@kitaplarda_bulusal
|
Yazardan~ Herkese selamm, yeni bir kurguyla karşınızdayım. İnşallah beğenirsiniz. Bölümleri votelerseniz çok sevinirim, her satırda yorumlarınızı bekliyorum bebişler, seviliyorsunuzzz🤍🎀
Bu hikaye tamamen hayal ürünü ve kurgudur. Hiçbir kurum ve kuruluşla alakası yoktur.
—————————————————————————
Kapı sesi evin içini doldurmuştu, annem ve kız kardeşim hemen ayaklandı. Korku içinde bana bakıyorlardı, alacağımız haber kaderimi belirleyecekti, korkunç bir durumdaydım ve göğüs kafesim patlayacak gibiydi. Elisa ile nefes nefese kapıya koştuk.
Kapıyı açtığım anda babamın küçüklüğümden beri beni korkutan buz mavisi gözleriyle yüzleştim. Babam yüzünde geniş bir gülümsemeyle bir bana bir de Elisa'ya baktı.
Tekrar bana döndüğünde neler olacağını az çok tahmin edebilmiştim."Hayırlı olsun Saye, haftaya düğünün var" dediği an kulaklarım çınlamaya başladı.
Benden önce atılan Elisa "Baba saçmalama ablam henüz okuyor, ona böyle bişey yapma!" diye bağırdı. Babama galiba ilk kez sesini yükseltmişti ama bunun bedelini nasıl ödeyeceğini çok iyi biliyordu. "Baba nolur yapma ben okumak istiyorum, tanımadığım birisiyle evlendirme beni nolursun." Diye yalvarsam da babamda pek etki etmemişti.
"Tanımadığın birisi değil zaten Saye. Karşıdaki yalıya taşınacaksın altı üstü, Ayaz'ı zaten önceki bayramlarda pek çok kez gördün." Dediği an anneme döndüm. "Anne nolur bişey söyle babama. Nolursun anne! Ben yapamam. Olmaz anne!" Yalvarışlarım boşlukta kayboluyordu. Babam asla tepki vermiyordu. Hayatımın en önemli kararını verip şimdi geçip koltuğa kurulmuştu. Ne kadar basitti onun için insanların hayatıyla oynamak. Bir gram umursamıyordu. Ama bu benim hayatımdı. Bunu zindana çeviremezdi. Hayır baba olmaz. Ben evlenmem, ben okumak istiyorum! Buna karışamazsın, hayatımın kararını bana sormadan sen veremezsin!" dediğim an babam ayaklandı ve bana doğru hızlı adımlarla yürüdü. Kulaklarım çınlıyordu ve kimsenin sesini net duyamıyordum. Elisa'nın yapma baba diye bağırışı hariç hiçbir şeyi algılayamadım. Yanağımda hissettiğim acıyla kendimi yerde buldum...
~ertesi gün~
Elisa tepemde dikilip bişeyler söylüyordu. Daha yeni kendime gelebilmiştim. Tüm kemiklerimde bir ağrı hissediyordum. Elisa "Abla kalk hadi kahvaltı yapalım, babam da az önce çıktı zaten." Dedikten sonra ellerimden çekiştirmeye başladı. "Ne yaşadığımın farkında mısın Elisa? Kızım benim eğitim hayatım bitiyor ya." Dedikten sonra ayağa kalktım.
Kahvaltıya inmeden önce banyoya ilerledim. Yüzümü soğuk suyla yıkayıp kendime gelmeye çalışmıştım ama pek bir işe yaramadı. Saçlarımı salınık bırakıp kıyafet dolabıma bakındım. Üstümdeki kıyafetleri, dün gece çalışanlardan birisi veya Elisa değiştirmişti, üstümde şu an pijama takımım vardı ama değiştirmeye üşendiğim için üzerime sadece sabahlığımı aldım. "Abla bi baksana." Dedi Elisa. Ona döndüm ve ne oldu anlamında kafamı iki yana salladım. "Ya bence Ayaz abiyle konuşsan o babamı ikna edebilir. Kötü birisine benzemiyor tanıdığım kadarıyla." dedi.
