Yeni Üyelik
3.
Bölüm

3. Bölüm: Sulh ateşi

@kitaplarda_bulusal

~yazardan~

Yeni bölüm geldiii🫠

İnşallah seversinizzzz, her satıra yorumlarınızı bekliyorum. Hepsini okuyup yanıtlamaya çalışıyorum 💗💗🎀🎀

 

İyi okumalarrrr🥹🤍

 

Karanlık düşüncelerimin aydınlığa kavuşmasını bekliyordum, aydınlanmıyordu. Bir ışık belirtisi istiyordum, kainat tam tersi olarak geceyi sunuyordu.

 

Ne zaman kurtulurduk tahminen? Bu geçici karanlık bitip ebedi olanı gelince mi? Sanmıyorum.

 

Birsürü ses vardı ama tam algılayamıyordum. Tüm seslerin arasında tek babamın sesini ayırt edebildim. "Düğünün başlamasına kalmış 3 saat bu neyin uykusu?" Sesiyle aniden uyandım. "Sonunda uyandı." Diye bağırdı Elisa. "Noluyor ya?" Dedim Elisaya bakıp. "Sabahtan beri uyanmıyorsun abla." Dedi. Nasıl ya?

Ne olmuş olabilir? "Geç mi kaldık?!" Diye bağırdıktan sonra ayaklandım. "Son üç saat abla çabuk olmalıyız." Dedi Elisa.

 

Nasıl olabilir ya? Neden? Hemen gelinliği giymek üzere diğerlerinin yanından uzaklaştım. Giymesem de olurdu aslında, geç kalsak falan..

 

Gelinliği giyer giymez saçlarım yapılmaya başladı. Kapının önündeki hareketlilikten Ayaz'ın geldiğini tahmin etmiştim. Ama onu içeri almak yerine Elisa'nın bağırışları duyuldu. "Hayır uğursuzluk getirir giremezsin!!!" Diye bağırıyordu. Yemin ederim deliydi bu kız ya.

 

İçeriye girer zannediyordum ama cidden Elisa onu içeriye almıyordu. En sonunda pes edip dönmüştü, ama Elisa bana sırıtarak bakıyordu. Ama ben sadece ona göz devirmekle yetindim.

 

Nihayet saçlarımın da yapılmasıyla aynanın karşısına geçtim. Gelinliğim normal gelinliklerin aksine upuzun bir duvak ve kuyruğa sahipti kolsuz, bembeyaz, düz bir gelinlikti. Saçlarım ise her zaman ki gibi altın sarısı özelliğini koruyordu, altlarında ise hafif bukleler vardı. Galiba Ayaz'la uyuştuğumuz tek nokta saç tonlarımızın benzerliğiydi. Tamam belki kendimi inandırmaya çalışıyor olabilirim... (Ayaz'ınki benimkinden 10 ton koyu...)

 

Zaten geç kalktığım için düğün merasimlerinin başlamasına 1.30 saat kalmıştı. İlk gelin alma olacaktı onun için odamdan çıkmayacaktım (Elisa para koparmak için kapıyı açmıyorum falan diyecekmiş ;D )

Elisa'nın tek amacı benim moralimi düzeltmekti, bunun farkındaydım ama içimdeki acı dinmiyordu. Artık okuyamayacaktım ve evli bir insan olacaktım. Hep birisine bağlı bir yaşamım olacaktı. Bu düşünceler beni mutluluktan uzaklaştırıyordu.

 

Elisa bugün zıt olmamız gerektiğini söyleyip siyah dizinin hizasında bir elbise giymişti önü açıktı ama iki tarafından bileklerine kadar uzanan bir tül vardı.

 

Saçları normalde olduğu gibi düzdü, yapılmamıştı. Geldi ve bana sıkıca sarıldı "Ben sensiz ne yaparım abla? Nolursun gitme, ben tek başıma yapamam."Dedi, sarılmasına karşılık verip "Ben de istemiyorum Elisa ama mecburuz artık." Dedim. Tüm yüzüm gözyaşları ile dolmuştu. Elisa da hıçkıra hıçkıra ağlıyordu, o sırada annem içeriye girdi ve ikimize beraber sarıldı.

 

Annem bir süre sonra odadan çıktığında Ayazların ailesi gelene kadar Elisa'yla sarıldık, ağladık, sohbet ettik. En sonunda çalan odanın kapısıyla Elisa duvağı yüzüme örtüp odadan koşarak çıktı.

