Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. Bölüm İntikam Vakti.

@kirilmanoktasi

Yorucu bir gündü. Robert birazda olsa dinlenmek için koltuğuna oturdu. Robert; orta boylu hafif sakallı çok umursamaz ne neden olduğu için zerre sorgulamaz aptalın önde gideni bir adamdı.

 

Umursuzdu istemediği kişiler ondan üstün olsun istemezdi.

 

Ofiste zamanın nasıl aktığını anlayamadı öğle arası olmuştu dışarı çıktı.

 

Afiyetle yemek yemek için güzel bir restorana gitti. Herzamanki gibi yemeğini bitirdi ve işine koyulmak üzere ofise döndü.

 

Robert muhasebe işi yapıyordu.

 

Lakin bu işten zerre gram anlamazdı. Sırf iş olsun sözde söylensin ona muhasebecilik havalı bir işmiş gibi göründüğü için çalışıyordu.

 

 

 

Akşam oldu eve döndü nedense başı ağrıyordu.

 

Erkenden yatmaya karar verdi.

 

İçinde garip bir his vardı nedense uyuyamıyordu.

 

Bu his sanki boğuyordu Robert'ı

 

Uyuyamadı. Yataktan kalktı ve bir bardak su aldı suyu cam sehpanın üzerine bıraktı. Ve kumandayı aramaya başladı televizyon kumandasını da buldu ve televiyonu açtı. Bir futbol mçı açtı ve izlemeye başladı...

 

 

 

Alarm çalıyordu Robert salonda uyuyakalmıştı. Kafasını kaldırdı şöyle bir bakındı televizyon halen açıktı.

 

"lanet olsun geç kaldım" diye söylendi kendi kendine hemen hazırlanması gerekiyordu.

 

Yemek yemedi direk üstünü değiştirdi çıkmak üzere hazırlandı.

 

Arabaya bindi ve ofisin yolunu tuttu yolda trafiğe de yakalandı.

 

İşe baya bi geç kalacağı artık kesinleşmişti. Kornaya basıyordu çaresizce...

 

 

 

Zorda olsa ofise vardı iştede hem trafikteki korna sesleri küfür sesleri başını ağrıtmıştı.

 

Ama bir nedeni daha vardı sanki bu ağrıların.

 

İşe baya bi geç kalmıştı bu nedenle öğle saatide yakındı öğle yemek yemeye yine bir restorana gitti deniz manzaralı küçük bir yere çay evi gibiydi. Yemeğini yedi çayını içti yine herzaman olduğu gibi işe geri döndü.

 

Odasına adımını attığı sırada ofiste çalışan stajyer kız maria içeri girdi.

 

 

 

"Bay Robert elimde bir flash var fakat bilgisayarda çalışmadı yani dosyaları açmıyor"

 

 

 

Robert umursamaz bir şekilde "nasıl açılmıyor sizin bilgisayarınızda sıkıntı vardır" diyerek küçümsedi.

 

 

 

Sanki kendisi kusursuzmuş gibi takılıyordu.

 

Onu yaptığı yanlışlar bile bağlamıyordu.

 

Kızdan flash disk'i aldı ve kendi bilgisayarına taktı fakat onun bilgisayarında da çalışmıyordu.

 

 

 

Söylediği sözlede rezil etmiş oldu kendisini aptal Robert.

 

"evde bir bilgisayarım daha var birde evdeki bilgisayardan deneyeceğim." dedi Robert.

 

 

 

Maria da kafasıyla onaylayıp çıkmak için izin istedi.

 

Robert flashın dışını incelerken "eski bilgisayarımı yıllardır çalıştırmadım acaba açacakmı hatta asıl soru şu bilgisayar açılırmı" diye düşündü.

 

 

 

Mesai saati bitti eve dönmek için hazırlanmaya başladı kahve rengi ceketini giydi 5 10 dk ya çıkacaktıki içeriye bir kız geldi

 

"adım bella kusura bakmayın böyle birden aceleyle girdim içeri." bella 1.65 boylarında uzun kahve sarı saçlarıyla dikkatleri hemen üzerine çekebilcek bir fiziği vardı.