"Tamam ablacım artık bu konuyu konuşmayalım da bir kahvaltıya inelim hadi." Dedim. Arka arkaya merdivenlerden inip masaya oturduk. Elimde tuttuğum çayın elimi yakması cidden kalbimdeki acının yanından bile geçemezdi.
Çayımı bitirince başka hiçbir şey yemeden masadan kalktım ve az önce indiğim merdivenleri geri çıktım. Odamdaki ev telefonuna uzandım. Şuan tek aramak istediğim kişi Ayaz Yener'di.
Telefon ikinci çalışında açıldı. "Alo?" Evet bu Ayaz'ın sesiydi. Bayramlardaki babamla olan sohbetlerinden öğrenmiştim artık. "Ayaz, ben Saye." Dedim sadece. Sesim titriyordu daha fazla konuşabileceğimi sanmıyordum. "Evet Saye seni dinliyorum. Zaten ben de seni aramayı düşünmüştüm de henüz vakit olmadı." Dedi. Ellerim titriyordu ne demem gerektiğini bilmiyordum.
"Saye? İyi misin?" Diye sordu, artık cevap vermeliydim. "Müsaitsen bir yerde buluşabilir miyiz?" diye sordum. Cevabı gecikmedi. "Olur, ben sizin yalının arka bahçesine geleyim istersen." Dedi. "Tamam bekliyorum." Dedim ve hemen telefonu kapattım. Hazırlanmam gerekiyordu, dolabın önünde durdum ve göz gezdirmeye başladım. Beyaz çiçekli elbiseyi gözüme kestirmiştim. Kare yaka ve bileklerime kadar gelen bir elbiseydi. Hemen üstüme geçirip tekrar saçlarımı taradım.
Sonunda hazır olduğumda Elisa odaya girdi. "Hayırdır ablacım,nereye?" diye sorup garip bakışlar attı. "Ayaz'la görüşmeye gidiyorum." Dedim. "Tamam ama dikkat et de kendini kaptırmayasın, okumak istediğin için söylüyorum değilse kaptırsan da olur yani yakışıklı çocuk sonuçtaaa." Dediği an cidden sinirlerim halay çekiyordu, ama sadece göz devirip odadan çıktım.
——————————————————————————
Tam karşımdaydı ve iyice karışmış koyu sarı saçlarını düzeltmeye çalıştı."Selam, nasılsın?" dedi, ama ben öylece bakıyordum çünkü ne diyeceğimi düşünmeme henüz fırsat olmamıştı. "İyi, yani aslında kötü ama pek bi önemi yok. Sen nasılsın?" Dedim. Onunda bi tık çekindiği belliydi ama benim kadar çaktırmamaya çalışıyordu. "Somurtmanı görmezden geliyorum ve müstakbel eşimle vakit geçirmek istiyorum Saye hanım." Dediği an şok geçirmiş olsam da dışıma yansıtmadım. (Yani inşallah yansıtmamışımdır.)
"Aslında ben farklı birşey konuşmak istiyordum." Dedim. "Neymiş?" Dedi tek kaşı havadaydı. "Ben babama her ne kadar söylesem de beni dinlemiyor. Ben okumak istiyorum Ayaz. Belki sen konuşursan ikna olur." Dedim.
"Bak Saye ben de henüz evlenmek istemiyorum ama yapabileceğimiz bişey yok artık. Babalarımızı tanıyorsun bir şeye karar verdiler, birde koskoca Akhan Yener ve Aslan Korkmaz'ın sözünden çıkarsak neler olabileceğini düşün."dedi.
"Ayaz sen Erkeksin ya biraz da olsa sözün geçiyordur değil mi? Sence iki üç azar işitmek benim eğitimimden önemli mi ya?" Dediğim an etrafta gezinen bakışları beni buldu.
"Sadece bir kez konuşurum ama bidaha ısrar etmek yok çünkü sonra bende babamdan azar işitiyorum tamam mı?" Dedi ama moralimi bu da bozmuştu.