 

"Hayır açmam!" Diye bağırıyordu. "Ablamı size vermem, o kapı açılmayacak boşuna uğraşmayın." Dozu biraz kaçırmış olacak ki annem müdahale etti. En sonunda içeriye girdiklerinde bakışlarım siyah takım elbisesinin içindeki Ayaz ile karşılaştı.

 

Ayaz elini uzattı ve oturduğum yerden kalktım. Genel olarak kadınlar ağlıyordu. Ayazın arkasından Akhan Bey de girdi odaya, yavaşça dışarıya çıkıyorduk Elisa arkamdan gelinliği tutuyordu. Ayaz merdivenlerden inerken kolunu belime sardı, nihayet merdivenlerden indiğimizde çekeceğini düşünmüştüm ama çekmedi.

 

Bahçeye çıktık ve Elisa'yla Ayaz'ın arabasının arka koltuklarına oturduk. Sırayla Ayaz ve şoför de binmişti, Elisa sessiz ama dinleyenlerin duyabileceği şekilde "Heyecan varmı ablaaa." Dedi sırıtarak. Sırf ona inat olsun diye "Niye heyecan yapayım Elisa?" Dedikten sonra ona döndüm .

"Ne bileyim işte düğün, yada gece-" dediği an dirseğimle karnına geçirdiğim an bana otuz iki diş sırıtıyordu ama bunu düşünmek tüm sinirlerimi altüst etmişti. Ayaz duydumu ki diye kontrol ederken yüzündeki aptalca tebessümü gördüm gördüm. O an suratım tam anlamıyla kıpkırmızı olmuştu. Araba da yavaştan ilerlemeye başladı.

 

Artık düğün salonuna gelmiştik, herkes içeriye girdikten sonra biz beraber giriş yapacaktık. Elisa ve Ayaz'ın ablası Berfin gelinliğin eteğine yardım edeceklerdi. Berfin Tuğba'ya kıyasla daha samimiydi, Tuğba ise annesinin kopyası gibiydi.

 

Ayaz elimi tuttu ve beraber düğün salonuna girişimizi yaptık. İlk şarkı açıldığında, dünkü gibi ellerini belime koydu bende aynı şekilde ellerimi omzuna koydum.

 

"Gözlerini kaçırma Saye." Dedi, o an tam gözlerinin içine baktım. "Ne istiyorsun Ayaz?" Dedim. "Tek isteğim beni sevmen Saye." Dedi ve birden alnını alnıma doğru yasladı. Kalbim yerinden fırlayacaktı, aşırı huzursuz hissediyordum. "Bu benim elimde olan birşey değil Ayaz, zamana bırak." O gözlerimin içine bakıyordu ama ben gözlerimi onun üstünden çekmiş etrafı izlemeye çalışıyordum elimden geldiğince, fakat Ayaz yerinden bir santim bile kıpırdamıyordu.

 

Bir süre bu pozisyonda dansa devam ettikten sonra tanımadığım birkaç kişi gelinliğimin eteklerinden tuttu ve nikah masasına geçtik.

 

Herşey çok çabuk olup bitiyordu ama ben hiçbirşey yapmak istemiyordum. Az sonra söyleyeceğim sözcüklerden sonra evli bir insan olacaktım.

 

"Sayın Saye Korkmaz; iyi günde,kötü günde, hastalıkta, sağlıkta, hiç kimsenin etkisi altında kalmadan,

Ayaz Yener ile evlenmeyi kabul ediyor musunuz?"

 

Kafamı kaldırdığım an babamın gözlerimin içine baktığını gördüm, o bakışlardan sonra gel de hayır de...

Elisa ise hafif üzüntü içinde bir tebessümle onaylayıcı bakışlar attı, en son yanımda duran Ayaz'a döndüm.

Ne diyeceğimi gayet iyi bilmesine rağmen gözlerindeki o bakış, onu ele veriyordu.

 

Korku; gözlerinde saf bir korku vardı. Nedenini anlayamasam da hala cevap vermediğim için vücudu kaskatı kesilmişti.

 

Tekrar mikrofona doğru döndüm ve "Evet." Diye herkesin duyabileceği bir tonda konuştum. Tüm salonda bir alkış koptu, birazı tanıdığım ama geneli tanımadığım insanlardan oluşturduğu uğultu başımı ağrıtıyordu. Ama ben daha kendi paniğimi atlatamadan nikah memurunun sesi tekrar duyuldu.

 

"Sayın Ayaz Yener; iyi günde, kötü günde, hastalıkta, sağlıkta, hiç kimsenin baskısı altında kalmadan, Saye Korkmaz ile evlenmeyi kabul ediyor musunuz?"

