Okul zilinin çalması ile birlikte hızlıca toparlanarak arkadaşlarına katıldı. Okul çıkışında kafede oturmak konusunda sözleşmişlerdi. Bütün grup okul bahçesinde toplandı ardından kafenin yolunu tutmaya başladılar. 3 kız ve 3 erkekten oluşan grup kafeye varana kadar sohbet ettiler şakalaştılar fakat birisi hariç "Ali".. Ali tüm. Yol boyunca suskundu sanki bir şeye kafası takılmış sürekli onu düşünüyordu. Bunu fark eden Banu Aliye yaklaşarak sessizce "Ne oldu Ali? Neden bu kadar sessizsin? Babandan dolayı mı?" dedi.. Ali Banu'ya dönüp gülümseyerek "Önemli bir şey yok sadece gördüğüm rüyaya kafam takıldı" dedi.

Kafeye varmışlardı o sırada beraber içeri girdiler. Cam kenarında ferah bir yere oturdular. Birkaç dakika sonra garson geldi ve siparişleri istedi. Herkes siparişini verdi sıra Aliye gelmişti fakat Ali'nin sipariş verecek hali yoktu. Yüzü bembeyaz olmuş, göz bebekleri büyümüş ve şaşırmış haldediydi. Kısaca betibenzi atmıştı. Çünkü Ali rüyasında onu öldüren kişiyi bu kez kafenin önünden geçerken kendisine gülümsediğini görmüştü. Tam o anda Ali bayıldı. Arkadaşları hemen ambulans çağırdılar. Ambulans geldi Ali'yi aldı ve hastaneye götürdü. Arkadaşları da hastaneye gelmişti. Doktorlar Ali'ye serum takmışlardı. Ali sonunda uyandı. Arkadaşları başındaydı. Herkese iyi olduğunu endişelenmemelerini söyledi. Ali'nin annesi Merve Teyze hastaneye apar topar gelmişti. Ali'yi sedye de görünce ağlamaya başladı. Kendisinin iyi olduğunu söylese de Ali annesine Merve teyze ağlamaya devam etti. Ali arkadaşlarını gönderdi yanından ama Banu durmakta ısrarcıydı.

Banu: Ne oldu Ali? Neden rengin attı ve bayıldın?

Ali: Rüyamda beni öldüren adamı gördüm ve bana gülümsedi!! Bu yüzden bayıldım. Sanki rüyam gerçekmiş gibiydi.

Banu: Cidden bunun için mi bayıldın!? Sadece benzetmişsindir, ayrıca sana güldüğü ne malum. Abartma lütfen Ali kendine dikkat et böyle şeylere takılma.

Bu sohbetten sonra Banu evine gitti. Ali'nin serumu bitmişti bu yüzden maskeli bir doktor geldi. Doktor " Öncelikle geçmiş olsun. Bir kaç test yapmıştık ama herhangi bir kötü bir şey çıkmadı. Bu yüzden sizi burada daha fazla tutamayız. Ama bayılma nedeninizi anlayamadık. Bayılmanıza sebep verecek herhangi bir durum bulunmuyor vücudunuzda. Ama şekeriniz biraz düşük çıktı bu yüzden şekerinizin düştüğünüzü ve bayıldığınızı düşünüyoruz" dedi. Ali'nin annesine reçete verdi, damar yolunu çıkardı ve gitti.

Ali toparlandı ve hastanenin kapısına yöneldi. Hastaneden çıkmadan önce arkasına doğru bir kez baktı ve ona reçete veren doktorun maskesiz halini gördü. Rüyasında gördüğü adamdı! Göz göze geldiler ve doktor gözlerini kısarak kafasını hafif eğerek tek tarafından gülümsedi. Ali hemen önüne döndü ve annesine hızlanmasını söyledi. Hızlıca arabaya gittiler. Ali kendini ön koltuğa attı ve tekrar hastaneye baktı

.....

Ali ve annesi eve vardıklarında evin sarhoş babası annesine tokat vurdu. "Ne sürtüyorsun dışarıda!! Benden izin aldın mı evden çıkarken !!!? Ben izin vermeden nefes dahi almayacaksın demedim mi sana *******!!!!" Ali'ye döndü ve suratına bir tane vurdu. "Sen bu saatte ne sürtüyorsun dışarıda!!?? Ne eve para getirdiğin var ne faydan it herif!! Bu eve para getirmeye başlayana kadar ****** git bu evden bir daha gelme ****** seni!!" Ali bu sözlerden sonra evden hızlıca ağlayarak çıkar ve arkadaşını arar.