Azıcık azar işitse ölecekti sanki, eğitimimden önemli miydi? Mecbur kafamı tamam anlamında salladıktan sonra çiçekleri incelemeye başladım. ——————————————————————————
Tam karşımdaydı ve iyice karışmış koyu sarı saçlarını düzeltmeye çalıştı."Selam, nasılsın?" dedi, ama ben öylece bakıyordum çünkü ne diyeceğimi düşünmeme henüz fırsat olmamıştı. "İyi, yani aslında kötü ama pek bi önemi yok. Sen nasılsın?" Dedim. Onunda bi tık çekindiği belliydi ama benim kadar çaktırmamaya çalışıyordu. "Somurtmanı görmezden geliyorum ve müstakbel eşimle vakit geçirmek istiyorum Saye hanım." Dediği an şok geçirmiş olsam da dışıma yansıtmadım. (Yani inşallah yansıtmamışımdır.)
"Aslında ben farklı birşey konuşmak istiyordum." Dedim. "Neymiş?" Dedi tek kaşı havadaydı. "Ben babama her ne kadar söylesem de beni dinlemiyor. Ben okumak istiyorum Ayaz. Belki sen konuşursan ikna olur." Dedim.
"Bak Saye ben de henüz evlenmek istemiyorum ama yapabileceğimiz bişey yok artık. Babalarımızı tanıyorsun bir şeye karar verdiler, birde koskoca Akhan Yener ve Aslan Korkmaz'ın sözünden çıkarsak neler olabileceğini düşün."dedi.
"Ayaz sen Erkeksin ya biraz da olsa sözün geçiyordur değil mi? Sence iki üç azar işitmek benim eğitimimden önemli mi ya?" Dediğim an etrafta gezinen bakışları beni buldu.
"Sadece bir kez konuşurum ama bidaha ısrar etmek yok çünkü sonra bende babamdan azar işitiyorum tamam mı?" Dedi ama moralimi bu da bozmuştu.
Azıcık azar işitse ölecekti sanki, eğitimimden önemli miydi? Mecbur kafamı tamam anlamında salladıktan sonra çiçekleri incelemeye başladım.
"Hadi gel biraz eğlenelim bari." Dedi ve elimden tuttu ama onun tutmasıyla ben refleks olarak geri çektim. Kafamı kaldırıp gözlerine baktığımda hayal kırıklığı parçalarıyla yüzleşeceğimi düşünmüştüm ama öyle olmadı. "İstemediğin sürece sana dokunmam Saye." Dedi. Artık biraz da olsa rahatlamıştım.
O önden gidiyordu ben takip ediyordum, bizim yalının bahçesinden çoktan çıkmıştık ama nereye gittiğimize dair bir fikrim yoktu. Yavaş yavaş etraf ıssızlaşıyordu. "Gel, şuraya oturalım" dedikten sonra kafasıyla çimenlerin üstünü işaret etti.
Yavaşça çimlere oturdum ama o yaklaşık iki karış ileriye uzanmıştı. "Hangi üniversitede okumak istiyordun?" Dedi ve başını bana doğru çevirdi. "Herhangi bir Eğitim fakültesi." Dedikten sonra ellerimi çimlere yasladım, kafamı kaldırıp yukarıya baktığımda cidden uçan kuşların bile benden daha özgür olduğu ortadaydı. "Bir sebebi var mı peki?" Dedi. "İlk okul yada anaokulu öğretmenliği istiyorum o yüzden." Dedim. "Çocukları seviyorsun sanırım." İnşallah bu çıkarımı farklı düşüncelerine alet etmezsin Ayaz ;) "Evet ama duruma göre değişir." Dedim ona dönerek.
