Senden önce
Böyle gamlanmazdım
Yalnızlık böyle sarmazdı bedenimi
Ağlamak yakışmazdı gözlerime
Bilmezdim o iç çekişlerin
Hasret dolu kederlenişlerini
Uslanmaz bir deli gönül bendeki
Ne varsa sevdaya, aşka dair
Hiç bir anlam taşımazdı geceler
Yetim ve kimsesiz çocuklar gibi
Sahipsiz, sokak köşelerinde
Bir avuç şefkatin özlemine
Bin kez hayal kurardı yüreğim
Şimdi zamanın adı sen
Siyaha bürünmüş renklere döndü gökyüzüm.
Yağmur taşıyan meleklerin kanatlarında,
Seni dileyen dualar iniyor gönlüme.
Adını sonsuz bir boşluktan sesleniyorum.
Uykularımın yarım yamalak düşlerinde,
Bir tek hayalin var beni teselli eden.
Sensizliğin beni içine alan girdabında
Gecemin karanlık sonsuz döngüsü
Açmıyor penceresini hiç bir aydınlığa
Gönülden razıyım her cefalı sözüne
Kıracaksa bir cam parçası gibi yüreğimi
Saplanacaksa bedenimin her bir yerine
Razıyım tek sen gel diye
Ölüm gelmeden önce...