Yeni Üyelik
2.
Bölüm

Bölüm 2

@lavantacicegi1

Daha uykumu alamamıştım ki evdeki seslerle uyandım. Kafamı yastıktan kaldırmadan saate baktım. Saati görmemle yüzümü yastığa gömüp çığlık attım. Neden mi çünkü saat daha 9 du ve ben gece valiz hazırladığım için geç yatmıştım. Hayır sabahın bu saatinde ne işiniz var. Öğlen gelin olmadı akşam gelin ne işiniz var ki. Zorla kendimi yataktan kaldırdım. Üzerimi değiştirip başörtümü taktıktım. Kimseye görünmeden banyoya gidebilirsem ne güzel olurdu. Tam odanın kapısından dışarıya adımımı atmamla kuzenlerimin çocuklarıyla karşı karşıya geldim. En nefret ettiğim şeylerin ilk üçünde olan şey küçük çocuklardı.

- Hansa abla naber?

- İyidir Yağız, senden naber?

- Seni gördüm daha iyi oldum.

- Yavrum sen bu cümleleri nereden buluyorsun sen daha 7 yaşındasın.

- Hansa abla, annemler arkadaşlarıyla veya akrabalarla konuşmaya böyle başlıyor.

- Tamam yeter bu kadar konuşma ben elimi yüzümü yıkayacağım sende içeriye git hadi.

- Tamam Hansa abla.

Yağız giderken bende odamın kapısını kapatıp kilitledim. Misafir çocukları ıyyy ya odaya girip herşeyimi karıştırıyorlar mecbur böyle tedbir alıyorum. Banyoya girip elimi yüzümü yıkadım. Bi anlık baş dönmesiyle lavaboya tutundum.

- Hay ben böyle işin içine. Uykumu alamadım ya hemen gel zaten hiç bekleme.

Evet evet kendi kendime konuşuyorum şaşırılacak bir durum değil. Kapının sertçe çalmasıyla yerimden sıçramıştım.

- Hansa dakikalardır banyoda ne yapıyorsun sen?

- Anne ne yapabilirim elimi yüzümü yıkadım. Ayrıca daha yeni girdim banyoya.

- 10 dakika önce Yağız söyledi yeni girmedin o banyoya çık çabuk yardım et bize.

Kapıyı açıp çıktım.

- Tamam ya. Vallaha bıktım billaha bıktım artık.

Hızlı adımlarla annemden kaçtım çünkü terliği yerdim bu sözlerimin ardından. Salona geçmemle kalabalığın tahmin ettiğimdende fazla olduğunu anlamış bulunuyorum. Herkese toplu bir hoşgeldin diyip mutfağa geçtim. Allah'tan burda kuzenlerim filan vardı sadece.

- Cümleten Selamünaleyküm ey mümin kardeşlerim. Nasılsınız afiyettesiniz inşallah. Birde şu çocuklarınızı benden uzak tutun lütfen.

- Öncelikle aleykümselam kuzen. İyiyiz de sen bu saatte uyanırmıydın?

- Çocuklarınızın sesinden uyuyabildinmi diye sorsanıza bir. Elimi yüzümü yıkayayım dedim odadan adımımı atmamla ahanda şu Merve ablamın oğlu Yağızla karşılaştım annemede o söylemiş lavaboda diye annem geldi çıkta çık sanki adam öldürüyom. Tekrar söylüyorum çocuklarınızı benden uzak tutun. Bu bir rica değildir.

Hepsi bir gülmeye başladılar onlarda alışmıştı artık bu duruma. Alınmıyorlardı. Çocuklarını foğduklarından beri 3 bilemedin 4 kere kucağıma almışımdır. Tahammül edemiyorum çocuklara.

- Durun durun buraya gelme gayemizi unuttuk.

Dedi Hale ablam neyi unutmuş olabilirler.

- Doğru dedin Hale biz en unutulmazları unutuyoruz.

- Hale abla, Merve abla neyi unuttunuz illa meraktan öldürecekmisiniz burdakileri?

Kendimi katmamıştım çünkü meraklı bir insan değildim. Söylemek isterlerse söylerler istemezlerse de söylemezlerdi.