~ 2 saat sonra ~
"Artık eve geçmem lazım yapmam gereken şeyler var." Dedim. " Tamam,gel hadi." Dedi ve ayağa kalktı. Ben de hemen onun arkasından ayağa kalktım. Eve baya yaklaşmıştık ama birden duraksadı ve kafasını bana doğru çevirdi. " somurtmayı bırakmayı düşünüyor musun artık?" dedi. " Yaşadığım şeyi anlayabiliyor musun?" Dedim. "Tamam ama artık somurtma konuşacağım dedim ya." Dedi ve ilerlemeye devam etti
" Galiba baban gelmiş dışarıda olmana kızar mı?" dedi ben de ona döndüm. " kızmaz herhalde ama emin değilim." Dedim. "geleyim mi yanında? Benimle birlikte olduğunu bilir hiç değilse, kızmaz." Dedi. Ne demeliyim bilemedim ama, o zaman bu duruma benim de gönlüm var diye düşünebilirlerdi, o yüzden bu fikrimden hemen vazgeçtim. "Hayır, sağol."
"Hadi görüşürüz Ayaz, her şey için teşekkür ederim, sen müsait bir zamanda babamla konuşursun bu konuyu." Dedim ve evin kapısını çaldım. Ayaz hala bekliyordu. Bir yandan evimizin kapısı açıldı ve gördüğüm şeyler babamın kızgın bakışlarından başka bir şey değildi.
"Neredeydin sabahtan beri? Elisa'da hiçbir şey söylemiyor, şimdi de evden mi kaçmaya başladın evlenmemek için?" Dedi ve bileğimden kavradı. " Efendim bir saniye." Diye bir ses duyuldu, evet bu ses Ayaz'a aitti. " Ooo Ayaz oğlum da buradaymış." Dedi babam ama o an cidden yer yarılsın da içine düşeyim istedim.
"Evet efendim biz beraberdik o yüzden lütfen Saye' ye boş yere kızmayın." dediği an babam bileğimi bıraktı. "Müstakbel eşinin yanında bari efendim deme oğlum. öbür konuda bir sıkıntı yok zaten kızmayacaktım, sadece nerede olduğunu sordum." Dedi. Kesinlikle şu an şov yapmıyordu.
Keşke ailelerimizi biz seçebilseydik...
" İçeriye gelsene oğlum, Saye bize bir kahve yapsın." Dedi babam keşke önce bir bana sorsaydı ;/ " Tamam zaten benim de sizinle konuşacağım şeyler vardı." dedi Ayaz'da. Tahminimce okul konusunu konuşacaklardı.
Arka arkaya içeri girdiğimizde babam ve Ayaz salona geçtiler. Ben ise mutfağa kahve yapmaya, evet kesinlikle bu durumdan çok memnun(!) Mutfakta annem ve Elisa vardı. "Abla hallede bildin mi? Ayaz abi konuşacak mı babamla?" Dedi Elisa. İkisi de meraklı gözlerle cevabımı bekliyordu. "Evet konuşacak, hatta şuan içerideler ve kahve bekliyorlar Elisa. O yüzden bi an önce cezveyi çıkart." dedim ve kahveyi yapmaya başladım.
——————————————————————————
" Nolursun baba lütfen." Yalvarışlarım iyi bir kez daha boşa gidecekti ve Ayaz da vazgeçirememişti babamı. "Olmaz Saye zaten biz Akhan babanla kararımızı verdik." Dedi. Bir süre sonra Ayaz da müsade istedi. Babam ben geçireyim diye kaş göz işareti yaptığı için mecburen peşinden ilerledim. Gözümdeki yaş durmuyordu, neden beni bulurdu hep böyle şeyler? Ben ne yaptım ki böyle bir babaya sahip olacak kadar büyük bir ceza çekiyorum?
"Üzgünüm Saye babanı ikna edemedim, ama benimle evlenecek olmak seni bu kadar üzmemeli." Dedi ve iki elini ağzının kenarlarına siper edip fısıldadı "Aslında o kadar sıkıcı birisi değilim." Bu çocuk benimle dalga mı geçiyor ya? Bölümü beğendiniz mi arkadaşlarrr?
Ayaz hakkında düşüncelerinizi alayımmm🫠
Şimdilik hikayenin gidişatı sizce nasıl ve favorileriniz nelerrr??
Yeni bölümde görüşmek üzere bölümü oylarsanız çok sevinirim çok çok öpüyorum 😻🎀💗 |
0% |