@haticeyldr
|
Keyifli Okumalar... ****
Başının hemen yanından geçen iki kurşunun kendisine gelebilecek olma ihtimali kadının çığlık çığlığa bağırmasına ve neredeyse aklını yitirmesine sebebiyet verebilirdi.Ellerini kulaklarına kapattı.Durmaksızın ağlamaya devam etti.
"Kaçabileceğini mi sandın sen? Birde benim kanımdan olan birine güvenerek?"
Su,kesik bir nefes aldı.Başını kaldırıp hemen yanı başında dikilen adama baktı.
"Güneş'i iyi biri sanmıştım.Ama o da aynı senin gibi bir kalpsizmiş."
Aslında bu doğru değildi.Güneş,Su'yun kaçmasına yardım etmişti lakin bunu abisinin onu bulması için yapmamıştı.Güneş,ona bir oyun kurmamıştı.Korumalardan biri onları konuşurken duymuştu ve vakit kaybetmeden Ateş'e yetiştirmişti.Yani Güneş şu an Su'yun yolda olduğunu Ateş'in ise tamirci de olduğunu düşünüyordu.Ateş onu öne sürmüş ve sanki o da bu oyunun içindeymiş gibi lanse etmişti.
Kendini her geçen saniye daha da belli eden ağrısıyla bacağını tuttu Su.
"Bacağım!"
Ateş,kadına gözlerini kısarak baktı.Kaslı göğsü öfkeyle inip kalkıyordu.O kadar sinirliydi ki kadını çekip vurmamak için kendini zor tutuyordu,kadına olan ilgisi önüne geçiyordu.
Kadının kin dolu sesini işitti bir kez daha.
"Bir çocuğun olacak bırak artık benim peşimi! Seni sevmiyorum istemiyorum daha ne istiyorsun?! Senden kurtulmam için ölmem mi gerekiyor?!"
Gözyaşlarının arasında söyledikleri onu duygusal olarak daha da çöküşe uğratıyordu.
"Bırak gideyim Ateş! Unut beni,çıkma karşıma! Daha fazla mahvetme hayatımı! Hayatıma girdiğin günden beridir beni getirdiğin şu hâle bak!
"Seni bu hâle getiren ben değilim! Tüm bunların sebebi sensin! Seni bırakacağımı mı sanıyorsun?!" Başını sorarcasına salladı."Yanılıyorsun!" Kadını kolundan sertçe tutarak ayağa kaldırdı.Onun bu ani eylemi karşısında bacağına basamadı.Acı dolu çığlığı ormanda yankılandı.
"Bacağım!" Boşta kalan koluyla eğilip bacağını tuttu.Ateş,onun yürüyemeyeceğini anlayınca eğilip kadını dizlerinden kavradı.Tek koluyla kaldırıp omuzuna attı.
"Allah senin belanı versin!" Yumruk yaptığı ellerini adamın sırtına indirdi.Baş aşağı duruyordu ve saçları adamın her adım atışında sallanıyordu.Bedeninin her yeri acıyordu.Bacağı,kolu ve vücudunun çeşitli yerleri...
"Allah senin belanı versin!"
Elini yüzüne değdirdi.Her yeri yara bere içindeydi.Canı yanıyordu.Kolu acıyordu.Ama asıl ağrıyan yanı kalbiydi.Rahat değildi vicdanı.Makbule Teyze onun yüzünden ölmüştü.Ağlamaktan kızaran gözlerini yumdu.
"Kendimi öldüreceğim Ateş Karahanlı! Zira senden kurtuluşun başka bir çaresi yok!"
Adamın gür kahkahası duyuldu.Kadın onun bu tepkisine karşılık kaşlarını çattı.Bu adam ciddi anlamda hastaydı, zira buna şu an bir kez daha kanaat getirmişti.O kendini öldürmekten bahsediyordu ve adam buna karşılık kahkaha atıyordu.
"Bunu deneyebilirsin lakin unutmaman gereken bir husus var: Ölünü de rahat bırakmam!" Sesi alaylı çıksa da altında yatan ciddiyeti sezebiliyordu kadın."Bir mezarın dahi olmaz! İç organlarını çıkarır,cesedini odama dikerim! O vakit başımda sürekli 'gitmek istiyorum' diyen biri olmaz!"
"Sen hastasın Ateş! Ne desem boş, anlamayacaksın!"
"Anlamayacağım,anlamıyorum!" Adam,arabasının yanına ulaştığında şoför koltuğunun yanındaki yolcu koltuğunun kapısını açıp kadını sertçe indirdi omuzundan.Kadın,belini tuttu.Tüm bedeni çürümüş gibiydi sanki.Gözyaşlarını elinin tersiyle sildi.