 

 

 

"önemli değil" dedi Robert.

 

"sorun neydi" diye ekledi.

 

 

 

"tekrar kusura bakmayın kedim kayboldu" ve birde fotoğraf verdi Roberta fotoğrafı incelemek için eline aldı.

 

Fotoğraftaki kediyi daha önce hiç görmemişti.

 

Bella ya "birşeyler içermisin" diye sordu. Bellada olumlu olarak onayladı.

 

Kahve istedi ofisin karşısındaki çay ocağından.

 

Kahveler geldi

 

Bella Roberta ikram etmek istedi.

 

Kahveyi çaycının elinden aldı ve titizlikle Roberta uzattı kızın bu jesti Robert her ne kadar babasının yaşındada olsa adamın hoşuna gitmişti.

 

Bella kahveyi uzatırken kahveyi adamın üstüne döktü

 

 

 

"Lanet olsun" diye irkildi Robert.

 

Bella "çok pardon özür dilerim" de dese adam sinirlenmişti.

 

Bella: "koridordan bir havlu isteyeyimmi?"

 

Robert daha fazla rezil olacağını düşündü ve reddetti.

 

Robert "lavaboya gidiyorum hemen döneceğim" diyerek dışarı çıktı.

 

Dışarı çıktıktan sonra bella çantasında bulunan bantı kapının koluna yapıştırıp adamın parmak izini aldı.

 

Robert odaya döndü.

 

Bella "ben artık izninizi isteyeyim"

 

Robert "müsaade sizin" diyerek yanıt verdi.

 

 

 

Bella ordan ayrıldı. Ve bir telefon görüşmesi yaptı

 

Yolda abisini aradı.

 

 

 

Henry:Durum ne?

 

Kiera: parmak izi elimizde.

 

Henry: güzel haber. İyi iş çıkardın...

 

 

 

Robert eve dönmek için arabasına bindi. Trafik yoktu hızlı bir şekilde eve geldi kirlenmiş pantolonunu değiştirirken cebindeki flashı gördü "ah az kalsın unutuyordum"

 

Eski bilgisayarını açmayı denedi.

 

Bilgisayar açılmıştı. Ekranın yan tarafında gelen bir dijital posta vardı. Postayı açtı gönderen yakın arkadaşı Hector dı ne yazmış olabilirdiki uzun zaman olmuştu.

 

Flashı açamadığını görünce dijital postaya baktı.

 

Hector "hey dostum biri benim peşimde kim olduğunu bilmiyorum

 

Fakat takip ediliyorum" yazmıştı

 

 

 

Robert: "şaka yapacak zaman değil dostum" yazdı.

 

 

 

Hector: "şaka yapmıyorum şuan sadece korkuyorum"

 

 

 

Robert: "Niçin korkuyorsun bazen gerçekten garip davranıyorsun yarın benim ofise gel"

 

 

 

Hector:"tamam orada olacağım"

 

 

 

Robert bilgisayarı kapattı ve birsüre düşündü Hector da aptalın önde gideniydi. Neyden bukadar korkmuş olabilirdi?

 

Düşünemeden edemiyordu...

 

Sabah oldu Robert işe gitmek üzere hazırlandı.

 

Evden çıktı ofisin yolunu tuttu.

 

 

 

Hector da yola koyuldu Robertın yanına gidecek ve olan biten şeyler hakkında konuşacaktı bi nebzede olsa rahatlamıştı.

 

 

 

Ofise vardı Robert onu bekliyordu

 

İçeri girdi.

 

Robert "hey adamım hoşgeldin"

 

Hector "hoşbuldum dostum"

 

Robert birazda merakla "eee anlat neden bukadar korktuğunu'

 

Hector "bilemiyorum son zamanlarda bir takım şeyler garip geliyor"

 

Robert Hectorun gereksiz tiriplere girdiğini düşünerek "garip olan birşey yok!" dedi.

 

Hector "belkide bilemiyorum"

 

Robert artık konuşmadan sıkılmıştı zamanını boşa harcadığını düşünerek "dışarıda işim var gitmem gerek" dedi.

