Yeni Üyelik
9.
Bölüm

Bir Mafya Bir Avukat

@gunes_ay21

Ekim

İhanet nedir? Bir sırt dönüş sizi ne kadar acıtır ki? Hayatım hep bir vazgeçiz ile devam etti. Hep vazgeçilen ben olmuştum. Hiçbir koşulda tercih edilemeyen bir kız çocuğu olmuştum.

Sevmek nedir bilmem ben. Güven nedir bilmem ben. Aşk sandığım duygunun gerçek olmadığını Eflin'e bakarken çok iyi gördüm. Ben hiçbir zaman Eflin gibi masum olamicaktım.

Onun ağladığında canı yandığında bile parlayan gözleri hiçbir zaman bende olmicaktı.

Eflin pasif bir kişilik gibi görünebilirdi ama gerçekler asla böyle değildi. Silahtan korkan kız hiç çekinmeden birinin ölümü tattırabilirdi.

Eflin gibi korkularımı gerektiği zaman yok sayamıyorum.

24 Ağustos benim dönüm noktamdı.

O tarih benim için ölümün ta kendisiydi. Babamın gidişinin, ailemin parçalandığı gündü o gün.

Annem ben daha dört yaşındayken ölmüştü. Babam ise ben lise birinci sınıftayken ölmüştü.

Hayır öldürülmüştü. Kardeşim dediğim kızın babası benim babamın celladıydı.

Affedemedim. Hiçbir suçu olmayan kardeşimi affedemedim.

Lise 3. Sınıfta

Eflin bu gün her zamankinden daha heyecanlı ve telaşlıydı. Üzerine giydiği elbise onu çok tatlı ve olgun göstermişti. Tabi söylenmesini saymazsak. Eflin beyazlar aşığıydı. Giydiği her kombine mutlaka beyaz bir şey olurdu. Beyaz güller onun en sevdiği çiçekti.

" Güzeller güzelim nasıl görünüyorum? " Baştan aşaşı süzdüm onu.

Beyaz elbisesi omuzlarını açık bırakıyor biraz daha alttan devam ediyordu. Elbisesi beya kısaydı ama Eflin için fark etmez. Ayağına giydiği topuklu ayakkabı ile nasıl yürüyor aklım almıyor. İnci detayları da tam Eflin içindi.

" Çok güzelsin. " Kocaman gülümsedi.

" Öyle mi? Ama emin değilim makyaj konusunda? " Gözlerimi devirdim hala daha bunu mu düşünüyordu?

" Makyaja ihtiyacın yok Eflin. Böyle gayette güzelsin. "

Başını salladı. Ardından da içeriye Ayaz girdi.

" Benim güzellik tanrıçam bugün ayrı bir güzel olmuş. "

Ayaz'ın güzellik tanrıçası. Peki ben neyiydim Ayaz'ın?

Eflin önce bana baktı, " Sağol Ayazcım. Ekim nasıl olmuş? "

Sorduğu sorunum cevabı beni heyecanlandırmıştı. Ayaz bana dönüp baştan son incelerken sadece, " İyi. " demesi yüzümdeki hayal kırıklığını gizleyemedi.

" Sadece iyi mi? Senin gözlerin bozulmuş! Sadece iyi değil! Taş gibi kız. Erkek olsam Ekim'e karşı boş olmazdım. Hayır Ekim snaa karşıe böyle duygularım yok! Ben erkelerden hoşlanırım! "

Kırkırtıma engel olamadım. Eflin ne zaman somurttuğumu görse beni güldürürdü.

Eflin gibi elbise seven biri değildim. Üzerime siyah saten bir bluz aynı renk ceket ve kumaş pantolon giymiştim.

Ayaz'ın beni beğenmemesi doğaldı.

" Eflin saçmalama istersen güzelim."

Eflin kocaman gözlerle Ayaz'a baktı. Eflin'nin en belirli özelliği kurnazlığını gizlemek için salağa yatmasıydı.

Benim ise kurnazlığımı manipüle ile gizlerim.

İki deli hukuk okumak istiyor.

" Bazen saflığın sinirimi bozuyor. "

Eflin yüzüne taktığı maskeyle duygularını çok iyi gizliyordu.

