@kazelina1
|
Hande Lansman sonrası evde Semih’le oturmuş keyifli bir akşam geçiriyorduk. İşlerden bunalmıştım ama lansmanın başarısı beni rahatlatıyordu. Sosyal medyada lansman hakkında yazılan yorumlara göz atarken, birden Semih’in telefonuna bir bildirim geldi. Semih bir anlığına telefonuna baktı ve ardından gülümseyerek telefonunu tekrar kenara koydu.
"Ne oldu, neden gülüyorsun?" diye sordum, hafif bir merakla.
“Bir hayranım fotoğrafını paylaşmış,” dedi rahatça. Bu normalde beni rahatsız etmeyecek bir durumdu; sonuçta Semih bir futbolcuydu ve birçok hayranı vardı. Ancak bu sefer içimde bir kıskançlık dalgası yükseldi.
"Hayran mı?" diye sordum, sesi sakin tutmaya çalışarak. "Nasıl bir fotoğraf bu?"
"Bir şey değil Hande, sadece normal bir fotoğraf. Milli takım formasıyla çekildiğim bir kare. Kız da yazmış işte, 'Semih ile fotoğraf çektirdim' falan..."
O an içimdeki kıskançlık iyice belirginleşti. Semih'e benden başkasının benim gibi davranması beni sinir ediyordu. Telefonumu elime alıp sosyal medyada gezinmeye başladım, belki de Semih’in bahsettiği fotoğrafı görürüm diye. Birkaç dakika sonra, karşıma çıktı. Bir kadın Semih’le olan fotoğrafını paylaşmış, ona övgüler yağdıran bir mesaj yazmıştı. Normalde böyle şeylere takılmazdım ama bu sefer, kadının fazlasıyla yakın durduğu ve Semih’e olan aşırı hayranlığı beni rahatsız etmişti. Fotoğrafın altında yüzlerce beğeni ve yorum vardı. Birçok kişi kadının söylediklerini destekler gibi görünüyor, "Ne şanslısın!" ve "Semih çok karizmatik!" gibi yorumlar yapıyordu.
Derin bir nefes aldım, ama içimdeki huzursuzluk büyüyordu. "Semih, bu kadın kim? Neden bu kadar yakınsınız?" dedim, telefonumu ona göstererek.
Semih kaşlarını çattı ve ekrana baktı. "Bu kız sadece bir hayran, Hande. Maçtan sonra fotoğraf çekilmek istedi, ben de kırmadım. Ne var bunda?"
"Ne var bunda mı?" dedim, istemsizce sesim yükseldi. "Bu kadar yakın durman ve kadının seni bu şekilde övmesi seni rahatsız etmiyor mu?"
Semih derin bir nefes alıp yüzüme baktı. "Hande, seni neden kıskandıracak bir şey yapayım ki? Bu sadece bir fotoğraf. Kadın hayranım diye onu reddetmek mi zorundayım?"
İçimdeki kıskançlık bir an için tüm mantıklı düşüncelerimi gölgede bıraktı. "Sadece... bilmiyorum, ama bu fotoğraf beni rahatsız etti. Herkes onun ne kadar şanslı olduğunu söylüyor ve sen de hiç umursamıyorsun! Üstelik senin benimle bir fotoğrafın bile yokken!"
Semih önce duraksadı. Fotoğrafımızın olmaması ona da tuhaf gelmiş olmalıydı. Sonra başını iki yana salladı, sabrını kaybetmemeye çalışarak. "Seni seviyorum Hande, bunu defalarca söyledim. Senin yerini kimse alamaz. Bir fotoğrafa bu kadar takılman gereksiz."
"Ben mi gereksiz yere takılıyorum?" dedim, sesimde hala bir öfke tonuyla. "Belki de sen beni anlamıyorsun. Etrafında böyle kadınlar varken nasıl kıskanmayayım?"
O an Semih’in yüzü ciddileşti, ama gözlerinde hala anlayış vardı. "Hande, seni çok seviyorum. Bu yüzden bu tartışmanın anlamsız olduğunu düşünüyorum. O kadın ya da başka biri umurumda bile değil. Benim için önemli olan sensin, bunu unutma."
Derin bir nefes aldım, aslında haklıydı. Kıskançlığımın ne kadar gereksiz olduğunu anlamaya başladım. Semih bana hiç bir şey gizlememişti ve ortada gerçekten de kıskanılacak bir durum yoktu. Ama bazen insan, sevdiği kişiyi kaybetme korkusuyla mantıksız tepkiler verebiliyordu.
"Özür dilerim," dedim yavaşça. "Sadece... seni kaybetmekten korkuyorum. Seni bu kadar çok sevdiğim için böyle hissediyorum."
Semih bana yaklaştı, ellerini yüzümün iki yanına koyarak gözlerime baktı. "Seni kaybetmeyeceğim Hande. Sen benim her şeyimsin, bunu unutma. Kıskançlık duyguların olabilir, bu normal. Ama bana güvenmelisin."
Gözlerim dolmuştu, Semih’in bu kadar anlayışlı olması beni duygulandırdı. "Biliyorum. Güveniyorum sana," dedim, hafifçe gülümseyerek. "Sadece bazen fazla düşünüyorum sanırım."
"Merak etme, ben her zaman yanındayım," dedi Semih, beni sıkıca sararak. "Bir fotoğraf için aramıza mesafe girmesine izin vermeyeceğim."
O an içimdeki tüm kıskançlık dağıldı ve yerini sıcak bir güven duygusu aldı. Semih’le aramızda ufak bir tartışma yaşasak da, bu sadece birbirimize olan sevgimizi ve bağlılığımızı pekiştiriyordu. Bazen kıskançlıklar, korkular olabilir ama önemli olan birbirimize olan güvenimizdi. Semih o an bana döndü. "Bekle" dedi, telefonundan kamerayı açtı ve bize doğru çevirdi. "Gülümse sevgilim." O an her şeyi unutup gülümsedim. Semih fotoğrafı hesabından paylaştı. Beni çok sevdiğini yazdı ve hesabımı etiketledi. Artık bir fotoğrafımız vardı ve ben o fotoğrafta hayran değildim.
|
0% |