@leylakkadin
|
Cihangir' den Neredeyse 2 hafta olmuştu göreve gideli. Firuze'yi her zamankinden fazla özlüyordum. Ona daha fazla mı aşıktım yoksa ona bu kadar yaklaşmışken uzak olmak mı zor geliyordu bilmiyorum. Normalde çok dikkatli bir insan olmama rağmen kafam çok dağınıktı. Timdekiler de bunun farkındaydı, en çok da Barış. Barış benim timden en yakınım ve bende bir şeyler olduğunun farkındaydı. Sürekli gözlerimin içine bakıp duruyordu. Ben dalgın dalgın ileriye doğru bakarken Barış'ın bana doğru yaklaştığını fark ettim. "Hayırdır bu ne dalgınlık kardeşim."dedi. "Efendim, ne dalgınlığı?" dedim. "Kardeşim son zamanlarda olduğundan çok daha farklısın. Daha doğrusu dikkatsiz ve dalgınsın." dedi "Öyle miyim? Hiç fark etmemiştim." dedim. Barış'ın yüzünde bir sırıtma oluştu ve bana dönüp "Tabi fark etmezsin leyla gibisin" dedi. "Hiç ihtimal vermiyorum ama sen aşık olmuş olabilir misin?" dedi. Dalgın ve kısık bir sesle konuştum. "Ben de hiç ihtimal vermezdim." dedim "Hass- Sen ciddisin! Aşık mı oldun? Ne ara ve benim neden şu an haberim oluyor?" dedi. "Adı Firuze adı gibi kıymetli ve değerli. Özellikle de benim için. Ona uzun zamandır sevgi besliyorum ama bu aralar sanki bu farklı bir şeye dönüşmüş, nefes alamıyormuşum gibi ondan uzakta. Hani derler ya gözden ırak olunca gönülden de ırak olur diye 4 sene boyunca çok nadir gördüm. Benden uzaktı ama gönlümden hiçbir zaman ırak olmadı. Eskiden olsa görev dönüşleri onu göreceğimi hayal edip kendimi teselli ederdim ama şimdi ona yaklaşmış hissediyorum ve bu kadar uzakta olmak çok zor geliyor, kardeşim. Bilmiyorum anlıyor musun ama artık bana bir şeyler yetmiyor. Başta sadece onu uzaktan sevmek istiyordum sonra onu sevdiğimi bilsin istedim şimdi ise beni sevsin istiyorum... En az benim kadar." dedim tek nefeste. "Cihangir Oğlum bu çok fazla. Hele ki senden bunları duymak beni çok şaşırttı. Demek ki benim kardeşim aşık olmuş. Güzel mi peki?" dedi Barış. "Çok... Çok güzel. Ona bakarken sanki kalbim eriyormuş gibi hissediyorum. Altın gibi saçları var, bebek gibi bir teni. Dokunmak hiç nasip olmadı gerçi. Arada heyecanlanıp bana sarılmaları dışında... Cıvıl cıvıl, kalbi de kendisi kadar güzel." "Sarılma falan derken bilmediğim ayrıntılar olmuş gibi, sana darılırdım ama neyse her şeyi anlattıktan sonra hesaplaşacağız Cihangir Bey!" dedi kızgınlıkla. "Bunları henüz kendime bile itiraf edemedim. O yüzden sana kısaca özetleyeceğim. Annemin mahallesinde oturuyor. 4 sene önce o eve taşındığı gün görevden geldiğim gündü. Annemi ziyaret ettikten sonra evime giderken onu gördüm. Ondan sonra zaten her şey zincirleme bir şekilde devam etti. Şimdi ona bakmaya bile kıyamayacak kadar çok seviyorum." "Peki bu sarılma mevzusu ne?" dedi. "İşte geçenlerde yine onu parkta gördüm arkadaşıyla oturuyordu. Emre diye bir zibidi ile. Firuze'nin saçlarına dokunmasıyla dellendim biliyorsun beni. Sonra benimkini omzuma atıp oradan götürdüm. Annemle de komşu olduklarından dolayı ve annem in Firuze'yi çok sevdiğinden eve çağırdı, o zaman bana sarılmıştı heyecanla. Öyle işte.Ne çok koşturdun beni lan!" dedim. "Ne diyeyim Cihangirim vallahi ilk defa seni bu halde görüyorum o yüzden ne diyeceğimi bilemiyorum ama senin adına çok mutlu oldum kardeşim. Umarım çok olursun." dedi. "Komutanım görev tamam" diyen Cengiz ile arkamı döndüm ,baş selamı verdim. Sonunda miniğimi görebilecektim. Yazar' dan O sırada Firuze ise arkadaşı İpeği çağırmıştı vakit geçirmek adına. "Dökül bakalım sarı kız. Geçen gün seni eve getiren adam kimdi ve neden senin yanındaydı? "dedi İpek. Firuze ise arkadaşına bütün olanları anlattı ama İpek'in kafasında oturmayan yerler vardı sanki. "Yani bu adam İstanbul beyefendisi mi yoksa ayı mı karar veremedim canım." dedi İpek. Firuze ise küçük bir kahkaha atıp "Ben de bunu sürekli içimden soruyorum emin