O sıra da dışarıdan Eflin'nin çağırılma anonsu geldi. Eflin derin nefes alarak sahneye doğru çıktı ben de tam seyircilerin arasına gidicektim ki.

Ayaz'ın kolumdan tutması ile duraksadım. " Bir şey mi oldu Ayaz?"

Ayaz biraz duraksadı, " Eflin'den uzak dur Ekim. "

Eflin'den uzak mı durayım? Niye?

" Ne? "

" Eflin ile arkadaşlığını kesmeni istiyorum. "

Ben de bunu sırf Ayaz istiyor diye yapıcam yani? Siktirsin gitsin. Eflin benim can damarımdı.

" Ayaz bunu duymamış gibi yapıcam. " Ayaz'ın gözlerindeki kararlılık ifadesini bir türlü anlama veremedim.

" Eflin'den uzak durman Eflin ve kendin için en iyisi! "

" Benim için neyin iyi olup olmadığına karar verebilirim! "

Gözleri bıkkınlıkla baktı. " Hala daha nasıl anlamadın? Babanj öldüren Savcı Emrah. Eflin'nin babası! "

Diyerek bombayı patlattı.

Kardeşim dediğim kızın babası benim babamın katili....

Savcı Emrah aslında Emrah Bardın'dı. Eflin o yüzden mi bana bu kadar yakın davranıyordu?

O yüzden mi?

Sinirlerime hakim olmam gerekirdi. Olamadım. Daldım salonun ortasına ve, " Katil! " Diye bağırdım. Sahne de o adama vardı...

Benim babamın katili olan o namussuz piç vardı!

" Sen bir katilsin Emrah Bardın! "

O sıra da gözlerim Eflin'e kaydı. Gözlerin de şaşkınlık yoktu. Durmamı ister gibi bakıyordu.

İşte o anda gerçekler yüzüme çarpttı.

Günümüz

O olaydan sonra yıllarca Eflin ile görüşmedik taki yollarımız aynı davaya denk düşene kadar.

Anka dosyası bizi yeniden bir araya getirmişti.

Ama özür dilemek için yanıp tutuştuğum Eflin artık eskisi gibi olmadığını onu ilk gördüğüm sokakta anlamıştım.

Görmüştü beni ama yanımdan geçip gitti.

Beni tanımamış olabilirdi. Değişmiştim fakat Eflin beni her daim tanırdı.

Görmezden gelmesi ise beni kahredendi.

Onun bir hatası olmadığını zaman geçtikçe çok iyi anlamıştım.

" Allah'ın cezası şad işte köpek! Allah senin belanı versin! "

Arka bahçeden Eflin'nin çığlıkları geliyordu. Büyük ihtimalle Savaş denen adama ile yine laf dalaşına girmişlerdi.

Bıkkınlıkla nefesimi verip arka bahçeye çıktım. Bir de ne görüyim.

Çocuk gibiler ya. İkisi de büyümemiş çocuk gibi.

Savaş eline hortumu almış, Eflin'i ıslatıyordu.

Beni asıl affallatan şey ise Savaş'ın pembeye boyanmış saçları ve üzerinde duran siyah bornuz du.

Ne olmuştu böyle?

Ama Savaş'ın saçlarına gülmemek elde değildi.

Eflin ıslanmasına rağmen delicesine kahkaha atıyor.

Kıkırtımae engel olmak zordu.

Gözlerim çitin üstündeki adama yani Kaan'a kayınca o da kahkaha atıyordu.

" Alkan pembe seni açmış. " Başımı çevirdiğim de korumlar da gülmemek için kendini tutuyordu.

" Siktir git be. Şu kadınla işim bitsin senin de ağzına edicem! Bu boyayı sen verdin dimi p.ez.venk! "

Kaan mı vermişti Eflin'e o boyayı niye?

" Hanımların yanında böyle laflar hiç yakışıyor mu? Çok ayıp. "

O sırada Kaan'nın gözleri beni bulmuştu. Gözlerinden geçen duyguya anlam veremedim.

Kırgın mı bakıyordu bana?

" Benim sevgili ortağıma bağırmasana! " Eflin'nin bu karşıtlığı beni bile afallattı.

