@kazelina1
|
Hande Eve dönmüştüm ve bir takı tasarımcısı olarak artık siparişlerimle ilgilenmem gerekiyordu. Semih artık milli takımda olduğu için bir süre görüşemeyecektik muhtemelen. O, işine daha fazla asılacaktı; ben de öyle... Stüdyoma döndüğümde, masamın üzerindeki çizimlere göz atmaya başladım. Her biri, benim için birer hikaye taşıyan, farklı tarzlarda tasarladığım takıların siparişleri beni bekliyordu. Düğün yüzükleri, özel günler için tasarlanan kolyeler, günlük kullanım için şık bilezikler… Her biri benim yaratıcılığımın bir parçasıydı ve onları yapmak için hevesle bekliyordum. Yavaşça masama oturdum ve sipariş listemi inceledim. İlk sırada, nişanlısı için özel bir tasarım isteyen bir müşteri vardı. Gözlerim, siparişi aldığımda düşündüğüm tasarıma kaydı; çiçek motifleri ve zarif detaylarla dolu, romantik bir kolye… Ancak düşündüğüm kadar kolay olmayacağını biliyordum. Tasarımda, hem estetik hem de işlevsellik açısından müşteri beklentilerini karşılamak için özveriyle çalışmam gerekiyordu. Her çizim, farklı bir hikayeyi barındırıyordu ve benim işim, bu hikayeleri gerçeğe dönüştürmekti. Siparişleri toparlarken, annemi düşünmeden edemedim. O, hayallerimin her adımında yanımdaydı; bana hep “Sen yaparsın kızım” derdi. Şimdi ise onu kaybetmiş olmanın verdiği boşluk, içimde derin bir yara açmıştı. Onun anısını yaşatmanın en iyi yolu, ona ithafen bir koleksiyon tasarlamak olabilirdi. Bu fikir kafamda şekillenmeye başlarken, içimde bir heyecan yükseldi. Tasarım süreci bana her zaman terapi gibi gelirdi. Kafamdaki düşünceler dağıldıkça, elimdeki kalem daha hızlı hareket etmeye başladı. Bir tasarım, sadece estetik olmakla kalmıyor, aynı zamanda bir duygu taşımak zorundaydı. Annem hep çiçekleri severdi. Çizim defterime çiçek motifleri eklerken, bu tasarımı ona ithaf etmeye karar verdim. İnce işlenmiş yapraklar, zarif bir dokunuş ve her bir detay, onun zarafetini yansıtacaktı. Ancak iş sadece tasarım yapmakla bitmiyordu. Bir yandan sosyal medya hesaplarımı aktif tutmalı, diğer yandan siparişlerimi zamanında yetiştirmeliydim. Sosyal medya, işimi büyütmek için güçlü bir araçtı ve ben bu alanda daha fazla varlık göstermeye karar verdim. Sosyal medyada takipçi sayım yavaş yavaş artıyordu ama henüz yeterli değildi. Takipçilerime hem yeni tasarımlarımı hem de işimin arka planını göstermek, işime olan ilgiyi artırabilirdi. Bu yüzden içerik takvimimi oluşturmaya başladım. Her hafta düzenli olarak yeni koleksiyonlardan ipuçları paylaşmak, izleyicilerimi heyecanlandıracaktı. Yerel sanat fuarlarına katılma fikri de aklımdaydı. O fuarlar, sadece işimi sergilemekle kalmayacak, aynı zamanda iş dünyasında yeni bağlantılar kurmam için bir fırsat sunacaktı. Tasarımlarımın farklı insanların ellerine ulaşacağını bilmek, beni daha fazla motive ediyordu. Ancak fuarlara hazırlanmak için daha çok işim vardı. Koleksiyonlarımı tamamlamalı, onları sergileyebileceğim kaliteli standlar ve sunumlar hazırlamalıydım. Bunları düşünürken, bir yandan da yeni koleksiyonlarım üzerinde çalışmaya devam ettim. Doğadan ilham alan tasarımlar her zaman favorim olmuştu. Çiçekler, yapraklar, su damlaları… Her biri farklı bir