Yeni Üyelik
23.
Bölüm

21 | M...a

@inviernonoctis

"Ölüm acı vericidir özellikle gözlerinin önünde sevdiğinin ölmesini görmek acı vericidir."


Yok oluş, ölüm müydü?

Ölüm bir kaçmak mıydı?

Kaçamıyordum, ne zaman kaçmayı denesem yok oluyordum.Kalbimden zehir akıyordu, akan zehir bedenimi yaralıyordu.Zihnimin sisli zihni bulanıktı, ruhumda kalıntılar vardı.

Canımı yakan kalıntılar vardı ruhumda.Boğuluyordum, ölüyordum. Bir gün babam tarafından öleceğimden emindim, ama ölmedim.

Yaşadım, yaşadım.

Bıçaklanmama rağmen yaşadım.

Açelya Mila yaşadı,

birisi ölecek.

Mila ölmedi ise bir kişi ölecekti.Benim hayatımın mutlu bitmeyeceğinden emindim. Bir gün, bir gün ölümle yüzleşecektim. Bu ölüm çok acı verici olacak.Ağrıyan başımı ovaladım, bakışlarımı etrafta gezdirdim. Kapıdan çıkan bir erkek görmemle ona seslendim."Siz kimsiniz?" Kapıdaki erkeğin bedeninin titrediğinden emindim.Bir süre sustu, sessizce onu bekledim.

"Umarım her zaman mutlu olursun Mila."Bu ses..."Çağrı!" İsmini çok geç seslenmiştim, gitmişti.Kalkmaya çalıştığımda göğsümde hissettiğim acı ile kalkamadım.Bıçak kalbime mi gelmişti? Yutkundum, canım biraz acıyordu.

Kapı tekrar açıldığında Ilgın'ın geldiğini gördüm.Gözleri kıpkırmızıydı, üstünde erkek montu vardı.Çağrı vermiş olmalı.Keşke daha erken uyansaydım."Açelya..."Hıçkırdığında canım yandı.Boynuma sarıldığında onu kollarımın arasına aldım.Saçlarını okşadım, miniğim benim.Titriyordu, canı yanıyordu.

"Seni kaybedeceğimden korktum."Elimi saçlarına götürüp kahverengi saçlarını okşadım."Sizi bırakmam."Yanağına dokunup gülümsedim.Aklım Çağrı'da kalmıştı, gelmişti yanımdaydı.Son duyduğum ses onun muydu?"Ilgın...Çağrı geldi değil mi?" Ilgın bakışlarını kaçırdı, gelmişti.

"Geldi Umut güvende merak etme.Mila, Çağrı seni çok seviyor.Perişan oldu, ölmüş gibiydi."Ilgın yanağıma dokunup gülümsediğinde alnından öptüm.Çağrı gelmiş olabilir ama henüz kendini göstermeye hazır değilken onu zorlayamam.İstemediği şeylere zorlayamam.

"Hastaneden ne zaman çıkacağız?"Ilgın elindeki poşetten su şişesini çıkarıp kapağını açtı.Suyu içirip sorumu yanıtladı."Yarın."Ağrıyan alnımı ovuşturdum, Umut ben veya Ilgın olmadan korkardı."Ilgın, Umut'un yanına git.Biz olmadan korkar."Ilgın konuşmak için dudaklarını araladığında konuşmasına engel oldum."Ilgın, Çağrı kapıda bunu biliyorum.Umut onun evinde değil mi? Çağrı'yla beraber Umut'un yanına git lütfen."

"Çağrı sen çıkana kadar gitmez."Ilgın'ın üstündeki montun fermuarını çekip ellerimi omzuna koydum."Gider, ben söylediysem gider."Ilgın bir süre gözlerime baktı.Cebinden bir şey çıkardı."Al.Bilekliğin kırıldı ama Çağrı eski haline getirdi."Bilekliği alıp bileğime taktım.M harfli, yanlarında bir tane kırmızı taş, gül, ay ve A harfi vardı.Küçükken okulda hep beraber oyunlar oynadığımız ölen kız arkadaşımın hediyesiydi, ölmeden önce vermişti.