Merhaba Banu, bugün sizde kalabilir miyim? Babam yine kovdu beni de.

Tabiki Ali, bu da sorumu? Her zaman gelip bizde kalabilirsin.

Ali telefonu kapatır, elbisesinin şapkasını kafasına geçirir, ellerini ceketinin cebine sokarak gecenin karanlığında yürümeye başlar. Rüyasını, rüyasındaki adamı düşünmeye başlar. İçinden " Herhalde kafayı yemek üzereyim. Rüyamda gördüğüm ve hiç tanımadığım daha önce görmediğim birisini gerçek hayatta görebilme ihtimalim çok az ama gördüm diyelim neden o garip gülüşü bana yapar ki? Herhalde ölmeye karşı olan korkum tekrar başladı. Anlaşılan o psikolog ile tekrar görüşmem lazım…"

"Aaalliiiiiii!! Aaaliiiii!"

Ali ürpererek sesin geldiği yere bakar. Ama karanlıktan ötürü hiçbir şey göremez.

"Buradayım Ali!! Beni göremiyor musun?"

Ali artık sesin geldiği yeri anlamıştı. Ses üstünden geliyordu. Korkarak başını yukarıya kaldırdı ve karanlıkta zor seçilen elbiseleriyle sokak lambasının tepesinde oturan bir adam gördü. Sağ elinde uzun ve kalın bir bıçak sol elinde ince ve kısa bir bıçak görünüyordu. Artık Ali anlamıştı rüyası gerçek oluyor. Çünkü rüyasında onu öldüren adamında sağ ve sol elinde aynı bıçaktan ve karanlıkta zor fark edilen bir kıyafeti vardı. Ters yöne doğru koşmaya başladı. 10-15 saniye geçmemiştiki kendisinden 5-10 metre ötede o adam karşısına çıktı.

"Yeterince hızlı değilsin Ali!!"

Ali ters yöne doğru döndü ve tekrardan koşmaya başladı. Tam o anda sol elinin omuz kısmına bir bıçak saplandı. O adam oradan ince bıçağı fırlatmıştı. Ali bağırarak yüz üstü yere düştü. Sağ tarafından destek alarak tekrar ayağa kalktı ve oradaki sapağa girdi. Koşarken arkasına baktı ve kimse yoktu. Çöp kutusunun arkasına saklanarak soluklanmaya başladı. Telefonunu çıkardı polisi arayacaktı tam o sırada yukarıdan bir bıçak telefonuna saplandı.

"Hile yapıyorsun! Bak ben hiç yardım çağırıyor muyum?!!?"

Ali tekrardan koşmaya başladı ama bu seferde ayağına bıçak saplandı. Tekrardan yere yığıldı. Sağ tarafına yaslanarak yerde yatmaya ve inlemeye başladı. O adamın silüetini gördü ona doğru geliyordu. Ali "Ne olur beni öldürme. Sana yalvarıyorum beni öldürme. Lütfen beni öldürme. Kimseye bir şey demem beni bırak gideyim hastaneye dahi gitmem. Ne olur beni öldürme. Lütfen....." Adam işaret parmağıyla sus der.

"İşin en zevkli. Kısmı bu yalvartma kısmı Ali biliyor musun? Yapacak bir şeyleri kalmayınca ölümü kabullenmek yerine yaşamak için yalvarıyorlar. Oysaki ölmek için can atsalar belki onları bırakabilirim. Ama seni asla çünkü sen çoktan yalvardın bu da demek oluyor ki ölmen gerekiyor!"

Adam seslice kahkaha atar ve önce Ali'nin karnına bir bıçak saplar. Onu çıkarır ve baş parmağını keser. Baş parmağını kutunun içine koyar ve gülümser. Ardından Ali'nin boğazını derince keser ve oradan gider.

Ali acı içinde kıvranır ve yerde yatar artık gözlerinin beyazı gelmiş ve kanı boşalmıştı. Ölmüştü....

Bir anda gözlerini kendi yatağında açar. Hemen elini boğazına ve karnına sürer üstündeki örtüyü atar ve bacağına bakar fakat ne bir iz ne de bir kesik vardır. Ama öldüğüne emindir. Fakat hâlâ nasıl hayattadır? Bunu sorgulamaya başlar...