Yeni Ãœyelik
keyboard_arrow_left keyboard_arrow_left2.
Bölüm
@kurabiyeyazar
Dün balkon da uyuya kalmıştım tam kalktığım da elimde fotoğrafı hala tutuğumu hatırladım cebimden cüzdanı çıkartıp fotoğrafı onun içine koyup cüzdanı tekrar cebime geri koydum İçeriye doğru adımladım kızımın uyanmasına daha 1 saat vardı bende o sırada kahvaltı hazırlamak için mutfağa yöneldim Kızımın en sevdiği zeytinli omleti yapmayı düşünüyorum beslenmesine de meyve ve süt koysam yeterli olur çünkü oklunda öğretmenleri tarafından yemek servisi ediliyordu

"Hadi prenses uyanmalısın" Kızımın saçlarını öpüp onu uyandırmaya çalışıyordum "Baba biraz daha uyusam olmaz mı" Saatime baktım biraz daha uyumasına müsaade ede bilirdim ama bugün işe erken gidecektim "Olmaz balım işe erken gitmeliyim" Başını sallayarak yataktan kalkıp bana öpücük kondurmayı ihmal etmeyip banyoya doğru gitmişti Bende okul eşyalarını hazırlayıp kenara koyduktan sonra gerisi geri mutfağa gitmiştim Kendime çay koyarken de kızıma süt koymuştum

Asel'im merdivenlerden üstünü düzelterek iniyordu hemen onun yanına gidip yakalarını düzeltiyordum oda bir yandan sandalyeye oturdu hemen hazır olan tarağı elime aldım ve saçlarını taramaya başladım Bileğimde de hazır bulunan toka vardı elbette

"Baba bugün öğretmenler günü" Gülümseyip başımı salladım "Ne düşündünüz öğretmenleriniz için" "Arkadaşımızın bir annesi sınıf annesi ve o bize yardım etti dün çıkıştan önce sınıfı süsledik kartlar şiirler hazırladık babacım" Kızımın saçlarını ördükten sonra saçlarını öpüp sandalyeme geçip çayımı yudumlamaya başladım

"Ben çok şanslı bir babayım sanırım" Kızım kendi yanaklarını sıkıp kahvaltısına devam etti ve bende kendi kahvaltımı etmeye başladım

Okula vardığımızda kızıma baktım "İçeriye gire bilir miyim sizi izlemek için" Bazen bunu sormam gerektiğini düşünüyorum onu izlemem hoşuma gitse de bazen o utandığından soruyordum

"Tabi ki babacım" Arabadan birlikte indik bagajda ki öğretmenler için aldığım güller vardı onları da alıp kızımın elini tutup okula girmiştik Kızım sınıfına girdi arkadaşlarıyla sohbet ediyordu birkaç dakika sonrada sınıf öğretmeni gelmişti bana baktı gülerek Sema öğretmen gerçekten bu işi iş olsun diye yapmıyordu severek yaptığı çocuklara bir şey öğretirken ve öğrettiğini yansıttığında gözlerinde ki pırıltıdan belliydi

"Sema öğretmenim öğretmenler gününüz kutlu olsun" Kıkırdayıp bana baktı "Teşekkürler erdem bey zahmet ettiniz " "Ne zahmeti diğer öğretmenler arkadaş içinde aldım onlara da siz verirsiniz olur mu" Kafasını salladı ve kapıdan içeriye girdiği an çocuklar hep bir ağızdan 'Öğretmenler gününü kutlu olsun sema öğretmenim' demişlerdi birde ellerinde kendi hazırladıkları kalpleri tutuyorlardı hemen telefonu alıp çabucak fotoğraflarını çekmiştim

"Çocuklar sizi ne kadar sevdiğimi anlatmaya kelimeler yetmez sanırım" Sema öğretmen çocuklara tek tek sarılıp teşekkür ediyordu bende çaktırmadan kızıma öpücük atıp arabama doğru yürüdüm Bir çocuğa sevgi verirseniz onların düşündüklerini merakını hor görmemek gerek sonuçta ağaç yaşken eğilir

İş yerime geldim aynı zaman döngüsüydü kızımı okula bırakır işime gider ilk dosyalardan başlarım bazen öğlene kadar biter eğer çoksa öğlende bırakıp gelen müşterilerle ilgilenir onların burayla ilgili görüşlerini alırdım genelde olumlu geri dönüşler alırdım bu da işimi iyi yaptığımı gösterirdi

"Asım abi bir müşteri seni görmek istiyormuş" Yerimden kalkıp seline doğru ilerledim ceketimin önlerini ilikledim "Bir yanlışımızı mı görmüş" Selinle aşağı kata doğru yöneliyorduk Kafasını olumsuz olarak salladı "Sadece sizi görmek istiyormuş" Aşağıya indim bir adam arkası dönük duruyordu ona doğru ilerledim