 

Ayaz benim aksime kafasını hemen bana çevirdi, benim yaptığım gibi gözlerimin içine baktıktan sonra kalabalığa dönüp kiminle olduğunu anlamadığım ama birisiyle göz kontağı kurduğu belli olan bir şey gördüm. O tarafa baktığımda da insanların içinden bulamadığım için boşvermeye karar verdim.

 

Mikrofona eğilip "Evet!" Diye bağırdı.

 

Kalabalıktaki uğultu ve buna karışan alkış sesleri artarak devam ediyordu. Nikah memurunun uzattığı kağıdı ikimizde imzaladıktan sonra, Ayaz ayağa kalkıp duvağı saçımın üstüne doğru kaldırdı, salondaki herkes tüm yıl bu anı bekliyormuş gibi bir anda suspus olmuştu. Ayaz ilk yüzümü inceledi ve yavaş yavaş dudaklarımı, o an resmen vücudumdaki tüm kan çekilmişti, neyse ki kalabalıkta buna cesaret edemeyip eğilip dünkü gibi yanağımdan öptü.

 

Gerginliğim iyice artmıştı, insanlar bir türlü susmuyordu, başım dönmeye başlamıştı. Birden önünde duran Ayaz'a tutundum, "Saye, iyi misin?"dedikten sonra kollarımdan tuttu "hayır, çok başım dönüyor." Dedim Ayaz'ın ablası Berfin "hazırlık odasına geçelim az dinlenin yoruldunuz sizde." Dedi Elisa, Berfin ve kardeşi Tuğba'da bizimle geldi.

 

Nihayet bir koltuğa oturduğumuzda Berfin bize soda getirdi. "Daha iyi misin?" Dedi Ayaz bana bakıp. Bir yandan hala müzik sesleri geliyor insanlar dans etmeye devam ediyorlardı. "Daha iyiyim, sıcaktan oldu herhalde." Dedim ve sonra hem kendisinden hem de sesinden nefret ettiğim Tuğba'"Eee abim gibi çocuğu bulmuş bir zahmet iyi olsun demi yani." Dedi ve abisine sırıttı.

 

Hemen yanında duran Berfin onu dirseğiyle dürtünce susmak zorunda kaldı, Elisa yanıma geldi ve duvağı tamamen çıkardı, "Zaten artık bir manası yok, yüzüne düşüp de rahatsız etmesin." dedi.

 

Berfin bana baktı ve "Eğer iyiysen geçelim de merak etmesinler." Dedi. Ben de başımla onayladıktan sonra, hepsi teker teker çıkmıştı. En sona Ayaz ve ikimiz kalmıştık. saçlarını düzeltirken bir yandan da

"İyi olduğundan emin misin?" Dedi. "Değilim." Dedim, fiziken değil ruhen kötüydüm zaten. O da bunu kastettiğimi anladıktan sonra bizde çıktık.

 

Dansa kaldığımız yerden devam ediyorduk ama Ayaz'da bir haller vardı. Ne olduğunu tam anlayamıyordum ama gözleri sürekli insanlar arasında geziniyordu.

 

"Bişey mi oldu Ayaz?" Dedim. Soru sorma sırası artık bendeydi, "Ne gibi?" Dedi. "Ne bileyim işte; bir heyecanlı, korkmuş, farklı bir halin var."

Dedim. "Biz buna aşk diyoruz sanırım." Dedi ve gülerek göz kırptı. Bu aşk değildi, gözleri birisini arıyordu. Ondan sonra bir saat falan hiç konuşmadan dans ettik. Zaten şarkı ve diğerlerinin sesinden birbirimizi zar zor duyuyorduk.

 

Artık fotoğraf çekilmek isteyenlerle fotoğraf çekilip günü sonlandıracaktık. Elisa'nın arabada söylediği şeyleri düşünmek beynimi kemirirken kameralara gülümsemek zorundaydım. Sıra annem ve babama geldiğinde annemin hala ağladığını farkettim. Madem böyle yapacaktın neden engel olmadın ki anne?

 

Annem benim hemen yanıma Elisa onun sağına geçmişti, babam ise Ayaz'dan taraftaydı.

Fotoğraf çekilme derdi bitmişti, artık tanımadığım insanlarla fotoğraflarım vardı.

 

Herkes dağıldığında sadece ailelerimiz kalmıştı, ama ben kafamı kaldırdığımda hiç beklemediğim bir yüz ile karşılaşmıştım.

 

Benimkinin aksine simsiyah olan saçları alnına dökülüyordu, muhtemelen yeni tıraş olmuştu ama tekrardan hafif hafif sakalları çıkmaya başlamıştı. Siyah gömlek ve siyah bir kot giymişti.

