Yeni Üyelik
19.
Bölüm

17 | Hi̇sleri̇n Doğuşu

@inviernonoctis

"Sevmek iyileştirir, çok sevmek acıtır.


Canından daha çok sevmek öldürür."


Koyu kahverengi saçlarımı balık sırtı yapmıştım.Ela gözlerim yorgundu, ölü gibi görünüyordum.Göz altlarıma kapatıcı sürüp, kirpiklerime rimel sürdüm.Aynadan kendime baktım, siyah uzun kollu fermuarlı crop, gri bol paça kot pantolon ve gri oduncu gömleği giymiştim.Bugün Aslı hanım ile parkta buluşacaktım.Benimle tek konuşmak istemişti.


Umut bugün Ilgın ile dershaneye gitmişti.Odamdan çıkarken babamın ve sözde annem olan kadının koltukta oturmuş film izlediğini gördüm."Nereye?"Babamın tuttuğu tabaktaki patlamış mısırı yerken sordu.Onlara doğru yürüdüğümü fark ettiğinde kaşlarını çattı."Annemin yanına, gerçek annemin yanına gidiyorum."


"Gidemezsin."Dedi babam sert bir tonda.Cebimden telefonu çıkarıp, annemin numarasına tıkladım.Anında açılmıştı."Alo anne, evet neredesin? Hemen geliyorum."Anne dediğim için heyecanlı görünüyordu.Telefonu kapatıp cebime koyduğumda babamın gözlerine baktım."Bana sakın karışmayı deneme Murat Bulut."Tam konuşacakken, susması için işaret parmağımı dudağıma koyup"Şş." Dedim.


"İyi günler, daha doğrusu yaşattığınızı yaşamanız dileğiyle."Kapıyı açıp evden çıktığımda arkamdan cam kırılma sesini duymuştum.İstediğim buydu, öfkeden kudursun istiyorum.


🍂


Parka gelmiştim, anneme benziyordum.Dış görünüş olarak ona benziyordum.Ela gözlerini gözlerime çevirip gülümsedi.Beni gördüğünde ayağa kalkıp, yanıma doğru yürüdü.


"Mila."Tam ona elimi uzatacakken kollarını dolaşmıştı bedenime.Sarılmıştı, yutkunamadım.Boğazım kurumuştu, saçlarımı okşadığında kokusu buram buram geliyordu.Anne kokusu dedikleri şey bu muydu?


"Hoşgeldin güzel kızım."Geri çekilip yanağıma dokunup geri çekildi."Ne konuşmak istiyordunuz?"Banklardan birine oturduğumuzda bakışları sallancakta küçük kıza takıldı.Annesi kızını sallıyordu.Hüzünlü bir ses tonuyla konuştu."Çok hayal ettim, sen ve Ilgın ile böyle olmayı."Bakışlarımı yere sabitleyip konuşmasını bekledim.Ne diyebilirdim? Seneler sonra annem diye bildiğim kadın annem değildi ne demem gerek?


Elimi tuttuğunda ellerimize baktım."İlk çocuğumun hep kız olmasını isterdim.Onun saçlarını tarayım, güzel kıyafetler giydireyim, büyüdüğünde o bana makyaj yapsın veya ben ona yapayım çok isterdim.İlk sen doğdun, çok mutluydum, kızım olduğu için heyecanlıydım.Bir sene sonra zaten Ilgın doğmuştu ikiniz ile beraber oyunlar oynamayı çok seviyordum."Güldüm, çaresiz bir gülüştü.Canımın yanmasını gizleyen bir gülüştü.


"Sizi okutacaktım, veliler toplantısına katılacaktım.Mezuniyet balona gelecektim, seni mezun olurken görmeyi çok isterdim.Sonra büyüdüğünde seni gelin olurken görecektim.İlk göz ağrımı beyazlar içinde görecektim.Senin kararına bağlı olarak belki torunum olurdu."Gözyaşları yanaklarını ıslatıyordu, hayallerini anlatırken çaresizdi.Çünkü biliyordu, onunla yaşasak bile aramızda asla anne kız ilişkisi olmayacaktı.


"Seni, sizi kaybetmek canımdan can aldı.Sen benim ilk göz ağrımsın.Seninle güldüm, sen ağladıkça ben ağladım Mila." Elimden öptüğünde şaşkınlıktan dilimi ısırmıştım.Ellerimi kırılacak bir eşyaymışım gibi okşadı.Dudakları titriyordu, acaba onunla büyüseydik nasıl bir hayatımız olurdu?"Teyzen sizi görmek için çok heyecanlı."Teyzem mi vardı? Adı neydi acaba?