"Beyefendi merhaba ben kafenin sah-" Bana doğru döndü "sahibi Asım'sın " Gözlerime inanamadım koşarak ona sarıldım liseden arkadaşım Ömer'di

"Oğlum nerelerdeydin sen bakiyim kerata" Saçlarını karıştırdım bu hareketi hiç sevmezdi "Oğlum bir dur ya ama istersen burada konuşmayalım odana geçsek mi" Gözlerinde bir hüznü ya da hayatında normal gitmeyen bir şeyler vardı onu onaylayarak elimi sırtına koyup yol gösteriyordum

"Bize iki çay biri büyük bardak olsun ve 2 şeker" Bana doğru döndü "Unutmamışsın " Gülümsedim ve odaya geçtik

"Anladım bakalım Ömer hayatında normal gitmeyen sorun ne " Başını eğdi onunla aynı lisede okumuştuk 4 yıl çok iyi anlaşırdık onu düğünüme davet etmiştim ama gelememişti gerçi hep konuşurduk o zaman da sorduğum da il dışında olduğunu sonradan gelip tebrik edeceğini söylemişti

" Nasıl anladın" Güldüm onun omzunu sıktım "Sen benim en iyi arkadaşımsın nasıl anlamam sıkıntını " Derin nefes aldı ve gözleri dolu doluydu

"Bilirsin liseyi pek önemsemezdim ama önemsemediğim halde notlarım iyi di -gülüp elleriyle oynuyordu- Liseden sonra asker oldum ülkem için savaştım bu sürede birine aşık oldum ama o beni kalıcı asker olduğumdan terk etti sonrasında da aşık olmadım zaten" Kapı çalınıp çaylar gelmişti bu sürede susmuştu sanki biri duysa rencide olacakmış gibi

"İşime daha çok sarıldım derken -Elleri paçasına gitti- savaşta bir bacağımı kaybettim bu tabi ki hayattan küsmemi sağlamadı çok zor zamanlar geçirdim bu olaydan sonrasında ise tam kendimi toparladım derken ailem vefat etti " Sözünü kesip "Allah rahmet eylesin"

"Sağ ol kardeşim -Çaydan bir yudum aldı arkasına tekrar yaslandı- buraya sana para istemeye gelmedim bilirsin ben utangaç adamım kimse beni işe almıyor çok denedim her tarafa sordum soruşturdum bu ayakla hayatımı on numara devam ettire biliyorum sanki diğer ayağım varmışçasına hem de ama insanlar yargıladı her iş başvurusunda reddedilmek çok kötü" Ömer'i tanırdım sevdiğim insanların yeri hep farklı olurdu bende Ömer'in de yeri ayrıydı bende şu ana kadar neler yaşadığını düşüne biliyordum ve gözlerimin dolmasına sebep olmuştu duygusal adamdım dışardan sert görünsem de aslında duygusal biriydim

"Burası da olmasa da farklı bir yerde bana bir iş bula bilir misin gerçekten kendimi çok çok utanmış hissediyorum Senin çevren geniştir o yüzden sana geldim -Etrafına baktı- çok güzel bir yer açmışsın ilerletmişsin kendini işinde de başarılısın hep insanları mutlu etmeyi isterdin başarmışsın da" Yanına gittim ve onun saçlarını karıştırdım

"Ömer sen benim liseden beri arkadaşımsın ben sen benim düğünüme gelmesen de kızmamıştım işi vardır demiştim ama sen bana eğer o gün de gelip derdini anlata bilirdin"

"Utandım çekindim hiç kendimi bu kadar düşmüş çaresiz hissetmedim ben Asım hiç hep bir yolu vardır diye ilerledim ve şimdi ise çıkmazdayım "Onu onaylamadım ve karşısına oturdum

"Çıkmazda değilsin biz iyi gün dostu değiliz sadece evlenirken mi yemin verilir insan birbirine ben sana lise de ne olursa olsun yanındayım dedim kardeşim ve öyle de olacak asla canını sıkma ben senin arkanda değil tam olarak yanında olacağım" Ağlamaya başladı yanına gidip sarıldım ona ağlamamak için zor tutuyordum kendimi

"Aslında biliyor musun sanırım Hızır gibi yetiştin aslında bir eleman boşluğumuz vardı orada çalışa bilirsin" Ona doğruyu söylüyordum eleman eksiğimiz vardı çünkü orada çalışan kişi evlenecekti öbür hafta

"Ya ne işi peki" Kalktı sevinçle ve odamda ki perdeyi açıp sinema salonun olduğu yeri gösterdim "3 tane sinema salonu var orada ki işte koltuk gösterme ya da patlamış mısır ya da diğer alışverişlerine yardım edersin maaş olarak dert etme ve sigortanda devam edecek diğerleri gibi" Bana doğru döndü sevinçle ve sarıldı

