@luftmench
|
Salondan çıkıp mutfağa geçen üçlü mutfak masasına oturdular Alpaslan bey direk konuşmaya başladı: - Yarın düğününüzü yapıcam - Neeeeeeey -Neeeeeeeeeey - Kısın o sesinizi - Baba sen ne dediğinin farkın damısın? - Kes sesini beni dinle ben şimdi Serhat'ı arıyıcam yarın yıldırım nikahını halledicek bizde agahların evinin önünde düğün işini halledicez yarın evlenmiş olacakssınız - baba - Alpaslan bey şey -Ama filan yok Aslan beş yıl oldu yeter artık size karı koca olun demiyorum. Evlenin şu kızı bu beladan kurtaralım sonra okulunu okusun mesleğini eline alsın isterseniz boşanırsınız. Laf maf istemiyorum daha fazla düşün peşime hadi - Baba - Babası filan yok evlenin demiyorum ben şu kızı bu beladan kurtaralım sen zaten evlenecek değilsin sonra boşanırsınız. Anlaşıldı mı Aslanım . . . . Oluşan sessizliğe karşı sadece kaş çatan Alpaslan bey oğlunun konuşması ile Gül'e döndü - Anlaşıldı baba - Kızım sen - Ş şş şey anladım efendim - Hadi o zaman düşün peşime Ne yapacaklarını bilemez halde Alpaslan beyin peşine takılan ikili salona girdiği gibi tüm bakışlar onlara dönmüştü - Doğan bu kızı bir muayene et bak ne durumda - Baba ben muayene ettim çok fazla ayakta olmasa iyi olur dinlenmesi lazım. - Tamam o zaman jonuiur sen, Gül'ü al Aslanın odasına götür yanından çok ayrılma sana emanet uyusun iyicene dinlensin bir de Neriman halaya git düğün yemekleri tatlılar onda akşama kadar halletsin her şeyi Kartal, Sungur, Şahin gidin matbaaya davetiyeleri çıkarın öğlene kadar tüm akrabalara dağıtın bu saate kadar neden dağıtmadınız tribi atacak teyzelerinize de abim kız kaçırdı iş çok hızlı oldu deyin sonrada hızlıca kaçın Kara, sen depoda ki sandalye ve masaları aldır bahçeye dizdir. Seyyal sende depodan ışıkları filanda al Cemil abinden süs filan ayarla bahçeyi düzenle süsle kızım. Aslan oğlum ben Zaferi arayacağım şimdi git onun yanına yıldırım nikahı için ne lazımsa onları hallet. Kurt Mar sizde benim kartı alın gidin gelinlik ile Damatlık alın. Agah sende benimle gel İrfanlar ne yaptılar ona bakalım şu Abdi 'yide bir araştıralım. - Mardinli ne diyon lan sen - Düğün düğün dedin al sana düğün amına koyıyım akşama Aslanla Gül'ün düğünü var hadi - Neeeeeeeeeeeey - Alpaslan hayatım ne diyorsun sen - Dedim işte diyeceğimi kalkın dediklerimi halledin hadi hadi ha Ali Çiçeğimi al gidin altın işini halledin Mardin usulü ne gerekiyorsa yap - Trabzon set Rize hasır burma bilezik niye sadece senin tarafına uygun yapılıyor bunlar? - Çiçeğim aklına ilk gelen soru bu mu oldu? - Sen Mardin usulü derken iyiydi ama. - Tamam çiçeğim tamam git gelinine ne istiyorsan al sizin bizim usule uygun ne gerekse . - Yani Şu an en azından bir şeylerin sorgulanması gerekmiyor mu ? Ben mi yanlışım - Joniour şaşılacak bir şekilde ilk defa çok doğrusun oğlum - Sağ ol Ali amca - Sizin Allah belanızı versin emi Aslanda evleniyor bizim Kurtla Karanın da sevgilisi bile yok - Amca bizden ne istiyon ya - Torun