Bedeni kimsesizler mezarlığındaydı,

Adel kimsesizdi, mezarını bulamıyordum.Ömrüm boyunca bulamadım."Ona teşekkür ettiğimi söyler misin? Yanıma geleceğini sanmıyorum."Ilgın saçımdan öpüp odadan çıktı.Başımı yastığa yasladım, gözlerimi kapadım.Biliyordum, bir gün babam tarafından öldürülecektim.Ama ölmedim, yaşama tutundum.Umut ve Ilgın için yaşayacaktım.Onlar bensiz yapamazlar, ölüm bile bizi ayıramaz.

🍂

Gülümseyerek Adel'in doğum günüm için kendi elleriyle yaptığı bilekliği bileğime takmasını izledim.Adel ve ben sekizimizden beri arkadaşız, on altı yaşımızdayız."Çok yakıştı Mila." Mila, kardeşlerimin bile Mila demesine izin vermiyordum.Adel'in bana Mila demesine izin veriyorum."Doğum günün kutlu olsun sevgili arkadaşım."

"Teşekkür ederim Adel."Kasım 13 doğum günümdü.Adel yanıma oturdu, yaptığı kek dolusu kabı açtı."Sen ıslak kek seversin." Dediğinde gülümseyip yanağından öptüm.Beni çok iyi tanıyordu.Diğer yanağını gösterdiğinde onu da öptüm.

"Hiçbir zaman ayrılmayalım.Hatta çiftte düğün yaparız."Dediğinde güldüm.Bilekliğime bakıp gülümsedim."Ölüm bizi ayırana kadar beraberiz." Dediğimde gülümseyip elimden tuttu."Ölüm bizi ayırana kadar beraberiz." Dediğinde başımı omzuna yasladım.

"Ölüm bizi ayırdı Adel."Hıçkıra hıçkıra ağlayarak mezarına sarıldım.Elimi toprağının üstünde gezdirdim.Toprak kokusunu içime çektim."Neden? Neden beni bıraktın Adel!"Ölmüştü, beni bırakıp gitmişti.

Mila kaldı,

Adel gitti.

Mila yaşadı,

Adel öldü.

Adel'im, kızılım beni nasıl bırakırsın? Mezarına sarıldım, onu benden almışlardı.Tek bir bıçak onu benden almıştı.Kızılımı benden aldılar, kızılımı öldürdüler.Boğulu gözlerimi etrafta gezdirdim, kimsecikler yoktu.Benden başka kimsesi yoktu.

Ailesi Adel dünyaya geldiğinde ölmüştü.Yetimhanede kaldı, annemi ikna edip onu yetimhaneden alıp bizimle yaşamasına ikna etmiştim. Hıçkırdım, boğuluyordum.Çığlık atmak, onu oradan çıkarmak istiyordum.

Beni kurtarırken öldü.Hak etmediğim hayatı kurtarırken öldü.Adel'im gözlerini dünyaya son kez kapattı.

Buz dolabını açtım, bir kap görmemle dolaptan aldım.Kabı açmamla hıçkırıklarımın tutması bir oldu.Acı dolu gözyaşlarım akıyordu, Adel'imin ölmeden önce benim için yaptığı ıslak kekti.Sandalye çekip oturdum.Islak keki yerken ağlıyordum, ondan kalan son hediye.Gözyaşlarımı sildikçe yenisi akıyordu.

Bilekliğimden öptüm, Adel'in A'sı Mila'nın M'si.Kabın kapağını takıp, geri dolaba koydum.

Adel'imi kaybetmiştim...

🍂

Ben kendimi kaybetmiştim, ellerimi bırakmıştım.Ben kendimden vazgeçmiştim.Taburcu olmuştum, şu an bilmediğim bir yere gidiyorduk. Bilmediğim bir arabada yanımda oturan bir adamla Umut ve Ilgın'ın yanına gidiyorduk.Sanırım Çağrı'nın abisi."Açelya ben Doruk Kandemir."Çağrı Kandemir, ikinci isminin ne olduğunu merak ediyorum.

"Çağrı'nın abisi misiniz?"Doruk camın düğmesine bastığında cam açıldı."Evet.Merak etme kardeşlerin güvende."Başımı koltuğa yasladım."Teşekkür ederim bay Kandemir."Gülümseyip bakışlarını yüzüme çevirdi.

