@iremturker
|
Aras, Leyla ve Deniz sessizce geri çekilirken ormanın derinliklerinden gelen her küçük hışırtı, onları daha da tetikte tutuyordu. Aras, Leyla’ya dönüp, “Buradan çıkmalıyız. Bu gece daha fazla risk almayalım,” dedi. Ancak içgüdülerine karşı bir savaş veren Leyla, geri dönmek istemiyordu. Bu belirsizlik ve tehdit, onu daha da derine sürüklemeye başlamıştı. Üçü birlikte eve doğru dikkatlice geri dönerken, Aras güvenlik sisteminin aktif olduğundan emin olmak için evin etrafını bir kez daha kontrol etti. Deniz, bilgisayar başına geçerek kamera görüntülerini yeniden izlemeye başladı. Gözlerindeki yorgunluk, olayların ağırlığını ele veriyordu. Bu takip, sadece fiziksel bir meydan okuma değil, aynı zamanda psikolojik bir savaştı ve bu savaş onları yıpratıyordu. “İzlerin ormanda birden kesilmesi çok garip,” diye düşündü Deniz yüksek sesle. “Sanki bizi tuzağa çekmek için oradaymış gibiydi.” Leyla, Aras’a bakarak, “Bu kişinin kim olduğunu bulmalıyız. Eğer Baran’ın ölümüyle ilgili daha fazla bilgiye ulaşamazsak, her an daha tehlikeli bir hale gelebiliriz,” dedi. Aras, Leyla’nın gözlerindeki kararlılığı gördü. Bu işi yarım bırakmanın artık bir seçenek olmadığını ikisi de biliyordu. “Bu kişinin bir bağlantısı var,” diye söze girdi Aras. “Baran’la ya da onun çevresiyle ilgili bir şeyler biliyor. Ama bu bilgi sadece tehdit mesajlarıyla sınırlı kalmıyor. Daha fazla şey öğrenmeliyiz.” O sırada Deniz, bilgisayar ekranında yeni bir şey fark etti. “Bir dakika,” dedi heyecanla. “Şu görüntüyü durdurun.” Ekranda beliren figür, ormanda kaybolan kişinin karaltısına benziyordu. Ancak bu kez figürün elinde bir şey taşıdığı net bir şekilde görülebiliyordu. Deniz, görüntüyü daha da büyüterek dikkatle inceledi. Figür, bir belge veya dosya gibi bir şey taşıyor gibiydi. “Bu bir dosya gibi görünüyor,” dedi Deniz. “Belki de Baran’a ait bir şey. Eğer onu bulabilirsek, bu işin arkasındaki sırrı çözebiliriz.” Leyla heyecanla Aras’a döndü. “O dosyayı bulmalıyız. Belki de Baran’ın sakladığı sır bu dosyada.” Aras derin bir nefes aldı, kafasındaki düşüncelerle bir an duraksadı. “Tamam,” dedi. “Ama bunu akıllıca yapmalıyız. Bu kişiyi yakalamadan ya da izini sürmeden hareket edemeyiz.” Ertesi gün, Aras, Leyla ve Deniz, daha fazla bilgi toplamak amacıyla Baran’ın eskiden yaşadığı evi ziyaret etmeye karar verdiler. Oraya gittiklerinde, evin terk edilmiş havası hemen dikkatlerini çekti. Aras, evin kapısını açarken içeride ne bulacaklarını kestiremiyordu, ama bu işin peşini bırakmaya niyetli değildi. Evin içi, yıllardır el sürülmemiş gibiydi. Tozlanmış eşyalar, kırık camlar ve eski anılarla dolu bu mekan, onları geçmişin karanlık izlerine götürüyordu. Deniz, hemen dikkatlice çevreyi incelemeye başladı, Leyla ise Baran’ın eski çalışma odasına yöneldi. Kapıyı açtığında, odanın karanlık ve kasvetli havası içinde bir şeylerin saklandığını hissetti. Aras, Leyla’nın peşinden odaya girdi. “Burada bir şeyler olmalı,” dedi fısıltıyla. Leyla, odadaki eski dolaba yönelerek dikkatle rafları kontrol etti. Eski dosyalar, sararmış belgeler ve dağınık notlar arasında arayışını sürdürdü. O sırada Aras, masanın üzerindeki eski bir çekmeceyi açtı. İçinde birkaç sararmış fotoğraf ve küçük bir anahtar buldu. “Leyla, şuna bak,” dedi Aras, anahtarı göstererek. Anahtarın üzerinde eski bir harf kazınmıştı. Baran’ın isminin baş harfi olan “B.” Leyla heyecanla Aras’ın yanına geldi. “Bu anahtar, burada bir şeyi açmalı. Belki de Baran’ın sakladığı bir kutu ya da gizli bir bölme.” Deniz, bu sırada odanın diğer köşesinde eski bir halının altında bir kapak fark etti. “Hey, burada bir şey var!” diye seslendi. Aras ve Leyla, Deniz’in yanına koşarak kapağı açmaya çalıştılar. Küçük anahtar, tam olarak bu kapağın kilidine uyuyordu. Aras anahtarı çevirdi ve kapağı yavaşça açtığında, içinde bir kutu buldular. Kutunun içi, eski belgeler, bazı fotoğraflar ve bir kasetle doluydu. Leyla, belgeleri dikkatle incelemeye başladı. “Bunlar Baran’ın son zamanlarda üzerinde çalıştığı bir dosya gibi görünüyor. Sanırım burada aradığımız cevaplar olabilir.” Aras, kaseti eline aldı, üzerinde hiçbir yazı olmayan bu eski kaset, onların ilgisini çekmişti. “Bu kaseti dinlemeliyiz,” dedi kararlı bir şekilde. Deniz hemen bilgisayarını çıkararak kaseti oynatmak için hazırlık yaptı. Kasetin içeriği, belki de Baran’ın ölümünün ardındaki sırların anahtarıydı. Kaseti oynattıklarında, derinden gelen bir ses yankılandı. Baran’ın sesi olduğunu anladılar. Baran, kayıtta, tehdit edildiğini ve bir şeylerin peşinde olduğunu anlatıyordu. “Bu sırrı korumak zorundayım,” diyordu Baran. “Bunu öğrenen herkes tehlikede olacak. Eğer bunu dinliyorsanız, dikkatli olun. Onlar her yerde.” Leyla, Baran’ın sesini duyarken tüylerinin diken diken olduğunu hissetti. Bu, sadece bir sır değil, aynı zamanda ölümcül bir oyunun da başlangıcıydı. Aras, Leyla’ya döndü, gözleri kararlı ve sertti. “Bu işin ardında kim varsa, onunla yüzleşeceğiz. Bu savaşı kazanmak zorundayız.” Leyla, Aras’ın bu kararlılığını hissetti. Artık sadece Baran’ın sırrını çözmek değil, aynı zamanda kendi hayatlarını korumak ve bu gizemi sonuna kadar çözmek zorundaydılar. Bu tehlikeli yolculukta artık geri dönüş yoktu ve Leyla, Aras ve Deniz, karşılarına çıkacak her türlü zorluğa karşı birlikte savaşmaya kararlıydılar. |
0% |