 

 

 

Hector da köye dönüp biraz daha rahatlamak istiyordu sakin huzurlu bir yer onada iyi gelecekti

 

Arabasına bindi ve önce petrole girdi arabaya yakıt almak için.

 

Arabadan indi markete doğru gitmeden önce kapıyı kilitlediğinden emin oldu.

 

Ve markete girdi sigara ve su aldı marketten çıktı arabasının deposunu fulledi ve köye gitmek için artık hazırdı.

 

Arabaya bindi kontağı çalıştırdığı esnada yan koltukta bir çanta gördü. Hector "buda nesi" dedi kendi kendine çantayı açıp ne olduğunu öğrenmek istedi çanta bir kadın çantasıydı.

 

Şık bir tasarımı vardı. Çantanın içinden ne çıkacağını merak ediyordu ama açmadı.

 

 

 

köy yoluna doğru devam etti. Sonrasında bir yol kenarında çantaya bakmaya karar verdi korkuyordu çünkü markete giderken kapıyı kilitlemişti nereden gelmişti bu böyle?

 

Ve ne zaman konulmuştu 5 dk da nasıl olabilirdi?

 

Camı felan inceledi fakat hiçbir iz bulamadı aptal Hector polise değilde Robert a haber vermek istedi fakat Robertın şarjı bitmişti.

 

Ulaşamamıştı çantayı açtı bir fotoğraf ve tarih çıktı fotoğrafta arka planı gri kanlı bir el üstü muhtemelen duvara vurularak patlatılmıştı. Tarih te bu gece "22.30"u işaret ediyordu.

 

Fotoğrafın üstünde" geçmiş olsun elin nasıl oldu" yazısı yazıyordu Hector âdeta tuvalete bile gitmekten korkuyor olmuştu.

 

 

 

Saat 21.00 dı bahsedilen saate 1 saat 30 dk vardı 1 saat 30 dk da ne olabilirdiki kendi kendine sorguluyordu.

 

Bir yandan da Roberta mesaj atıyordu birşeyler oluryordu bu adamlar da kimdi böyle arabaya 5 dk da girmiş çanta bırakmış ve mesaj vermişlerdi bu ne anlama geliyordu?

 

Hector zamanın nasıl geçtiğini anlamadı yola doğru devam ederken birden lastik patladı lastiği değiştirmeye gitmedi bi 5 dk başına neler geldi böyle nereden nereye...

 

 

 

Korkmuştu terliyordu birden aklına torpidoya bakmak gelmişti.

 

Torpidoyu açtı ve başka bir fotoğrafla karşılaştı.

 

Fotoğrafa bakar bakmaz "Hassiktir" dedi Fotoğrafda onun arabası vardı ve lastiği patlaktı yani Fotoğraf o anı simgeliyordu...

 

Hector saate baktı saat 21.45 ti saat yavaş yavaş yaklaşıyordu ne yapmalıydı?

 

Lastiği patlaktı ve peşinde belirsiz biri vardı o kimdi Hectordan ne istiyordu?

 

Buhul buhul ter atıyordu belkide ölümü yaklaşıyordu ecel ben geliyorum mu diyordu?

 

Kafayı yiyecekti artık lastiği değiştirmeye inerse ne olacağını düşündü.

 

Torpidodan silahını aldı dışarı çıktı. Yedek lastiği almak için bagajı açtı lastiği aldı. Artık olumlu düşünmeliydi. Lastiği takıp hemen oradan toz olmalıydı.

 

Geri dönmeliydi lastiği taktı kontağı çalıştıramadı sonra saate baktı saat "22.15"ti 15 dk da kaçmalıydı

 

"Tanrı aşkına nere kaçabilirim diye düşündü" sorusu cevapsız kaldı kimsenin geçmediği bir yerde herşeyi tam olmasına rağmen mahsur kalmıştı. Adamlar direkt senaryo yazmıştı âdeta.

 

Saat yaklaştı "22.25" oldu ne olacaktı 5 dk sonra kontağı halen çalıştırmamış sanki âdeta ölümü bekliyordu. Birden arabaya yeşil bir lazer tutuldu lazer göğsünün üzerindeydi. Hector çaresizdi.

