Matias bize doğru döndü ve

"İşte karşınızda Arthus'un mekanı yanlız sizi uyarıyım Arthus'un mekanın böyle odluğuna bakmayın kendisi hiç bir şekilde başı boş birine benzemez."

"O zaman alacağımız şey herneyse alıp gidelim."

Dedi sopiha bu yerden tiksinmişcesine,ve yavaşça içeri girdik etrafta kimsecikler yoktu,yinde bizler attığımız her adıma dikkat ediyorduk. Nitekim öyle sesizdik ki soluduğumuz havayı vermeyi bile unutmuştuk derken arkamızdan gelen boğuk bir ses

"Pazarlığı sadece ben yaparım demedim mi!"

Arkamızı döndük bu arthustu. Ve matias'ın dediği gibi başı boş birine benzemiyordu, bir kere kemerinde kendince geliştirdiği bir çok iksir vardı ama en göze batanı kemerinin sağ tarafına sıkıca bağlanmış bir kürreydi. Hepimiz küreye bakarken Arthus konuşmaya devam etti

"Siz ergen varisler benim işime karışmaktan başka bir işe yaramıyorsunuz, kendi krallıkarınıza yaptığınız soytarılıklar bitti şimdi burayı mi işgal edeceksiniz!"

Dedi ve kemerinin sağ tarafında tutuğu küreyi eline alarak

"Bunun için buradasınız dimi şaklabanlık-

"Yeter!"

Diye bağırdı birden Lynn, gözlerini öfkeyle açmış bir anka kuşu kadar sinirli bir biçimde;

"Bir kere bizler öyle şaklaban yada ergen varis lakapları takabilceğin birileri değiliz, bu şeyleri krallığı yönetenlere söyleye bil-

Bir anda arthus lynn'ının ağzına doğru bir kılıç çekti. Zavallı Lynn geriye doğru adım atınca bundan mutlu olmuş olan arthus

"Evet o aiellerinizde karşı çıktım, hem madem bu kadar saygılısınız küçük hanım niye başkasının mekanında birine bağrıyorsunuz?"

Lynn daha fazla deliye dönmüş şekilde arthus'un üzerine atlayacakken matias onu tuttu, ve onun yerine öne geçerek bir adım daha attı bu sırada bizler yarı korku ve hepimizi sarmış öfke ile olduğumuz yerde kala kalmıştık. Derken matias'ın sesini duydum

"O küreyi vermek için ne istiyorsun?"

"Matias wizard, bence ne istediğimi biliyorsun?"

Matias tek kaşını kaldırıp yüzünü ekşitti bizelerse göz ucuyla bir ona bir arthus'a bakıyorduk derken tekrardan matias'ın sesi;

"O küreyi vermek için ne istiyorsun?"

Dedi tekrar'dan matias ama arthus cevap vermiyordu artık dayanamadım ve

"Bak arthus ben olsam o küreyi verridim çünkü işin ucunda sadece biz asilerin yada nadir türlerin değil sizlerinde canı var!, bu açıklayıcı oldu mu?"

" Kürenin özel bir yeteneği var sizi ejderhalar'dan koruyor ama madem öyle sizlerden mor kehanet cadısını bulmınızı ve buraya getirmenizi istiyorum. Yarına kadar vaktiniz var."

Dedi ve etrafı bir dumanla kapladı, bizler daha ne olduğunu analamdan kendimizi dışarda bulduk. Daha ilk sorunu halladememişken şimdi onun ortaya çıkartığı 2. Sorun ile karşı karşıyaydık