Yeni Üyelik
22.
Bölüm

20 | Çocukluğu Öldürmek

@inviernonoctis

"Söyle bana, ruhum yanarken, ruhum
kül olurken sevmeyi nasıl başarabilirim?"

Yıl 2018, Aralık 10


Benim yangınım; babamdı.

Her defasında sevgisizliğe sürüklendiğim, ne yaparsam yapayım kapanmayan yaram babamdı.

Bazı insanlar çok şanslı, aileleri onlar için ölümü bile göze alırken benim ailemde beni ölüme mahkum bırakırdı.Sisli zihnimde babamla olan hiç mutlu bir anım yoktu.Babam benim yaralarımın sahibiydi, babam benim çocukluğumu öldüren katildi.Babam çocukluğumun katiliydi.Yedi yaşındaki Umut'un, on iki yaşındaki Ilgın'ın katiliydi.

Mürekkebimin damlaları kan gibi akıyordu kağıda, bir gün benimde kanım böyle akacak.Öldüğümde sever miydin beni baba? Ölümüm seni mutlu eder miydi? Mezarımda ağlar mıydın? Mezarıma çiçek diker miydin? Çiçek diksen bile çiçeklerimi sular mıydın? Çiçeklerimi yaşatır mıydın?

Hava tıpkı babamın kalbi gibi soğuk, buz gibiydi havalar.İsmimi duymamla başımı masadan kaldırıp kapıya doğru baktım.Yengem şalını düzeltti, üşümüş olmalıydı."Açelya acıktın mı?"Amcamın eşiydi sanırım beni, bizi düşünen tek kişi yengemdi."Yenge biliyorsun cezalıyım.Yemek yersem babam sana kızar."Yengem içeriye girip kapıyı kapattı.

"Miniğim dünden beri açsın bir şeyler yemen gerek.Hemen getiriyorum."Yengem gülümseyip saçlarımı okşayıp odadan çıktı.Mürekkebimi doldurup günlüğüme yazmaya devam ettim.Bir gün akan kanlarımla günlük tutacaktım, bundan eminim.

Mürekkebin akıttığı damlalar gibiydi hayatım, bir çırpıda silenecek bir yaşamımdı.Bana verilen duygular sadece öfke ve nefret, sevginin ne olduğundan emin değildim.

Sevgi neydi? Sevgi, şefkat ne demekti? Birinin canı uğruna kendini feda etmek mi yoksa birinin acı çekişini izlemek mi? Sevgi bana öğretilmedi, sevgiyle büyümedim.Sağlıklı bir evde yaşamıyordum.Bir gün babam gibi biri olmayacaktım, bir gün annem gibi olmayacaktım.Babam gibi birinin hayatımda olmasını istemiyordum.

Bir gün ölecektim, bir gün ölecektim ve bu babamın elinden olacaktı.

Ruhumdaki, bedenimdeki acılar kalbimin delinmesine sebep oluyordu.Bir bıçak vardı hayatımda, bir bıçak ruhumda keskin ve derin yaralar açıyor, çocukluğumun kanamasına sebep oluyordu.

Mürekkebin ruhumda bıraktığı derin kan izleri vardı. İçimdeki öfkeyi bastıramıyordum.

Söylesene, sevgisizlikle nasıl başa çıkılır?

Acı, ruhundan nasıl atılır? O acı, o sevgisizlik bir kere ruhunu kanattıysa, yara nasıl kapanır?

Öğret bana, sevgisizlikle nasıl başa çıkılır. Öğret bana, babam tarafından nasıl sevilebilirim. Ruhumda mürekkebin bıraktığı derin kesik izleri var.Öğret bana, birisini nasıl sevebilirim.Öğret bana, birisine nasıl güvenebilirim.

Öğret bana, babam beni sevmemişken başka birisinin beni sevmesine nasıl inanabilirim.

Ruhumda yanan bir ateş vardı, ruhum bir mum gibi eriyordu, ruhum bir ateş gibi harlanıyor.

Söyle bana nasıl yaşıyorsun?

Mürekkebim bittiğinde günlüğümün kilidini kilitleyip çekmeceme yerleştirdim.Çekmecemi kilitleyip anahtarını yastık kılıfımın içine koydum.Yengemin odaya girdiğini gördüğümde ona doğru ilerledim."Gel Açelya ben sana yedireyim."Yengem yatağa oturduğunda bende yanına oturdum.Mantı yapmıştı, çok sevdiğimi bilirdi.Kaşığa mantı doldurduğunda ağzımı hafifçe araladım."Nasıl olmuş?"