 

 

 

Ne yapabilirdiki sıkacakmıydı?

 

Öldürücekse neden öldürücekti?

 

Bunlar kimdi? Ve neden Hectoru hedef seçmişlerdi neler oluyordu?

 

Kafasında ki o ses o sorular sürekli bir döngü gibi dolanıp duruyordu ve başladığı yere sorularının cevapsız kaldığı yere geri dönüyordu kontağı dahi çalıştıramamıştı

 

 

 

Birden birşey "fısss" diye ses çıkarmaya başlamıştı neydi bu?

 

Araba ya susturuculu bir silahla ateş etmişlerdi. Lastiğin havası fotoğraftaki senaryo gibi hızla iniyordu. Belinde silahı vardı "senaryo gerçekleşiyo o halde arabaya çapraz olarak kuzey doğu dan sıkılmıştı" diye düşündü.

 

 

 

Kuzey doğuya doğru ateş etmeliydi

 

"aptal ben adamlar kaç kişi?" diye bile düşünemiyorum "Lanet olsun" dedi kendi kendine. Artık hareket vaktiydi bir uzun namlulu silah vardı ve o göğsüne 1sn uzaktaydı bir tetikle öbür dünyayı boylayabilirdi.

 

 

 

Kapıyı yavaşça açtı artık kendini arabasının arkasına atacaktı.

 

 

 

Hızlı bir şekilde arabasının arkasına atladı. Keskin nişancıdan kurtulmuştu!

 

Fakat kaç kişilerdi saat "22.30" oldu uzaktan bir ses "Hector silahını at ve teslim ol Karın ve oğlun için yap bunu" dedi Hector "olmazsam ne olur" diye bağırdı.

 

Uzaktan bir başka biri "Lanet olası gerizekalı ayağını eline almak istiyorsan olma sayıca senden üstünüz" Hector ya dalga geçiyorlarsa? ya iki kişiyse?

 

 

 

Kurtulabilirmiydi? Ya 2.ses doğru söylüyorsa yaralanacaktı...

 

Peki ya Karısı ve oğlu ne olacaktı?

 

İş ne ara böyle bir noktaya gelmişti?

 

Sorular yine cevapsız kalıyordu...

 

Ve bir çıkmazın içindeydi adamlar âdeta senaryoyu kendi yazmış kartları kendileri dağıtmış gibi oynuyorlardı.

 

Yine bir ses yükseldi "Lanet olası herif silahını hemen önüme doğru fırlat bu son uyarım"Hector artık emindi bunlar çok organize bir ekipti ve onu öldürebilirlerdi.

 

 

 

Hector şansını denemeliydi silahını fırlatmaya karar verdi.

 

Yaşamak istiyorsa fırlatmalıydı...

 

Silahı fırlattı "Attım silahı görüyormusun Keskin nişancı"

 

Diye bağırdı ve silahı atmasıyla çember Hector için artık daralmıştı.

 

Maskeli Adamlar inmişti ormandan ellerinde mp5 silahıyla işlerini ciddiye aldıklarını gösteriyorlardı.

 

 

 

"Bay Hector simons" dedi bir kız sesi.

 

Ve aralarında isim konuşmuyorlardı. "No 12 çantayı alıyoruz" diyede ekledi "sana gelince Hector şunun kafasına çuval geçirin!" dedi

 

 

 

Hector artık adamların eline geçmişti içten içe bu adamlar kim diye düşünmeden edemiyordu...

 

 

 

"Arabayı getirin" dedi kız

 

"no 11, 6, 2 delilleri yok edin"

 

Arkada bir çakmak sesi vardı.

 

"no 12 şunu hallet gereğinden fazla şey duydu" dedi kız ve sonra Hectorun başına odunla vurup bayılttı.

 

 

 

Yağmurmu yağıyordu? Ah hayır hayır Hectoru uyandırma vakti gelmişti. Bu nedenle Bir kova su dökmüşlerdi Başına Hector hayatını sorguluyordu.

 

Eli ayağı bağlıydı hangar gibi bir yerde idi.

 

 

 

Birden demir kapı açıldı

 

"Hector simons sonunda vakti geldi" diye bir ses yükseldi bu sesi daha önce duymuşmuydu önce emin olmalıydı kimdi bu?