" Sevgili mi? "

Cidden takıla takıla buna mı takıldı? Allah'ım ben kimlerin arasına düştüm.

" Ne biçim soruyorsun be? Sanki aşıkmışım da benim haberim yokmuş gibi. "

Savaş'ın yüzünü tam olarak göremedim. Fakat elinde hortumu bırakıp villaya doğru dönünce göz göze geldik.

" Ekim? " Bana neden bu kadar duygu doluydu.

Eflin'e bakarken ki hissizliği bende yoktu. Bana bakınca ne görüyorsa duygu doluydu.

" Ne istiyorsun? " Hangi anlamda sorduğumu anlamasını umdum.

Benden ne istiyorsun? Eski dostumla iddiaya girip bana yürimiceksin dimi?

Bir şey demeden içeriye girdi.

Ve ben Eflin'nin yüzünde gördüğüm siz ne yapıyorsunuz orada gördüğüm ifade beni şaşırttı.

Eflin'nin yanına gidip ona elimi uzattım. Islanırken çamura düşmüştü.

Bir elime bir bana baktı. Elimi tutmak için hamle yaptığın da bu beni gülümsetti. Elimi tuttuğunda dengem kaydı ve beni yere çeken Eflin olmuştu.

" Bir daha sakın bana elini uzatma Soylar. Ben düştüysem seni de düşürürüm. "

Ardından ise kalkıp villaya doğru gitti. Derin nefes verdiğim de kalkmaya çalıştım.

" Eflin senden niye nefret ediyor? "

Eflin mi demişti? O da mı Eflin'e karşı ördüğü duvarı yıktı? Peki bu beni neden üzdü?

" Bilsem sana söyler miyim? "

Biliyorum ama söylemem ki ona.

" Ne oldu aranızda? "

" Ne istiyorsun? Bilsen ne olucak? Seni ilgilendirir mi? "

Haklı olduğumu düşünüyorum. Bir mafya, bir savcıdan laf alamaz.

" İyi madem sen kal öyle. Sonra görücem ben seni. "

Ne demekti şimdi bu?

" Hey dur orada! Ne demek ıstedın?"

Söylemesi gerekiyordu. Meraktan çatlarım hem Eflin ile ilgili olmalıydı.

" Bilsem bile sana söyler miyim? "

Allah'ın cezası pislik! Benimle dalga mı geçiyordu? Onun varya ecdadını bellerim ama dur hepsinin bir sırası var.

Elbette burada sessizce kalıyorsam bir sebebi vardı.

Anka davasını çözüp ona minnet duymak. Evet Anka benim için bir katilden ziyade bir kahramandı. Eflin'nin aksine onu öldürmek değil de onunla tanışmak istiyordum.

Ya bu iki adamdan biri Anka ya da Anka'nın kim olduğunu biliyorlar.

" İyi be söylemessen söyleme. " Çitlere arkamı döndüğüm sırada,

" Eflin'i kaybediceksin. "

Zaten katbettmedim mi? Eflin artık benimle dost olmaz. Onun için şuan sadece ateş keste olan bir düşmanıyım.

" Zaten kaybettim. "

Kaan'nın gülüşünü duydum. Kaybetmemeyi ne de çok ısterdım oysaki ama gerçek bu. Ben kaybettim.

" Eğer çabalarsan Eflin sana duvarlarını indirir. Eminim bundan. "

Bundan nasış bu kadar emin olabiliyor ki? Eflin'i ondan daha uzun yıllardır tanıyorum üstelik. Eflin affetmez beni.

Ki affedilmeyecek bir şey yapmadım.

" Ne demek istediğimi anlamıyorsun. Ekim o kabuğunu kır. Eflin'e derdini anlat. Yoksa bu dava çözüldüğün de ikinizden geriye bu kadar bile kalmaz. "

Ne amaçla burada olduğumu biliyordu dimi? Ama haklıydu da. Dava çözüldüğün de Eflin ve ben artık geri dönüşü olmayan yollara gidicektik.

Durduğum yerden hareketlenip villaya girdim.

Sanırım haklıydı. Artık bir şeylerin yerine koymanın zamanı geldi.

