@kitap.askim
|
Başımda hissettiğim yoğun ağrı canımı sıkarken bağlı bulunduğum sandalyede sinirden dolayı adeta kuduruyordum. Umuyordumki Hale annemlere haber vermiş olsun yoksa benim işim biraz yaştı. Bilincim geri yerine geleli tahmin ettiğim kadarıyla bir saat falan olmuştu. Boş rutubetli bir odanın tam ortasında bir sandalyeye bağlıydım ve tam karşımda dev gibi iki tane adam vardı. Ve garip bir şekilde benimle sürekli olarak kibar bir şekilde konuşuyorlardı. -Yalnız abiler benim tuvaletim geldi. Biraz daha beni dinlemezseniz salıveririm gider bak ha! -Elisa hanım geçen seferde böyle söyleyip gözüme yumruk attınız. Maalesef hakkınızı doldurdunuz. Onlara yavru kedi bakışları atarken yandaki siyah gözlü abi sabır çekip ayaklarımdaki ipleri çözdü ve beni omuzuna attı. Beni. Omuzuna. Attı. Ağzımdan kaçan minik çığlıkla ikiside sesimin cırtlaklığı ile sızlanırken ben hem ellerim hemde kollarımı belime bağladıkları için sadece onlara bağırabiliyordum. Sonunda eski püskü bir lavaboya beni bıraktığında abiyle bakışıyorduk. Ona sen hayırdır anlamında kafamı salladığımda kafama bir tane geçirerek -ki tüm gücünü kullanmamıştı yoksa şuan duvarla aşk yaşardım- kapıyı yüzüme kapattı. LAN BEN DONUMU NASIL İNDİRECEM!!! Neyse zaten burda bunun için bulunmuyordum. Etrafı taradığımda duvara çakılı bir çivi gördüm. Ellerimdeki ipi ona sürterek kopardığımda kollarımla belimide iplerden kurtardım. Daha sonra ise klozetin üstündeki cam aklıma geldi ve klozetin üstüne basıp cama zıpladım ve camdan güç bela ayaklarımı sallandırdım. Tam kıçımı camın pervazından ayıracakken birşey farkettim ve gözlerim fal taşı gibi açıldı. -Hassssiktir!!! -T t t senin gibi hanımefendi birine yakışıyormu bu laflar? Kulağımın dibinden gelen fısıltı ile çığlığı basarken kıçım camdan kaydı. Ha bu arada bulunduğum yer bir binanın 5. katıymış. Onuda çok güzel bir şekilde öğrenmiş olduk. Ancak koltuk altlarımda hissettiğim ellerle geri içeriye çekildim ve zemine bırakıldım. Derin derin nefesler alıp verirken az daha altıma yapacağım gerçeği kendini belli ediyordu. -Evet böylece buradan sadece kapıyı kullanarak çıkabileceğini anladığına göre hadi minik. Narş narş. Siyah saçlı ve soğuk abi ile somurtarak geri odaya geçtim. Şimdi şöyleki ben bu adamla dövüşe giremem. Yemiyırrrr. Adam iki katımken kazanmam pekte mümkün değil zaten. Kendimi boşu boşuna yormaya ve hırpalatmaya gerek yok bence yani. Odaya girdiğimde beni bu sefer bağlama gereği duymadan yere çöküp sigara içmeye başlayan adamlara bakarken şaşkınlığım seviye atlamıştı. İkiside kafalarını duvara yaslayıp gözlerini kapatınca yavaş ve sessiz adımlarla odanın kapısına ilerledim. -Aklından bile geçirme minik. -Aklından bile geçirme minik. İkiside aynı anda uyarıda bulununca 3. gözlerinin nerede olduğunu merak ederek bende onların karşılarına geçip yere çöktüm. Sonunda öyle bir sıkılmıştımki oflayarak ve emekleyerek yanlarına gittim ve onlara seslenmeye