 

Ve neyin zamanıydı?

 

Öldürüceklermiydi?

 

"Hector beni tanıyor olmalısın" belkide hiç ummadığı biriydi kimdi bu...

 

Hector korkmuştu adamlar ona neler yapacaktı? Artık soru sormuyordu çünkü uzatmalara oynadığının farkında gibiydi.

 

 

 

Çuvalı çözdüler nihayet gözünü açtı ve onu kim yakaladı görmeye çalıştı oda kimdi?

 

"Hector salağa yatma hayatını siktiğin bir adamı nasıl tanımazsın" Hector kelimenin tam anlamıyla korkuyordu çünkü bu bir intikam arzusu içinde olan biriydi kimdi hatırlayamıyordu.

 

 

 

"Kıymetli kardeşim kiera buraya gel" kiera içeri girdi.

 

Henry:"çantayı aldınızmı?"

 

Kiera:herşey tamam.

 

Henry:"Deliller?"

 

Kiera:"ortadan kaldırıldı"

 

 

 

 

 

"Mademki beni tanımıyorsun 8 yıl önce ne bok yediğinide hatırlamıyorsun o halde" dedi Henry.

 

Hector düşünüyordu fakat halen birşey hatırlayamıyordu bunlar kimdi?

 

8 yıl önce ne olmuştu?

 

"yorulma fazla ben tanıtacağım kendimi sana" dedi Henry.

 

Hector düşündü düşündü ve nihayet buldu "yoksa o bu adammı hayır olamaz..."

 

8 yıl önce yüksek mertebeli kişilerle paslaşıp sürgün ettirdiği adamın oğlumuydu yani...

 

Olur olmaz iftiralar atmıştı.

 

Hector "sen Hendersonun oğlusun öyle değilmi"

 

"evet de bu orospunun kafasına ne vurdunuz geriden geliyor bu" dedi Henry.

 

 

 

Kiera:"sakinleştirici vurduk abi diyip" adamlarla gülüşmeye başladı.

 

Henry "eh o halde terapi seansımız başlasın!"

 

 

 

"Sopayı getirin" diye bağırdı Henry.

 

Hector "bu şekildemi öc alacaksın"

 

Diye sordu.

 

Henry "hayır tabiki sopa sana az gelicek biliyorum seni yavaş yavaş öldürücem lanet pislik... Senin önce benden aldığın şeyleri senden alıcam sonra aklına bile gelmeyecek şeyler yapacağım" dedi Henry

 

" oğlunun tecavüz suçundan yargılanmasını istermiydin" Hector" diyerek ekledi.

 

 

 

Ne tecavüzü ne oluyordu böyle

 

"nasıl yapacaksın benim oğlum yapmaz öyle şey" dedi

 

Henry "tabiki yapmaz ama istersen senide öldükten sonra suç ortağı babasıymış gibi bile göstertirim"

 

 

 

"yapamazsın!" diye bağırdı hector

 

"ah öyle de bi yaparım ki... Arabandaki çanta 3 gün önce katili belli olmayan tecavüze uğramış bir kıza aitti ve senin şuanda çantada parmak izin var"

 

"Ne oldu? bi sustun"

 

 

 

Hector: "oğlumun bu işte bir parmağı yok ne yaptıysam ben yaptım onu bu işe karıştırma!"

 

Henry kahve rengi kaşesini çıkardı ve sandalyeye astı.

 

Hectorun karşına geçti yerden sopasını aldı.

 

 

 

"Benim de suçum yoktu adi orospu çocuğu!" diye bağırdı

 

"kiera nın suçu varmıydı? Ailemi ne hale düşürdün şerefsiz" diyerek sopayı Hectorun elinin üstüne vurdu.

 

Hector acıyla inliyordu.

 

Henry nin gözü hiç birşey görmüyordu. Vuruyordu sopayı...

 

 

 

Hectorun eli patladı tıpkı görseldeki gibi. Eli morarmış ve kanıyordu. Hector acıyla inliyordu.