"Çok güzel olmuş yenge.Ama babam görürse kızacak."Yengem elini saçlarıma götürüp saçlarımı okşadığında gülümsedim."Boşver sen."Bir kaç dakika sonra yemek bittiğinde yengem alnımdan öpüp odadan çıktı.Yatağa uzanıp başımı yastığa yasladım.Yorganı kafama kadar çektim.Ilgın ve Umut dayımlara götürmüştü annem.

Gözlerimi kapadım, kendimi uykudayken huzurlu hissediyordum.Gelen çığlık sesleriyle korkuyla yatağımdan kalkıp kapıyı aralayıp salona baktım.Yengem yerde, kafandan akan kanlar yeri boyamıştı.Elimi ağzıma götürüp korkuyla yengemin cesedine baktım.

Ölmüş müydü? Benim yüzümden ölmüş müydü? Babam beni görmesiyle dişlerini gıcırdattı."Birine söylediğini duyarsam önce kardeşlerini sonra seni öldürürüm."Amcam ve babam cesedi bodruma götürüp yakmışlardı.

Yengem benim yüzümden ölmüştü, bana iyilik yapan birisi benim yüzümden öldü.Beni seven tek kişi bana yemek yedirdiği için öldü...

Yıl 2021, Kasım 13

Bugün benim doğum, yengemin ölümünden üç sene geçmişti. Koskocaman üç sene, amcam bile yengemi unutup evlenmişti. Ama evlendiği eşi onu zehirleyip kendini silahla öldürdü.

İkisi de ölmüştü.
İkisi de öldürülmüştü, yengem göz göre göre cinayete mahkum oldu.

Babam değişmedi, onun bedeni ve ruhu öfke ve nefretten başka hiçbir duygu anlamıyordu.Kalbi ateş gibiydi, içine giren yanıyor.Girmeyi beceremeyenler ise kazık saplanıyordu kalplerine.

Acının bir bütün varlığı babamdı,
öfkenin varlığı babamdı.Nefretin varlığı babamdı.

Zararsın baba, varlığın ile zihnimi öldürüyorsun.

Varlığın ile ruhumu öldürüyorsun.

Sen benim katilimsin, sen benim çocukluğumun katilisin.Sen benim geleceğimin katilisin.Akacak olan kanlarımın sebebi, varlığı sensin baba.Kızların ilk aşkı babaları olurken sen neden katilim olmayı seçtin baba?

Canımı alırken mutlu musun? Canım alırken mutlu musun? Acı çekişim seni mutlu mu ediyor? Kalbimin acılarını görmüyor musun? Cam parçalarının ruhumu deldiğini görmüyor musun?

Kızının öldüğünü fark etmiyor musun? Beni kendi ellerinle öldürdün baba.

Yıl 2023, Mart 15

Yağmur damlaları akıyordu, uyku tutmadığı için balkonda oturup dışarıyı izliyordum.Aşağıda hareketlenme gördüğümde biraz kendimi sarkıtıp aşağıya baktım. Bir erkek vardı ve bana bakıyordu. Yağmur yağıyordu ve o hiç hareket etmeden bana bakıyordu. Balkondan çıkıp dikkatli adımlarla kapıya yürüdüm. Montumu ve ayakkabımı giyip aşağıya indim.

Mavimsi yeşil gözler parlarcasına bana bakıyordu."Neden beni izliyorsun?" Gülümseyip ellerini montunun cebine koydu."Beyefendi ıslanıyorsunuz lütfen buraya gelin." Balkon altında durduğum için ben ıslanmıyordum. Mesafe olacak kadar gelip iç çekti.

"Çok dertli bakıyorsunuz." Anlamadığımı fark ettiğinde gülümsedi."Çığlıklarını serbest bırakamayan insanlar geceleri uyumazmış." Onun gözlerinde kendimi görmemle rahatsız olarak geri çekildim."İyi geceler ve lütfen gidin evinize. Hasta olacaksınız." Ben apartmana geri girdiğimde onun "Seni özledim..." deyişini duydum ama umursamadım.

Yıl 2023, Mayıs 6

Bazın aileler çocuk sahibi olmamalılardı, ruhları saf kötülükten olan kişiler çocuk sahibi olmayı hak etmiyorlar.Ruhları saf kötülükten yaratılanlar mutlu olmayı hak etmiyorlar.