"Adı Nil.İzmir'de yaşıyor isterseniz onu görmeye gideriz."Bu benim isteğime bağlı değildi.Eğer Umut ve Ilgın isterse giderim."Kardeşlerime sormam lazım."Gülümseyip beyaz çantasının fermuarını açtı.Çantanın içinden üç tane fotoğraf çıkardı.Yolda yürüyen bir kadın ve yanında küçük kız vardı.Aslı hanım ve bendim.Elimi tutmuştu, üstümde pembe elbise vardı.Aslı hanımın üstünde siyah bir elbise vardı."Baban çekmişti, Ilgın babanın kucağındaydı."Diğer fotoğrafta ise Aslı hanım yan duruyordu, ben ise kafamı onun boynuna yaslamıştım.


Son fotoğrafta ise ikimizde beyaz giymiştik.Beni havaya kaldırmış gülümsüyordu."Sen ve kardeşlerin benim her şeyimsiniz Mila'm."Keşke bunun aynısını söyleyebilsem ama yapamam.


Kardeşlerim her şeyim ve o...


"Anlıyorum."Aslı hanım gülümsediğinde aklıma Çağrı geldi.Ona da bu cevabı vermiştim.Bazen sessiz kalmak istediğimde 'anlıyorum' derdim.Tırnaklarımı avucuma bastırıyordum, Aslı hanım bunu görür görmez elimi tuttu."Yapma güzel kızım, yapma Mila'm."Elimi çektiğimde kafasını hafifçe yana eğdi."Kaçış planını düzenliyorum.İyi günler."


Bir şey demesine izin vermeden banktan kalkıp uzaklaştım.Hızlıca koşarak uzaklaştım.Parktan uzaklaştığımda sırtımı duvara yaslayıp yere çöktüm.Dizlerimi karnıma çekip kafamı dizime yasladım.Gözlerimi kapadım, telefonumun mesaj sesi dikkatimi dağıttı.


Çağrı:Arıyorum.


Çağrı:Telefonu aç güzelim.


Çağrı kişisi arıyor...


Şaşkınlıktan dilim tutulmuştu, Çağrı'nın sesini duyacak mıyım?Kuruyan dudaklarımı yalayıp, yutkundum.Cevaplaya basıp titreyen elimi kulağıma götürdüm."Çağrı..."Diğer taraftan ses gelmemişti.Telefona bakıp hâlâ aramada olduğunu gördüm."Mila'm, güzel gözlüm.Yanında olamıyorum, akan gözyaşlarını silemiyorum.Kollarımı sana dolayamıyorum, üzgünüm ama her zaman yanında olacağım."Sesi çok güzeldi, cennetten çıkmış gibiydi.


Çağrı cennetim.


"Her zaman yanındayım, istediğin an yanındayım.Üzüldüğünde, güldüğünde veya ağladığında her zaman seninleyim."Sesi huzur doluydu, yanımda olup konuşmasını o kadar çok isterdim ki.Sesi cennet gibiydi, saf ve huzur doluydu."Çağrı...ilk defa kendimi huzur dolu hissetmem normal mi?"Hafifçe gülmüştü, gülüşü kulaklarıma dolmuştu.Gülüşü bu dünyada ihtiyacım olan tek şeymiş.


Çağrı hep gül olur mu? Her zaman, her evrende en güzel gülen sensin."Seni seviyorum Mila'm seni çok seviyorum."Gülümsedim, gülümsediğimi biliyordu."Beni izliyorsun dimi? Üzüldüğüm için aradın."


"Dayanamadım Mila.Üzülmene dayanamadım.Bu hayatta son istediğim şey bile değil üzülmen."Şuan ona sarılmak, yüzümü boynuna gömmek istiyordum.Gülüşünü duymak istiyordum, Çağrı'nın gülüşü şarkı gibiydi.Çağrı benim şarkımdı, sonsuza kadar sürecek bir şarkım.Bakışlarımı etrafta gezdirdim."Evet seni izliyorum, ama beni göremezsin."


"Biliyorum."Dedim sessiz bir tonda.Başımı duvara yaslayıp, gözlerimi gökyüzüne sabitledim.Çağrı ile konuşmak düşündüğümden daha iyi gelmişti bana.Ruhumun kırık parçalarının bir kaçını toplamıştı."Çağrı, beni sevmekten vazgeçme olur mu?"Çünkü bunu kaldıramam.


"Sen benim ruhumsun, sen benim nefesimsin.Sen benim canımsın Mila."Ruhum, ruhunun bir parçası mıyım? Bu kadar önemli miyim onun için? Ne vardı bende? Sevilecek hiçbir yönüm yok.Sevilecek bir insan değilim.Dudaklarımı araladım, cevap verecektim ama yapmadım.Cevap bulamadım, konuşacak bir cevabım yoktu.Çağrı güldüğünde gülümsedim."Anlıyorum demen gerekiyordu."