"Hemen bugün çalışa bilir miyim "Omuz silktim ama sonrasından gülerek elimi uzattım "Ömer aramıza hoş geldin" Gülümseyip elimi tutu "Hadi gel seni iş arkadaşlarınla tanıştırayım" Güle güle odadan çıktık Aslında bakarsanız bende iş imkanı olmasaydı da ona yardım ederdim çünkü kapına gelen yardıma muhtaç birine yardım etmemek bana yakışmazdı

Bizimkilerin konuşmalarını izliyordum işe aldığım kişilerin sağ olsunlar hepsi bir insana ön yargılı olmayacaklarını bilecek kadar olgundular gülümseyerek perdeyi çekip koltuğuma oturdum ve ağlamaya başladım bir erkek ağlamaz demeyin ağlardı bal gibi de şu an aslında ağlıyordum Ömer çalışmayı seven biriydi ve eğer o başına gelmeseydi daha ne başarılar kazandırırdı kim bilir bazen de insan başına ne geleceğinden ne yaşayacakları bilmeden kararlar verilir yaşanırdı

Kızımı okuldan almaya gelmiştim Zil çaldığında bir bir çıkmaya başladılar gözüm miniğime takıldı arkadaşıyla konuşa konuşa ilerliyordu yanıma kadar gelip arkadaşına veda edip bana döndü "Merhaba babacım nasılsın" Gülüp çantasını almıştım "İyiyim balım sen nasılsın" Arabanın kapısını açıp oturdum o ise derin nefes aldı

"Resim dersinden bugün a+ aldım ama hoca arkadaşıma da yardım etmeme müsaade etmedi" Sabah ki olay aklıma gelince gülümsedim

"Belki de o arkadaşının bazı şeyleri kendi başına yardım etmesini istiyordur" "Kız kaç kere denedi baba kaç kere hoca gösterse de yapamıyordu ama hoca onun yapa bileceği şeklinde anlatmıyordu ki "Öğretmenine isyan ediyordu ama yine de bu isyan aslında onu sevmediği anlamına gelmezdi

"O zaman şöyle yapalım balım yarın sen git öğretmenine arkadaşın bilmeden anlat ona öğretmenim de ona aslında şu şekilde anlatırsanız o ancak öyle o işi başara bilir de " Ellerini çarpıştırdı "Harika bir fikir babacım teşekkür ederim" Boşuna ben bu kıza büyümüşte küçülmüş demiyordum baksanıza daha bu yaşında arkadaşını düşünüyordu

Bugün yemeğimizi yedikten sonra kızımın proje ödevlerine yardım ediyordum ama gerçekten sadece yardımdı ona nasıl yapıla bileceğini anlatıyordum ve onun yapa bilmesi göstere göstere örneklerle yapıyorduk

"Baba çok güzel oldu" Yaptığımız galaksiyle alakalıydı gülümseyerek onay verdim "Odama götüreceğim dikkatlice bir şey olmasını istemem hem sonrasından hoca verirse ben bunu saklaya bilir miyim "Onay verdim bunu bende yapardım zamanında çok güzel yaptığım şeyleri saklardım

"Tabi ki de saklaya bilirsin biliyor musun bende eskiden saklardım ama evlenince geri dönüşüme verdim ama hepsi halen aklımda" "Ya baba bana okul zamanlarını anlatır mısın " Kollarını bana uzattı "Tabi" diyerek onu kucağıma aldım anlata anlata ilk duş aldırdım saçlarını kurutum şimdi ise odasındaydım her anlattığım şeyi heyecanlı heyecanlı dinlerdi bende anlatmayı severim ona

"Baba yarın benim doğum günüm çok heyecanlıyım" O heyecanlı ben ise her şeyin eksizsiz olmasın diye tedirgin olan bendim gerçi o mutlu olsun da ben her türlü mod da ola bilirdim

"Her şey istediğin gibi olacak balım endişelenme ama hala bana vereceğin hediyeyi merak ediyorum" Aklına gelmişçesine sinsice gülümsedi ve işaret parmağını olumsuz olarak salladı "O yarına özel babacım 1 gün kaldı dayana bilirsin" Yalan değildi merak ediyordum benden isteyeceği hediye neydi tahminlerim arasında peluş oyuncak vardı bayılıyordu ondan büyük olan oyuncaklara

Çayımı almış laptopun ekranına baktım eve iş getirmeyi sevmem işte değildi aslında birkaç evrak işlerini muhasebecime mail olarak gönderiyordum Bir mesaj gelince çayımı kenara bırakıp maile tıkladım