Görmeyeli ne kadar olmuştu tahminen?

İki yıl mı? Üç mü?

Bunları umursamadan onu son gördüğüm günü bir kenara bırakarak, koştum ve onun boynuna sıkıca sarıldım.

 

Başta karşılık vermesede sonradan o da bana sarıldı, artık gözümde yaş kalmamıştı sadece derin nefes seslerim duyuluyordu. Herkes işi gücü bırakmış bizi izliyordu. "Özür dilerim." Dedi kendimi geriye çekip gözlerinin içine baktım "Gelmeyeceğini düşünmüştüm ." Dedim, "Bana ne kadar kızgın olursan ol yinede seni bugün yalnız bırakamazdım." Dedi ve sonra gülümseyerek Ayaz'a döndü.

 

"Ayaz bey, küçük prensesim sana emanet. Eğer kılına zarar gelirse canına okurum bunu bil." Dedi ve yavaşça omzuna vurdu, sonra bana dönüp"Kendine iyi bak bebek, yine görüşürüz"dedi ve yanağıma bir öpücük kondurdu.

 

Abimin de diğerleriyle selamlaşmaya başlamasıyla beraber Ayaz arabayı gösterdi ve "yola çabuk çıkmazsak çok geç saate kalırız muhtemelen." Dedi.

 

Balayı için ormanın iç taraflarında bir villa tutulmuştu ve oraya gitmemiz gerekiyordu, Ayaz ben tepki vermeyince gözlerini gözlerime sabitledi. Onunla yalnız kalma düşüncesi beni aşırı geriyordu, o gerildiğimi farketmiş olacak ki "istemediğin sürece sana dokunmayacağımı söylemiştim Saye, bu birbirimize alışana kadar geçerli." Dedi ve az önce bunu söyleyen kendisi değilmiş gibi tutmam için elini uzattı. (Kesin ikizler burcudur.)

 

Diğerleri de birden yanımıza gelince uzattığı elini tuttum ve herkese yapmacık bir tebessüm sunarak arabaya bindik. Binerken yine çok zorlandığım için berfin gelinliği tutarak yardım etmişti.

 

Şoför bizi gideceğimiz yere götürmek üzere arabayı sürmeye başladı. Ayaz ön koltuğa değil benim hemen yanıma oturmuştu, az önce birbirimize alışana kadar demişti. Alışabilir miydik sahiden? Sanmıyorum.

 

Okumama engel olduğu için nefret bile ediyordum bazen. Biz birbirimize alışamazdık böyle bir imkan asla yoktu. Üç dört yıl önce yaşadığım olaylardan sonra hayatıma bir erkek almama kararı almıştım zaten, bu kararımı da sürdürecektim.

 

Yol bitene kadar bir kez bile Ayaz' a bakmamıştım. Araba durunca Ayaz kapıyı açarak indi ve benden tarafa geldi, benim kapımı da açtı ve gelinliğin eteğini tutarak inmemi sağladı. Araba tekrar hareket ederek karanlıkta kayboldu.

 

O an orada sadece ikimiz kalmıştık. Tamam belki hiçbir temasta bulunmayacaktık ama bu gerilmeme engel değildi. İkimizde sırayla içeriye girince ayaz villanın kapısını kapatıp kilitledi.

 

Bunun sebebinin ormanlık alanın tehlikeli olmasına bağladım, yani başka bir ihtimal de olamazdı.

 

Saçıma dökülen simleri gösterip "duşa girmeni tavsiye ederim değilse saçların yıpranır." Dedi. Sanki evli bir çift değil de aynı evde yaşayan arkadaşlar gibiydik. "Evet iyi olur." Diyerek etrafa bakınınca banyoyu aradığımı farkedince yolu gösterdi.

 

Banyoya girince gözüme ilk çarpan lavabonun kenarındaki altın renkli detaylardı, neden lavaboyu bile özenerek hazırlarsınız ki diye düşünmeden edemedim. Hemen kapıyı kapatıp etrafıma bakınca aynadan kendimi gördüm, güzel gözüktüğümü farketmem biraz süre alsa da kendimi inceleyince gözlerimin içindeki o kız çocuğu kendini gösterdi.

 

Düşüncelerimi bir kenara bırakıp duşa girmem gerekiyordu. Ama o an lanet olası fermuara yetişemediğimi farkettim. Açmadan çıkartmaya çalışıyordum ama pek başarılı olduğum söylenemezdi. Ben zaten her şart ve koşulda rezil olmaya yemin etmiş olduğum için daha beş dakika önce kapattığım kapıyı açıp Ayaz'a seslendim.