"Benimle dalga mı geçiyorsun?"Sert bir tonda konuşmak istedim ama sesim mutluymuş gibi çıktı."Asla, asla Mila."Diyip, arkadan gelen seslerle bir süre sustu."Çağrı?"Ses gelmedi, kimle konuşuyordu? Yanında kim vardı?


"Çağrı ne oldu?"Çağrı'nın sesi bir kaç dakika sonra geldi."Yeğenim oyuncağını kırmış ağlıyordu, onunla ilgilendim."Çocuklarla arası iyi miydi?"Çocukları seviyor musun?"Çağrı'nın ses tonu heyecanlıydı."Evet, yani çocukları seviyorum.Zararsız varlıklar, gerçek dünyadan haberleri olmuyor."


"Maalesef bazı çocukların gerçek dünyadan haberleri oluyor."Dememle Çağrı'nın verdiği cevap canımı yakmıştı."Sen, Ilgın ve Umut.Bunları hak etmediniz Mila."Yutkunamadım, gerçekler her zaman acıtır."Peki sen? Neden kendini anlatmıyorsun?"Çağrı sessiz kaldı.Bir süre sonra güldü, ama bu gülüş hüzün doluydu.


"Pek iyi çocukluk geçirdiğim söylenemez."Gülerek geçiştirmeye çalıştı ama ruhu onu belli ediyordu.Ses tonunda ki acı, hüzün onu belli ediyordu.Çağrı yaralıydı, yaralı kayıp bir ruh."Çağrı yaralarını gizleyemezsin."


"Peki sen neden gizliyorsun?"Gözlerimden akan yaşları silip gülümsedim."Gizleyecek bir şey kaldı mı? Her şeyi biliyorsun."Dedim."Mutluymuş gibi davranmak zorunda değilsin.Benim bilmediğim milyonlarca acın vardır."Dedi hüzününü saklamadan."Bir sonraki konuşmaya kadar elveda."


"Elveda deme Mila'm."Telefonu kapatıp cebime koydum.Yerden destek alarak ayağa kalktım.Öksürerek duvardan tutundum."Çağrı sana henüz bağlanmadım ama kalbinde olmayı seviyorum."


🍂


Ilgın ve Umut eve dönmüşlerdi.Babam ve Gül hanım yani sözde annem olan kadın evde değillerdi.Evim yoluna doğru yürürken Akel'in bileğimi tutmasıyla ona döndüm."Akel?"Bakışlarını yüzümde gezdirip gülümsedi."Nasılsın? Olanlardan sonra."Bileğimi çekip gözlerine baktım."Olabileceğimin en iyisiyim."


"Açelya biraz sohbet edelim mi? Şurada kafe var istersen kahve filan içebiliriz."Cebimden telefonumu çıkarıp Ilgın'a yazdım.


Mila:Ilgın biraz geç gelebilirim bir şey olursa beni ara ulaşamazsan Aslı hanımı ara.


Ilgın:Tamam Açelya.


"Gidelim Akel."Akel teşekkür edip elini kafenin olduğu yere uzattı."Önce sen."Önden yürüdüğümde hemen yanıma gelip, yanımda yürüdü.Kafenin kapısından içeri girdiğimizde etrafa baktım.Sade ve gayet şık bir şekilde döşenmişti.Gri ve siyah renklerle yapılmış bir kafeydi."Şuraya oturalım mı?"Cam kenarını gösterdiğimde Akel olur dediğinde oturduk."Ne isterdiniz?"Akel sevdiğim kahveyi söylediğinde dilim damağım kurumuştu.Sevdiğim içeceği nereden biliyor.


"İki tane."Garson siparişi alıp gittiğinde bakışlarımı gözlerine çevirdim."Şaşırma okulda hep bunu içiyorsun."Gülümsediğimi gördüğünde gülümsedi."Gülümsemen çok hoş Açelya."Böyle söylemesi ile gülümseme yüzümden silindi.Kaşlarımı çattığında gelen kahvesinden yudum aldı."Yalan söylemiyorum, gülümsemek sana yakışıyor."


"Anlıyorum ama böyle söyleme."Kahvemden içtiğimde hafifçe kaşları çatıldı.Endişeli görünüyordu."Rahatsız olduysan söylemem."Kafamı hayır anlamında salladım."Alışık değilim Akel."Akel sağ elimi tuttuğunda, kahve boğazımda kalmıştı.Öksürdüğümde elini çekti."Özür dilerim ben..."


"Önemli değil."Bir süre ikimizde sessizce oturduk.Kahvemizi açarken sessizliği dinliyorduk.Sessizlik hüküm sürerken sohbeti başlatmayı denedim."Akel neden bu kadar iyi davranıyorsun?"Mavi gözlerini elalarıma kenetledi."Sen iyi bir kızsın, yüreği temiz birisin."Dediğinde anlamadığımı belirtir şeklinde yüzüne bakındım."Seninle arkadaş olmaya çalışıyorum."Arkadaş olmak mı?


