@hikari_61
|
•••
Dinleyeni olmadığından değil...
Anlayanı olmadığından sessizleşti insan... Osho
İşim olmadıkça o şahışların yanına inmiyordum. Ayriyetten diğer üç çocuk adamların isimlerini öğrenmiştim. Beni tabiri caiz ise sürükleyen insan görünümlü varlığın adı Volkandı. Kumral olanın adı ise Giray Alp'di. Giray ismine hayran biri olarak üzülsem mi sevinsem mi bilemedim. Sarışınlığı beyaza kaçan çocuğun ismi ise Âhiydi ismi çok güzeldi ilk defa duymuş baktığımda da dost, cömert ve yiğit anlamına geliyordu. Anlamıda çok güzeldi. Yine duvara boş boş bakıyordum. Kafanı iki yana sallayıp kendime gelmeye çalıştım. Volkan o günden beri eve gelmiyordu. Gelirsede ben görmüyordum. Pekte umrumda değildi. Adamı kendi evinden kovucak halim yok ya neyse salla gitsin. Saçlarımı toplayıp aşağı indim dışarı çıkmak için gökhan beyden izin alıcaktım. Salona girdiğimde Âhi ve Giray vardı. Birşey konuşuyorlardı ve ben gelince susmuşlardı. Takmadım ve selamsız sabahsız bodoslama konuya daldım. "Gökhan bey nerde?" Âhi hemen cevapladı. "O işe gitti bügüm yoğun diye biliyorum." kafamı onaylar şekilde sallayıp tam salondan çıkacaktım ki Giray bana seslenince durdum. "Nida" ona dönmüş ve yüzüne boş boş bakıyordum. "Babamı Neden sordun?" dediğinde kaşlarımı kaldırıp ben konuşmuştum. "soramaz mıyım? " dediğimde afallamış sonra ise eli boynuna gitmişti. Onu ilk defa böyle görüyordum. Alaz biraz ona benziyordu. Konuşmasıyla gözlerine baktım. "Yok o manada demedim. Birşey isteyecek gibi duruyorsun da istersen ben sana yardımcı olayım. " Bu isteğini görmezden gelemedim kendi elimdeki kitabı okumakla telefondan okumak arasında fark vardı ve ben elimde kitap okumayı seven biriyim. "Kitap almak için dışarı çıkıcaktım da izin almak için sordum. Yokmuş biraz daha bekleyebilir." Âhinin gözleri parladı. Şaka yapmıyorum cidden parladı. Onun bakışlarıyla kaşlarımı çattım. Kendisi de dünden razı bir şekilde sohbete daldı. "Kitap okumayı sever misin?" dediğinde ona ciddi misin bakışı attım. Sonra o seni nereden bilsin kızım diye kendimi azarladım. Başımı onaylar bir şekilde sallayınca yüzü aydınlandı. Bu çocuğa bir şey oluyor. Korkuyorum şaka şaka ne korkçam ya tükür eline yapıştır suratına Osmanlı tokadını bitsin. Kafamdaki düşünceleri de başka yere fışırttıktan sonra bana hevesle bakan ve bunun altından ne çıkacağını düşünürken fazla düşünmeme izin vermeden ağzındaki baklayı söyleyen Âhi gözüme çok tatlı gelmişti. Evet abim olacak adam gözüme çok tatlı geldi bence normal susun normal değilse bile normalleştiririz. Kafamdaki düşünceleri tekrar fırlatıp karşımdaki uşağa odaklandım. "Bende geleyim mi? Yeni kitap almayı planlıyordum zaten." O kadar istekli bakıyordu ki hayır diyemedim. Başımla onu onayladığımda kumral abide ortaya atıldı. Bunlar atılmayı bayağı seviyorlar herhalde neyse bakalım onun derdi neymiş diyip kumral abiye odaklandım. " Bende geleyim mi? Belki bana da bir kaç kitap önerirsiniz." derken gözlerini kaçırmış parmaklarıyla oynuyordu. "Peki..." Onlara siz bir değişiksiniz ama hadi hayırlısı bakışı attıktan sonra geri odama gitmek için asansöre ilerledim onlarda peşimden geliyorlardı. Hep birlikte asansöre bindik Âhi ve Giray da 3. Katta inince onlarla aynı katta olduğumu anladım. Hiç dikkat etmemişim. Umursamadan odama