"Rica ederim ama bu benim yaptığım bir şey değil.Çağrı yaptı."Bakışlarımı yüzüne çevirdim, keskin yüz hatları vardı.Yeşil ve mavimsi bir göz rengine sahipti.Kahverengi dalgalı saçları yan tarafa doğru taranmıştı.Çağrı'da abisine mi benziyor acaba?"Yine de kardeşlerimi güvende tuttuğunuz için teşekkür ederim."

"Sen iyi bir kızsın.Çağrı'nın neden seni sevdiğini anlayabiliyorum."Dediğinde kaşlarımı çattım."Açıkçası ben hâlâ anlayamıyorum."Doruk elini torpido gözüne götürdüğünde hafifçe geri çekildim.İçinden çikolata alıp bana uzattı."Yer misin? Kızım genellikle dolduruyor torpido gözünü."Kibarca 'hayır, teşekkür ederim' dedim.

"Sana söylediğimi sakın söyleme.Babam annemi Çağrı'nın gözleri önünde on altı yerinden bıçakladı.Çağrı sekiz yaşındaydı, ben ise on yedi yaşındaydım."Bir süre sessizce arabayı sürdü."Açıkçası benim ne annem ile ne de babam ile evlat oğul ilişkim yoktu.Çağrı annem ile anlaşıyordu."Direksiyonu daha sıkı sıktı.

"Açelya, Çağrı'nın bağlanma sorunları var.Hayatı boyunca bir tek bana güveniyordu, intihar ettiğini öğrendiğimde delirdim.Kardeşim senden önce ölüydü, sen onu hayata döndürdün.Onu iyileştiren kişi sensin.Seni tanımadan önce neden bu kadar seviyor anlamazdım.Sen iyi bir insansın."Dudaklarımı araladım, ne söylemem gerekiyor? Babası nasıl bu kadar cani olabilir? On altı bıçak kesiği Çağrı'yı canından ayırdı.

On altı bıçak kesiği Çağrı'nın yarası oldu.

On altı, bir sayı gerçekten can yakar mıydı? Yakıyormuş, Çağrı'nın canını yakıyormuş.On altı kesik can yakarmış."Anneniz ve babanız ile aranız neden iyi değildi? Çok üzgünüm eğer rahatsız oluyorsan söylemeyin."Direksiyondaki elleri titremişti.

"Ben istenmeyen çocuğum.Annem Çağrı'yı benden daha çok seviyordu."Bunu derken gülüyordu, acısını gizlemek için gülümsemesini kullanıyordu."Babamla ikimizin de arası iyi değildi hatta...Bence bunları Çağrı anlatsa daha iyi olur."

"Tamam.Anlattığınız için teşekkür ederim."Bir kaç dakika sonra büyük siyah renk olan bir malikanenin önüne gelmiştim.Sanırım evleri burasıydı.Doruk kapımı açtığında teşekkür ettim.İkimizde içeri girene kadar konuşmadık.Bana sarılan bedenlerle sarsıldım.Burak, Elif, Neva ve Cihan bana sarılmışlardı.

"Yemin ederim hastaneyi basacaktım ama izin vermediler.Bugün gelecek diyip durdu bunun kardeşi."Burak gülerek söylediğinde Çağrı olduğunu anladım."Ben iyiyim ama biraz daha böyle durarsanız yaram açılacak."

Elif öfkeli gözlerle hafifçe omzuma vurdu.Elif sevgisini gösteremiyordu.Ama burada bu grubu yöneten ve çocukları gibi seven kişiydi."Eğer bir daha dikkatli olmazsan seni ben öldürürüm."

"Elif rahat bırak onu.Bir iyileşsin sonra tehdit et."Cihan yanaklarımı sıktığında yüzümü buruşturdum."Özledik seni Açelya."Gülümseyip hafifçe geri çekildim."Bende sizi özledim."Doruk içeri girelim dediğinde içeri geçtik.Salon üç oda büyüklüğündeydi, siyah ve gri renklerle döşenmiş.Koltuktan kalkıp koşarak yanıma gelen Umut'a sarıldım."Abla!"Burnumu saçlarına daldırıp, saçlarını kokladım.