Kalemimden dökülen mürekkebin damlaları gibiydi çocuklar.Ailelerinin gözlerinde ilk damlanın varlığı gibiydi, gereksiz.

Dudaklarım arasından firar eden çığlıkları duymuyor musun baba?

Kırık kalbimi duymuyorsun? Yaralı gözlerimi görmüyor musun?

Canım yanarken izliyorsun, bir ateşin içinde yanarken üstüme benzin döküyordun.

Bana olan nefretin neden baba?

Sana ne yaptım? Neden benden nefret ediyorsun? Seni incitecek ne yaptım baba...

Baba kızdı,
kız korktu.
Baba kızdı,
kızın avuçları yandı.

Şimdiki Zaman
Çağrı'dan

Kollarımdaydı, akan kanları üstümdeydi.Dudaklarımdan firar eden çığlığa engel olamadım.Mila'm, dünyalar güzeli meleğim kanlar içindeydi."Ilgın hastaneye geleceksen Umut'u şoför benim evime götürür."Ilgın ağlayarak başını tamam anlamında salladı.Abim arabaydı, şöför Umut'u alıp gittiğinde Mila'yı kucağıma alıp arabama doğru götürdüm.Ilgın ön koltuğa oturduğunda arka koltuğa oturup Mila'nın yarasına ceketimi bastırdım.

Ilgın şöföre hastanenin adresini söylediğinde bile onları duymuyordum."Mila beni bırakamazsın.Sensiz yaşayamam."Elimi yanağına götürdüm, gözümden akan yaşlar yüzüne düştüğünde ağladığımı anladım.Beni bırakamaz, bunu yapmaz."Mila..."Çaresizce kollarımda onu tutuyordum, yaşaması için canımı bile verirdim.

Onun kanı ellerimdeydi, yanağını okşayıp alnından öptüm.Yaşa Mila, her zaman yaşa lütfen. Yalvarırım beni bırakma. Sensiz nefes dahi alamam.

"Güzeller güzeli Mila'm."

Doktorlar Mila'yı sedyeyle götürürken yanından ayrılmadım."Doktor bey lütfen elinizden gelenin fazlasını yapın.Ona bir şey olursa yaşayamam."

"Elimizden geleni yapacağız."Onu içeri aldıklarında öfkeyle duvara vurdum.Beni bırakamaz, onsuz yaşayamam.Hıçkırarak ağladığımda Ilgın omzuma dokundu.Gözleri kıpkırmızı olmuştu."Çağrı sakin ol..."

"Benden sakin olmamı bekleme Ilgın.Canımın canı içeride acı çekerken benden bunu bekleme."Yere çöküp oturduğumda Ilgın'ın hıçkırıkları sardı koridoru.Kafamı duvara yasladım, kollarımdaydı, kanları vücudundaydı.Hayır o yaşayacak, beni bırakmaz.Onun mutlu olmasını istiyordum, mutlu olacak.

Mila'yı kaybetmek istemiyorum.Canımı kaybetmek istemiyorum, yaşam sebebimi kaybetmek istemiyorum.Ruhumu kaydedemezdim, ölmesini istemiyorum.Akan gözyaşlarımı sildim ama işe yaramıyordu tıpkı onun kanları gibi gözyaşlarım akıyordu."Ilgın Umut'u geri dönüşü bunun bir oyun olduğuna ikna etmemiz lazım.O çok küçük."

Ilgın sessizce tamam dedi.Bakışlarımı onu götürdükleri yere çevirdim.Beynim şu an olanları algılamıyor, onun acı çekişine şahit olmak istemiyorum.Acı çekmesini istemiyorum, canının yanmasını istemiyorum.Onun bedenini bırakın tek bir saç teline zarar gelsin kıyameti koparırım.O benim minik ruhum, ruhundaki yaraları kapatmak istiyorum.

Yaralarına yarabandı olmak istiyordum, canı acısın istemiyorum.Bıçaklanırken bile aklı Umut'taydı, hâlâ kardeşini düşünüyordu.Kendi canını hiçe sayıyordu.Mila'm güzel kalplim, ruhunu sevdiğim kadın.Beni bırakma, sensiz ben bir hiçim.Senin varlığın beni yaşatıyor Mila."Ilgın sen çok kötü oldun ben su alıp geliyorum."Üstünde ince bir tişört vardı, montumu çıkarıp ona uzattım.