girdim. Saçlarımın üstten az bir şaçla topuz yapıp kalan saçı sarkıttım. Üzerime lacivert bir swit altıma bol bir eşorfman giymiş ve odadan çıkmıştım benim çıkmam la Giray çıkmış bana şaşkın şaşkın bakıyordu. "Noldu? " diye sorduğum da "bu kadar mı?" dedi. "Ney bu kadar mı? " ona kaşarıöı kaldırmış bakarken "Hayatım da gördüğüm en hızlı hazırlanan kızsın" diyince istemsizce güldüm. İkinci şokuna gülmem sebebiyle girince dudağımı ısırıp gülmeyi kestim. "Bunu iltifat olarak alıyorum." diyerek asansöre ilerlerken Âhi de çıkmış beni görünce durmuştu. Bi abisine bakıp bana dönünce "1 saat bekleriz sanmıştım." Diyince kafamı iki yana salladım. Onları arkamda bırakınca asansörün camından kendime baktım. Gözlerim ışıldıyor yüzümde aptal bir gülümseme vardı.Yüzünü yere eğip aptal gülümsemen kurtulmaya çalıştım. Onlarda benden sonra asansöre binmişlerdi. Beraber aşağı iniyorduk. Yüzümdeki gülümsemeden kurtulduktan sonra derin bir nefes verdim bu aile gerçekten dengemle oynuyordu. Giray abinin arabasına gitmiş arkaya binmiştim. Giray abi kaşlarını çatsada umursamamış Âhi öne binmiş ben arkada Giray abi şöför koltuğuna binmişti. Ev demeye bin şait isteyen saraydan çıktıktan sonra çevreyi izlemeye başlamıştım. Buraları çözsem iyi olucaktı. Giray abi arada bana bakıyor benim meraklı bakışlarımı görünce gülümsüyordu. Ben ise ona odaklanamayacak kadar kendimi çevreye kaptırmıştım.Etrafı izlerken çokdan geldiğimizi fark etmemiştim. Araba durunca etrafa bakmış ve hemen arabadan inmiş hızlı adımlarla kitapçıya ilerlemiştim peşimdekileri çoktan unutmuştum. Kitapçıda apayrı bir havadayım her yer kitaptı ve ben manyak gibi gülümserken kitaplara dokunmaya bile kıyamıyordum. Bir kıkırtı sesi gelince oraya baktım Âhi bana bakarak gülüyordu. Kaşlarımı çattım. "Ne gülüyon be" kurduğum cümle beni bile şoka uğratmıştı. "Aboww abi bu kız çirkefleşiyor. " diyerek ilk kendine gelen kişiydi. Elimi kaldırdım ve onları susturdum. "Lütfen beni rahat bırakın ve kitaplarımla aşk yaşayayım." Bunu der demez elimdeki kitaplardan hangisini bırakmam gerektiğini düşünürken mutsuzum bütçemi aşıyorlardı. Bırakmayı hiç istemezken 5 kitabı bırakmış ve elimdeki 2 kitapla bizimkilerin yanına gitmiştim. Somurtmadan edemiyordum. Benim halimi görünce kaşlarını çatmışlardı. "Benim işim bitti siz şeçtiniz mi?" derken bile oldukça mutsuzdum. Giray Konuşunca ona döndüm. Âhi siz kasaya geçin ben Bi kaç kitap daha alıcağım. İkimizde onu onaylamış kasaya geçmiştik. Kitaplarımın olduğu poşedi elime almış ödemeyi yapacakken Âhi kartını uzattı ben ise kaşlarımı çattım. "Hayır, kendim öderim buraya size güvenerek gelmedim." demiş ve elimdeki nakiti kadına uzatmıştım. Para üstü verilince parayı cüzdana tıkıştırmış poşedimi almıştım. Âhi de kitaplarının parasını karttan ödemiş yanıma gelmişti. "Özür dilerim. Paranı kendine ayırmanı istemiştim." sıkıntılı bir iç çekerek konuşmuştu. "Teşekkür ederim ama gerek yoktu." dediğimde kafasıyla onaylamıştı. "Abim geç kalır herhalde gel şu pastanede bekleyelim." Onu onaylamıştım ve beraber pastaneye gitmiştik. Bir masaya oturmuştuk ki Âhi kendine kahve almıştı. Bana da zorla aldırtmıştı. "Neden benim için paranı boşa harcamaya çalışıyorsun ki" demiştim sinirle o da bana bakmadan konuşmuştu. "Birincisi küçük hanım paramı