@karanlikprenses
|
Selam. Umarım iyisinizdir. İyi okumalar. Gözlerimi yavaşça araladım. Burası neresi idi? Karanlık duvarlarında koyu tonlarda boyalar ile korkunç resimler çizilmiş bir odaydı. Beni en son bir el çekmişti. Ne kadar korksamda kaçmaya çalışmıştım. Daha sonra bir s. sesi gelmişti. Ve daha sonra Kumsal'ın çığlığı. Koşarak sesinin geldiği yöne doğru koşmaya başlamıştım. Kumsal k.n.ar içerisinde yerde yatıyordu. Daha sonra bacağımda bir ağrı hissettim. Daha sonrasını hatırlamıyordum. Yoksa bizi bulmuşlar mıydı? Kumsal' a bir şey yaparlarsa onların son gördükleri kişi ben olurdum. Zaman kaybetmeden Kumsal' ı bulmam gerekti. Her dakika değil sanise bile çok önemliydi. Koltuktan kalkmaya çalıştım ama kalkamadım. Ayağım çok acımıştı. Ayağıma baktığımda sarılı olduğunu gördüm. Ama bunu saran kişi doktor veya hemşire değildi. Daha önce kolum sargıya alınmıştı. Kalem tutmaktan incildiği için. Ve daha değişik sarmışlardı . Ayağımdaki sargıya rağmen acı içinde kalkmaya çalıştım. Bu acı ömemsizdi. Bir an önce Kumsal' ı bulmam gerekiyor. Kapı açıldı. İçeriye uzun siyah gözlü bir adam geldi. Bu o adamdı. Beni o gün saklayan adam. Ya bu adamam ya onların tuttuğu bir ajansa. Ona güvenemezdim. Onu görmezden gelerek yeniden kalkmaya çalıştım. Şuanda düşünmem gereken şey bu adamın ajan olup olmadığı değil Kumsal' ı bulmaktı. Adam ban doğru - Ne yapmaya çalışıyorsun ! Yine bileğini burkçaksın! Soleil - Bu seni ilgilendirmez! Kumsal nerde! - Arkadaşın baygın bir şekilde uyuyor. Hafıza kaybı geçerime ihtimali varmış. Soleil- Beni hemen Kumsal' ın yanına götür! - Senden emir almıyorum perçemli kız Soleil - Benim adım perçemli kız değil! Bu lakap neydi be . Perçemli kız senin takacağın lakaba neyse ağzımı bozmayacağım. O siyah gözlü çocuğu takip etmeye başladım. Bir yandan nerede olduğumu kestirmeye çalışıyordum. Bütün duvarlarda koyu tonlarda çizilmiş resimler vardı. Bazı duvarlar vardı ki duvarın bütünü boyanmıştı. Ayrıca burası çok tozluydu. Nefes alamıyordum tozdan. Hem Kumsal' ın toza karşı hassasiyeti vardı. Bu adamlar onun ajanı olsaydı bizim işimiz çoktan bitmişti. Zar zor adım atıyordum. Zorlandığım yerlerde duvara tutunuyordum. Bir yere dokundukça elim tozlanıyordu. En sonunda yere yığılcaktım. Siyah gözlü çocuk benim kolumdan tuttu. Bana yürümem de destek oluyordu. Ama hiç bir şekilde birbirimizle konuşmuyorduk. Kumsal kim bilir bu yerde ne kadar korkmuştur. Bu adamlar ne için bizi bu yere getirip birde bizi tedavi etmişlerdi ki. Biz sadece hiç sevilmemiş zavallı iki kızdık. Ayrıca biri olsa ve bizi görse bu devirde arkadına bakmadan kaçar. Bizim gibi başına sürekli bela gelen insanlarla kim uğemraşmak ister ki. Bizimle dost olan başına sürekli bela alıyordu. Hem bu adamların kötü niyetli olup olmadığı nasıl anlayacaktık ki. Bir dakika o adamın belinde s. mı var. Olum bu adamlar m.ya falan mı? Şimdi çok büyük bittik. Buyrun cenaze namazına. Evet bir bölümün daha sonuna geldik Umarım beğenirsiniz. Byyyyyyyyyyy.:)
|
0% |