Yeni Üyelik
2.
Bölüm

1. Bölüm

@iremm4t

 

Oy ve yorum yapmayı unutmayın lütfen.

 

Şarkı: Yasemin Mori'nin N'olur N'olur N'olur şarkısı

 

 

Burada olmak benim hayalimdi çünkü ben daha 7 yaşındayken anne ve babamı kimse kurtaramamıştı, kimse onları iyileştirememişti . o günü ömrümün sonuna kadar unutamam ; ailemi kaybettiğim gündü.

 

 

Yüzlerini yavaş yavaş unuttuğum anne ve babamı nasıl unutabilirim ? Bu beni kötü bir insan mı yapar ? İnsan en çok hatırlamak istediği kişileri unutuyormuş; oysa ben onları senelerce unutmamak için hep hatırlamaya çalışıyorum . Belki onlar ailemi kurtaramadı ama ben başkalarının ailelerini kurtarmak istediğim için bu mesleği yapıyorum . Seviyordum mesleğimi . Artık doktor Çilem Çakırdım.

 

 

Düşüncelerden sıyrılıp ameliyathanenin çıkışına doğru ilerledim . Hastanın ameliyatı toplamda 5 saat sürmüştü; epey zorlanmıştım . Neyse ki sorunsuz bir şekilde hastayı kurtarabilmiştim. Kapı açılır açılmaz koridordaki kalabalığı görünce afalladım; neredeyse hepsi 2 metre uzunluktaydı. Hepsi birden kalkıp bana doğru gelmeye başladılar ve bir kadın konuşmaya başladı:

 

 

"Doktor hanım , durumu ne ? İyileşti değil mi oğlum ? İyileşmiştir benim oğlum ." Kadına doğru baktım ; gözleri ağlamaktan kızarmış ve şişmişti . Kadına hafifçe gülümseyip ağzımdaki maskeyi çıkardım . Daha sonra üniformalı bir asker bana bakıp "Durumu ne , Doktor hanım ? İyileşti benim kardeşim değil mi?" diye sordu . Daha fazla sessiz kalıp onları kötü düşüncelere sokmak istemediğim için konuşmaya başladım : " Neyse ki tam zamanında hastayı getirmişsiniz . Ameliyat başarıyla sonuçlandı ama bu hastanın ilk 24 saat riskte olacağı anlamına geliyor. Hastayı yoğun bakımda göz altında bulunduracağız . Durumunu öğrenebilmek için geçmiş olsun " dedim .

 

 

Hepsi hep bir ağızdan " oh " çekip birbirine sarılıp gülümsediler . Başka bir asker bana bakıp "Allah sizden razı olsun , kardeşimi kurtardınız , hakkınızı ödeyemeyiz ." dedi . Ben de hiç beklemeden " Olur mu öyle şey efendim , bu benim görevim . Asıl biz size teşekkür ederiz , bizi koruduğunuz , rahat bir yaşam biçimi sağladığınız için " dedim ve gülümseyerek ilerledim .

 

 

Yüzümdeki gülümseme silinmemişti . Hemen üzerimdeki ameliyat kıyafetlerinden kurtulup kendi kıyafetlerimi giydim ve hastane çıkışına doğru gittim . Arkadaşımla birlikte lojmanda yaşayacaktım . Lojmanı amcam halletmişti ; kendisi asker olduğu için bunu yapması zor olmamıştı. Ailem vefat ettikten sonra beni yanına alıp ilgilenmişti; kendisi babam gibiydi . Çoğunlukla baba derdim kendisine ; hakkını asla ödeyemezdim . Lojman hastaneye yakın olduğu için hastaneye gidip gelmem daha kolaydı. Lojmana yaklaştığımda telefonum çalmaya başladı arayan amcamdı. Yüzümde bir gülümsemeyle telefonu açtım ve sesini duydum :

 

 

