Yeni Üyelik
51.
Bölüm

50 (SON)

@ineffable3107

Bir Yıl Sonra

Nihayetinde Azra ve Fatih evleniyordu. Herkes iyiydi. Babam ile de aramız tamamen düzelmişti. Artık birden fazla kişiyi istediğim zaman arayabiliyordum. Çok güzel bir histi.

Gelin odasında hazırlanırken ikimizde heyecandan duramıyorduk. Benimde açıklamam gereken bir şey vardı. Gece sonu herkes öğrenecekti. "Ay sanki kalbim yerinden çıkacak!"

"Sakin." dedim ama hiç sakinleşecek gibi değildi. Deli danalar gibi ordan oraya koşuyordu resmen! Hayır yani yapması gereken bir şey de yoktu ki.

"Ah demesi kolay!" Güldüğümde telefonuma uzandım. Çok sevgili kocama fotoğraf attığımda makyaj yaptırmaya geri döndüm. "Her şey hazır mı?" Bir yandan telefonla konuştuğunda bir de saçını düzeltiyordu. "Ah bir çıksak zaten!"

Kıkırdadım. Benim işim çoktan bitmişti aslında ama yine de emin değildim kendimden. Aynada kendime bakarken Azra görmüştü. "Güzelsin güzel."

Gülümseyerek ayaklandım. Bana baktığında beni süzmüştü. "Bana bak kız. Sen kilo mu aldın?"

Garipser gibi ona baktım. "Ne münasebet? Ne kilo alması!"

Yalancı bir sinirle konuştum. Elbette kilo alırdım. İçimde bir şey taşıyordum neticede.

Evet, hamileydim. Geçen hafta öğrenmiştim ve bir süre geçmesi için kimseye söylememiştim. Riskli dönemi de atlatmıştım. İkimizde sağlıklıydık. Kendimden de bebeğimden de emin olmadan birine söylememiştim. Doruk'a da söylememiştim.

Bugün herkesle birlikte öğrenecekti.

Buna uygun bir elbise tercih ettiğim için gayet rahattım. Karnımı belli etmiyordu. Tatil zamanına da denk geldiğimiz için genelde bol şeyler giydiğimden kimse farketmemişti.

Otelin aşağısına indiğimde asansörün önünde kocamı görmeyi beklemiyordum. "Doruk!"

"Bebeğim." Elimden tutarak beni kendine çektiğinde uzun bir öpücük bırakmıştı dudaklarıma. "Napıyorsun! Biri görecek."

Elimden tutup ilerledi. "Karımı öpüyorum. Kim ne diyebilir?" Rahat tavrı hiç değişmiyordu.

"Ah tabi." Alayla konuştuğumda salona geçtik. Çok güzel hazırlanmıştı. Birkaç kişi ile selamlaştıktan sonra yerimize oturduk. "Ay çok heyecanlı!"

"Gece bitse de evimize gitsek biz." İmalı konuşarak sandalyemi kendisine yanaştırdığında güldüm. "Çok ayıp! Sanki biz evleniyoruz."

"Neyse ki o işi iki yıl önce hallettik." Kolunu omzuma attığında gülümseyerek ona yaslandım. "Ama tazelesek fena olmaz bence."

"Doruk!" Uyarıcı şekilde konuştuğumda yavaşça göğsüne vurdum. İnsanların içinde utanmak zordu. Hafif esnediğimde uykumun gelmemesi için kendimi zorladım. Bu ara çok uykum geliyordu bebek yüzünden. "Çok sık esnediğinin ve uyuduğunun farkında mısın?"

Kafamı iki yana salladım. "Değilim. Ama her gün ekrana bakıyorum sonuç olarak, uykum gelir yani!"

"Öyle olsun bakalım." Karşıdan gelen ailesini gördüğümüzde ayaklandı. "Hoşgeldiniz!" Hepsiyle tek tek sarılmıştık. "Canım kızım! Ne güzel olmuşsun."

"Siz de öylesiniz." dedim güler yüzle. Didemle de birbirimize baktık. Çok güzel olmuştu. "Tatlım, çok güzelsin her zamanki gibi."

"Senin kadar değilim ablacığım!"

Girişe ilerlediğimizde gelenleri karşılamıştık. Doruk ve Oğuz bir şeyler konuşurken arada benimle göz göze geliyordu. Hoşuma gitmiyor değildi.

Dedemler geldiğinde gülümsemem büyüdü. "Hoşgeldiniz!" Anneanneme sarıldığımda ellerini hemen sırtımda hissettim. "Hoşbuldum çiçeğim. Nasılsın?"

"İyiyim canım sen?"

"Bende iyiyim. Seni gördüğüm daha iyi oldum." Gülümseyerek omzuna dokundum. "Tabi iyi olacaksın." Dedeme sarıldım. "Hoşgeldiniz efendim, şeref verdiniz."

"Veririm tabi." dedi katı sesiyle. Kıkırdayarak ondan ayrıldım. "Elçin annelerin yanına geçin, biz de geliriz birazdan." İkisi yanımızdan ayrıldığında Didem ile gelenlerin giydiklerini eleştirmeye başladık. Çok eğlenceliydi.

Son olarak babamı da karşılamıştım. "Hoşgeldin babacığım."

"Hoşbuldum canım. İyi gördüm seni." Gülümseyerek kafamı salladım. "İyiyim." Masayı işaret ettiğimde bizimle oturmasını söyledim. Zaten birazdan çıkacaklardı.

Bizde yerimize geçtiğimizde Doruk'un oturmasını da bekledim.

Çıktıklarında büyük bir alkış kopmuştu. Herkes vardı. Tanıdığım tanımadığım birçok insan vardı. İlk danslarını yaptıklarında biraz duygulanmıştım. Sanki ilk defa bizden biri evleniyor gibiydi.