 

"Efendim Saye." Dedi ve kapıya doğru geldi. "Şey.." dedim ama utançtan devamını getiremedim "Evet?" Dedi soru sorar gibi, ben nefesimi düzenlemeye çalışırken kaşlarını çatarak "Bişey mi oldu?" Dedi "Fermuar.. İşte anlarsın ya..." dedim ama o an suratımın kıpkırmızı olduğuna yemin edebilirim.

 

Ama o hafifçe sırıtarak "açamadın mı?" Dedi. Ne yani sanki isteyerek açamadım, niye sırıtıyor ki. Tepki vermeyince anladığını belli edecek şekilde arkama doğru geçti ve saçımı önüme gelecek şekilde bıraktıktan sonra bir eliyle kumaşı tutup diğer eliyle fermuarlı indirmeye başladı.

 

Nihayet fermuarı açtığında tüm sırtım gözükebilecek şekildeydi. Hemen teşekkür ederek onun cevap vermesine fırsat vermeden tekrar kapıyı örttüm. Ayak seslerinden sonra gittiğinden emin olup kendimi soğuk suyun altına bıraktım.

 

~yarım saat sonra~

Duşum bitince banyodaki dolapları karıştırarak bornozlardan birini üstüme geçirdim. Kapıyı açarak etrafı kontrol ettiğimde Ayaz'ın balkondaki koltukta oturduğunu gördüm. Beni görmeyeceğini düşünerek hemen yatak odasına ilerledim.

 

Üstüme toz pembe kısa kollu bir tişört ve bol aynı renk bir pantolondan oluşan pijama takımını giyerek Ayaz'ın yanına doğru ilerledim.

 

Burası oldukça geniş bir balkondu hatta salonla kapışacak kadar genişti. Onun karşısında duran tekli koltuğa oturunca dikkatini bana vererek kafasını çevirdi. İlk olarak baştan aşağı beni inceledi ve sonra gözlerimin içine bakarak buruk bir şekilde tebessüm etti.

 

"Siz abinle neden görüşmüyorsunuz?" Dedi. Tamam konu açmak istediği belli ama neden bu konu yaa??

Yaşadığımız şeyler gözümün önüne gelince böyle bir günde böyle bir konuyu konuşmak istemediğimi farkettim. "Bu konuyu sonra konuşsak olur mu?" Dedim ve o da onaylar şekilde başını salladı.

 

O da ben duşa girdiğimde üstünü değiştirmiş olacak ki üzerinde gri şortlu ve bol tişörtlü bir pijama takımı vardı. Etrafta uzun bir sessizlik olunca rastgele konular konuşmaya başlamıştık. "Tuğba okuyor mu?" Dedim. "Evet ama çok ilgilendiğini düşünmüyorum, onun aksine haberimin olmadığını düşündüğü sevgilisiyle ilgileniyor." Dediği anda şaşırmadan edemedim.

 

Tuğba'nın yaşı gayet uygundu, fakat anlaşılabileceği üzere Ayaz buna pek sıcak bakmıyordu. Hatta kelimenin tam anlamıyla kıskançtı..

Bu durum yüz ifadelerinden anlaşılıyordu, asla onaylamadığı belliydi. "Çocuğu tanıyor musun?" Dedim, "Hayır, tanımıyorum." Dedi

 

Bu sözleriyle cidden kıskanç bir insan olduğunu kanıtlamış oldu. Bir süre bu konudan sohbet ettik ama hava soğumaya başlayınca Ayaz ayağa kalkarak "hasta olacaksın hadi içeriye artık." Dedi. Ve beraber içeriye girdik. İçerisi de soğumasın diye kapıyı kapattıktan sonra yatak odasına doğru ilerlediğini gördüm.

 

Ortalık yerde durmam saçma olacağı için mecburen bende onun peşinden gittim. Ben odaya girer girmez "Boş yere gerilmene gerek yok ben zaten koltukta yatacağım Saye." İçime bir tık da oksa su serpilmişti ama onu da yerinden ettiğim için vicdanım rahat değildi. "Ama üşürsün." Dedim. "Ne yani beraber yatmak mı istiyorsun?" Dedi sırıtarak. Bende ona gülerek karşılık verdim "Hayır Ayaz, git ve kendine bir battaniye bul!"

 

Yeni bölümü beğendiniz mi??🫠

 

Umarım beğenmişsinizdirrr🫶🏻🫶🏻

 

Ayaz ve Saye hakkında ne düşünüyorsunuz :)

 

Şu aşağıdaki yıldıza basarsanız çok çok çokkk sevinirimmm...

Loading...
0%