"Neden?"Dedim nazik bir tonda."Bilmiyorum ilgimi çektin."İlgisini nasıl çekmiş olabilirim."Yanlış anlama.Kişiliğin, insanlara olan tavrın veya tavırların ben senin iyiliğinden etkilendim."İyilik, bir insanda iyilik olduğunu anlayamayız.İyi diye bildiğimiz insanlar sırtımızdan bıçaklarlar yeri gelir kötü dediğimiz kişiler dostumuz olur."İyi bir insan olduğumu nereden biliyorsun? Belki maske takıyorum."


"Gece yarısı sırf kedi ıslandığı için dışarı çıkıp onu gizlice eve alan, bir insan kötü olabilir mi?Balkondan görmüştüm."Ensemi kaşıyıp, bakışlarımı kaçırdım.Bir gece yarısı gizlice eve almıştım ama bedeli ağır olmuştu.Canımı candan almıştı, bedeli ömür boyu sürecek acıydı.


Gözlerimin önünde kediyi parçalamıştı, kediyi gözlemin önünde öldürmüştü.Kedinin can çekişini izlemiştim, hiçbir şey yapamadım.Kollarım, bacaklarım zincirlenmişti beni kedinin ölümüne izlemeye mahkum etmişti.Kedinin yalvaran gözleri, bakışlarımı aklıma düştükçe hıçkırıklarda boğuluyorum."Sen nasıl bir insansın Akel?"


"Bunu ben bilemem.Bir insanı, başka birisi bile tanıması zor oluyor.Tanıdığımız insanlar düşmanımız olabilir.Merak etme ben düşmanın değilim.Canının yanmasını isteyen biri değilim."Sana gerçekten güvenebilir miyim? Güven sorunum varken gerçekten sana veya bir başkasına güvenebilir miyim?Güvenmek benim için çok zor bir duygu, biliyorum ki başka insanlar içinde zor bir duyguydu."Kafamı karıştırıyorsun Akel Demir."


"Biraz kafa karıştırıcı insan olduğumu biliyorum bunun için özür dilerim."Kalan kahvemi bitirip bakışlarımı yüzünde gezdirdim."Önemli değil."


Dediğimde kalan kahvesini bitirdi."İstersen çıkalım."Tamam dediğimde kasaya doğru ilerlemiştik.Çantamdan cüzdanımı çıkartacağım sıra kartını uzattı kasiyere."Benden olsun, lütfen."Cüzdanımı çantama koydum."Bir dahakine ben ısmarlarım."Tamam dedi, kartı geri verdiklerinde cüzdanına kartını koyup dışarı çıktık.


"Teşekkür ederim Akel, bu iyi geldi."Bir süre gözlerime bakarken gülümsedi."Açelya istersen seni eve bırakayım, arabam yan tarafta duruyor."Bakışlarımı arabanın olduğu yere doğru çevirdiğimde bir süre duraksadım."Gidelim."Ön kapıyı açtığında hafifçe gülümseyip bindim.Kapıyı kapatıp, şoför koltuğuna geçti. Siyah BMW'si vardı."Şaşırma, ölen babamdan hatıra.Cani, vahşi birisi ben küçükken babamı öldürdü."


"Mekanı cennet olsun."Akel bakışlarını bana çevirdi."Amin.Şarkı açmak istersen, Bluetoothe bağlanabilirsin."Telefonumu cebimden çıkarıp Bluetooth'u açtım, bağlandığında şarkı listeme girip şarkı açtım.Jakuzi/Koca Bir Saçmalık Akel başını koltuğa yaslayıp, güldü."Neden hüzünlendiriyorsun beni Açelya?"Kafamı cama yaslayıp yolları izlerken mırıldandım."Hüzünlenme o zaman."


"Kolay mı be Açelya?"Başımı cama yaslayıp, odak noktamı şarkıya kaptırmıştım.Şarkı kulaklarıma dolarken gözlerimi kapadım.Ruhumu, zihnimi şarkılarla dinlendiriyordum.


Bana verilen koca bi' saçmalık.


Bilirsem, hata nerede bilirsem.


Hiç şaşırmam, kafanı şişirmem.


Evin önüne geldiğimizde arabadan indim.Kafamı camdan içeri uzatıp Akel'in gözlerine baktım."İyi akşamlar Akel."


"İyi akşamlar Açelya."Geri çekildiğimde kalp yaptığını gördüm."Görüşürüz Açelya."O gaza bastığında sessizce arkasından baktım...


Loading...
0%