Yeni Üyelik
5.
Bölüm

4. Bölüm

@kuslarinevsahibi

-Görmen lazımdı baba. Polise bir acıtasyon yapıyor. Benim gibi tatlı bir kız nasıl adam dövsünmüş. Valla ben bile inanacaktım.

 

Hepimiz kahkaha atıyorduk. Yol boyunca babama kulüpte olanları anlatmıştık. Babamın, özellikle Selin'in saçmaladığı yerlerde, gülmekten gözünden yaşlar gelmişti. Araba kapının önünde durduktan sonra kızlar ve babamla beraber arabadan indik.

 

Kızlar bizde kalacaktı bugün. Zaten Selin'i bu halde eve gönderirsek Zeliha teyze bizi parçalardı. Zeliha teyze, Zeynep ve Selin'in annesi. Dünya tatlısı bir kadındır. Ama sinirlendiği zaman içinden başka bir insan çıkıyor.

 

Kerem bizi bıraktıktan sonra gitti. Sessiz olmaya çalışarak eve girdik. Halam uyumuş olmalı. Babam iyi geceler dileyip ikinci kattaki odasına çıktı. Biz de benim odamın yolunu tuttuk. Misafir odamız vardı. Ama kızlarla beraber kalmak istediğimiz için halam benim odama yer yatağı yapmıştı.

 

Odaya girer girmez Selin kendini yer yatağının üzerine attı. Hazal da çantasını yatağımın üzerine atıp Selin'in yanına kıvrıldı.

-Ay, of! Bittim vallahi. Ama çok güzel eğlendik haa.

 

Zeynep gözlerini devirdi. Bir yandan dolaba doğru ilerlerken bir yandan da Hazal'a cevap veriyordu.

 

-Ya ne demezsin?! Bir karakolluk olmadığımız kalmıştı. O da oldu tam oldu.

 

Elinde çilekli, tavşanlı, kirazlı ve Hello Kittyli pijamalarla geri döndü. Tavşanlıyı ben aldım. Çilekliyi kendisi aldı. Kirazlı ve Hello Kittyliyi kime vereceğine karar vermeye çalışırken Selin atılıp Hello Kittyliyi aldı.

-Canım sevgilimle kombin yapmış gibi oluruz. Bu benim.

 

Selin'in sözleriyle aklımıza gelen Kerem'in çoraplarıyla kahkaha attık.

 

-Bence gecenin en komik olayı oydu.

-Selin'in Kerem'i kıskanması kaç puan peki?

-Ya polise verdiği tepki?

 

Kahkahalarımız iyice şiddetlendi. Gülme krizine girmiştik. Tam sakinleşecek gibi oluyor sonra göz göze gelince daha da fazla gülüyorduk. Gözümüzden yaş gelmişti. Birden açılan kapıyla hepimiz o tarafa döndük. Halam kapının önünde saçları dağılmış, üzerinde yıllardır giydiği geceliği ile durmuş bize bakıyordu.

-Napıyosunuz siz?

 

Halamın kapıyı açmasıyla odaya dolan ciddiyet bir anda attığımız kahkahayla yine dağıldı. Halamın kaşları çatıldı.

-Yatın uyuyun. Saat iki olmuş. Hala gülüyorsunuz. Daha üstünüzü bile değişmemişsiniz. Hadi üstünüzü değişin doğru yatağa.

 

Hepimiz bir anda ayağa kalktık. Elimizi başımıza koyup asker selamı verdik. Hep bir ağızdan:

-Yes Sör yes.

Halam bu ani çıkışımızla korkmuştu. Onun bu haline daha fazla güldük. Bugün çok güldük ağlamasak iyidir. Halam elini dua eder gibi kaldırdı. "Sen bana sabır ver. Bunlar yüzünden kalpten gidicem bir gün."

 

-Tamam Şefika sultan sinirlenme. Uyuyoruz şimdi.

Lafım bittikten sonra hepimiz gidip halama sarıldık. O da hepimizi tek tek öpüp odadan çıktı.

 

Gerçekten uzun bir gündü. Hepimiz üzerimizi değiştirip yer yatağına yattık. Bir süre daha gün değerlendirmesi yaptıktan sonra kızlar birer birer uykuya daldı. Benimse uykum yoktu.

 

Telefonumu elime aldım. Bizim video viral olmuştu. Bir milyon beğeni mi, yuh?! Yorumların çoğu beni takdir ediyordu. Birazı da, bir kızın böyle davranması hiç doğru değil minvalindendi. Çünkü her şeyin en doğrusunu onlar biliyor. Gözkerimi devirdim. Tam o anda WhatsApp tan bir bildirim geldi. Bu saatte? Hayırdır inşallah.

 

Uygulamaya girdim. Tanımadığım bir numaraydı. Mesaj silinmişti.

 

🍁🍁🍁

 

M.G

 

Can'la beraber eve geldik. Bütün yol boyunca soru sormuş beni darlamıştı. Neden kavga etmişmişim? o kızı tanıyor muymuşum? Hayır arkadaş annem bu kadar sorguya çekmedi beni yaa. Annem haberi alınca aramış, neden kavga ettiğimi sormuştu. Adamın hakettiğini söyleyince de kız sağlam dövdü adamı demiş, telefonu kapatmıştı. Odama gittim.