"Abla bir tane abi oyun oynuyoruz dedi, gerçek mi söyledi?" Gülümsedim, Çağrı."Evet oyun.Şimdi gidiyoruz."Umut geri çekildiğinde Aslı hanımın kolları arasındaydım, saçlarımı okşadığında gözlerimi kapadım."Güvendesin kızım.Artık eve gidiyoruz."Geri çekilip yanağıma dokunduğunda gözlerine baktım."Eve mi?"

"Eve, evimize gidiyoruz."Ilgın yanıma gelip sarıldığında sarıldım.Aslı hanım bir süre Doruk beye teşekkür etti."İsterseniz sizi evine bırakayım."Başımı hayır anlamında salladım."Hayır, teşekkür ederim yardımlarınız için."

"Gençler evin adresini biliyorsunuz, sizin gidin biz geliyoruz."Elif anında konuştu"Ah hayır siz dinlenin, biz konuşuruz."Dediğinde Aslı hanım tamam dedi.Onlar çıktılar."Tekrar teşekkür ederim Doruk bey."

"Rica ederim."Umut'un elini tutup evden çıktık.Ilgın ondan destek almamı istediğinde fazla ağırlığımı vermeden kolundan tuttum."Hadi binelim arabaya."Siyah Polo arabasının kapısını açtığında Ilgın ve Umut arka koltuğa oturdular.Ben ön koltuğa oturdum.Aslı hanım arabayı çalıştırıp sürdüğünde camı açtım."O adamı öldüreceğim."Dediğinde başımı cama yasladım.Acaba ne yapmıştı?

"Babam nerede?"Dediğimde Ilgın telefonumu verdi."Sahte kaçakçılıktan, uyuşturucu sattığından ve kasten kendi kızını bıçaklamaktan hapishaneye girdi."Dediğinde şaşkınlıkla Aslı hanıma baktım.Uyuşturucu kullanmazdı babam."Ama nasıl?"

"Boşver, pislik artık bizi rahatsız etmeyecek."Alnımı ovuşturdum, hapishaneye girmişti."Eşyalarımı nasıl alacağız?" Dediğimde Aslı hanım bakışlarını bana çevirdi."Doruk bey halletti."Çağrı yapmış olmalı sanırım.Çağrı'nın sayesinde hayatım yola girecek.Ona çok şey borçluyum.

🍂

Varış noktasına ulaştığımızda arabadan indik.Bakışlarımı etrafta gezdirdim.Siyah bahçesi olan prefabrik evdi, iki katlı.Kenarda havuz vardı, bahçede sümbül ve lale çiçekleri yetişmiş.Evin yanında sallancak ve kaydırak var."Umut oğlum sallancağa binmek ister misin?"Umut hevesle evet dediğinde Aslı hanım elini tutup sallancağa doğru götürdü.

Evin kapısını açtığımda Ilgın ile içeri girdik.Siyah, gri ve beyaz renklerle döşenmişti.Bizim eski kaldığımız dairenin bir kaç metre uzaklıktaydı."Tuhaf hissediyorum."Ilgın'a doğru dönüp omzuna dokundum."Neden tuhaf hissediyorsun?"

"Yeni bir yaşam, yeni bir hayat.Umarım Umut mutlu olur."Başımı evet anlamında sallayıp koltuğa oturdum."Senin odan üst katta, merdivenin yanında."Ilgın söylediğinde yanağından öpüp üst kata çıktım.'Açelya' yazan odanın kapısını açtım.Benim evim, benim yuvam.Yeni yaşamımı babam etkileyecek mi? Ölüm ile tekrar göz göze gelecek miyim?

Babam tarafından öldürülecek miyim? Ölümüm kendi ebeveynim tarafından mı olacaktı? Elimi saçlarımın arasından geçirdim.Kapıyı kapatıp odaya göz gezdirdim.Siyah, gri ve beyaz renklerle döşenmiş.Çift kişilik bir yatak, çalışma masası.Makyaj masası, okuduğum kitapların olduğu kitaplık rafı.Odada özel banyo vardı, eşyalarım odadaydı.Dolabın kapağını açtım, kıyafetlerim dolaptaydı.