 

 

 

Henry: "geçmiş olsun elin nasıl oldu diye sordu"

 

Hector: "nedemek istiyorsun arabamda da böyle bir not vardı"

 

Diye sordu.

 

 

 

Henry: "Babamı sürgün ettirdin... Olur olmaz iftiralar attın...

 

Okulda babam sürgün olduğu zaman oğlunla"babasız" dediği için kavga ettim hırsımı alamadım ve elimi duvarlara vurarak patlattım.

 

Oğlunda idarede "geçmiş olsun elin nasıl oldu diye sordu küçümseyerek" diye cevapladı.

 

 

 

Kiera:"tabi senin bu olaydan haberin bile yok çocuğuna acaba bir kez sordunmu ki? Neden kavga ettiniz diye? Ben söyleyeyim sanmıyorum kesin kim dövdü felan diye sormuşsundur... Dua etsin sınıftakilere abimi tuttular yoksa abim onu mahvederdi."

 

 

 

Ortam bi anlık sessizliğe büründü ardından Henry bozdu sessizliği.

 

 

 

Henry:"hep söylediğim bir söz var kadın siktirmeyle erkek te sikmekle baba olunmaz. Eğitip yetiştireceksin..."

 

Henry: "Biliyormusun Hector sendeoğlun gibi bir deneksin.

 

Yani demem oki sende siktirme sonucu çıkmış bir israfsın sadece..."

 

 

 

Hector çok sinirlenmişti Henry âdeta orospu evladı diyordu onun için.

 

"evet seninle hep karşılaşmak istedim.. Hesabını bizzat ben kesicem.

 

 

 

Henry:" no 6,1,8 Hectorun arabasına bıraktığımız çantayı oğluna gönderin! Arabaya kaza süsü verdiniz öyle değilmi?

 

 

 

Kiera:"12 o işi halletti abi merak etme."

 

 

 

Henry koltuktan kalktı ve bağlı Hectoru çözdü. Eline ona vurduğu sopayı verdi.

 

"eğer beni alt edersen buradan sağ salim çıkıcaksın. Ama ben seni alt edersem fragmanı bitiriyorum."

 

 

 

Hector sopayı eline aldı ani birşey yapmalıydı. Sopayı alıp aniden henry ye saldırdı. Fakat Henry boş değildi. Geçmişte yaşadığı acılar ile kensini güçlendirmiş bireysel ve profesyonel olarak dövüş sporları yapmıştı.

 

 

 

Henrye doğru sopayı savurdu Henry sopadan çok basit bir hareketle sıyrıldı adamı omuzlarından tutup midesine bir diz attı sonrasında dirseğini sırtına geçirdi. Hector dirseği yediği anda yere düştü.

 

"Hadi ama bukadarmısın?" dedi Henry

 

Hector ayağa kalktı birkez daha sopayı ona verdi Henry sopayı aldı ve tekrar savurdu bukez 2 kere sıyrıldı henry Hector birkez daha savurdu Henry bukez bir sol direk indirdi. Hector sersemledi. Sirkelendi sopa elindeydi bukez fırlatacaktı. Sopayı fırlattı. Sopa henry nin kafa hizasında ilerliyordu Henry sopa gelirken başını eğip birkez daha sıyrıldı ve Hectora doşru yumruk atmak için bir hareket yaptı Hector yumruk bekliyordu ancak Henry yumruk atacakmış gibi yapıp Hectorun kafasına tekme vurdu.

 

 

 

Hector yere yığıldı ve kan tükürüyordu.

 

"Kaldırın şunu bağlayın!" diye bağırdı Henry.

 

Hectoru tekrar bağlamışlardı.

 

Henry masadan bir kerpeten aldı.

 

Hectora doğru yürüdü birde elinde bıçak vardı.

 

Henry hectorun yanına geldi ve bıçağı elinin üstünde gezdirmeye başladı.

 

"ne o korkuyormusun? Diye sordu Henry.

 

 

 

Hector:" bana ne yapacaksın? " diye sordu

 

 

 

Henry:" bak sana şöyle söyleyeyim sana hayal bile edemeyeceğin şeyler yapacağım. Oğlun da tecavüze uğrayarak ölmüş katili aranmakta olan kızın katili olarak gösterticem. Ve sonra o iş birliği yaptığın yüksek mertebeli adamı bulup onuda geberteceğim" diye yanıtladı.