"Lütfen giyer misin? Hava çok soğuk."Kan kırmızısı olmuş elalarını montumu çevirdi."Teşekkür ederim Çağrı."Montu alıp giydiğinde hastaneden çıktım, soğuk hava ruhumu sarmıştı.Üşümedim, soğuk beni Mila'nın soğumuş teni kadar üşütmedi.Benim sevgi dolu Mila'm, senin bu hassas ruhun bu dünya için çok fazla.

Akan gözyaşlarımı sildim, etrafa baktım.Etrafta pek bir dükkan yoktu.Lokantayı görmemle o tarafa doğru yürüdüm."Bir tane et döner, bir coca cola ve iki tane su."Telefon kılıfımdan kartımı çıkardım.Şifreyi girip paranın çekildiğinden emin olduktan sonra kartı kılıfımın arkasına koydum.

Poşete uzattıklarında poşeti alıp lokantadan çoktım.Mila yalvarırım beni bırakma, sensiz bir hayatı düşünemiyorum.Düşüncelerimde boğulurken hastaneye gelmiştim."Ilgın açıkmışsındır diye bir şeyler aldım."Ilgın'a poşeti verdiğimde 'teşekkür ederim' dedi.Onu rahatsız etmek istemediğim için yanına oturmayıp duvara yaslanarak yere oturdum.

"Çağrı o yaşayacak.Bizi ve seni bırakmaz."Sessizce güldüm, Umut ve Ilgın olmadan Mila yaşayamazdı.Ben onun gözünde hiçbir şeydim.Beni sevmeyecek, ben onun için gelip geçiciydim.Ruhunda, kalbinde bir iz bırakamayacak kişiydim.Bedenen, ruhen ve zihnim onundu.Bütün benliğimle onundum, sadece ona aitim.Ömrümün sonuna kadar onun olacağım.Onun gözünde mürekkebin ilk damlasıydım, değersiz bir damlaydım.

"Ben onun kalbinde değilim Ilgın.Onun aşkına sahip değilim."Ilgın hüzünlü bir gülümsemeyle yere baktı."Çağrı biliyor musun? Mila sana gerçekten bağlandı.Duygularını gizlemek konusunda başarılı birisi, rüyasında bile seni gördü."Gözlerimi kapadım, güzel gözlerini, güzel gülüşünü düşündüm.

Tekrar gülüşünü izlemek için ölmeye razıyım, tekrar parlayan gözlerini görmek için ölürdüm.

Canımın içeride can çekişmesini istemiyorum.Kapalı gözlerimi araladım."Ilgın benim küçük bir işim var.Hemen geleceğim."Cebimden telefonumu çıkarıp ona uzattım."Bunu al, acil bir şey olursa abimi ara.Şifre 0624 ve abimin adamlarından birisi burada kalacak.Bir ihtiyacın olursa söyleyebilirsin."

"Teşekkür ederim Çağrı."Korumanın olduğu yere doğru yürüyüp onun duyacağı şekilde konuştum."Ona bir şey olursa yaşatmam seni."Hastaneden çıktım, kapıda duran arabaya doğru yürüyüp arka kapıyı açıp bindim."Mehmet abi telefonunu verir misin?"Mehmet abi telefonunu verdiğinde abimin numarasını tuşladım."Abi senden küçük bir isteğim var.Birisini bulman gerek."

🍂

"Çağrı emin misin? Tamam babasını bir şekilde bulup hapse attırırım ama ya Mil-"Elimle susmasını işaret ettim."Açelya."Mila kimsenin ona Mila demesine izin vermiyordu.Bir tek benim Mila dememe izin veriyordu."Açelya sana kızarsa?"

"O uyansın gerekirse beni öldürsün."Abim gözlerini devirdi, bakışlarını kapıya çevirdiğinde onun baktığı yere baktım.Didem kapıdaydı, beni görür görmez koştu."Amca!" Onu kucağıma alıp yanaklarından öptüm."Amcan kurban olsun sana."

"Didem kızım Ayşe abla seninle ilgilenir.Bizim ufak bir işimiz var odana gider misin?"Didem odadan çıktığında abime kaşlarımı çattım."Abi lütfen bugün içinde hallet.Babasını sahte kaçakçılıktan, uyuşturucu sattığından belge oluşturacaksın.Ve kasten kendi kızını bıçaklamaktan hapishaneye girmesi lazım."Dediğimde abim elini cebine götürüp telefonunu çıkardı."Senden gerçekten nefret ediyorum Çağrı."