- Salak bu kız. Dayım doğurdu herhalde seni? Konuyu saptırmadan söyleyeyim hani sen savcı olacaksın ya gerizekalı o yüzden geldik ya. Hem Havva Yengem söylemese haberimiz olmayacak.

- Bende beni babamın doğurduğundan süpheleniyorum da bende dün öğrendim annem haber vermek istedi. İkide birde gerizekalı filan demeyin bana ya kafamı kaldı uykusuzluktan. Zaten dün gece illa şimdi hazırlayacaksın dedi onunla uğraştım.

- Kaç kere boşaltıp geri düzelttin?

- Ah Zeliha vah Zeliha hiç sorma 3 kere boşalttım 2 valizide.

- Oha abla ya ne yaptın sende kalsaydı öyle.

- Buse sence ben onu öyle bırakırmıı......

Lafımı yarıda kesen şey ise salondan mutfağa yani bize bağırarak birşeyler semesiydi.

- Kızlaarrr orda sohbet edeceğinize çay koyun. Yanına birşeyler yapmayıda unutmayın.

Ta ordan bağırıyordu ya. Kızlar annemin dediğini yaparken annemi sinir etmek için salona geçtim. Etrafa bakınırken annemi sağdaki üçlü koltukta teyzemlerle otururken gördüm. Yanına gidip

- Tamam anne.

Dedim sonra hızlıca yanağından öpüp geri mutfağa kaçtım. Öyle sinir ederdim insanı.

Çay olmuş yanınada hızlıca börek açmıştık börek bişmek üzereydi. Sonrada içeriye geçip teyzemlerle halamlarla filan oturacaktım. Ya sadece savcı olmuş görev yerime gidecektim ne curcuna bu ya keşke bileti yarın sabah erkene alsaydım daha çabuk kurtulurdum bunlardan. Neyse neyse. Cebimde olduğunu bile unuttuğum telefonum çalıyordu. Telefonu cebimden çıkartıp arayana baktım. Bilinmeyen numara. Kim ararki beni. Annemlere dönerek

- Anne ben şu telefona bakayım gelirim birazdan.

Diyip balkona geçtim.

- Alo.

- Alo, Hansa sen misin?

- Buyrun benim siz kimsiniz?

- Beni tanımadın aşk olsun bunun için ayrı trip atacağım unutturma. Ben Yaren, Hansa 16 yıl aynı sınıfta okuduk nerdeyse hatırlamıyo olamazsın.

- Yaren, Yaren Alaca. Hatırladım.

- Sonunda be numaranı değiştirmişsin bulana kadar canım çıktı. Neler yapıyorsun? Savcı oldun mu? Olduysan nerede görev yapıyon? Hadi ama biraz hızlı anlat.

- Tamam dur sırayla cevap veriyorum. Şuan ev tıklım tıklım misafir dolu uğraşıp duruyorum. Evet savcı oldum dün bildiri geldi. Ve yarın Hakkâri'ye gidiyorum görev yeri için. Çarşamba işbaşı yapacağım . Sıra sende anlat bakalım 5 yıldır yoksun ortalarda.

- Ay Hansa sen ciddimisin bende Hakkari de hemşireyim. Mutlu oldum müsait olduğumuz her an buluşuruz. Bir dakika bir dakika senin şuan savcılık yapman gerekmiyormu?

- He 2 yıl mezuna kaldımda ben istediğim derece gelmemişti.

Ufak bir yalandan birşey olmazdı.

- Nasıl mezuna kaldın iki yıl kızım sen lise sonda bütün denemeleri fullerdin ne diye kaldın mezuna? Birde iki yıl.

- Ya ben ilk bine girmek istiyordum iki kere denedim dünyanın sonu değil ya.

- İyi tamam birşey demiyorum. Burdan ev tuttun mu bari?

- Yok daha tutmadım. Oraya gelince eşyalı tutarım diye düşünüyorum.

- Saçmalama birlikte kalırız hem benim ev adliyeye yakın tek başıma yaşıyorum zaten.

- Yok ben hallederim sen rahatını hiç bozma.

- Ben sana benle kalacaksın dedim hiç tanıyamamışsın beni aşk olsun.

