Yeni Üyelik
1.
Bölüm

Birinci Bölüm: İyi Kız Çizgisi

@imacbeth

Her ne kadar benim gibi mükemmel planlanmış bir hayatınız olduğunu düşünseniz de bazen serseriliği seçebiliyordunuz. Bu, ders çalışma programları gibi bir şeydi, ilk hafta uygulayıp gerisi bırakıverdiğimiz türden. Üniversiteye başlamadan önce sorumluluk sahibi bir öğrenci olacağıma dair kendime sözler vermiştim. Lisede yaptığım, ergenliğime denk gelen hataları yapmayacaktım. Bana zarar verecek arkadaşlıklar kurmayacak, başımı belaya sokmayacaktım.

Tabii ki benim hayatımda her şey planladığım gibi gitmiyordu. Örneğin, bu sabah yanımda sevgilimin en yakın arkadaşı Jesse Mitchell ile uyanmayı çiçekli ajandama yazdığımdan emin değildim.

Odamdaki açık pencereden süzülen güneş ışığı yanağımı yakmaya başladığında, sıkıntıyla oflayarak yatağın diğer tarafına döndüm. Başım zonkluyordu; midem, içindeki içkileri dışarı atmak için can atıyordu. Sanki birileri beni bir çöp torbasından çıkarıp yatağıma fırlatmıştı. Berbat kokuyordum. Aslında ucuz ev partilerinden nefret ederdim, özellikle şu küçük arkadaş grupları arasında olanlardan. Gitmeye tenezzül bile etmeyeceğim yerlerdi çünkü dediğim gibi küçük arkadaş grupları arasında utanma durumu olmazdı. Bu da ortamı daha leş bir hale getirdiğinden gitmek istemezdim. Birbirimizi kusarken izlemek hiç de eğlenceli değildi, iğrençti. Eğer Austin gelip beni sürükleyerek Harper'ın doğum günü kutlaması için evine götürmeseydi bütün gecemi bilgisayar başında geçirecektim. Birkaç saat de olsa 'Friends' izleyerek huzurlu bir akşam geçirecektim ancak işler istediğim gibi gitmemişti.

Gözlerimi aralayıp kalkmaya çalıştığımda yatak beni adeta bir mıknatıs gibi geri çekmişti; kalkmaya bile halim yoktu. Yorgunlukla gözlerimi kapayıp yeniden uykuya dalmayı düşünürken, bana ait olmayan bir sesle donup kalmıştım.

"Siktir."

Pekala, bu benim ayvayı yediğim andı. Dışarıda esen rüzgarın soğuğunu sırtımda hissettiğim zaman beynim olan biteni yeni yeni algılamaya başlamıştı. Yanımda biri vardı; kolunu üzerime atmıştı ve uyukluyordu.

YANIMDA BİRİ VARDI.

En son ne yaptığımı hatırlamıyordum. Harper'ın doğum günü için buluşmuştuk ve uzun zaman sonra iyi kız çizgimi bozup dağıtmak istemiştim. Kötü geçen sınavlarımdan dolayı moralim bozuktu. Açıkçası doğum günü kutlamasını kafamı dağıtmak için bir bahane olarak kullanmıştım.

Belimin üzerindeki ağırlığı kaldırmaya çalışırken homurdanmıştı.

"Ethan?" diye mırıldandım, ancak yüzü hâlâ gözlerim için bir muammaydı. Sadece, içten içe, onun Ethan olması için dua ediyordum.

"Eve neden gitmedin?"

"Benim Ethan olduğumu kim söyledi, Bennett?"

Aman Tanrım.

AMAN TANRIM.

AMAN TANRIM.

O GERÇEKTEN ETHAN DEĞİLDİ.

Yavaşça kıpırdanıp belime attığı kolunu kaldırdı, sonra yere sarkan örtüyü üzerine çekti.