laaaaaaaaaaaaaan torun niye anlamıyorsunuz Kara oğlum ya açık açık diyorum ya nesini anlamadın hala - he baba he - Agah ananın yerini çok güzel dolduruyorsun kardeşim. - Eyvallah kardeşim e o zaman dağılalım saat sabahın dört buçuk' u dediklerini akşama anca hallederiz - Hadi - Ya bu sorgulanmayacak mı ? - Joniour sus dediklerimi yap - Tamam baba MAR'IN BAKIŞ AÇISI Kiz yina kaldunuz mu baş başa habunlan Sen yine geldin mi Geldim körmisen Bana iğrenç iğrenç modası geçmiş espriler yapma He he ondan canum ondan size diyiler cevap ver Ha ney cevap - Mar mar kızım duymuyor musun? - Ha efendim Çiçek hanım - Sen şimdi Gül'ün yanında dur kızım Kurt Kara'lara yardım etsin on bir gibi gelir gelinlik almaya gidersiniz tamam kızım - Tamam Çiçek hanım ************************************************************************************ - Oğlum fark eder mi hangisi olduğu ya hepsinin üstünde aynı şey yazacak. - Fark etmiyorsa niye herkes farklı bir şey yaptırıyor Şahin - Ne biliyim amına koyayım ya ben ne anlarım düğün davetiyesinden Kartal - Lan ben anlıyorum diye mi bana verdiniz defteri - Yooooooo ben direk bakmamak için verdim - Ben niye aldım o zaman Şahin - Ne biliyim eline çip mi koydum siktirtme belanı seç birini işte daha dağatıcaz - Sungur nerede o seçsin ben niye seçiyom ya - Oğlum o annemin düğünlere çağırılacak kişilerin yazıldığı defteri alıyor. ya bi davetiye seçeçen antilop seç bassınlar ya - Ben niye seçiyom deve sen seç - Eyi be şu pembe olsun Rıfat abi - Niye pembe - ne biliyim be en önde o vardı ya - Ya beğenmezseler - Ne biliyim Kartal ya seç dedin seçtim - Ne bağırıyorsunuz ya sesiniz dışarı kadar geliyor - Gel Sungurum gel bu ikisinin eline örnek davetiye defterini verdim vermez olaydım bir şeyi seçemediler sen seç birini - Niye seçemediniz oğlum - Nasıl seçelim neye göre seçelim burada bin çeşit var anasını satayım sanki ben - Tamam tamam tamam size iş verende kabahat Rıfat abi kızın adı gül sen güllü bir davetiye bas ver bize hadi - Tamamdır aslanım - Mantıklıymış ha biz bunu niye düşünemedik Şahin - Sen bir şey düşünebilir miydin Kartal - ha ha ha çok komiksin değil mi? - Evet - Kesin sesinizi geçin oturun hadi *********************************************************************************** - At'a yetişemiyom diye eşşek peşine takılanın göreceği şey deve götü olurmuş amına koyayım üç gündür bir yere gidemedik şimdi burada masa taşıyalım o gün seni dinlemeyip gitseydim şimdi kafam rahattı - Sanki gebzeye gidince dünyayı kurtarıcan Kara ha öyle bir söylendin ki - Yalan mı oğlum üç gündür mahalleyle uğraşmaktan bir yere gidemedik be - Haklısın ulan haklı oldu mu? - Oldu - Zaten yeni koymuştuk çok kirli değiller Salih bezle silin yeter. - Tamamdır Kurt abi - Nereye lan - Nereye olacak gelinlikle damatlık almaya saat on bir oldu. - Ha tamam git hadi - Allah razı olsun kardeşim söylemesen gidemeyecektim - Estağfurullah kuzen her zaman - Ya sabır ya muhammed ya sabır