Sonrasında diğer çiftlerde dans ettiğinde sevgili kocam ayaklandı. "Sevgili karım, bu dansı bana lütfeder misiniz?"

Gülümseyerek uzattığı elini tuttum. "Tabii ki." Birlikte ilerlediğimizde kollarımı boynuna doladım. Dans etmeyi de bilmiyordum ama sadece hareket ediyor gibiydik. "Anlat bakalım."

"Neyi anlatayım?" Sadece birbirimizi duyuyorduk. "Anlat işte bir şeyler. Sesini duymak istiyorum." Gülümsedim. Aslında şu an söylemek istiyordum fakat bugün benim günüm değildi. Gece sonu söyleyecektim.

Öylesine bir şeyler anlattım ve gerçekten de dinlemişti. Anladığı kısım şüpheliydi ama sesimi gerçekten seviyordu.

Şarkı bittiğinde başka tür müzikler çalıyordu. Takı töreni olmadığı için rahattık bir de. Ben hiç oynamayı bilmediğimden kimse beni kaldırmamıştı. Azra sanki hep bugünü beklemiş gibi pistten hiç ayrılmamıştı.

Kına yerine eğlence yaptığımız için de böyle şeyleri duymamıştım hiç. Aynı yerde yaşadığımız şüpheliydi sanırım artık.

Düğün sonuna kadar eğlendikten sonra yemeğe gelmiştik. Biz bize olduğumuz için artık rahattım. "Herkes burada olduğuna göre ben bir şey söylemek istiyorum."

Doruk noluyor dercesine baktığında gülümsedim. Sadece ona baktım. "Bizim bir bebeğimiz olacak." Derin bir nefes aldım. "Hamileyim!"

"Biliyordum!" dedi hemen Azra. Doruk idrak etmeye çalışıyordu. "Bizim bebeğimiz?" Çoktan dolan gözlerimle kafamı salladım. Masadaki herkes bir yandan birbirine sarıldığında sasece Doruk'a bakmaya devam ettim. Kısık sesle konuştum. "Sevinebilirsin. Bu sefer riskli bir durum yok." Elim karnıma gitti. "Bu sefer bizi istiyor."

Nihayetinde kendine geldiğinde bana kocaman sarıldı. Herkes bizi alkışladığında gözyaşlarıma engel olamadım.

Nana hemen yanıma geldiğinde elini karnıma koydu. "Bebeğimin bebeği. Sağlıkla gelsin."

Sarıldığımızda ağlamaya devam ettim. Ondan ayrılırken Elçin anne ile sarıldık. "Çocuklarım benim! Hayırlısıyla ve sağlıkla gelsin bebeğimiz."

Çok mutluydum resmen. İçimdeki heyecanın tarifi yokth. Bu sefer ailemiz tamamlanacaktı.

"Resmen hala olacağım!" Hepimiz Didem'e güldük. "Baba tarafını da hiç sevmem ama dünyanın en iyi halası olacağıma söz veriyorum!" Nihat baba hemen ona bakmıştı. "Didem!"

"Kusura bakmayasın baba! Baba tarafından tek seni seviyorum." Bunu bile zoraki söylermiş gibi olduğunda gülmeye devam ettik. Ciddi olmadığını hepimiz biliyorduk. Azra ve Fatih'in yanına ilerledim. "Bu da benim düğün hediyem olsun."

Azra hemen sulu göze bağlamıştı. "Aldığım en güzel hediye!"

"Ağlamasana!" Bende ağlardım ki. İkisine de sarıldım. "Teyzesi ve amcası olarak her dediğini yapmaya hazır olacağız."

"Bilmem mi?" Çocuğum muhtemelen şımarık olacaktı.

Sıra dedem ve babama geldi. "Ah torunum. Bunu da gördüm ya, daha ne isterim." Duygulu bir şekilde ona sarıldım. "Dedeciğim!"

"Dikkat et. Kendine de bebeğine de." Gülümseyerek onu onayladım. Ardından babamla karşı karşıya geldik. "Canım benim."

"Babacığım." İkimizde sıkıca sarıldığımızda yine gözyaşlarıma engel olamadım. Ne sulugözdüm bugün!

"Her şey gönlünce olsun çiçeğim. Artık ben de buradayım. Ne olursa olsun yanındayım." Kafamı salladım. "Biliyorum."

Tekrar Doruk'un yanına döndüm. Bir şey diyemiyorduk ikimizde.

Gece bittiğinde hem düğünü hem de bebeği kutlamıştık. Eve girer girmez kocamın öpücüklerine maruz kalmıştım. "Teşekkür ederim."

Alnım alnına yaslıydı. Konuştum. "Ne için?" Tekrar öptü. "Her şey için. Hayatımda olduğun için." Bilmiyordu ki beni hayatına alan oydu. "Ve bebeğimiz için."

"Biz de sana teşekkür ederiz." dedim elim karnıma gittiğinde. "Böyle bir babaya sahip olacağı için çok şanslı." Elini elimin üstüne koyduğunda içim gider gibi oldu. "Sizi hep seveceğim."

"Ben de, sizi hep seveceğim."

50. Bölüm Sonu

 

Bugüne kadar bana bu yolda eşlik ettiğiniz için çok teşekkür ederim🫶🏻

Onların hikayesi de bu kadarmış. Bazen özel bölüm atarım diye düşünüyorum ama onlara vedam böyle olsun istedim. Detay yazmadığımı bilirsiniz zaten, arkamda minik bir aile bıraktığım için mutluyum.

Diğer kitaplarda görüşmek üzere, hoşçakalın!

Loading...
0%