kez daha iyi ki seçtim Beyza.” Dedikleri ile kalbim adeta yerinden çıkacaktı.
Mutfağı toplayıp birlikte kafeyi kapattık. Bugün biraz geç kalmıştık. Kafeden çıktıktan sonra tam Erdem Bey ile vedalaşacakken bana döndü ve “Beyza bana telefon numaranı verir misin hem bir sıkıntı olduğunda bana haber verirsin hem de iki gün sonraki yemek organizasyonu için haberleşiriz.” Önce şaşırsam da tamam kafamı salladım ve numaramı verdim. “Vereyim Erdem Bey telefon numaramı ‘533*******’ buyrun. İsterseniz beni çaldırın da ben de sizi kaydedeyim.” Erdem Bey bekletmeden hemen beni çaldırmıştı ben de telefon rehberime “Erdem Bey” diye kaydettim. Tekrardan vedalaşmak için kafamı kaldırdığım da karşıda gördüğüm kişi ile olduğum yerde kalakalmıştım. Erdem Bey de terslik olduğunu fark edip karşıya baktığında benim önüme geçmişti. O anda ne olduysa gözlerim bir anda karadı ve… Bölüm sonu. Oy atıp, isteklerinizi ve fikirlerinizi yorumlarda belirtirseniz bizi çok mutlu edersiniz:) |
0% |