Yeni Üyelik
12.
Bölüm

11.BÖLÜM

@magoasssd

Selammmm

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen💕

Satır aralarına yorum yapar ve eleştirirseniz beğenip beğenmediğiniz şeyler üzerine daha mutlu olurum🙏

Keyifli okumalar😇

(ू•ᴗ•ू❁)

Sabah uyandığımda yeni bir okul günüydü. Bugün yatağımdan çıkmak istemiyordum.

Bazı günler tüm enerjim sömürülmüş gibi kalkardım. Bu da öyle bir gündü.

Artık kalkmam gerektiğini kendime hatırlatıp banyoya girip elimi yüzümü yıkamıştım. Çantamı hazırlayıp formalarımı giydikten sonra saçlarımı açık bırakmıştım. Saçımla da uğraşmak istemiyordum.

Kahvaltı etmek için aşağıya inecektim. Odamdan çıktığımda Ayaz da odasından çıkmıştı.

"Günaydın Güzellik! " deyip aniden yanağımdan öpmüştü. Utanarak ve başımı eğerek, "Günaydın." demiştim.

Omzuma kolunu atınca merdivenlere doğru yürümeye başlamıştık. "Dersler nasıl? Alıştın mı yeni düzenine? Senden ortamlara girmiş olmanı bekliyorum. " deyip bana takılmıştı.

"Ya ya ne demezsin? " deyip gülerek göz devirmiştim. Okula başlayalı açıkçası doğru düzgün sıramdan kalkmamıştım, kalktığımda da az kalsın dayak yiyordum Mete'yle.

Bir kere zaten bu aile mevzularımız yüzünden yeterince sınıfta odak noktasıydım. Bir de eski kardeşleri Melis'te okulda olunca koridorlara çıkıp hiç denk gelmek istemiyordum.O kızdan hiç iyi bir enerji almıyordum sanki karşı karşıya gelsek kavga edecekmiş gibiydi.Okulda da sorunlu biri olarak anılıyordu. İkizim zaten bir yanlışımda hayatımı boka çevireceğine yemin etmiş gibi davranıyordu.

"Güniz seninle akşam beraber konuşabilir miyiz? " dediğinde başımı kaldırmış onu onaylamıştım.

İlk geldiğimde kendisi bana kötü bir şey yapmamıştı. Neredeyse hiç sohbet etmedik desem yeriydi ama o iyi biriydi. İstemsizce bana karşı ön yargılı olmadığı için ona kanım ısınmıştı.

Kahvaltı'dan sonra okula bizi Vural Bey bırakmıştı. Okula girdiğimizde Mete bizim katta bizden ayrılmış yukarı kata çıkmıştı. Boran'la bende sınıfa girdiğimizde ben sırama doğru yürüdüğümde o da salak sevgilisinin yanına gitmişti.

Salak demem hoş olmasa da gerçekten katlanılacak biri asla değildi derste sürekli bölüp salak saçma konuşan tipler vardır ya onlardandı. Hele ki arkadaşlarını saymıyorum bile.

Sırama oturacağım sırada Enes'in duvar köşesine oturduğunu görünce ona dönüp, "Baştan anlaşalım, orası benim yerim. " dediğimde, "Allah Allah kim karar verdi buna ayrıca ben senin sıra arkadaşınım benim de buraya oturmaya hakkım var. " deyip arkasına yaslandığında gözlerimi kısarak ona bakmıştım.

"Bir kere ilk ben bu sıraya oturdum,geldiğin günde farkındaysan o tarafta oturuyordum. Ara sıra oturmana izin veririm tamam mı? kalk şimdi ben oturacağım. " dediğimde kabullenmiş olacak ki, "Öyle olsun bakalım. " demiş ayağa kalkıp bana yol vermişti.

Zaferle gülümseyip yerime geçmiştim. O da yanıma oturduğunda hoca gelmişti zaten. Ders Din'di. Allah aşkına bakın ilk ders Din'di. Açıkçası Hoca'nın anlattıkları ninni gibi geliyordu. Ayrıca ben eskiden de dersler de uyuyan biriydim.

Genelde eve gidince çalışmayı tercih ederdim. Bunu daha çok seçmeli ve çokta not tutmam gerekmeyen derslerde yapardım. Özellikle duvar köşesinde oturmak bu yüzden hep işime yarardı.

Başım da zaten ağrıyordu. O yüzden kafamı kollarıma gömmüştüm. Enes kolumu dürttüğünde ona bakıp, "Efendim? " demiştim.

"Sen niye hep uyuyorsun? " dediğinde omuz silkmiş, kafamı ona bakacak şekilde kollarıma koymuştum.

"Ben evde kendim çalışıyorum, ayrıca şuan başım ağrıyor. Hiç dinleyecek halde değilim. "

Bana anladığını belirtircesine başını salladığında gözü saçlarıma takılmıştı.

"Saçın açıkken bambaşka bir insan oluyorsun resmen. " demişti hayranlık duyuyormuşçasına.

"Bilmem hiç dikkat etmedim. " dediğimde anlamadığım bir şekilde gülümsemiş ve önüne dönmüştü. O dersi dinlerken bende onu izlemiştim.