anlam taşıyordu. Bu kez sadece doğadan değil, şehir hayatından da esinlenmek istiyordum. Modern dokular, geometrik formlar ve minimalist çizgilerle farklı bir şey denemek istiyordum. Bu, benim kariyerimde bir dönüm noktası olabilirdi. Bu sırada, eski bir müşterimden mesaj aldım. Geçen sene nişan yüzüğünü tasarladığım kadın, bu kez düğün takıları için yardım istiyordu. O dönemdeki çalışmalarım oldukça beğenilmişti ve şimdi daha büyük bir sorumluluk üstlenmemi istiyordu. Gözlerim parladı. Her sipariş, benim için yeni bir meydan okumaydı. Düğün için tasarlayacağım set, zarif ve aynı zamanda gösterişli olmalıydı. Gelin ve damadın hikayesini anlatan detaylar eklemek, işimi daha özel kılardı. Tasarım defterime bu yeni fikirleri not ederken, Semih’in bana destek olduğu günleri düşünmeye başladım. Onun bana söylediği basit bir cümle, “Hayallerinin peşinden koş Hande,” içimde derin bir yankı uyandırıyordu. Bu sözü her hatırladığımda, içimde yeni bir enerji doğuyordu. Semih yanımda olmasa da onun desteğini her zaman hissettim. O, hayallerini gerçekleştirmek için sahada ter dökerken, ben de atölyemde hayallerimi gerçeğe dönüştürmek için çalışıyordum. Zaman hızla akıyordu. Bir gün stüdyomda çalışırken, telefonum çaldı. Arayan, yerel bir televizyon kanalıydı. Takılarımın bir moda programında tanıtılması için beni davet ediyorlardı. Bu, benim için büyük bir fırsattı. Heyecanla teklifi kabul ettim ve hemen hazırlıklara başladım. Programda sergileyeceğim parçalar, hem doğadan ilham aldığım koleksiyonumdan hem de modern şehir yaşamını yansıtan tasarımlardan oluşacaktı. Her bir parça, beni ve tasarım anlayışımı en iyi şekilde temsil etmeliydi. Bu büyük gün gelip çattığında, stüdyoma döndüğümde annemin hatırasını bir kez daha içimde hissettim. Belki de her bir tasarımda onun izini bırakarak, onu yaşatıyordum. Annemin adını verdiğim yeni koleksiyonum, kısa sürede büyük ilgi görmeye başladı. Sosyal medyada koleksiyonum hakkında olumlu yorumlar yağmaya başladı ve takipçilerim artıyordu. Bu, kariyerim için büyük bir adımdı. Her geçen gün daha fazla çalıştıkça, hem işime olan tutkum hem de hayallerime olan inancım güçleniyordu. Semih ile uzun süre görüşemeyecek olmamız, beni daha da motive etti. Onun kariyerinde gösterdiği azim ve kararlılık, bana da ilham kaynağı oluyordu. Kendi alanımda başarılı olmanın yollarını bulmak için sürekli kendimi geliştiriyordum. Gelecekte neler olacağını bilmiyordum ama şunu biliyordum ki; hayallerimi gerçekleştirmek için elimden gelenin en iyisini yapacaktım. Annemin bana bıraktığı miras, sadece sevgi dolu anılar değil, aynı zamanda bana verdiği cesaret ve inançtı. O, her zaman arkamda bir destek olarak kalacak ve ben de onun hatırasını her bir tasarımımda yaşatacaktım. Stüdyoma döndüğümde, masama oturdum ve yeni tasarımlarım üzerinde çalışmaya başladım. Her bir çizim, yeni bir başlangıç, yeni bir hikaye anlamına geliyordu. Semih’in sahadaki başarısı, benim de atölyemdeki başarım olacaktı. Hayatın bize sunduğu her zorluğun üstesinden gelebileceğimi biliyordum. Ve belki de... Bu yeni tasarımlarla sadece kariyerimde değil, kalbimde de güçlü aşk için bir sayfa açıyordum.
|
0% |