başladım. Bana tepki vermeyince sarı saçlı ve biraz daha konuşkan abinin yanına gidip parmağımın ucuyla yanağını dürttüm. O ise bu hareketimle tişörtümün yakasından parmak uçları ile tutup sanki bir çöpmüşüm gibi kenara itti. Bu sefer siyah saçla abinin yanına gidecekken sakın diyerek istifini bile bozmadan oturmaya devam etmişti. Bu haraketleri beni öfkelendirince sarı saçlı abinin kolunu tüm gücümle çimdikleyip ayaklanmıştım. Bu haraketim ile tıslayıp(gerçek anlamda) yavaşça ayağa kalkmıştı. Bense kapıya yakın bir yerde onu izliyordum ve acayip tırsıyordum. Siyah saçlı ise asla istifini bozmuyordu, hatta şuan tebessüm bile ediyordu. Sarı saçlı abi bana dik dik bakarken sessizce fısıldadı. -Sen şimdi naneyi yimedin mi? -Yok yaa. I ıh yememişimdir bence. Canım abim benim. -Yedin yedin. Sen o naneyi yedin. Bu sözlerinden sonra aramızda bir kovalamaca başlamıştı. Tüm evi turlayıp geri odaya döndüğümde beni köşeye sıkıştırmıştı. Ellerimi yukarı kaldırıp teslim olduğumda tehlikeli bir şekilde sırıtıp üstüme yürümeye başladı. En sonunda ise beni tuttuğu gibi yere yatırdı ve gıdıklamaya başladı. Beni. Gıdıklamaya. Başladı. Kahkahalarım odada yankılanırken o ise benim bu halime sırıtıyordu. Daha sonra ise siyah saçlı abide katılmış ve ikisi birlikte pertimi çıkarmışlardı. Gözlerimden gülmekten dolayı gelen yaşları silerken sarı saçlı abi odanın kapısı kilitledi ve anahtarı kıç cebine soktu. Daha sonra ise yere yanıma oturdu. Gözlerim günün getirdiği yorgunluk ile kapanırken kafam sarışın abinin omuzuna düşüyordu. Ancak tam bu esnada bir el kafamı tam tersi bir yöne çekti ve başka bir omuza dayadı. Daha sonra ise sarışın abinin sinirli söylenmeleri geldi kulağıma ve buna aldırmadan kendimi uykunun eşsiz kollarına bıraktım. Yalnız ben en son kaçırılmıştım. Ben bu abileri niye sevmeye başladım şimdi. Bunu daha fazla sorgulamadım. Zaten hayatımda birşeyde normal olsa geçip oryantal oynayacaktım yani. BIKTIM BEEE!!!!! 😄 Karnımda hissettiğim baskı ile gözlerimi açarken aynı zamanda başımın altındaki yumuşak şeye yanağımı sürterek dahada yerleşiyordum. NE! Lan benim kafamın altında ne var amına! Lan onu boşverdim karnımdaki baskı ne! Sonunda uykulu beynimi çalıştırıp etrafa baktığımda bacağında uyuduğum bir adet siyah saçlı abi ve karnımda uyuyan bir adet sarışın abi ile karşılaştım. Vallahi zihnim yoruldu bunların ismi ne be! Yerde U şeklinde uzanan bize şaşkınca bakarken kıkardama sesi ile bakışlarım karnıma indi ve sarışın abinin sırıtarak bana baktığını gördüm. Ona tebessüm edip ayaklandığımda oda oturur pozisyona geçmişti.Bende yerde otururken farkettiğim başka bir detay ise uyurken üstümden attığım ve altımda serili olan abilerin ceketleriydi. Yyyaaa!!! Böylede olunca insanın ister istemez bir kanı ısınıyordu yani. Aklıma gelen detay ile yüzümdeki eşşek gibi olan sırıtma solarken dün geceki soruları karşımda bana çipil çipil bakan abiye sormaya karar verdim. -Ya şimdi