"Ah, gece yanlış kapıyı çalmış olmalıyım. Chloe Parker bir yan odadaydı değil mi?"

Çıldırmak üzereydim. Jesse Mitchell'ın, tek kişilik yatağımda, yanımda uyanması kadar saçma bir şey varsa bu da üzerine çektiği örtünün altındaki çıplak teniydi. Bu bir şaka olmalıydı. Aklımdan onlarca senaryo geçiyordu, sorular dilimin ucuna gelip gidiyordu ve ben tek kelime edemiyordum. Ethan'a ihanet etmiş olma ihtimalim, beni içsel bir çıkmazın içine sıkıştırmıştı.

"Seninle benim aramda bir şey olmadı." dedim, ama sözlerim ağzımdan çıkar çıkmaz boğazıma bir yumruk gibi oturdu. Tamamen kaybetme korkusuyla dolu bir cümleydi. Jesse'nin birkaç nefes ötemde bana sırıtarak bakması fiziksel bir yakınlaşmanın ötesine geçtiğimizi düşündürmeye başlamıştı.

"Sen öyle diyorsan olmamıştır," diye mırıldandı.

"Cidden ne yaptığımızın farkında mısın yoksa benimle dalga mı geçiyorsunuz? Bu bir şakaysa gerçekten komik değil."

Sessiz kalışı ve yüzündeki o aptal ifade, beni daha da çılgına çeviriyordu.

"Jesse-"

"Tanrım, sen Ethan'ın yanında da böyle çok konuşuyor musun? Evet Bennett belli ki biz bir şeyler yapmışız. Bilirsin öpüşmeli falan. Ne deniyordu ona sahi?"

"Ben sarhoştum, sen de öyleydin."

Gülümseyerek yattığı yerden doğrulduğunda nefesini boynumda hissetmiştim.

"Cidden sarhoş muydun, yoksa Chloe Parker'a gitmemem için ufak bir oyun muydu?"

"Ne düşündüğün umurumda değil. Her ne yaşandıysa yaşandı ve bitti. Bir daha yaşanmayacak."

"Anladım. Şu kimseye söylemeyeceğiz, bilmeyecekler zırvalıkları. Merak etme, Ethan ve diğerlerlerine seviştiğimizi söylemem."

Konuşmama fırsat vermeden üzerimden atlayıp yerdeki pantolonunu giymişti. Bordo tişörtünü de üzerine geçirdikten sonra benimkini yüzüme fırlatmıştı.

"Aramızda küçücük bir sır."

Çalışma masamın üzerindeki telefonunu alıp kısa bir bakış attıktan sonra yine o sırıtışıyla odadan çıkmıştı. Öylece arkasından bakakalmıştım.

İşte bu olay, çiçekli ajandamı kitaplıktaki yerine terk etmeme neden olmuştu. O planlı mükemmel hayatım da sona ermişti çünkü Jesse Mitchell gibi bir belaya bulaşmıştım.

Sabah yaşananların ardından odamda duramadım. Üzerime mavi gömleğim ve kot pantolonumu giydikten sonra soluğu Harper'ın yanında aldım. Bir yanım her şeyi unutup olmamış gibi davranmak, diğer yanım ise bütün olayları ona anlatmak istiyordu. Ama masanın öteki ucunda oturan Liam bana hiç yardımcı olmuyordu, dün gece aldattığımı düşündüğüm erkek arkadaşımın en yakın dostu olan Liam. Pekala teknik olarak aldatma sayılmazdı. Kendimi sarhoştum diyerek savunabilirdim ama bu Ethan'a haksızlık olurdu. Bal gibi de aldatmıştım ve bu yaptığımın savunulacak hiçbir yanı yoktu.

