Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. Bölüm

@m_marial

Kurşun Timi'nin bu seferki görevi çok riskliydi, sınır dışıydı ilk defa gitmiyorlardı ama bu sefer alacakları terörist her yerde adının çıkmasına izin vermiş. Kendini gizlememiş tam tersine Kurşun timinin onu bulmasına izin vermiş yerini belli etmiştir. Zeki biridir ve bunu kurşun timine belli etmiştir.

Kurşun timine verilen emir kesindi ne olursa olsun ölüm adlı teröristi al ve buraya gel. Şehit olmadığı sürece almadan gelırsen istifa dilekçeni ver.

Yakın zamanda şehit olan arkadaşları, kardeşleri Astsubay Üstçavuş Berke Özar'ın intikamını alacaklardı.

Ölüm gelmelerini bekliyordu çok güzel karşılama hazırlamıştı kurşun timine. (Kendine göre)

Kurşun timi tanınmaz bilinmez kişilerdi onlar;

Yüzbaşı Gökalp Kurt.

Üsteğmen Alparslan Kara.

Teğmen Ali Özkan.

Astsubay Kıdemli Başçavuş Gece Kurt.

Astsubay Kıdemli Başçavuş Caner Kanar.

Astsubay Kıdemli Başçavuş Koray Kor.

Astsubay Üstçavuş Selçuk Şahin.

Astsubay Çavuş Eymen Aslan.

Gökalp ikizi Geceye veya onlardan küçük olan ikizler Efe ve Ece'ye bir şey olsa dünyayı dar edecek ikiz kardeş ve abiydi, ama onu bekleyen şeylerden haberdar değildi.

Timin komutanıydı Gökalp en büyükleri değildi ama Tim'in abisiydi.

Hayatını Geceye ve küçük ikiz kardeşlerine adamıştı.

Ailesi ölmüştü daha doğrusu şehit olmuşlardı.

Ham babalık hem abilik yapmıştı Gökalp, Gece ise hem annelik hem ablalık yapmıştı kardeşlerine.

Ailelerine sözleri vardı onlar gibi asker olacaklardı, olmuşlardı ama ailesi bunu görememişti.

Kurşun timi helikopterden inmişti helikopter dönüş yaparken patlatılmıştı. Bu ölümün onları karşılama şekliydi.

"Hoş geldiniz kurşun timi burada sadece benim dediklerim olur." Ölüm konuşmuştu Gökalp cevap verecekken telsizlerin çekmediğini fark etmişti.

"Gökalp telsizler çekmiyor." Yanına gelen Gece'yi onayladı karargaha ulaşamıyorlardı. Kapana kısılmışlardı.

"Biliyorum Gece bulacağız bi çaresini." Adım bastıkları ilk saniye böyle bir şey olacağından kimin haberi olabilirdi ki?

Bu onları durdurmayacaktı, intikam alınacak ölüm Türkiye'ye götürülüp cezasını çekecekti.

Peki kurşun timi askerlerinin kısaca hayatları nasıldı?

Gökalp, Gece Kurt. 27 Haziran 1997 doğumlulardı. Küçük yaşta ailesini kaybetmişler ve kardeşlerine anne ve babalık yapmışlardı.

Alparslan Kara. 16 Ocak 1997 doğumlu. Annesi ve babası onu vatana hizmet etmesi için büyütmüştü bir ablası vardı. Bir de kız kardeşi. Annesi hem Alparslan'a hemde time annelik yapardı hepsini kendi çocuğuymuş gibi severdi.

Ali Özkan. 15 Mart 1995 doğumlu. Timin en büyüğü. Annesi ve babası ile farklı şehirlerde oldukları için çok görüşemiyorlar.

Caner Kanar. 17 Ekim 1996 Doğumlu. Ailesi çok iyidir.

Koray Kor. 27 Şubat 1996 doğumlu. Time girdiği ilk günden beri Gece'ye aşık. Zorla evlilik çocugu babası terk etmiş annesi ise Korayı doğururken ölmüştür. Selçuk ile ölümüne arkadaşlar.

Selçuk Şahin 23 Ekim 1998 doğumlu. Timin en küçüğüdür. Annesi ve babası, Selçuğu bir yaşında yurta vermişlerdir. Selçuk yıllarca ailesini aramıştır ama sadece babası ve annesinin ismini öğrenmiştir. (Vural-Eyşan Şahin) Selçuk bilmese de dört yaşında bir kız kardeşi vardır.

Eymen Aslan. 6 Kasım 1997 doğumlu. Küçük yaşta bir evin kapısına koyulmuştur. Onu bulan aile ona sahip çıkmış, onu büyümüştür.

Ali'nin, Ali'yi bekleyen bir eşi varken. Karargahta Selçuğu bekleyen masa başı askerlik yapan bir nişanlısı vardır.

Sessizce ilerliyordu kurşun timi. En önde Gökalp olmak üzere hepsi sessizce ilerliyordu. Bir köy arıyorlardı veya telsizlerin çekeceği herhangi bir yer.