Yatağa uzandım, başımı yastığa yaslayıp gözlerimi kapadım.Oda hayallerimdeki odaya benziyordu.Hayallerimin gerçekleştiği oda.Çağrı sayesinde buradaydım, Çağrı sayesinde yeni hayatıma başladım.Çağrı beni kurtardı, söz verdiği gibi beni kurtardı.Çağrı bu kadar kısa sürede beni kendine bağladı.

Bu aşk değildi bunu biliyorum. Aşk bu kadar kolay bir şey değil.Aşık olmam için onu tanımam lazım.Günlerin, yılların geçmesi lazım. Ama biliyorum ona alıştım.Belki arkadaşım olarak seviyorumdur, arkadaşım olarak seviyorum sanırım. Ona teşekkür etmeliyim, teşekkür edeceğim.

Telefonumu cebimden çıkardım.Ya rahatsız olursa?Ya artık benden hoşlanmıyorsa? Ya yeni birisini seviyorsa?Aramadan 'Çağrı' isimli numaraya parmağım titreyerek tıkladım.Anında açılmıştı, telefon başında mı bekliyordu? Bir süre sessizlik hüküm sürdü. Derin bir nefes aldım."Çağrı..."

"Bir kere daha Çağrı der misin?"Sesi endişeliydi, korkuyor gibiydi."Çağrı."Dediğimde gülümsediğini anlamıştım."Çağrı sana ölsün.Sen yeter ki yaşa."Kaşlarımı çattım, neden ölümü göze alıyor? "Çağrı teşekkür ederim."

"Ne için?" Dedi şaşkın bir ses tonuyla."Yaptıkların için sana minnettarım."Çağrı'nın bir süre sessiz durduğunu anladım."Mila gülümsemeni görmek için dünyayı bırak kendimi bile küle çeviririm.Ölmene izin veremem, canımı yakan kişiyi yakarım."

"Çağrı sormak istemiyorum ama bir şey öğrendim."Bir süre durakladı."Sor Mila."Dediğinde yutkundum."Annen...Çağrı bana bir kere ikinci defa sevdiğimi kaybedemem demiştin.Anneni kastetmiştin değil mi?"Çağrı'nın iç çekişini duydum.Bir süre Çağrı geçmişi ile boğuştu."Evet Mila.On altı bıçak darbesi annemi benden ayırdı.On altı kere gözümün önünde bıçaklandı."

"On altı bıçak darbesi beni annemden ayırdı Mila."Konuşucakken kelimeler dilimde öldü.Onu bu kadar yakan geçmişinin yaralarını açmak istemezdim."Ağlama Mila."Dediğinde akan gözyaşlarımı yeni fark etmiştim.

Beni benden daha iyi tanıyordu, gözyaşlarımı gülümseyerek silmeye çalıştım."Ağlamadım."

"Sil gözyaşlarını Mila.Sesinin tonundan ağladığını anlıyorum."Dediğinde güldüm, ağlamamış gibi davrandım."Benim için ağlama.Gözyaşlarını benim için akıtmaya değmez.Gözyaşların uğruna canımı veririm."

Gülümsemedim, kızmıştım.Ölümden bahsetilmesini sevmiyorum.Ölümle burun buruna gelmiştim.Dudaklarımın arasından çaresizce bir nefes çekildi."Çağrı teşekkür ederim."Dedim iç çekişlerimin arasında."Teşekkür etmene gerek yok.Ben bir şey yapmadım Açe-"Sözünü hızlıca kestim.

"Mila yalnızca sana Mila."Gülümsedi, gülümsemesini görmek isterdim.Dudaklarının arasından kaçan gülümsemelere sebep olmak isterdim.Yanımda gülsün, yanımda eğlensin isterdim. Gülümsemesine ihtiyacım var, sarılmasına ihtiyacım var."Mila'm sadece bana Mila."

"Çağrı telefonu kapatma olur mu?" Yorganı üstüme çekerken konuşmasını bekledim."Bekle Mila."Dediğinde telefonu hoparlöre aldım.Telefonu yüzümün yanına yerleştirdim."Tamam, telefonu hoparlöre alıyorum."