Sigaramın son nefesini çektikten sonra, içimdeki huzursuzluğu bastırmak için Harper'ın yüzüne baktım. Bir sorun olup olmadığını sormasını beklemiştim açıkçası. Gerçi ne diyecektim ki? Harper her ne kadar beni destekler diye düşünsem de öyle olmayabilirdi. Sürtüklük yaptığımı söyleyip benimle konuşmayı kesebilirdi. Bu yüzden yapmam gereken şeyi yapıp susmaya karar vermiştim. O lanet herifin de dediği gibi aramızda küçük bir sır olarak kalmasına izin vermeliydim çünkü Ethan'ı seviyordum. Onu gerçekten çok seviyordum. Hayatımda tanıdığım en mükemmel insan o iken onu bu şekilde kırmak ve incitmek isteyeceğim en son şeydi. Yüzüne nasıl bakacağım konusuna gelirsem cevabını ben de bilmiyordum.

"Demek buradasınız." Ethan elindeki defterleri masanın üzerine bırakıp bana sarıldığında ardından gelen Austin de Liam'ın yanına oturmuştu.

"Sana mesaj atmıştım görmedin mi?"

"Şarjım bitmiş, şu kabloyu uzatsanıza."

Cebinden telefonunu çıkarıp şarj aletiyle uğraşırken, gözlerim kafenin kapısındaki hareketliliği fark etti. Evet, günüm daha ne kadar berbatlaşabilir diye düşünürken masamıza doğru yaklaşan Jesse Mitchell, bu günün puanını eksilere kadar düşürmüştü.

"Günaydın gençler."

"Saat iki ama sen bilirsin kanka."

"Daha yeni uyandım, biraz fazla kaçırmışım sanırım gece."Liam gülerek onunla yumruğunu tokuşturduğunda bakışları bana kaymıştı. Yüzündeki o piçimsi sırıtışı tek gören ben olamazdım.

"Bir de bana sor, kalkıp sekiz buçuk dersine gittim o halde. Sonra kızın biri ertelendiğini söyledi. Sabahtan beri kampüste oturmadığım ağaç altı kalmadı."

Austin söylenerek masadaki kola bardağına uzandığında Ethan da kolunu omzuma atmıştı. Neden birden ortalıktan kaybolduğumu sormamasını umuyordum çünkü ben de hatırlamıyordum. Ek olarak doğaçlama yapmakta çok kötüydüm, yalan da söyleyemezdim.

"Gece bende kalacağını sanıyordum, gelmedin." diye sorduğunda nefes alamadığımı fark etmiştim. Jesse'nin gözleri üzerimizdeydi, şerefsiz cidden kendini eğlendiriyordu.

"Midem çok kötüydü, yurda erken döndüm." diye geçiştirmeye çalıştığımda Ethan konuşmaya devam etmişti.

"Peki daha iyi misin? İstersen hastaneye gidebiliriz, Jesse bugün arabayla geldi."

Onun arabasına binmektense o arabanın beni ezmesini tercih ederdim.

"Yok iyiyim, ağrı kesici içtim zaten kahvaltıdan sonra. Avery'nin bitki çayları yorgunluğumu aldı götürdü."

Bir süre sonra Liam bize buzlu birer amerikano almak için ayaklandığında Ethan da ona yardım etmek için kalkmıştı.

Harper yeni aldığı kırmızı bluetooth kulaklık ile aşk yaşıyordu, Austin de telefondaki oyununa odaklanmıştı. Masada boş boş oturanlar kimdi tahmin edin?

"İyi olmana sevindim Bennett, dün ilk önüne çıkanın üzerine kusacak gibiydin."

Austin söylediklerine kıkırdadığında kalakalmıştım. Resmen benimle alay ediyordu ve karşılık veremiyordum. Dudaklarımı aralayıp laf söyleyeceğim sırada önüme konan tepsi bütün lafı ağzıma tıkmıştı.

Sonuç olarak amerikano için teşekkür edip oturmaya devam etmiştim. Bu günü unutmam için kafamı kaç mermere vurmam gerektiğini cidden merak ediyordum.

 

Loading...
0%