 

Yarın sabah gidip arabayı barın ordan almam lazım. Ayrıca şu okul işini de halletmeliyim. Yatağa uzandım. Telefonumu elime aldım. Mesaj atsan mı acaba? Beyza'nın numarasını polislere bilgilerini söylerken duymuş ve ezberlemiştim.

 

Mesaj atsak ne diyeceksin ki? 'Selam ben bugün dövdüğün çocuk mu?' Evet öyle diyemem. Telefonda onun numarasıyla bakışıyordum. Mesaj atsam en fazla ne olabilir ki? Yanii... Kızın bugün yaptıklarını düşünürsek haklısın en fazla ağzınla burnun yer değiştirir. Bir insan kavga ederken nasıl o kadar güzel olabilir? Ben diyorum anka bu diyor konya.

 

WhatsAppa girdim.

-Naber güzellik?

Oldu bunu at kız seni keko sanıp direkt engeli bassın.

Mesajı sildim. Aklıma gelen şeyle gülümsedim.

 

Savaşçı Prenses:Kimsin?

-Niye bana yazdın?

-Gecenin bu saati bana yazıyosun. Bir de üstüne mesajı ben görmeden siliyorsun?

-Bu da demek oluyor ki. Ya kurşundan hızlı koşuyorsun, ya da ölmeyi bayılmak sanıyorsun.

 

Atarlı prensesim benim. Biraz fazla mı çabuk sahiplendin sanki ,Mert? Ya bir sus. Şuan mantığımın sesini dinleyemem. Ne halin varsa gör!

 

Siz: Parmakların ucuyla arkaya attığın

saçlarının sonbaharına düştüm

elimi tut, yalnızlığımı okşa

gözünün izi kalsın gözümde...

 

Aynada ki sûretine sar beni

 

Gamzen açan kır çiçeği

üzerinde idi acılarım

sen rengini kokladın

ben kokusunun rengini

 

Sonbahar akşamına sar beni

 

Seni hangi ömrümle sevdiğimi

bir güz yağmurları bildi

bir de saçlarına düşen sonbahar

kahve falına resmini kim çizdi?

 

Üşüdüm yağmuruna sar beni

 

Hasretime vaha, çölüme serap ol

kendine başka anlam bulsun intihar

son istasyonda beklerken ömrüm

seni sevdim, ne söylesem, hepsi inkâr

 

Giderken, elvedana sar beni.

 

Savaşçı Prenses: kırık ayna-Refik Durbaş

-Bu ne şimdi?

Siz: gizli hayranınızım diyelim hanımefendi.

 

Savaşçı Prenses: bir sen eksiktin çünkü.

-Numaramı nerden buldun?

Siz: o da benim sırrım olsun.

Savaşçı Prenses: Ay sen hacker falan mısın yoksa? Bana bak sakın galerime falan giriyim deme ha! Yeminle seni bulur eşek sudan gelinceye kadar döverim.

Siz: Ayıp ama hiç yakışıyor mu size?

-Hem galerinde ne var ki bu kadar korkuyorsun?

 

Savaşçı Prenses : ne demek ne var?

-Bütün bir okulun dedikodusu var orda. Ekran görüntüleriyle kanıtlı. İfşaları, saçma fotoğrafları saymıyorum bile.

Siz: korkma korkma. Hacker değilim. Numaranı bulmama gelince de orası bende kalsın.

 

Savaşçı Prenses : ne istiyorsun.

Siz:hiçbir şey. Sevgilin var mı onu öğrenmek istiyorum sadece.

Savaşçı Prenses: İşte o seni hiç alakadar etmez.

 

Siz: peki iyi geceler savaşçı prenses.

Savaşçı Prenses: yok.

- Yani sevgilim yok.

-Sen şiirle başlattın konuşmayı ben de şiirle bitiriyim bari. Benim tarzım daha farklı idare edecen artık.

 

-Bakma bana öyle kırgın kırgın

Sen de bana hastasın

Nenesi çılgın

İyi geceler efenim.

-ajjsjdjdjjdjddjjfkkf

-Çok deli bir hanfendiye çattınız beyfendi. Geçmiş olsun.

 

Siz: sen sağ ol yeter bana.

Savaşçı Prenses : aha sen hala burda mısın lan? Ben engeli basmanı bekliyodum.

Siz: ilk yazan ben olduğuma göre engellemem saçma olmaz mıydı?

Savaşçı Prenses : Doğru. O zaman ben engelliyim.

-Ay neyse şuan üşendim. Sonra bir ara engellerim.

-Ay nasıl uykum geldi lan. Hipopotam gibi açıldı ağzım. Kapanmıyo.

-Bu arada sana da bir şekil hitap etmem lazım. Adını söyle bari.

Siz: İstanbul beyefendisi de.

Savaşçı Prenses : peki iyi geceler İstanbullu.

Siz: iyi geceler.

 

Yüzümde gülümsemeyle yatağımda yayıldım. Telefonu kapattım. Kalbim deli gibi çarpıyordu. Gitti gül gibi oğlan. Bir tane kız geldi aldı götürdü çocuğun kalbini . Allah sonumuzu hayretsin. Amin Gürbüzcüm amin. Gürbüz ne ya? Kaç kere dedim sana. Gürbüz diye iç ses mı olur? Olur olur. Çok da güzel olur.

-------

Bitti! Kestik!

Nasılsınız?

Bölüm nasıldı?

Kendinize iyi bakın. Seviliyorsunuz 😘

Loading...
0%