Onlar normalde kimseyi düşünmezlerdi hiç bir görevde, ama şuan yaşadıkları şey normal değildi ve ölüm gibi eli her yere uzanan bir kişi sevdiklerine zarar verebilirdi.

Ne kadar süre ilerlediler bilmiyorlardı hava kararıyordu. Burada küçük bir köy vardı ve Kurşun timi köye yaklaşmışlardı.

Köye giren kurşun timi'ni minik tahminen dört veya beş yaşında bir kız çocuğu görmüştü koşarak ona camdan bakan annesine haber vermişti. "Anne Türk askerleri geldi, bizi kurtarmaya geldiler!"

Kızın heyecanı bütün kurşun timi'ni şaşırtmıştı. Bu köyde ne oluyordu?

Annesi kızını duyunca kızın babası ve annesi koşarak kapıya çıkmışlardı. Onları buradan kurtaracak tek kişi Türk Askerleriydi.

Anne ve Baba, Selçuğu görünce yavaşlamışlardı. Selçuk küçük kızın babasının tıpa tıp aynısıydı, genç haliydi.

Kız ise koşarak Türk askerlerinin yanına gitmişti. Kız Selçuğun yanına gelince selçuk eğilerek kızın onunla daha rahat konuşmasını sağlamıştı.

Kız Selçuk'a adını sormuştu. Selçuk "Selçuk Şahin." Diye cevaplayınca küçük kız onun da soyadının Şahin olduğunu söylemişti.

Annesi bu cevap karşısında ağlarken, kızın babası ise böyle bir şeyin olabilirliğini sorguluyordu.

Yıllar önce yetimhaneye bıraktıkları çocukları karşılarında olabilir miydi?

Gece hemen annenin yanına gidip sakinleştirmeye çalışırken, Selçuk ise kızı kucağına alıp babanın yanına gitmişti.

Kızı babasına verecekken babaya isim sormuştu ama Selçuğun aldığı cevapla selçuk için zaman durmuştu. "Vural, Vural Şahin benim adım."

Sadece Selçuk değil tim Kurşun timi bu cevapla şoka uğramıştı. İsim benzerliği olabilir miydi?

Gece kızın annesini eve götürürken annesi bağırmıştı. "Selçuğum oğlum..."

Minik kız yani Azra, Selçuğun kucağında boş boş bakınırken, Selçuk ise yaşadığı bu anı sorguluyordu.

-Selçuktan-

Duyduğum isim, azranın annesinin oğlum demesi neyi kastediyordu?

Benim yıllarca aradığım ailem böyle saçma bir anda karşıma çıkmış olabilir miydi?

Adam eşine bakmak için içeri girecekken tüm Kurşun timi'ni evine davet etmişti.

Benim ise öğrenmem gereken bir kaç bir şey vardı.

Tüm kurşun timi sessizce eve girerken en arkada kucağımda Azra ile eve girdim.

Adam ve kadın ben ve Azra'ya bakıyorlardı. "Ne oluyor" diye sorarken sesim her zamankinden kısık çıkmıştı.

Kadın konuştu "Ben Eyşan, Eyşan Şahin." dediği sırada benim için zaman durmuştu, beynim susmuştu.

Tek güzel haber burada telsizlerin çektiğiydi. Koray eve gelmişti telsizlerin çektiğini haber verirken kadının söylediği isim ile susup kalmıştı.

Kadın, benim annem olduğunu söylerken adam ise beni yurta verdikleri andan itibaren her olayı anlatmıştı.

-Koray'dan-

Selçuk ağlamazdı, Selçuğun gözleri bile dolmazdı içinde yaşardı her şeyi ama şuan ise karşımda selçuğun yıkılmış bir hali vardı.

Karargaha ulaşmış ve olayları anlatmıştım. Takviye bir Tim geleceği söylenmiş ve şehit askerlerin oradan alınacağı bilgisi söylemişti. Son emir ise takviye ekip gelene kadar orada kalın olmuştu.

Selçuk yıkılmıştı, Selçuğun gözleri dolmuştu. Bunları öğrenmek istemiyordu, yıllarca aramıştı evet ama ulaşamayacağını bile bile aramıştı. Selçuk kimsesiz kalmaya devam edecekti.

Tüm kurşun timi selçuğun bir hareketini bir sözünü bekliyordu, ama selçuk her zaman yaptığı gibi yine susuyordu.

Vural beyin asker olduğunu ve o sırada eyşan hanım ve selçuk ile ilgili bir sürü tehdit aldığını o yüzden selçuktan vazgeçmek zorunda kaldığını söylemişti.

Belki Vural bey ve Eyşan hanım bilmiyordu ama şuan karşılarında yıkık dökük bir enkaz vardı.

Enkazı tekrar inşa edebilecek kişiler susarken, enkazı asıl sağlam tutabilecek kişi şuan takviye timi ile yola çıkmıştı.

