Annem
içimde acıtan bir şey var bu sabah.
Sanki ölüm sarmış her yanımı,
içimdeki her şey,
bir, bir ölüyor annem.
Çocukluğum... ölüyor,
Yoksulluğum...
Gençliğim...
Düşlerim...
bir, bir ölüyor yüreğimde.
Gözümdeki yaş...
damla, damla ölüyor anne.
Anne,
Kendime yer bulamadığım,
bir dünya var göğsümde... ölüyor
Şu gökyüzü,
Şu mavi sonsuzluk
Şu, ömrümün yosun tutmuş külleri
Şu gövdesi denize düşen bulut
ve annem,
şu rüzgarın kör eden uğultusu ölüyor.
Anne bak bu ölüm,
Senden kopan göbek bağım bu,
Gölgem gibi bana bağlanan,
Korkularım, karabasan kâbusum bu.
Yapışmış yakama, nefret kusuyor annne
Silkelensem canımdan can kopuyor.
Anneeem sarsana beni,
Dört yanım,
Her yanım anne ölüm kokuyor...
Evvel zaman içinde,
Şehzadeler ölüyor.
Sokakta insanlık,
Kuytu da merhamet ölüyor,
Ölümse annem
Atına binmiş bir suvari gibi,
Zamana meydan okuyor.
Bir karıncanın öfkesi gibi anne,
Devlerin gölgesinde,
Kendini tüketiyor
Anne bak,
Bu patika benim son yolculuğum.
Ölüme yol çizmiş,
Peşinden sürüklüyor.
Anne şu gördüğün duvar,
Kalbime giden öksüzlük kapısı,
Avuçlarıma saplanmış diğer yarısı.
Ölüm diyorum anne, ölüm.
Soğuk bir musalla taşında
içimi dağlayan bir dua bu,
Merhemi olmayan ciğerimin yarası.
Ellerim avuçlarıma kenetlenmiş anne.
Göğsümde büyüyen hasret sen kokuyor.
Gözyaşlarında boğulmuş,
Bir çocuk gibi.
Ölümü ovuşturuyorum avuçlarımda anne
Sarsana beni şefkatine,
Yıkılmadan dünyam üzerime,
Son kez diyorum annem,
Son kez sarsana beni.
Ölüm sarmadan önce
Annem
içimde acıtan bir şey var bu sabah.
Sanki ölüm sarmış her yanımı,
Anne bak,
Bu patika benim son yolculuğum.
Anne şu gördüğün duvar,
Kalbime giden öksüzlük kapısı,
Kuytu da diyorum anne kuytu da
Merhamet ölüyor
İnsanlık ölüyor
ve ben sana gömülüyorum