"Uslu bir kadın olacaksın!"
Adamın üzerine eğilip söylediği kelimelerle kaşlarını çattı.O da adamı tekrarlayarak adama yaklaştı.
"Sende adam olacaksın!" Gözlerini kıstı."Gerçi senden çok zor bir şey istiyorum biliyorum.Ya da sen ne yap biliyor musun Ateş,adam olma! Bunu zaten başaramayacaksın! Onun yerine insan olmayı dene zira karşımda şu an bir hayvan görüyorum!"
Adam,hızla ve sertçe kavradı kadının çenesini.Kadın,başlığa dayanan kafasıyla parmaklarını adamın bileğine doladı.Adam aralarındaki mesafeyi sıfıra indirdi.Gözleri kesişti.
"Karşında bir hayvan görüyorsun demek!" Gözlerini kıstı adam öfkeyle."Bırakacağım seni,bir daha çıkmayacağım karşına! Ama senden alacağım son şeyi de alarak gideceğim!"
Kadın,adamın söylediklerinden hiçbir şey anlamadı.
"Ne saçmalıyorsun sen?! Benden alacağın ne kaldı ki?! Neyime göz diktin şimdi de,bir kuru canıma mı?!"
Adam,onun bu sorusuna sessiz kaldı.Geriye çekilip elini kapıya attı.Öfkeyle kapattı.Kapı büyük bir gürültüyle sallanırken kadın içine düşen huzursuzluğu dindirmeye çalıştı.Adam yine bir şeyler planlıyordu ve bu durumdan en zararlı çıkacak olan kişi yine kadın olacaktı.
Kaçmayı ümit ederken kendini yine adamın sınırları içinde bulmak umutlarının yıkılmasına neden olmuştu.Aklına Güneş geldiğinde ne kadar büyük bir ihanete uğradığının farkına vardı.Hata ondaydı, güvenmemeliydi.Kimden yardım istediğini sanıyordu ki,Ateş'in öz kardeşinden mi? Bu tamamen aptallıktı.
Hep bu iyi niyetinden kaybediyordu o.İnsanlara kayıtsız şartsız çabucak güveniveriyordu ve ona asıl zararı veren buydu.Gözü açık biri olamıyordu.Kötü düşünemiyordu kimsenin hakkında,yapamıyordu bunu.
Ateş, arabanın önünden dolaşarak şoför koltuğunda yerini aldığında kadın yanaklarını elinin tersiyle sildi.Yutkundu ama yaptığı bu eylem ile canı fena halde yandı.Sanki boğazı yara bere içinde kalmış gibiydi.
Adam,arabayı çalıştırmadan evvel yan tarafındaki bölmede bulunan suya uzandı.Bir çırpıda alıp kadına uzattı.Birkaç saniye bekleyen kadın, camı açarak şişeyi dışarı fırlattı.Ondan gelen hiçbir şeyi istemiyordu.
Adam,sakin olmaya gayret etti.Zor da olsa sesini çıkarmadan önüne döndü ve arabayı çalıştırdı.El frenini öfkeyle kaldırdı.Öyle ki,neredeyse yerine çıkarıp koparacaktı.
Kadın,gözlerini ondan ayırmadı.Ani bir kalkışla önce geri sonra ileride savruldular.
"Zavallısın!" Dedi içindeki saniyeler geçtikte harlanan ve bir çığ gibi büyüyen öfkesiyle."Gücün sadece bana yetiyor işte! Senden belki bedenen daha güçsüz olabilirim ama ruhen senden oldukça güçlüyüm! Önemli olan da bu!"
Adam sinirle sırıttı.
"Az sonra yapacaklarım karşısında bana yalvarırken sana bu sözlerinin hatırlatacağım sevgilim..." Arabayı ustaca kullanmaya devam etti."Sen hâlâ anlayamadın benim ne kadar hasta bir adam olduğumu! Ama anlatacağım,sana bunu çok güzel bir şekilde anlatacağım ben!"
"Ne saçmalıyorsun sen?!" Kadın,bedenindeki acıları unutmuştu sanki.Adamın ne yapacağını kestirmeye çalışıyordu.
Araba ormanın içinde,gökyüzüne uzanan ağaçların arasında ilerlemeye devam etti.
"Bazen insan cehennemi bu dünyada yaşar Su." Yutkundu."Mesela ben." Dedi verdiği örneğe bir örnek daha vererek."Mesela sen."