"Bende seni seviyorum abi."Odanın kapısını kapatarak çıktım.Merdivenlerden inerken evin çalışanların konuştuğunu duydum."O kızın adı neydi? Arya yaşıyormuş, dün market alışverişi yaparken o kadını gördüm.Çocuğunu ve kocasını bırakıp gitmiş bir de ölü numarası yapıyor."Yüzümü buruşturdum, onların yanına yürüdüm."Ayşe abla su verir misin."

"Al yavrum."Su dolu bardağı verdiğinde teşekkür ettim.Suyu içtikten sonra bardağı masaya koydum."Son zamanlar insanlar hadlerini fazla aşıyorlar.Özellikle yaşlılar dimi Ayşe teyze?"

"Evet oğlum."Dedi öksürerek.Başımı sallayıp mutfaktan çıktım.Ölü kadının arkasından konuşacak kadar düşmüşlerdi.İnsanları anlamıyordum, vahşi varlıklardı...

Arabanın kapısını açıp indim.Kapıyı kapatıp hastanenin içine doğru koştum.Mila'm dünyalara bedelsin.Sen tüm evrene bedelsin Mila.Sevgili ruhunu sevdiğim Mila'm.Yaşayacak beni bırakmaz, bunu yapmaz.Yapmazsın değil mi Açelya? Yapmazsın dimi Mila'm?Kalbim seni için atarken kalbimi durmazsın değil mi?Canımı benden alma Mila.

"Ilgın doktorlar bir şey dedi mi?" Ilgın telefonumu verdiğinde cebime koydum."Bıçak karnına değil kalbine gelmiş Çağrı.Mila Umut ve benim için korkarken fark etmemiş."Kalbine mi? Kalbimin kalbine gelmiş, kalbi mutlu olsun diye her şeyi yapacakken bir bıçak kalbine denk etmişti."Ilgın sizin kediler vardı onlar nerede?"

"Babam yüzünden geri aldı teyzem yani anladın sen."Kafamı tamam anlamında salladım.Sırtımı duvara yasladım, gözlerimi kapadım.Mila içeride can çekişirken ben burada duramıyordum.Keşke onun yerine ben bıçaklansaydım, bıçak keşke benim kalbime gelseydi.Gözlerimi açtığımda doktorun geldiğini gördüm.Hızlıca doktoru doğru yürüdüm."Durumu nasıl doktor bey?"Doktor maskesini takıp hüzünle gülümsedi."Şu an için bir şey diyemiyorum.Umarım yaşar.İsterseniz görebilirsiniz."

Doktor bunları söyleyip gittikten sonra beynimden vurulmuş gibiydim."Ilgın sen onun kardeşisin git gör onu."Ilgın ayağa kalkıp omzuma dokunduğunda ona doğru baktım."Sen önce onu gör."Bir süre sessizce durduktan sonra tamam dedim.Elimi saçlarımın arasından geçirdim.Onun olduğu odaya doğru ilerledim, kapıyı açıp içeri girdim."Mila'm..."Yanındaki sandalyeye oturdum, gözleri kapalıydı.Güzel gözlerini görmek için canımı feda etmeye hazırken gözlerinin kapalı olması canımı yaktı.

Elini avucuma aldım, nazikçe onu incitmekten korkuyordum.Dudaklarımı avucuna dokundurdum, narin hassas avucumu öptüm."Lütfen uyan Mila.Canımı benden alma lütfen."Elimi yanağına götürdüm, onun sesini çok özledim.

Bir, iki...üç.
Uyanmadı.

Uyanmadı, beni bırakmaz bunu biliyordum.Sandalyeden kalkıp yere çöküp oturdum, başımı Mila'nın elinin olduğu yere yasladım.Parmakları saçlarıma değdi, hafifçe gülümsedim.Uyanacaktı, eminim yaşayacaktı.Çağrı'nın Mila'sı elbette yaşayacak.Gözümden akan, acının eseri yaşlarıma engel olamadım.

Mila'nın parmağındaki yara bandı görmemle parmağını öptüm.

Yara bantları yaraları iyileştirmez, yaralarını gizlemek için kullanılır.

Ama yaralar kendini her zaman belli eder

Loading...
0%