boşa harcamıyorum. İkincisi bir şey içerken karşımdaki kişi içmiyorsan bende içemiyorum. O yüzden kahvem boğazımda kalmasın sen de kahveni iç" demişti ben omuz silkip kahvemden bir kaç yudum içmiştim. Âhi'nin telefonu çaldı biraz konuştu ve pastanenin adını söyleyince Giray gelicek herhalde diye pek umursamadım. Yanımızdaki sandalye çekilince o tarafa baktım. Arası görmemle kaslarım çatıldı. "Abi kardeş günü yapıyorsunuz da bizi niye çağırmıyorsunuz." Dediğinde ona attığım bakışları herkes anlayabilirdi. "Öyle bir şey yaptığımızı düşünmüyorum." 2 'side bana bakakaldı. Bakışlarımı kitaplarına döndürdüğüm de istemsiz bir tebessüm oldu dudaklarımda. Kitabı kokladım, dokundum sevdim. "Hemen eve mi gitsek" dediğim de ikisi pür dikkat bana odaklanmış bakıyorlardı. "Niye" diyen ikiliye bakıp yutkundum. Çok dikkatli bakıyorlar noluyor lan. "Hemen kitabımı okumak istiyorum." Dediğimde arkadan gelen sesle o tarafa döndüm. "Ne bu acele peşinden koşturan mı var?" Diyen Giraya omuz silktim. Hemen okumak istemem suç sanki Allahallah ya kahvemi dikleyip ayağa kalktım. "Hadi gidelim!" Dediğim de Âhi'nin ağzı 2 metre açıldı. "O az önce Kaynar kahveyi mi dikledi bana mı öyle geldi." Demesiyle göz devirdim. Alaza döndüm ve resmen cırladım aslında cırlamadım ama olsun. "Sevgili kardeşlerine neden hakkımda bilgi vermiyorsun ağızları hep iki metre açılıyor." dediğim de "sevgili kardeşim kendi açıklamak ister diye söylemedik." Gözlerimi devirip bu sefer Âhiyle Giraya döndüm. "Ben doğuştan acıyı hissetmiyorum. Acı kavramı benim için içi boş bir kelime" demiştim. Bi an şokta kalsalarda hemen kendilerini toparlamış ve yorum yapmamışlardı. "Gidiyor muyuz?" Kitaplarıma sarılırken karşımdaki üçlüye baktım. Halime güldüler ve herkes poşetlerini aldı. Hepimiz kalkmıştık ve hesabı Alaz ödedi. Kendim ödemek isterdim de cebimde ki para yetmezdi. Tam Girayın arabasına binecekken Alaz önüme geçmiş ve eliyle kendi arabasına buyur işareti yapmıştı. Pek umursamadan yönümü Alazın arabasına çevirmiştim. Girayla Âhiye baktığımda sinirle Alaza bakıyorlardı. Bu davranışlarının sebebini anlamasamda umursamadım. Alaz Giray ve Âhiye bir şey söyleyip arabaya binmişti. Kendisi şuan pişmiş kelle gibi sırıtıyordu. Âhi bir tık abisine dalacak gibiydi onlara anlamaz bakışlar atıyordum. En sonunda iki arabada hareket etmeye başlamıştı. Eve giderken tekrar gözlerimi yola çevirdim. Bir defa izleyişle yollar aklımda kalmıştı. Ama birde gidiş yolunu izleyeyim demiştim. Arabadan inmiş kitaplarıma sarılı bir şekilde nerdeyse koşar adım eve gidiyordum ki ensemde tutulmam ile durmak zoruna kaldım. "Bizi bekle küçük kedi" ona kötü kötü bakarken bundan hiç etkilenmemiş arabasını kitleyip Alazla Âhinin gelmesini beklemişti. O sırada tek takıldığım noktayı dile getirdim. "kedi mi?" Demiştim. Oda bana hiç umursamadan cevap vermişti."Evet kedi bir yanlışım mı var?" Dedi. "Ben kedi değilim." Demiştim. "Kedisin." Dedi. "Değilim." Dedim. "Öylesin." Dedi. "Değilim." Dedim. "Öylesin." Dedi. "Değilim dedim!" "Öylesin dedim!" "Of sus ya!" Diye inatlaşmayı sonlandırdım. Eve girdiğim de Gökhan bey, Mehir hanım ve Volkan içerde oturuyordu...
Bölüm Sonu İlham perileri mi kaçırmadan yazayım dedim. Fikirlerinizi yorumda belirtin. Oy atmayı da unutmazsanız sevinirim. |
0% |