garip bir soru ama siz beni kaçırmadınız mı kardeşim? Şimdi bana neden iyi davranıyorsunuz? Hayır ben bile bunu yeni sorguluyorum. Allah beni kahretmesin ama niye yani?? Sorumla birlikte sarışın kahkaha atarken siyahlı abi uyandığını belli ederek kıkırdadı. -Şimdi şaşkınlıktan bayılma ama ben senin amcan oluyorum yeğenim. Babana gidipte sorma o bizi tanımaz. Doğru tasvir dedenin gayrimeşru çocuklarıyız yani anlayacağın. Ayrıca şuradaki muşmula suratlı ise benim ikizim olur. Kendisi Poyraz. Benim adımda Cenk. Bana uzattığı eline ve ona şokla bakarken küçük dilimi yutmak üzereydim. Bu sırada ise Poyraz abi veya artık amca Cenk abiye ona muşmula suratlı dediği için kızmak ve tepiklemekle meşguldü. Söylediklerini yaklaşık olarak yarım saat sonra sindirdiğimde babamın haberinin olmadığından emindim çünkü bana bir konuşmamızda annemle onun tek çocuk olduklarından bahsetmişti. Bu yarım saatte ise benim bunu sindirmemi beklemişler hatta gidip simit falan alıp ağzıma tıkmışlardı. Sonunda kendime geldiğimde sorgulamaya bulunduğumuz yerden başladım. -E madem öyle niye beni böyle bir yere getirdiniz ve bana bunu niye bu kadar geç söylediniz? -İlk soruna gelirsek biz baban gibi zengin falan değiliz çünkü sevgili deden bizi istemediğini ve birdaha yanlarına yaklaşmamamız gerektiğini söyledi. Yani my fakir. Hatta sana şu canlandırmayla durumumu özetleyeyim. Ayağa kalkıp bir filmdeki bir amcanın taklidini yaptı. -Bak kıçıma. Bak bak. Donum gözüküyor. Donum olmasa bizzat kıçımın kendisi gözükecek. Bu hareketine ikimizde gülerken Poyraz sadece yeri izliyordu. -İkinci soruna gelirsekte ilk olarak biraz seni gözlemleyip diğerleri gibi olup olmadığını anlamamız gerekiyordu ve bunu anlamamız ile sana anlatmamız bir oldu zaten. Diğer bebeler dıştan gözlemlediğimiz kadarı ile bunu direkt babalarına yumurtlarlar. Ama sende pek o tip yok. Sözleri bittiğinde anladığımı belli ederek başımı salladım. Ayağa kalkıp üstümü silkerken bana adımlayıp sarılacakken birşey oldu. Yerinde sendeleyip omuzunda oluşan delikten kan akarken inledi ve eli oraya gitti. Daha sonra ise ikimizi birden yere çöktürttü. Omuzundan çıkan kanları görmek o geceyi aklıma getirirken ellerim yine o geceki gibi oraya gitti. Daha sonra ise gözlerimden yaşlar boşanmaya başladı ve bir krize daha merhaba dedim. Oturup yerimde sallanmaya başlarken Poyraz Cenk'in yarasına bakmış daha sonra ise ciddi birşey olmadığını düşünerek benim yanıma gelmişti. Bilincim yavaş yavaş beni terkederken endişe içinde yüzümü tutup bana birşeyler söylüyordu ama ne dediğini anlayamıyor annemin sesi ve görüntüsü aklımdan gitmiyordu. En sonunda bilincim ile vedalaştığımda ise en son hatırladığım Poyrazın ben durmadan titreyip ağlarken beni kucağına aldığıydı. 😫 Selamlar. Bir bölümün daha sonuna geldik. Haftaya görüşmek üzere ayrıca sınavlarınızda da başarılar dilerim hepinize. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Öpüldünüz💙 |
0% |