Eflin

Bu basık karanlık oda beni iyice mahvetmeye başlamıştı. Travmalarımı tetiklemesi an meselesiydi üstelik. Buraya geldim geleli terasta uyumuştum. Ne kadar üşüsem de mecburdum yani. O karanlık odada kalmaktansa burada donarım daha iyiydi taki. Reglim çok ağır geçene kadar.

O kadar üşütmüş olmayım ki. Birkaç gündür karın ağrımdan geberiyorum.

Artık bu işe el atmanın zamanı geldi.

Aşağı indğimde aklımda ki plandaki malzemeleri almak için korumların yanına gittim.

" Merhaba. "

Hiçbiri benimle göz teması kurmadı bir kişi hariç Kuzey. Kaşları ile işaret verince diğerleri gitti.

" Merhaba Eflin. "

Kaşlarım alayla kalktı. Eflin he?

" Sen de buradaydın Ar-Doğu? "

Başını salladı. Ardından da üstümü incelediğinde giydiğim ince elbiseyi gördüğünde kaşları çatıldı.

" Bu mevsim için çok ince değil mi?"

Evet inceydi ama senin gururlu kız kardeşin ona gereksiz yere bağıran ona hakaret eden birinin elbisesini gitmektense donmayı yeğler.

" Ve sen bir elbiseyi iki günden fazla giymez yıkardın. "

E tabi oda doğru ama şuan elbisenin kirlenmemesi için ekstra çaba sarf ediyorum.

" Senin o işe yaramaz patronun yüzünden bu haldeyim. "

Bıkkınlıkla nefesini verdi. Kim derdi ki hayranı olduğum sanatçının benim cici abim çıkacağını.

" Al şu ceketi salak. " Bana ceketini vermişti. Şaşırmıştım nefret ettiği kardeşine ceket vermemesi gerekirdi.

" İstemez. " İstiyorum! Donuyorum ya. " İnat etme küçük halka. " Ben uzanmadığım da ceketi sırtımdan geçirdi.

" Burada da fazla kalma kolay hasta olursun sen. "

Yanımdan geçip gittiğinde gülümsememe engel olamadım. Beni kardeşi olarak görmese de beni seviyordu dimi? Onun için hala kardeşiydim.

O sırada gözüm çıkış kapısına ilişti. Şimdi çıksam kimse beni bulamazdı dimi?

Hiç akıllanmıyorum ama şuan da kaçamam. Bunun birçok sebebi var.

Bir yolu bulamam. İki donarım. Üç de Anka'nın kim olduğunu bilmeliyim bu ikisinden biri anka biliyorum. Ve onu bulmadan bu evden ayrılmam.

Kapının yanına gittiğim de o sırada yan villaya giren kişiyi gördüm.

Kaan orada kalıyordu. Savaştan istemektense ondan istemeyi yeğlerim. Ki Kaan da potansiyel Anka tipi de yoktu yani.

Baş şüpheli Savaştı. Villadan çıktığımda sağ tarafa doğru ilerledim ve içeriye girdim. Tabi korumlar beni görünce durur mu? Hayır hepsi bana silah doğrulttu.

" Hop hop sakin olun. Ben dostum. "

Yüzlerinde gram mimik oynamadı.

" Kimsin? "

" Kaan Bey'in en yakın kankası Eflin Efnan Bardın! "

O anda yüzlerindeki ifade değişti. Tamam ismim çok güzel de bu kadar da abartılı tepkiye gerek yok.

Tam o sırada bahçeye Kaan girdi.

" Selamun aleyküm tertip. " Gülümsedim. " Sen ne halt ediyorsun burada? Tertip mi? Askerlik arkadaşım mısın? "

Dudaklarımı büzdüm. " Seninle birlikte geçirdiğimiz o soğuk nöbet gecelerini unuttum deme! Benim fasulye yemeğimi de almıştın! "

Sanırım ben biraz fazla patavatsızım. " Ne? Ben kimsenin fasulyesini almadım. "

Takıla takıla buna takıldıysa devreleri yandı demek ki.

" Yalancı mıyım ben? Fasulyemi aldın! Senin yüzünden aç yattım! "

Gözlerindeki anlamsızlık beni güldürmek üzereydi.

" Tertip beni davet etmicek misin?"

" Gir içeri Eflin gir. " Gülümseyil paytak paytak koştum. İçeri girdiğim de burası daha güzelmiş yani benim için daha katlanılır.