" kızım" dedi . Ben de " babam" diye karşılık verdim . telefonun ucundan gülüşünün sesi geldi : " Hastanede misin, çilemim " diye sordu . Gülümseyerek " Hayır babacığım , eve doğru yürüyorum , hastaneden biraz önce çıktım ." dedim. Babam " Nasıl, sevdin mi orayı güzel miydi çilemim ?" dedi. Ben de " Evet, sevdim , güzel gibi duruyor ." dedim . Babam " Anladım, nur yüzlüm , kurban olduğum , sen şimdi yorulmuşsundur , çok tutmayayım seni , gidip biraz dinlen . Seni seviyorum , nur yüzlüm ." deyince " Tamam, görüşürüz babacığım , bende de seni seviyorum ." dedim ve telefonu kapattım .

 

 

merdivenlerde yürümeye başladım .Evin kapısına geldiğimde anahtarımı çantadan çıkarmaya üşendiğim için Ebru'nun evde olduğunu umarakederek zili çaldım.Birkaçkaç dakika sonra Ebru kapıyı açtı ve bana "Geldinmi başımın çilesi?" deyince içeri adım atıp "Yok, daha yoldayım Ebrucuğum" dedim ve birlikte gülmeye başladık.Montumu ve çantamı dolaba astıktan sonra salona doğru yürümeye başladım ve önüme gelen ilk koltuğa kendimi atıp uzandım.Saat gece 11'di büyük ihtimalle ebru hemen yanıma gelip "Sen şimdi acıkmışsındır başımın çilesi, bekle burada akşam için makarna yapmıştım, ısıtıp getireyim sana" dedi ve mutfağa gitti.

 

 

Ebru'yla ortaokuldan beri arkadaştık ve o her anımda yanımda olmuştu; kendisi arkadaşım gibi değil, kardeşim gibiydi.Kendisi başarılı bir ögretmendi.Elinde bir tabakla bana doğru gelince gülümsedim, tabağı önüme koydu ve yanıma oturdu. "birde ağzına ben sokayım istiyorsan" diye kızınca hemen kalkıp makarnayı yemeye başladım.

 

 

O kadar çok acıkmıştım ki ikinci tabağı bile yedim. Ebru konuşmaya başladı: "Eee, anlatmicakmisin bugün hastanede ne yaptın, günün nasıldı?"

Makarnayımakarnayı bitirip boş tabağı sehpanın üzerine koydum ve konuşmaya başladım: "Biraz yorucuydu, hastane aşırı yoğundu.Bir asker yaralanmıştı, onu ameliyat yaptım.Durumu şuan iyi, öyle yani" diyip sustum.

 

Ebru, yorulduğumu anlayacak ki fazla konuşmadan beni saldı.Salondan çıkıp hemen ılık bir duşa girdim, biraz kendime gelmem amacıyla saçlarımı hafif nemli bırakıp odama doğru ilerledim. Bir kaç bakım ürünü kullanıp yatağıma gidip oturur pozisyonda telefonumda biraz gezindikten sonra uyudum.

 

🌅

 

 

Sabah saat 7 ' de alarm sesiyle uyandım ve hemen hazırlanmaya başladım . Üzerime beyaz boğazlı bir kazak ve onun üzerine de krem rengi bir hırka giydim . altıma da beyaz pantolonumu geçirip makyaj masasina yöneldim ve hafif bir makyaj yapıp aynadan kendime biraz göz attıktan sonra odadan çıktım.

 

 

(Çilem'in giydikleri)

 

Ebru zaten çoktan hazırlanıp kahvaltıyı hazırlamıştı bile . Hemen masaya doğru ilerleyip o nefis kokunun nereden geldiğini çözmeye çalıştım . Masaya geldiğimde kahvaltıda resmen bir tek kuş sütü eksikti . Hemen sandalyeye kurulup "hoooaayy maşallah" dedim ve hemen ağzımı tıkasıya doldurdum . Ebru bu halime kahkaha attı, " Yavaş yavaş kızım , kaçmıyor , sakin ol , hepsi senin" dedi ama ben hâlâ yemeye devam ediyordum .