- iki yıl sonra olsun.

- HANSAAA HANSAA GEL BURAYA KIZIM.

- Duydun annemin sesini oraya gelince görüşürüz.

- Duydum duydum görüşürüz.

Telefonu kapatıp Yaren'i kaydettim. İçeriye geçtiğimde ortanca dayımın eşi Fatma yengem konuşmaya başladı.

- Kimle konuşuyordun Hansa. Birileri filan mı var yoksa?

Son sorusunu anneme bakarak söylemişti. Ama annem oralı bile olmadı biliyor çünkü olmayacağını. O yanımdaydı yani bi zahmet bilsin olmayacağını.

- Fatma yenge arkadaşımla konuşuyordum. Ayrıca öyle birşey olsa ilk annemin haberi olurdu senin değil. Sorularınıda kendi kızına sakla bence.

Cevap vermedi o da biliyordu kendi kızını. Sadece Fatma yengem ve kızı Meltem'i sevmiyorum. Küçükkende sevmezdim. Herkes herkesle konuşurken başım ağrımaya başladı sesten dolayı bir an önce gitseler keşke. Ne kadar süre geçti bilmiyorum ama kapı çaldı. Hemen ayaklanarak

- Ben bakarım.

Diyip bakmaya gittim. Kapıyı açtığımda babamlar gelmişlerdi nereye oturacaklarsa artık. İyi tarafından bakacak olursak babamlar geldiğine göre yarım saate yemek yerdik. Buda demek oluyor ki karnım doyacaktı. Babamlar içeri geçerken bende odama gitmeye karar verdim. Odamın kapısının kilidini açıp içeriye girdim ki girmez olaydım yatağımda yatan iki adet 2 veya 3 yaşlarında bebek yatıyordu gerçi biri atlamaya çalışıyordu salak daha doğru düzgün yürüyemiyo. İkiside gözlerini açmış bana bakıyordu. Bunlar kimin çocuklarıydı hem ben bu kapıyı kilitledim. Anne anne ne diye açıyorsun kapıyı ya. Çocuklara yaklaşıp ikisini de sırtından tutarak uçak gibi tutup kaldırdım odadan çıkıp salona geri geldim.

- Bunlar kimin çocukları?

- Kızım ne yapıyon çocukları? Hem onlar Hale ve Merve'nin çocukları.

- Birşey yapmıyorum anne. Sahiplerine getiriyordum. Ben gitmesem -sol elimdeki kızı havaya doğru kaldırıp- bu çocuk atlamaya çalışıyordu.

Merve ablam hızla gelip çocuğunu aldı.

- Merve abla sen kız değilde ninja doğurmuşsun. Yağız hiç böyle değildi.

- Haklısın galiba Hansa.

- Hale abla çocuğunu almayı düşünmüyorsun herhalde?

- Ay doğru gel oğlum annene.

Şimdi fark ettim de salondaki herkes bana garip bir ifadeyle bakıyorlardı. Yanımdaki Hamzaya sordum.

- Hamza herkes bana niye öyle bakıyor.

- Abla sen olsan sende böyle bakardın kendine cpcukları çöp tutar gibi tutmuş "kimin çocukları bunlar" diye giriyorsun içeriye.

- Tamam Hamza sus Hamza.

Boğazımı temizleyip konuşmaya başladım.

- Ne bakıyorsunuz öyle hiç mi çocuk sevmeyen insan görmediniz? Ben mutfağa gidiyorum.

Kimseye bakmadan hızlıca bugün kaçış yerim olan mutfağa gittim. Arkamdan güldüklerini duyabiliyordum. Bu gün bitmedi ya.

Yemekler yenmiş çaylar içilmiş herkes gitmek için ayaklanıyorlardı. Sonunda ya saat 12 ye geliyordu 16 saattir

uykusuzluk bir yandan çocuklar bur yandan ses bir yandan saatlerdir süren migren ağrısı mahvetmişti beni. Şuan ise kapıdan onları geçiriyordum. Gidip şükür namazı kılacaktım. Sonunda gittiler.

 

 

 

Bir bölümün daha sonu.

 

(Oy ve yorum yaparsanız mutlu olurum)

Loading...
0%