"Durdur şu arabayı!" Elini kapının kulpuna attı.Tam açacaktı ki adam büyük bir rahatlıkla hemen önünde duran düğmeye bastı.'Tık' sesinin ardından tüm kapılar kilitlendi.Kadın elini kapının kulpundan çekmeden omuzunun üzerinden adama baktı.
"Gelmek istemiyorum seninle anlamıyor musun?! İstemiyorum seni!" Boğazı yırtılırcasına bağırdı.Dudaĝının kenarından akan kan çenesine süzülüyordu yavaşça.
Adam,kadının sinirine karşılık sinirlense de bunu ona belli etmedi.Kadın,etrafına bakındı.Gittikçe daha da ilerliyorlardı ormanın içine.
"Durdur şu arabayı!" Adamın onu dinlemediğini gördüğünde sesini yükseltti."Sana! Şu arabayı durdur dedim! Daha fazla mahvetmene izin vermeyeceğim beni! Bunu başaramayacaksın! Bunu başaramayacaksın Ateş!"
"Sana çok fazla müsamaha gösterdim ben!"
Adamın söylediklerine karşılık kadının dudakları şaşkınlıkla aralandı.Daha sonrasında sinirlerine hakim olamayarak kahkaha attı.
"Kafayı yiyeceğim! 'Sana çok fazla müsamaha gösterdim' diyor,kafayı yiyeceğim! Allah'ım sen aklıma mukayyet ol..."
Ellerini saçlarına daldırdı.Adam onun aklıyla oynuyor,yanıltarak çelişkiye düşmesini sağlıyordu.Kendi yaptığı hataları kadına yüklüyor,asla sorumluluk kabul etmiyor,hiçbir şey olmamış gibi davranıyordu.Tüm bunları kadını kendi etkisi altına tutmak için yapıyordu.
"Sen en başından beri böyleydin Ateş! Sadece çok iyi kamufle ettin bu paranoyak hallerini! En başından beri yok saydın sen beni,etkin altına almaya çalıştın, değersizleştirdin! Sen çok iyi rol yaptın!"
"Yeter kes sesini!" Adam,kaşlarını çattı."Tüm bu olanların suçlusu sensin! Uslu uslu oturacaktın yerinde,beni çığrımdan çıkamayacaktın, oynamayacaktın ayarlarımda,getirmeyecektin beni bu raddeye!
Araba bir anda uçurumun kenarında belirdiğinde geride kalan ormanlık alana baktı kadın.
Adam,gözünden yoldan ayırmadan dudaklarını araladı."Yolun sonu burası Su! Bir karar vereceksin!" Dönüp kadına kısa bir bakış attı."Ya evleneceksin benimle,bir daha gitmeye kalkışmayacaksın ya da ben bizi diri diri yakacağım!"
O,söylediklerinde oldukça ciddiydi ve yapardı.
Kadın,yutkundu.
Adam,kendi tarafındaki kapıyı açarak indi aşağıya.Tam Kadın da onu tekrarlayarak kendi tarafındaki kapıyı açıp inecekti ki kilit sesi duyuldu.Kadın korku dolu gözlerle dışarıda ki adama baktı.
"Kafayı yemişsin sen!"
Adam,adımlamaya başladı.Bagaja yöneldi.Kadın koltukta dikleşerek iki koltuğun arasından arka camdan adama baktı.
"Hayır..." Dedi başını her iki yana sallayarak.
Adam,bagajın kapısını açtı büyük bir rahatlıkla.Kırmızı bidonu eline aldığı anda kadın paniğe kapılarak var gücüyle cama vurmaya başladı.
Adam,benzin bidonunun kapağını açtı.Seri hareketlerle dökmeye başladı arabanın dört bir yanına.
"Saçmalama Ateş! Saçmalama!"
Adam,onu dinlemedi.
Arabanın etrafında dönerek benzin bitene dek dökmeye devam etti.Acıması yoktu.Hiçbir zaman olmamıştı.
Kadın,gözyaşları içerisinde cama vurmaya başladı.Bir süre sonra avuç içleri, parmak boğumları acımaya başlamıştı ama şu an bunu umursayacak değildi.
Adam,boşalan bidonu bir kenara fırlattı.Elini cebine attı.Çakmağını çıkardı.Araba ilerledi.Düğmeye basarak kiliti açtı ve şoför koltuğunda yeniden aldı yerini.
"Delirmişsin sen!" Kadın,şok olmuş gözlerle baktı adama.
Adam,geriye yaslandı.Elindeki çakmağın düğmesine basarak yaktı.
"Evet," dedi."Kararını bekliyorum."
Gözlerini kadının gözlerine değdirdi.
Devam Edecek...
|
0% |