ol."dedi. "Peki sen bir şey hissediyor musun?" dedi İpek. Firuze bu soruyla biraz afallamıştı çünkü bunu daha önce kendi içinden bile hiç düşünmemişti. Düşünmeye başladı Cihangir onun için neydi? Yaklaşık 1 ay önce tanıştığı bir adam.. Onun için ne ifade ediyordu? Kafası çok karışıktı ama bunu yalnız kaldığında kendi içinde çözmesi gerekiyordu. Arkadaşına dönüp cevap verdi Firuze. "Bunları düşünmek için henüz çok erken. Başta tanışmamız pek iyi olmasa da sonrasında Cihangir bana çok nazik ve iyi davrandı. Henüz ne hissedeceğimi bilmiyorum." dedi Firuze'nin ağzından bu cümleler çıktıktan sonra düşünmeye başladı. Cihangir çok farklı bakıyordu çok farklı sözler kullanıyordu hoş ve anlam yüklü sözler... "Peki sen nasıl istersen öyle olsun sarı kız ama dikkatli davranmanı istiyorum. Kalbinin kırılmasından korkuyorum. Tamam mı güzelim?" dedi İpek. İki arkadaş gece boyunca hoş vakit geçirmeye devam ettiler. Ertesi gün Firuze askeriyeden gelen haber üzerine eşyalarını toparlamaya başladı taşınması gerekiyordu çünkü şu anki evinden iş yerine yani askeriyeye gitmesi çok uzun sürerdi. O yüzden lojmanda kalacaktı eşyalarını toparlamaya çalışıyordu. Cihangir ise sabaha doğru görevden dönmüştü annesini ziyaret edip elini öpmüştü. Şimdi ise Firuze'yi görmek için evinin önüne gidiyordu. Firuze hemen hemen evin büyük bir çoğunluğunu toparlamıştı. Hem ev küçüktü hem de fazla bir eşyası yoktu. 4 sene boyunca bu evde öğrenciydi sonuçta. Genç kadın son olarak perdeleri indirmek için merdivene çıkmıştı. Cihangir ise Firuze'nin evinin önüne kadar gelmişti ama biri gariplik vardı. Evin kapısı açıktı ve kapının önü kutularla doluydu. Sanki biri taşınıyormuş gibiydi. Sonra aklına komutanı ile yaptığı konuşma geldi ve gülümsedi Firuze taşınıyordu hem de kendisinin de yaşadığı lojmana! Keyfine diyecek yoktu açıkçası. Cihangir ilerledi ve evin kapısını tıklattı ama ses gelmemişti. Ufak bir endişe ile içeriye doğru adımladı. Sonra merdivenin üstündeki perdeleri indirmeye çalışan Firuze ile karşılaştı. Adam kadına selam vermek için yanına gittiği sırada kadının ayağının altından merdiven kaydı tam yere düşeceği sırada Cihangir'in inanılmaz asker refleksleri devreye girdi ve kadını bir çırpıda kucağına aldı yere düşmekten kurtardı. Firuze ise gözlerini kapatmış yere düşmeyi bekliyordu ama beklediği olmamıştı, resmen şu an bir yaz dizisi klişesi gerçekleşiyordu. Kadın ilk defa bir klişenin içinde olmaktan memnuniyet duydu. Firuze yavaş yavaş gözlerini açtı ve kucağında olduğu adamı baktı. Cihangir ise gözlerini kırpmadan kucağına düşmüş minik kadınına bakıyordu. Çok yakınlarda hatta bir nefes uzaklığındaydı yüzleri. Firuze gözlerini kırpıştırarak konuşmaya başladı "Şey teşekkür ederim" dedi. Genç adam ise transa girmişti adeta çünkü bu yaşadıkları yakınlık başına döndürüyordu. Gözleri kadının dudaklarına kaydı ama sonradan kadın rahatsız olmasın diye hemen bakışlarını çekti. Cihangir öncelikle kafasını aşağı yukarı doğru salladı sonra da "Önemi yok ama bir dahaki sefere daha dikkatli olmalısın. Zaten minicik bir bedenin var.Sana zarar gelmesini istemiyorum." dedi. Firuze sadece"Peki."demekle yetindi. Cihangir Firuze'yi yavaşça yere indirdi ve konuşmaya başladılar. "Taşınmaya başlamışsın." dedi Cihangir. "Haberin vardı anladığım kadarıyla.." dedi Firuze. "Komutanımla konuştum o söylemişti. Sana yardım edeyim de hızlıca toplayalım"dedi Cihangir. "Görevden yeni geldin yorgunsundur. Ben hallederim." dedi Firuze. "Hadi, zaten çok bir şey kalmamış hemen toplayalım."dedi. Kadın ise sadece onaylamak ile yetindi çünkü aklı hala biraz önce olan yakınlaşmadaydı. Bu çok ama çok farklı hissettirmişti... *** Yorum yapmayı ve oylamayı unutmayın! Bölümü nasıl buldunuz? Diğer bölümleri daha uzun tutmaya çalışacağım :) UMARIM HİKAYEYİ BEĞENİRSİNİZ FINDIKLARIM :) |
0% |