Kesinlikle yakışıklı ve bunun farkında olan biriydi. Dağınık kumral saçları yumuşacık gözüküyordu. İçimde dokunma isteği oluşturuyordu. Gözlerinin yeşili onu öyle güzel tamamlıyordu ki, görenin tekrar dönüp bakacağı cinstendi.

Bunları düşünüp uyuduğumda 2 ders çoktan geçmişti bile. Öğle arası sınıfa Mete gelmiş onunla beraber Yemekhane'ye inmemi istemişti.

Beraber yemek alıp oturduğumuz da kısa sürede yapmak istediklerini anlatıyordu. Onu dinleyip fikirler veriyor hem de onaylıyordum. Aslına bakarsanız oldukça keyifsizdim ve başım ağrıyordu.

Yine de ona bunu yansıtmamaya çalışıyor ve dinliyordum. Çünkü ne yaptığını sormasam da Melis'le iyi zamanlar geçirmedikleri ve geçirmediği için benim tarafımdan önemsenmek ve dinlenmek istiyordu.

Hayata bir kez geliyorduk ve ben bir kardeşim olduğunu 17 yıl sonra öğrenmiştim. Diğerleri beni sevmese de önemli değildi. Benim bir kardeşim vardı. Yaşayamadığımız bir çok şey olduğu gibi yaşayacağımız da bir çok şey vardı.

Yemeklerimizi bitirdikten sonra sınıflarımıza çıkıyorduk. Sınıfımın önüne geldiğimizde ona sarılıp saçlarının arasına öpücük kondurmuştum.

O sıra da sınıfa girmek üzere olan Sude ve arkadaşları Mete'ye, "Mete'cim bakıyorum da şu kıza ne çabuk alışmışsın. Aşk olsun ne çabuk yaşadıklarınızı unuttun. " deyip dudak büzmüştü.

Mete kaşlarını çattığında aynı şekilde bende ona rahatsız bakışlarımı hiç çekinmeden göstermiş, "İşine baksana sen, bizim ailevi meselelerimiz seni ne kadar ilgilendiriyor, pardon? " dediğimde istediği kaos çıkmış olmalıydı ki neredeyse benle burun buruna gelip, "Bana bak kızım, sevgilim ve sevgilimin mutluluğu senden ve senin gibilerden çok daha önemli. "

Böyle dediğinde anın verdiği sinir bozukluğuyla kahkaha atmıştım. "Anlatsana nasıl oluyormuş benim gibiler? " Diye öne çıktığımda Mete de kolumdan tutmuş, "Abla boşversene, sınıfa gir lütfen. " deyip olay çıkmasını istemiyor gibi bakıyordu.

Zaten ondan sonra ileriden bize gelen Enes ve Boran'ı görmüştüm. İnadına yaparmış gibi bir kaç şey daha söylemişti Sude resmen içime girerek. Dışarıdan birazdan birbirimize saç baş girişecekmiş gibi göründüğümüze emindim. Öyle ki zaten insanlar bize bakıyordu.

Boran, "Napıyorsunuz siz? " dediğinde, "Napacağız Boran, bu salak bana bulaştı. " demişti Sude.

Ona suratımı buruşturduğumda Boran Sude'yi kendine doğru çektiğinde Enes'te kolumdan tutup beni Sude'den uzaklaştırmıştı.

Mete, "Yalan söylüyor abi, ilk önce o bize laf etti." diye beni savunduğun da,

Boran, "Sen karışma Mete, sınıfına çık. " demişti.

Bunu öyle tükürürcesine söylemişti ki Mete'nin kırıldığına emindim. Zaten her şeyi içine atan biriydi. Bu gerizekalının salak sevgilisi ve bana olan nefreti yüzünden Mete'ye böyle davranmasına sinirlenmiş tim.

Mete de zaten ona sinirlenmiş olacak ki bir şey demeden gitmişti. Boran'a dönüp, "Cidden mi? Ona neden öyle davrandın? " dediğimde o da sinirlenmiş olacak ki, "Bak kızım benim hiç bir şeyim değilsin tamam mı? Kardeşime nasıl davranacağımı senden öğrenecek değilim. Sorun çıkarmayı kes. " dediğinde Enes'te kaşlarını çatmış Boran'a, "İleri gidiyorsun Boran, sonradan pişman olacağın şeyler söyleme. " demişti.

Sude Hanım ortalığı karıştırdığı yetmiyormuş gibi hıncını alamamış olmalı ki bana halâ aynı kibir ve hırsla bakıyordu.

Boran'ın karşısına geçip, "İnan bana senin bir şeyin olmak için ölüp bitmiyorum. Sorun çıkarmaya çalışan da ben değilim. İster inan ister inanma ama bir daha bana olan salak nefretin yüzünden kardeşime öyle davranma. " demiştim.

Zaten her şey boktan değilmiş gibi birde herkesin içinde tartışmıştık.

Oradan hızlıca uzaklaşıp bahçeye indim. Yok yazılıp yazılmamak umrumda değildi sadece nefes almak istiyordum.

(ू•ᴗ•ू❁)

Bölüm sonuuu

Diğer bölümde görüşürüzzzz

Loading...
0%