Küçük yaştaki Azra bu duyduklarını anlamaya çalısıyordu.

Kurşun Timi'nin odağı Selçuk ve Selçuğun bir haraketiydi.

-Selçuk'tan-

Gözlerim dolmuştu ama selçuk ağlamazdı. Yıkılmıştım ama selçuk yıkılmazdı. Selçuk bu değildi.

Her savaş yok olmuştu şuan ben tek başıma içimde savaş veriyordum.

Bahar olsa ne derdi şuan ne derdi de toplardı birden beni? Şuan en çok bahara ihtiyacım vardı çünkü selçuk yıkılırsa bahar onu inşa ederdi.

Peki başka kim inşa ederdi yıkılan bir enkazı? Kurşun Timi'nin bir sözü inşa ederdi yine o enkazı.

Herkesi arkamda bıraktım ve hava almak için bahçe'ye çıktım ama asıl amacın hava almak değildi yalnız kalmaktı.

Pek müsade edilmemişti buna arkamdan kurşun Timi'nin her bir üyesi gelmişti.

-Gökalp'den-

Selçuk dışarı çıkınca hepimiz peşinden gitmiştik biliyordum o şuan bizim konuşmamızı istiyordu ama diyecek bir cümle bile yoktu.

O bir enkazdı şuan ve bizim onu tekrar inşa etmek için yeterli sözlerimiz yoktu.

Biraz daha sabret Selçuk gelecek kişi seni tekrar inşa edecek.

Selçuk kurşun Timi'nin en sessizi en sakinidir. Bir şey olursa içinde yaşardı. Pek konuşmaz ama güzel teselli ederdi, onun cümlelerini anlamak şu hayatta verilecek en büyük savaştı.

'İlla ağlaması mı gerekir bir insanın duygularını belli etmek için ya ağlamaması lazımsa ve bir enkaza dönüşmüşse?"

Tüm kurşun timi düşünmeye başlamıştı Selçuğun cümlesini.

"Bir insanın ağlamasına gerek yoktur duygularını belli etmesi için, onu tanıyan kişiler zaten bilir onun bir enkaza dönüştüğünü ve Selçuk senin ağlaman gerekmiyor hepimiz enkaza dönüştüğünü biliyoruz. Hiç birimizin bir cümlesi bile yok bu enkazı inşa etmek için ama o enkaz en çok onu inşa edebilecek olmasına rağmen susanların canını yakıyor." Gecenin cümlesi tüm kurşun timinin cümleye dökemediği şeylerdi.

"Ve komutanım o enkaz artık tekrar inşa edilebilir mi bilmiyor." Selçuğun dedikleri içimi acıtmıştı kolay bir şey değildi yıllar sonra ailesinin yüzüne bakıp gerçekleri veya uydurdukları bir hikayeyi öğrenmek.

"Ama o enkazı ne olursa olsun sevebilecek tekrar inşa edilmese bile inşa etmek için çalışacak biri var." Demişti kapıdan giren Bahar, ne zamandır buradaydı bilmiyordum ama şuan olabilecek en iyi şey olmuştu.

Bahar olayları hızla öğrendikten sonra hepimizi içeri göndermişti o tekrar o enkazı inşa edecekti.

-Bahar'dan-

"Selçuk ne diyebilirim bilmiyorum ama ben o enkazı yıkık bir şekilde asla bırakmayacağım."

"Enkaz inşa edilmek istemiyor ama Bahar. O enkaz ilk defa böyle bir darbe aldı."

"O enkazın dedikleri ile ilgilenmiyor ama tamir edecek kişi." Sessizce durdu bir süre gözleri dolmuştu.

Enkazın inşa olmasını beklerdim ne kadar sürerse sürsün onu tekrar inşa edecektim.

Sadece sarılmıştım selçuğa çünkü şuan onu içindeki cümleler ile tek bırakmam lazımdı. İçindeki savaşı bitirmesi lazımdı.

Yazardan

selam ilk bölüm için nerdeyse üç gündür seneryo arıyorum. Çok fazla fikir geldi aklıma ama hepsini bir anda yazamazdım bu gün aklıma gelen seneryo ise içlerinden ilk bölüme en çok uyacak olan seneryo oldu aslında ilk aklıma gelen Berke'nin ölüm sahnesini yazmak oldu ama zaten kısa süre sonra ilk ölümü yaşayacağımız için yazmak mantıksız olacaktı. Selçuk ve Bahar'ı ise aslında bir kaç bölüm sonra sevgili yapmayı düşünmüştüm ama seneryo için gerekli olduğu için erken yapmak zorunda kaldım hatta nişanlı bile yaptım. Eğer sevilirse sonraki bölümü kısa süre içinde atacağım.

Selçuk,Gökalp,Gece,Koray,Ali, Alparslan,Eymen,Caner Bahar ve en çok da benim sevgilerimle en kısa sürede görüşmek üzere.

 

Loading...
0%