 

 

En son o kadar yediğim için göbeğimle bakışıyordum. Ebru'yla masayı toparladım ve bulaşıkları makineye koyduktan sonra dolaba gidip montumu ve çantamı alıp ayakkabılarımı giydim .

 

Ebru'yla birlikte aşağı indik . Ebru, arabayla okula gideceği için beni de yol üstünde hastaneye bırakacaktı. ebru ikimizin favori şarkılarından olan Yasemin Mori'nin "N 'olur N'olur N'olur " şarkısını açtı ve birlikte bağırarak söylemeye başladık .

 

 

Bir adım atsan bana doğru

Görüversen sonra beni

Ne hali varsa yalnızlığın

O beni görse bari

 

 

Bir kere olsun n'olur n'olur

Göz göze gelsek senle sonra

Dursa bir anda tüm yalanlar

Unutsak neymiş dünya hali

 

 

Esas söylediğim

Bak ben zır deliyim

Ya benimsin ya da ölüsün

Budur tek söylediğim

N'olur, N'olur, N'olur N'olur

 

Hastanenin önüne geldiğimizde durdu ve bana dönüp , " hadi akşama görüşürüz , seni seviyorum bebiko" diyip yanaklarımdan öptü. Ben de ona karşılık verip onun yanaklarını öpüp , "Akşam görüşürüz , ben de seni seviyorum bal peteğim" dedim ve arabadan inip hastanenin içine doğru yürüdüm .

 

Yanımdan geçen birkaç kaç hemşire selam verdi , bende de gülümseyip onlara selam verdim . Odama geçip üzerime beyaz önlüğümü giydikten sonra boynuma steteskopumu takıp hemşirenin yanına gidip dünkü hastanın durumunu sordum . Öğrendikten sonra yoğun bakıma hastaya bakmaya indim .

 

Yoğun bakımın koridoruna geldiğimde afalladım; dünkü kalabalık azalmamıştı, tam tersi çoğalmıştı. Yanlarından geçip yoğun bakımın kapısına geldiğimde beni fark ettiler ve ayağa kalktılar . 40 yaşında olduğunu düşündüğüm , 2 metre uzunluktaki adam önümde duran askerlere , "Çıksanıza lan , doktorun önünden geçsin itler" dedi ve askerler bir emir vermiş gibi anında önümden çekildiler .

 

şok bir şekilde onlara baktım ve yoğun bakımın içine girdim . içerde yatağa sığmayacak uzunlukta ve irilikte bir adam görünce daha çok şok oldum .

 

Ameliyat sırasında hiç dikkat etmemiştim ama oldukça uzun , iri ve yakışıklıydı. Siyah saçları, ve belirgin olan elmacık kemikleri , dolgun dudakları, küçük burnu ve hafif çıkan sakallarıyla oldukça yakışıklı ve karizmatik duruyordu . Ne dediğimi fark edip başımı iki yana sallayıp kendime geldim .

 

Hastaya doğru ilerledim ve kalp atışlarına , nabzına baktım . Gerekli notları aldıktan sonra riskleri atlattığını fark ettim . Tam yanından ayrılıyordum ki bir el kolumdan çekip kendisine çekince yatağın kenarına oturmak zorunda kaldım .

 

Şaşkınlıkla elin sahibine baktığımda ela gözleriyle bana bakıyordu . Birkaç kaç dakika öyle durarak birbirimize baktıktan sonra ağzından tek kelime çıktı: "Gitme." Demek oldu...

 

 

____________________________________

 

 

Bizim oğlan sonunda kizçemizle karşılaştı hep beraber bir oh çekiyoruz

 

Kitabım maalesef tutmadı kimse okumuyor ama ben bölüm atmaya devam edeceğim

 

En azından okuyanlar 1 oyu çok görmesinler o kadar yazıp düzenliyorum inanın bunlar kolay şeyler değil bu bölümü kaç defa okuduğumu ve düzenlediğimi bile bilmiyorum neyse fazla uzatmayayım

 

Şimdilik hoşçakal'ınnnnnnnnnn

 

 

Loading...
0%