" Siz ne iş yapıyorsunuz da bu kadar zenginsiniz? "

Merak etmiştim ama yani. Kesin vergi kaçakçılığı falan.

" Bir Savcıya söyler miyim sence? "

" Ekim'e söylersin ama. " Kaan Ekim'e biraz fazla duygulu bakıyordu. Aşk değildi beğenmeydi daha çok.

" Bunu sana düşündüren ne? "

" Ben Savaşa nasıl bakıyorsam öyle bakıyorsun."

" Aşık mı oldun? "

" Sen aşık mısın? "

" Değilim. " Kaşlarım havaya kaldırınca ne demek istediğimi anladı.

" Beğeniyorsun yani? "

Başımı salladım. İnkar etmicem yakışıklı iyi de bir fiziği var ama hepsi bu başka bir şey yok.

" Yakışıklı ama ideal tipime çok uzak. "

Nazik erkekleri severim ben. Bu herif gibi kaba insanları hazetmem.

" Anladım. O halde duygularımız aynı demeliyiz. Ekim güzel kız ama benlik değil. "

Biz hangi ara bu kadar samimi olduk.

" İdeal tipini sorgulamicam. Büyük ihtimalle klişe tiplemeyi verirsin. "

Güzellik algısının belli bir kalıba konmasından nefret etmişimdir. Benim için güzellik bambaşka mesela.

" Kafana koyduğun tiplemede biri değil. Bambaşka biri benim gelecekti eşim. Gözünden akan her damla yaş için bir şehri yok ederim."

Fazla deliydi. " Hmm nasıl görünmeli mesela? "

" İstediği gibi. " Anlamayarak kaşlarımı kaldırdım. İstediği gibi derken.

" Ben sana niye anlatıyorsam. Niye geldin buraya? "

Dudaklarımı tekrar büzdüm. " Gidiyim istersen? "

" Git dersem gider misin? " Başımı olumsuz anlamda salladım.

" Otur bakalım derdin ne? "

Salona geçtiğimiz de koltuklardan birine oturdum.

" Ne içersin? Viski? Votka? Şarap? "

Alkolik lan bu. Ben hiçbirini içmem.

" Orta şekerli bir türk kahvesi tercihimdir. "

" Alkol içmeye misin? " Başımı olumsuz anlamda salladım.

Alkol'e karşı direncim berbat ötesiydi.

" Pınar bize iki orta türk kahvesi. "

Etrafı incelediğim de Savaş'ın evine göre daha açık bir koyuluk vardı.

" Zengin züppeler. " Kaan kahkaha attı. " Sen zengin değil misin? "

Bende gülümsedim. " Sizin yanınızda fakir kalırım. Ne kadar servetin var? "

Ciddi ciddi ona bunu sordum. Düşünmesi ise beni bozguna uğrattı. " Birkaç villa,birkaç şirket bir iki tane yalı. Birkaç tane bar. Milyonlarca dolarlık banka hesabı. Tufan başka bir şey kaldı mı? "

Yanındaki adam sanırım onun sağ koluydu. " Tırları ve arabaları saymadınız. Bir de uçak ve helikopterler "

Ağzım açık onları dinliyordum. Yuh ebesininkini! " Savaş da bunlardan var mı? "

Başını salladı. " Sanırım onun madenleri de vardı Tufan hemen fit bir maden satın al! O alçaktan geri kalamam! Bunu yüzüme yüzüme vurur! "

Tufan başını salladı ve ciddi ciddi çıkıp maden satın almaya mı gitti.

" Savaşla evlensem sonra boşansam onların yarısı benim olur dimi? " Sırıtarak başını salladı.

" Evet. Sen yeter ki iste kıyarım nikahınzı. "

Elimi çeneme yaslayıp düşünmeye başladım. Şimdi mantıklı gelmiyor değildi. " Çocuğumuz olursa nafaka da verir dimi? Oha çok mantıklı kıy hemen nikahı! "

Ardından da ikimiz de kahkahalara boğulduk.

