@kiziltilkii
|
Alexa 10 yaşında - Nicolas 12 yaşında Her sabah yaptığımız gibi kasabanın en uzak kısmındaki limon ağacına doğru koşturdum. Nicolas her zamanki gibi ağacın altında beni bekliyordu. Her sabah, daha horoz ötmeden uyanır, hava kararana kadar oyun oynardık. Bugünde diğer günler gibi normal ve eğlenceli bir gün olacaktı, hatta çok daha fazlası. Bugün Nicolas'ın doğum günüydü. "Alexa, buradayım!" "İyiki doğdun Nicolas! Bak, senin için tatlı yaptım." elimdeki hasır sepeti heyecanla Nicolas'a verdim. Acaba beğenir mi, ya beğenmezse korkusu ve heyecanı tüm kanımın resmen kaynamasına sebep oluyordu. Nicolas yüzünde bir gülümsemeyle sepeti elimden aldı ve tekrar limon ağacının altına doğru koşturdu. çimenlerin üstüne oturdu ve neşeli bir sesle beni de yanına davet etti. Sepetin üstündeki örtüyü kaldırdı ve yaptığım çikolatalı tatlıları gördü. Gülümsemesi artmıştı, bir tanesinden kocaman bir ısırık aldı. Ağzı çikolataya bulanmış bir şekilde elindeki tatlıyı yemeye devam etti. Tadını beğenmiş midir diye bir düşünce daha geçiyordu o sırada aklımdan. Nicolas elindeki parçayı bitirip ağzının etrafındaki çikolata kalıntılarını da yedi. Yanakları hafif kızarmış bir şekilde gözlerini kaçırdı ve sesini biraz alçaltarak bir şeyler söyledi. "Çok güzeldi, Alexi." Bunu duyduktan sonra ikimiz de sanki birbirimizin yüzünü okumaya çalışıyormuş gibi biraz birbirimize baktık ve cidden beğendiğini anlayınca yüzümde kocaman bir gülümsemeyle Nicolas'a sarıldım. Nicolas şaşırdı ama birden onun üstüne atlayınca ikimizde kendimizi çimenlerin üzerinde yatarken bulduk. Biraz bulutları seyredip gülüştükten sonra ağacın gövdesine yaslandık. Nicolas'ın yüzü daha fazla kızarmış ve vücudu da sıcaklaşmıştı. "İyi misin Nic?" "B-ben mi? İ-iyiyim! Çok iyiyim Alexi." Biraz telaşlı bir tepki vermişti. Elimin tersini Nic'in alnına koydum. Alnı yanıyordu resmen. Nicolas biraz daha telaş ve şaşkınlıkla karışık bir yüz ifadesiyle bana bakıyordu. "Ateş gibisin, eve gidip dinlenmelisin Nic." "O-olmaz! İyiyim ben." Nicolas'ın daha önce böyle bir tepki verdiğini hiç görmemiştim. Normalde eve giderdi. Hatta son günlerde eve gitmek için bahane bile arıyordu ama bugün farklıydı. Bugün yüzündeki ifade de, her zamankinden biraz daha tuhaftı.Sanki bir şey olmuş gibiydi. Bir şey yapmak... ya da söylemek ister gibi bir hali vardı. "Gerçekten iyi misin...Nic?" Bunu söylediğimde gözlerini kaçırdı. Ortamda tuhaf bir sessizlik vardı. Sesseizliği bozmak, aynı zamanda da bozmamak için işaret parmağımı dizimde hızlı hızlı koyup çekerek tıklatıyordum. en azından ufak bir ses vardı. Arada bir Nicolasa bakıyordum ve her baktığımda bana bakmasını bekliyordum. Nicolasın yanakları kızarmaya başladı ve ardından biraz yaklaştı. Hala başka yere bakıyordu. Sonra elini elimin üzerine koydu. Şaşırdım ve biraz utandım. Yere bakmaya başladım. Biraz daha yaklaştı ve diğer eliyle kafamı yavaşça omzuna yasladı.Kafamı Nicolas eliyle biraz bastırarak kafamı tekrar omzuna yasladı. Biraz sesimi çıkarmadım ve öyle durdum. Tam bir şey demek için ağzımı açtığımda konuşmaya başladı. "Alexi...b-bana bir söz vermeni istiyorum..." Ciddi bir şey diyeceğe benziyordu. Gerçi, konu ne olursa olsun söz verecektim ama biraz tırsmadım değil. "Ne sözü bu?" başım hala onun omzundayken o ortamda sadece bunları diyebildim. "Beni asla unutma...ve..." "Ve...?" "-ve ne yaparsam yapayım, beni sev... olur mu?" Bunu diyince bir afalladım. Bazı şeyleri anlayabilecek yaştayım, haliyle Nicolas'ı yanlış anlamış da olabilirim. Bu bence oldukça doğal bir yanlış anlaşılma olurdu. "Ne...anlamda?" Evet, bu utanç verici soruyu cidden be sormuştum. Ama sormasaydım da anlayamazdım. Bir sorun yok yani... Nicolas hafif ve sıcak bir şekilde gülümsedi ve kafasını kafama yasladı. "Nasıl istersen öyle sev." "Tamam o zaman, söz." Nicolas bunu duyduğunda bir iki saniye şaşırmış gibiydi. Ben ne olduğunu anlayamadan sıkıca bana sarıldı. "Fazla mı duygusallaşıyorsun, bana mı öyle geliyor?" Sarılmayı bıraktığında yanaklarından süzülen gözyaşlarını gördüm. Bu Nicolas'ın benim yanımda ilk ağlayışıydı. "Özür dilerim." dedi. Neden özür dilediğini anlayamıyordum. Ben ona tekrar sarıldım. İhtiyacı olduğunu düşünerek... 12 yıl sonra - İtalya'da bir gece klübü "Unutmayacağım, Nic..."
|
0% |