"Tamam Çağrı."Dediğimde nefes alış verişini duydum."İyi geceler Mila."Dediğinde gülümsedim."İyi geceler Çağrı."Bir süre boyunca Çağrı'nın nefes alış verişini dinledim.Nefesini dinleyerek uykuya dalıyordum...

🍂

Kapının çalma sesiyle uyandım.Gözlerimi aralayıp uykulu bir sesle konuştum."Kahvaltı hazır tatlım hadi aşağıya gel."Aslı hanım gülümseyerek konuşmuştu.Kafamı tamam anlamında salladığımda Aslı hanım aşağı kata indi.Elimi saçlarımdan geçirip yataktan telefonumu aldım.Şarjım bitmişti, oflayarak çekmeceden şarjımı çıkarıp prize taktım.

Odadan çıkıp merdivenlere yöneldim.Çağrı uyanmış mıdır acaba? Uyanmış olmalı okul saati gelmişti.Düşüncelerimde boğulurken Ilgın, Umut ve Aslı hanımın oturduğu masaya doğru ilerledim.Çağrı'nın annesi ile olan olayı beni etkilemişti.Küçücük yaşında buna şahit olmuştu.Kim bilir içinde ne acılar vardır?

Kaç yıldır kim bilir nasıl acı çekiyor?Ilgın'ın karşına, Umut'un yanına oturdum.Umut gülümseyerek Aslı hanım ile konuşuyordu.Umut alışacaktı, böylesi daha iyi olacak.Ilgın'ın bakışları durgundu, çatalını tabakta oynatıyordu."Ilgın iyi misin?"Ilgın gözlerime yalancı bir gülümseme ile baktı."İyiyim Açelya ne oldu?"

Ekmeğe bal sürüp yerken cevapladım."Sonra konuşacağız bunu."Kafasını tamam anlamında salladı.Aslı hanım bakışlarını Ilgın'a çevirdi."Ilgın anneciğim iyi misin?"Ilgın 'anneciğim' lafını duymasıyla bakışlarını Aslı hanıma sabitledi."İyiyim, Açelya ben okula gidiyorum."

Ilgın evden çıkana kadar bakışlarımla takip ettim."Sizin işe gitmeniz lazım isterseniz ben bugün okula gitmeyeceğim."Aslı hanım başına hayır anlamında salladı."Doruk bey iki gün izin verdi.. Teyzen yarın geliyor buraya.Ben çalışırken Umut'a bakacak."

"Peki." Dedikten sonra Umut'un yanağını öpüp üst kata çıktım.Telefonumu şarjdan çıkardım.Çağrı mesaj atmıştı,gece ve şimdi.

Çağrı:Mila?

Çağrı:Uyudun mu?

(00:00)

Çağrı:Uyumuş benim güzelim.

Çağrı:Umarım üstünü örtmüşsündür.

Çağrı:Keşke sana uyurken sarılabilsem

Çağrı:İyi geceler Mila'm.

Çağrı:Günaydın Mila.

(06:56)

Mila'm:Günaydın Çağrı.

Mila'm:Ne zaman uyandın?

Çağrı:Hiç uyumadım ki.

Mila'm:Neden?

Çağrı:Huzurlu nefes alış verişini dinliyordum.

Mila'm: Gereksiz değilmi?

Çağrı:Huzurlu nefesin gereksiz değil.

Mila'm:Çağrı...

Mila'm: Teşekkür ederim.

Çağrı:Ne için?

Mila'm:Her şey için.

Mila'm: Hayatıma girdiğin için.

(Gönderilemedi)

Çağrı: Teşekkür etme Mila.

Çağrı:Ben senin için her şeyi yaparım, yapacağım.

Çağrı:Mutlu olman için,

Çağrı:gözlerinin içi gülsün diye ölürüm Mila.

Çağrı:En çok sen, en çok sen mutluluğu hak ediyorsun.

Çağrı:Sana bu mutluluğu vereceğim.

Çağrı:Yemin ederim yüzün gülecek.

Çağrı:Sonunda mutlu olacaksın.

Çağrı:Bu hikaye mutlu bitecek.

Mila'm:Bu hikâyenin mutlu biteceğinden emin misin?

Çağrı:Değilim Mila.

Çağrı: Değiştireceğim, hikâyemiz mutlu olacak.

Loading...
0%