Gönderilen Mail: Bazı şeyleri kısmamız lazım asım bey sizce bir kafede olması gerekenden fazlası yok mu ?
Bu mailine sadece gülmüştüm ben o kafeyi açarken ki ilk hedefim zaten herkes den farklı bir kafe açmaktı büyük bir yerdeydi kafem birçok insana iş sağladı birçok insana ise içine girdiği anda mutluluk sağladı

Giden Mail: Aksine hala eksiğimiz var murat yakın zamanda o eksikler içinde bir dekont yolacağım sana
Ailemden dolayı aslında maddi durumum yerindeydi bu kafeyi açmama gerek yoktu sadece babamın bıraktığı şirket bana haliyle geçim kazandırıyordu ama ben orayı kardeşime bırakmıştım o devralmıştı babam ona güvenmese de ben ona güveniyordum ilk başta istemese de bu işi başarıyla devam ettiriyordu çünkü onun içinde babam gibi holding yönetecek akıl vardı ben ise onu yapa bilecek akılda vardı ama insanları mutlu etmeyi seven tarafım ağır basmıştı her zaman

Ağlama sesiyle hemen yukarıya fırladım kızımın yanına çöktüm kan ter içinde kalıp 'anne' diyerek ağlıyordu elim omzuna gitti ve sarstım onu hafifçe

"Kızım uyan hadi kızım uyan" Asel gözlerini açıp etrafına baktı sonra gözleri bana döndü hüngür hüngür ağlayıp sımsıkı sarıldı bana "Baba annemi gördüm rüyamda annemi gördüm" İçli içli ağlıyordu saçlarını okşayıp "Ya işte bak anneni merak ediyordun hep" Gözlerim doldu ve saçlarını okşadım benden geri çekildi

"Doğum günümü kutladı bana sarıldı öyle bir kokumu içe çekti ki baba gerçek gibiydi sanki fotoğraflarda gördüğüm annem o an karşımda gibiydi çok çok güzeldi tekrar görmek istiyorum baba tekrar onu görmek istiyorum" Anlatırken sakinleşmişti ama tekrardan ağlamaya başladı ve bende tutamamıştım göz yaşlarımı

"Biraz daha büyü seni annenin yanına götüreceğim söz" Onayladı beni ve daha çok sarıldı Şu an onu götürmek pek istemiyordum mezarlığa ama az daha büyüsün annesini görmesini sağlayacağım

"O beni çok seviyor muş baba çok özür diledi yanında olmadığım için ama ben ona hiç kızgın olmadım ki o beni bilerek bırakmadı o hastaydı ve hastalandığı için bıraktı biliyordum ki ve seni tebrik edip hayatına baksın dedi anlamadım ama öyle dedi" Ben anlamıştım ama olmayacaktı öyle şeyler ben sadece hayatımı kızıma ve işime adadım daha ilerisi olmaz bende

"Hadi uyu yarın yoksa uykusuz kalacaksın" Geri uzandı yatağına bende uzandım yanına ve gözlerimi kapayıp kızıma sarıldım oda arkası dönük şekilde ellerimi tuttu

Sabah olmuştu kahvaltı dan sonra Asel'i hazırlamaya başladım ve o "Bugün benim doğum günüm bugün benim doğum günüm deyip söyleniyordu ben ise sadece gülerek karşılık veriyordum

"8 yaşına giriyorum inana biliyor musun bana 8 yaşına" Elleriyle 8 rakamını gösterip kıkırdayarak etrafında döndü bende onun elini parmaklarına öpücükler kondurdum

"Sen hala benim minicik kızımsın evet daha çok büyüyüp yaş alacaksın ama unutma kaç yaşına gelirsen gel sen benim hala küçük balım olacaksın" Sarıldım ona benden geri çekildi şaşırmış gibi

"50 yaşına gelsem de mi "Güldüm ve onu onayladım "50 yaşına da gelsen sen hala benim minik balım olacaksın ve bu hiçbir zaman değişmeyecek" Bana sımsıkı sarıldı ve yanağımdan öperek "Seni seviyorum babacım" "Bende seni seviyorum balım" Elimden tutup bahçeye doğru yol aldık bakalım bugün beni neler bekliyordu ve Asel'imin benden isteyeceği şey ne olacak

-Bölüm Sonu-
Asel ve Asım'ın baba kız ilişkisini çok seviyorum bu hikayelerimi yazarken hissederek yazıyorum bu kadar geç gelmesinin sebebi belki de budur olayları kafamda netleştirip onlara uygun mu diye düşünüp yazıya döküyorum bilmiyorum gerçi ben beğenmiş olsam da belki de siz beğenmeye bilirsiniz ama fikirlerinizi belirtmekten çekinmeyin lütfen Diğer bölüme kadar sağlıcakla kalın
modal aç
modal aç
modal aç