 

 

 

Sonra bıçağı aldı ve Hectorun elinin üstünü kesmeye başladı

 

 

 

Hector "manyaksın sen ah imdat!!

 

Yardım edin!!"

 

Diye feryat ediyordu.

 

 

 

Henry:ne o acıyormu? Ama sen benim elimi kessen acımaz! Nedenmi? His kaybı oluştu Lanet olası sürtük. Senin yüzünden!

 

Senin yüzünden ben ellerimi duvarlara vurdum! Senin yüzünden babamla geçirebileceğim yıllarım gitti!

 

Senin yüzünden ben mahvoldum be!! "

 

Henry geçmişin hesabını soruyordu.

 

Sonraki aşamaya geçmek için hazırlandı Henry.

 

Kelpetenini aldı ve Hectorun tırnağına taktı.

 

Hector" yapma ne olursun yapmaa!! " diye bağırıyordu.

 

Henry birden kelpetenle tınağı yerinden söküp aldı.

 

Hector göz yaşları içerisinde ağlıyordu ve acıyla inliyordu.

 

Henry hectorun ağzını bağladı ve devam etti.

 

Bir tırnak iki tırnak üç tırnak derken Hectorun bütün tırnaklarını yerinden kopardı.

 

 

 

Hector mosmor olmuştu. Gerçekten hayal ettiği gibimiydi.

 

Böylemi ölücekti?

 

Artık emindi ölümü Henry'nin elinden olacaktı.

 

 

 

Sonrasında Henry bir çekiç aldı.

 

"hiç eline çekiç vurduğun oldumu?" diye sordu

 

Hectorun ağzındaki ipi çenesine indirerek "cevap bekliyorum?" dedi.

 

 

 

Hector:"hayır olmadı"

 

 

 

Henry:"babamın bana birşeyler öğreteceği zamanları benden çaldığın için benim oldu!"

 

Diye bağırdı.

 

 

 

Çekici aldı ve hectorun eline vurdu. Kemik sesini duydu Hector. kırılımıştı.

 

Henry "Peki eline hiç çivi girdimi?"

 

Diye sordu

 

Hector "Yapma!! Yalvarırım yapma!!! Diye bağırdı"

 

Henry "bu daha başlangıç sen beni öldür diye yalvaracaksın!"

 

"ama sana bi müjde vereyimmi?"

 

"bu senin son akşamın olacak."

 

 

 

Henry eline bir inşaat çivisi aldı.

 

Ve Hectorun elini oturduğu koltuğun köşesine çaktı.

 

Hector artık ölmek istiyordu.

 

Henry eline bir bıçak aldı ve diğer elinide koltuğu diğer köşesine sapladı.

 

"merak etme kan kaybından ölmeyeceksin ozamana yetiştirim seni" dedi Henry

 

 

 

Elindeki bıçağı bukez bacağına sapladı. Hector gebermeyi bekliyordu. Hector bıçağı sapladı bacağın üstünü açtı ve bıçakla derisini yüzmeye başladı.

 

"Orospu çocuğu öldür beni yalvarırım lanet olası manyak!!" demeye başladı Hector.

 

Derisini kan akana kadar yüzdü Henry.

 

Sonra ayağa kalktı geri baktı şöyle bir elektirikli testereyi aldı çalıştırdı. Ve Hectorun bacağına doğrulttu "Tanrı aşkına R1 gibi ses çıkarmıyor mu?" diye sordu.

 

Ve hectorun bacağını kopardı. Kucağına koydu.

 

 

 

Henry elini temizledi ve adamlarını çağırdı.

 

"gençler buraya gelin!"

 

Adamları geldi.

 

"bu orospu evladı kendi kendine gebericek kanında boğula boğula anlaşıldımı?"

 

 

 

Adamlar başıyla onayladı

 

"Henry şunun fotoğrafını çekin ve benden haber bekleyin."

 

 

 

Henry "çıkıyoruz" diyerekte konuşmayı sonlandırdı.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%