ya muhammed Sabır dilene dilene evin önüne gelen Kurt zili çalıp beklemeye başladı. *************************************************************************************** - Ya şimdi bu kızı abim kaçırmadı demediniz mi siz abla - Öyle joniour - Öyleyse bunlar neden evleniyor. - Bilmiyorum joniour - Nasıl bilmiyon hani senin arkadaşındı -Benim arkadaşım değil arkadaşımın kuzeni joniour - yaniiiiii - Ya ne yani bilmiyorum ya gittiler mutfağa geldiler evlenicez dediler. - Neden - Bilmiyoruuum joniouuur - Tamam be bağırma - Ablaya çemkirme - Üfffff - Ablaya üfleme - Püffffffffffffff - Joniour aldırma elime terliğimi - Ya ben anlamıyorum ki ayak için üretilen terliğin elinizde ne işi var - joniour delirtme beni -Atma atma atma abla atma nolur - Çık git odamdan atmıyım - Gittim - Manyak ya boşuna mikser demiyor mahalleli buna ya Sen oni buni geç saat on bir oliyi senun ki geliyodur hazirlanmıcamisun Ben ne hazırlanıcam be pantolan kazak işte ne pantolonu ne kazağı be şu siyah pileli mini eteğini giy üzerinede gri boğazlını götüm donar donmaz donmaz altına ten rengi tayt üstü ince siyah çorap hiç bir şey olmaz olmaz mı? Olmaz olmaz hadi adam gelecek giyin Gelirse gelsin bekler Bak buna bişey diyemedum -hihihihihihihii Ablaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa Joniour'un seslenmesine kapıyı açarak bağırdı Mar - Efeeeeeeeeeeeeeeeeeeendiiiiim - Kurt abiiiiiiiii geldiiiiiiiiiiii Kiz geldi seninki Seninki diyip durma iç ses Kız niiş hazırlaniyisun o zaman sana ne be - Geliyorum Alpaslaaaaaaaaaaan -Ablaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa hadiiiiiiiiiii - Geldim geldim üstümü giydim ya biraz bekleyin - Tamam tamam Kurt abi arabada bekliyor seni hadi çık - Tamam hadi Allaha emanet Gül'e dikkat et -Tamam Botlarını giyerek dışarı çıkan Mar kapıyı kapatarak merdivenleri indi. Arabanın yanına gelip kapıyı açtığı gibi bindi. - Kusura bakma beklettim mi - önemli değil kemerini takta gidelim - Tamam Yol boyunca sessizliğin hakim olduğu arabada ayak ayak üstüne atmış camdan dışarıyı izleyen Mar Kurt'un sessizliğinden fazlasıyla tedirgin bir şekilde ayağını sallarken Kurt dudaklarını kemiren kızla kendisi için sabır diliyordu. Arabayı park ederek; - Geldik dedi. Mar camdan dışarı baktığında vitrinde gördüğü gelinlik ile gözleri ışıldarken Kurt tekrar konuştu: - İnmeyecek miyiz geldik. - Ha ha şey inelim tabi indim bileeeeee Kurt şaşkın şaşkın konuşan Mar ile gülmemeye çalışırken arabadan indi. Arabayı kilitleyip dükkana doğru ilerleyen ikili onları karşılayan görevli adamla içeri girdiler: - Hoş geldiniz efendim buyurun - Teşekkürler - Sağ olun -Efendim siz yedi no'lu odamıza alayım ben Görevli arkadaş sizinle ilgilenmek için hemen yanınıza gelecek Bu arada ben üstlerinizi alıyım efendim . - Tabi buyurun Mar kabanını çıkarıp görevliye uzatırken Kurt gördüğü görüntüyle Mar'ı kolundan tuttuğu gibi kendine çekti: - Bu ne hal laan - Ne varmış halimde - Giyinmemişsin - Ne saçmalıyorsun sen ya kıyafetlerim üzerimde ya - etek götünde kazak göbek deliğinde neresi üzerinde delirtme beni Hatun - Sen bana karışamazsın bu bir eğer o elini kolumdan çekmezsen o elini kırarım buda iki hödüklüğünü de alıp çek git bu da üç Kurt sinirden dişlerini sıkarken görevlinin elindeki kabanı alarak Mar 'ın üstüne attı. Mar üzerinde ki kabanı alamadan kendini Kurt'un omzunda buldu: - Manyak mısın sen dağ ayısı indir beni ya Mar' ın söylenmeleri ve saydırmalarını hiç takmayan Kurt görevliye dönerek konuştu: - Koçum montlarımız bizde kalsın bu odalar da başka birileri var mı? - Yok efendim odalar size özel sadece görevli arkadaş gelecek - Görevlinin cinsi ne? - eeeeeee ben Aşkın hanımı hemen yönlendiriyorum bey efendi - Eyvallah koçum ha bu arada Kurt cebinden çıkardığı kağıdı adama uzattı: Sen bu kağıtta ki ölçülere göre klasik bir damatlık ayarla odaya getir. - Nasıl yani - Oğlum acelemiz var hadi bir şey ayarla paketle getir. - eeeeee vitrindeki gri yada siyah olur mu? - Olur olur siyah olur. kırk dört numarada ayakkabı ayarla odaya getir ödemeyi orada yaparız. - Tamamdır efendim eeee giyinme odalarımız yukarı katta kapılar da numaralar yazıyor zaten - Tamamdır koçum Merdivenleri çıkıp odaya gelen Kurt etrafta ki tuhaf bakışları hiç umursamadan kapıyı üzerine attı. Somon renklerinin hakim olduğu odaya bakarken Mar'ın saydırmaları devam ediyordu: -Ya salak mısın sen mağara adamı hangi devirdeyiz be antilop indir beni ben sana ne diye hesap vericem be istediğimi giyerim ben indir beni manyak Mar'ın saydırmaları hiç hoşuna gitmeyince yüzünü ekşiterek füme rengi l koltuğun önüne gelen Kurt omzunda ki Mar'ı hoplatarak kollarına aldı. Mar bastığı çığlıkla birlikte korkudan Kurt'a sımsıkı sarılırken ,Kurt koltuğa oturttuğu Mar'ın susmasından son derece memnun bir şekilde kafasında ki kabanı çekerek sağında ki tekli koltuğa fırlattı. Mar üzerinden atılan kaban ile dağılan saçını düzeltirken kaşlarını çatmış Kurt'a bakıyordu. Kurt Mar'ın bakışlarını hiç umursamayarak çıkarttığı montunu kabanın yanına attığı gibi eğilerek Mar'ın bacaklarının dibinde sol dizinin üzerine çöktü. Mar Kurt'un bakışlarındaki eril güç ile hem sinirleniyor hem de içinde ki hafif hoşlukla gıdıklanıyordu. Kurt'un elinin sütyen'ine sıkıştırdığı kazağın ucuna dokunup çekmesiyle söyledikleri Mar'ın dişlerini sıktırsa da bakışlarında ki arsız erillikten dolayı ağzını açıp hiç bir şey söyleyemedi: - Hatun bu amına kodugumun kazağının devamı varsa neden saklıyorsun hem sen bunu orada nereye saklıyorsun - Terbiyesizleşme - şşşşşt Ağzını açtığı gibi Kurt tarafından susturulan Mar boncuk boncuk bakarken yutkunan Kurt iki baldırından tuttuğu Mar'ı tek seferde kendine doğru çekti. Koltuğun ucuna getirdiği Marın alnına alnını koyarak konuştu. - Emin ol hatun eğer terbiyesizleşirsem fark edersin biiiiir. Bir daha kazaklarına bu işkenceyi etme ikiiiiii bu siktiğimin eteği sana çok yakışmış ama benden