" Ah Savaş'ın boşanmak için evlenen karısı senin de cici kardeşin olmak isterdim. Beni kütüğüne almak ister misin? Hayır demem doğrusu. "

Sırıtarak başını salladı. " Senin gibi bir kaçığı kardeşim yapıp mirasımdan pay vermem. "

Binti herif! " Çıkar ağzında ki baklayı. "

O sırada kahveler geldi. " Senden bir kaç şey isticektim."

Herhangi bir şey demedi bekledi sadece, " Birkaç kutu beyaz boya, nevresim takımı iş görür. Kıyafet alman da gerek donuyorum!"

Şaşkınlıkla bakakaldı. " Siktir git. Ben senin uşağın mıyım? "

Plan B yavru köpek bakışı. " Ama seyn şimdi bana niye böyle kaba davrandın ki... İhtiyacım var ama! Parasına kadar veririm. Sadece getir yeter! Dışarı çıkartmaz o kaçık herif! "

Alayla bana bakınca, " Buraya nasıl geldin? "

" Geldim işte. Getirmiceksen de beni götür o halde! Ben alayım. "

Biraz düşünmeye başladı. Ben de kahvemi içmeye koyuldum.

" Nedene benden istiyorsun? Savaş da getirebilir. "

" Ondan istemektense senden isterim. "

" Neden beyaz boya? Savaş'ın evi simsiyah. "

Ellerim titremeye başlamıştı. Korkucak bir şey yok Eflin... Ellerime kıramp girmişti.

" B-ben şey... Ben... "

" Tamam halledicem. "

Rahatladım resmen. Artık sıcacık yatakta uyuyabilirim!

" Fiyatını söylersin. Şuan veremem ama eğer telefonumu alırsan ibandan atarım. "

Onların parası ile ilgili dediklerim şakaydı. Onların hangi yolla kazandıkları belli olmayan parasını istemem.

" Senin üç kuruşluk parana kalmadım. "

Bunu hakaret olarak sayarım ama! Fakir değilim ki. " Ne halt istiyorsun Tertip? "

Tertip demem onu dellendirmiş olmalıydı. " Tertip demeyi kes! Neler düşündüm öyle! "

Ne düşündü cidden? Aşırı merak ettim. " Ne düşündün? "

" Tarık'ın cinsiyet değiştirdiğini! "

Kahkahalara boğuldum. Ciddi ciddi düşünmüş dimi?

" Salak herif! "

" Bana ihtiyacın yok sanırım. "

" Zeki herif! " Bu sefer o sırıttı.

Ardından benden ne istediğini söylemesini bekledim. " Ne istiyorsun? "

" Anlatayım. "

Anlatmaya başladığında gözlerim fal taşı gibi açıldı. Savaş öldürür beni!

" Hayatta olmaz ben canımı sokakta bulmadım! "

" İyi peki sen bilirsin ben de getirmem! "

" Allahın cezası! İstediklerim yarına elime gelmezse asla yapmam! "

Güldü. Başını salladığında elini uzattı elini tutmaktan çekinmedim. " Anlaştık o halde Eflin bizimkiler senin odanın tüm işini halleder. Şansına Savaş yarın korumalarını alıcak. "

Başımı salladım.

Tam kapıdan çıkıcaktım ki aklımı kurcalayan soruyu ona sordum. " Deren gerçekten de Savaş'ın kardeşi mi? "

Neden sorduğumu sorguladığına eminim ama yine de cevap verdi. " Evet öyle. Deren Savaş'a abi demekten nefret eder. Eğer bir şey isticekse veya bir kabahat yaptıysa sırnaşır. "

Gülümsemem dudaklarımda yerini almıştı. Doğruyu söyledi yani bana.. Gerçkten de sevgilisi değil kardeşiydi. Bu beni neden hu kadar mutlu etti emin değilim ama yine de güzel bir haberdi.

Kapıyı açmıştım ki Kaan, " Ben sadece Ekim'i güzel bulmaktan da öte duygularım var. "

Ne demek istediğini anlamıştım. Kendi üzerinden bana atıfta bulunuyordu.

Ama bu imkansız Ben asla Savaş'a aşık olmam. O benim için sadece suç işleyen biri sadece o kadar.

Hem bir Mafya ve Bir Savcı ne kadar da tezat bir ilişki olur. İstemem.

 

 

 

Loading...
0%