başkasının yanında giymeyeceksin bu da üüüç - Sana ne ya istediğimi giyerim ben sana mı sorucam ben Cümlesi bitmeden açılan kapı ile susmak zorunda kalan Mar konuşan görevli ile Kurt'u ittirerek ikisinin de ayağa kalkmasını sağladı: - Hoş geldiniz Ben Aşkın Erhan sizinle özel olarak ilgileneceğim - Sağ olun - Öncelikle abiye mi bakıyoruz yoksa gelinlik mi? - Gelinlik - aa tebrik ederim - eee şey yok biz değil yani biz alıcaz da arkadaşımız için alıcaz biz evlenmiyoruz. - Anladım o zaman arkadaşınız için nasıl bir şey bakıyoruz isterseniz dosyadan gelinlik seçin onları getiriyim olur mu? - Tabi olur - O zaman buyurun oturun dosya zaten masanın üstünde hemen bakalım - Eeee siz deneyecek misiniz yada nasıl olacak acaba ? - eeeeeee bilmiyorum ki yani nasıl yapsak bilemedim ben şimdi - eee ölçüleriniz yakınsa siz deneyin bağcıklı modelleri tercih ederseniz de çok fazla da sıkıntı olmaz diye düşünüyorum - Tamam öyle yapalım o zaman - Peki nasıl bir gelinlik düşünüyoruz - Şey Gül çok sade bir şey istediğini söyledi aslında çok zamanımız yok siz üç dört tane en çok beğenilen modellerden getirin ben onlardan birini seçiyim biz Gül' le aynı ölçülerde gibiyiz zaten bana uyarsa alır çıkarız. - Tamam o zaman siz bekleyin ben getiriyim bu arada çay kahve yada soğuk bir içecek alır mıydınız. - Yok ben al mıyım sağ olun. - Tamam peki siz bey efendi - Çay olur. - Hemen getirir arkadaşlar ben de bu arada gelinlikleri getiriyim - Tamam biz bekliyoruz ama dediğim gibi biraz acele edersek çok iyi olur - Tabi efendim Görevlinin çıkmasıyla koltuğa yaslanan Mar kafasını döndürdüğü gibi dibinde olan Kurt'la kaşlarını çattı koltuğun diğer tarafına kayarak başını çevirerek kollarını birbirine kapattı. Trip atan Mar ile gülümseyen Kurt koltuğun sırt tarafına yaslanarak Mar'ı izledi. İkili hiç konuşmadan otururken İlk önce Kurt'un çayı ve ikramlıklar geldi sonra Aşkın hanım içeri girerek yanında sürüklediği gelinliklerin olduğu demir askılığı da odaya soktu. - Sizin için beş farklı gelinlik getirdim. buyurun kabine geçelim size yardım edeyim ben. - t ta tamam Kabine geçen Mar Aşkın'ın kılıflarından çıkardığı üç gelinliği beğenmeyerek giymedi dördüncü gelinliğe baktığı anda aşık olduğunu hissederek konuştu: - Ay bu çok güzeeeeeeeel - Beğenmenize çok sevindim e o zaman siz üstünüzü çıkarın bende giymenize yardım edeyim - tamam Artık beklemekten sıkılan Kurt çay bardağını masanın üzerine bırakıp kabin kapısının önüne geldi - Maaaaaar hala giyinmedin mi? Hadiiiiii - Giyindim ge- Duyduğu ile aniden kapıyı açarak konuşan Kurt gördüğü manzara ile adeta put kesildi: - Kızım yarım saattir içerdesiniz Allah aşkına bir gelinlik bu kadar zor mu giyiliyor ya cümlenin sonuna doğru sesi içine kaçan Kurt aklından geçenlerle beyin süzgecini es geçmişti bile: - Acaba bizi biraz yalnız bırakır mısınız Aşkın hanım - eee tabi ki Görevlinin odayı terk etmesi ile üç koca adımda Mar'ın yanına gelen Kurt baştan aşağı süzdüğü Mar'ı izlemenin zevkini yaşıyorken parmakları kontrolünü kaybetmişti önce Çiçek hanımın verdiği kolyenin üzerinde sağa sola sürüklediği. Mar hiç tepki vermeden öylece dururken Kurt'un işaret parmağı kolyenin ucundan tenine düştü. Düştüğü yerden hiç kaldırmadığı parmağını tüy hafifliğinden sürükleyen Kurt parmaklarını kumaşa değene kadar sürükledi: - İniyorum iniyorum iniyorum ama kumaş aaaaaaaa buradaymış. Gögüs oluğunda başlayan kumaşa değen parmağını hiç kıpırdatmadan gözlerini Mar'ın gözlerine diken Kurt : - Senin bu kumaşlarla derdin ne bir tanem niye üstüne almıyorsun - Üstümde ya - Hangi üstünde lan hangi Bu üstümde aaaaaaaaaay Bir adım geri çekilerek kendini göstermeye çalışan Mar ayağındaki topukluya takılarak düşerken Kurt belinden tutup kendine yasladığı anda hissettiği göğüslerle yutkundu: - Mar beni çıldırtma - t ta tamam - Tamam sen giymeyeceksin sonuçta Aslan düşünsün bunu mu alıyoruz beğendin mi? - Beğendim de alamayız? - Neden - Kızı dövmüşler bununla morlukları filan gözükür olmaz . - Niye bunu giydin o zaman - Beğendiiim Kurt gülerek baktığı kızdan ayrılamamayı çok istese de tıklatılan kapıyla ayrılmak zorunda kaldı. - geliiiiiiiiiiiin - Eeeee bunu beğendiniz mi yoksa diğer gelinliğe bakalım isterseniz Mar hanım - Eeeeee beğendim ama bu olmaz daha kapalı bir şey olması lazım diğerine bakıyım - Aslında elimde hem sade hem şık hem de istediğiniz gibi kapalı ve gizli bağcıklı yani bedeni yok üstünüze oturtuyorsunuz arkadaşınıza da tam olur - Tamam nerede - Hemen şurada getiriyorum Koridorda ki askılıklardan gelinliği alıp gelen Aşkın kılıfından çıkararak gösterdi: - Aaaaay çok güzel bunun bedeni sıkıntı olmazsa bu olsun çok beğendim - Sorun olmaz bağcıklarla ayarlandığı için olmaz giyicek misiniz hemen paket yapayım mı? - Sorun olmayacaksa gerek yok giymeme siz paket yapın. - Tamam ben hemen paketletiyim bu arada gelinliğinizi çıkarmanıza yardım ediyim mi? - Yok yok ben hallederim Kurt sen al babamın kartını ödemeyi hallet ben giyinip geliyorum - Tamam aşağıda bekliyorum ben Üstünü değiştirip aşağıya inen Mar ellerinde poşetlerle telefonuyla uğraşan Kurt' u görmesiyle arkasında onu izleyen kadınları görmesi bir oldu. Kaşlarını çatarak derin bir nefes vererek saçlarındaki tokayı çözerek açtığı saçlarını savurarak yürüdü. Kurt'un telefonu tuttuğu koluna girerek kızlara bakarak çemkirdi - Ben geldim çıkabiliriz. Mar'ın baktığı yere bakıp gülümsemesine engel olamayan Kurt telefonu cebine koyup belinden tutup kendine çekip konuştu - Çıkalım Hatun Çıkalım - Hatun mu? - Sıkıntı mı var Hatun? Kurt'un kolları arasında sesini zar zor bulan Mar: - ha şey ismim olarak dimi yani Alpaslan beyin verdiği ismime ben alışamadım da ondan di mi - Bilmem ondan mı? - Değil mi? Kurt dilini üst damağına vurarak çıkarttığı sesle Mar'ın gözlerine bakmaya devam etti. MAr'ın nefes alamadığını fark ederek kahkaha atan Kurt - Nefes al Hatun nefes al diyerek Mar'la birlikte çıktı. |
0% |