@mavii_bulutt345
|
"Acı çeken kadınların saçları, biraz kısa olur."
Tekrar tekrar, usanmadan ve sıkılmadan başa dönüp dönüp duruyorduk. Kaseti, başa sarıp tekrar dinlenirken, o kasette geçecekleri ezbere bilmemize rağmen yinede dinliyor oluşumuz gibi; gizli ile durumumuzda aynen böyleydi. Tekrarlıyor ve boşa birbirimizi kırıyorduk.
İçimede sinmiyordu böyle oluşumuz. Onunla konuşmayı ve gönlünü almayı istiyordum ama ne diyeceğimi bilemiyordum. Ya aramızı düzeltmeye çalışırken daha da kötü yaparsam? O zaman ne olacaktı? İşler daha fazla büyüyecekti!
Lavabonun kenarını sıkarken, gözlerim aynadan kendime bakıyordu. Yaklaşık bir haftada bütün dengem değişmişti. Monoton olan hayatım, çalkantılı bir hayata dönmüştü.
Önüme gelen saçlarımı geriye doğru savurdum. Önümdeki beyaz dolabı açıp elime bir makas aldım. Bir keresinde buna benzer bir söz duymuştum, "Acı çeken kadınların saçları, biraz kısa olur."
Dudaklarımı yalayıp titreyen kirpiklerim ile saçlarımın uçlarını tuttum. Rastgele, kahverengi saçlarıma makası vurduğumda, saçlarım lavabonun içine yavaş yavaş süzüldü.
Beş defa, makası saçlarıma vurup, en sonunda zorda olsa uçlarını makas ile düzelttim. Şimdi, belime kadar gelen saçlarım omzumun hemen üzerinde kalmıştı. Lavobodaki saç parçalarını elimle alıp çöpe attım. Kalan saçları, açığım musluk ile akıttım. Makası yerine koyup son kez saçlarımı parmak uçlarımla düzeltip odama geçtim. Telefonu elime dahi almaktan korkuyordum. Şarjının kaç olduğunu bilmesemde, kapansa bile elime almaya gücüm yoktu, onu komidinimin üzerinde bırakıp yatağıma girdim.
.....
Gizliçocuk: Tamam Çağla, sen kazandın.
Gizliçocuk: Sana bir konum atacağım.
Gizliçocuk: ^Konum^
Gizliçocuk: İki gün sonra, saat on birde buluşalım olur mu?
Gizliçocuk: Bak, sırf sen istiyorsun diye sınırlarımı senin için yıkıyorum Çağla, bunu inan kimse için yapmadım.
Gizliçocuk: Şunu da bil, eğer beni gördüğünde benimle bir daha görüşmek istemezsen anlarım.
Gizliçocuk: Yemin ederim, bu dünyada her şeyden çok seni seviyorum Çağla, lütfen aramızda geçen o küçücük anları yok etme.
Gizliçocuk: Yalvarırım, lütfen.
Dolan gözlerimi sildim. Dayanamayıp telefonumu açmıştım. Saat sabahın dördüydü. Bu saate kadar gözlerim kapalı bir şekilde bir sağa bir sola dönüp duymuştum. Çevrim içi değildi, büyük ihtimalle bu saatte uyuyordu.
Aydakiçiçek: Aramızda geçen anları yok etmeyeceğim gizli.
Yazdığı onca şeye rağmen sadece bunu diye bildim. Bana yalvaracak kadar neden kendini bana göstermek istemiyordu? Yüzünde bir yara izi mi vardı? Ya da kendine göre çok mu çirkindi? Bütün isteklerimi yapacak kadar beni seviyor iken neden sadece bunu yapamıyordu?
Uykusuzluktan gözlerim yanıyor, bir kaktüsün sivri uçları gözlerime batıyordu sanki.
Elimdeki telefona mesaj gelirken, gözlerim uykusuzluğum yüzünden kapandı kapanacaktı. Biraz açık ve bulanık bakan gözlerimle güç bela mesajı okudum ve sonrada uyuyalalarak zifiri bir karanlığın kollarına kendimi bıraktım.
Gizliçocuk: Teşekkür ederim, uzaktan üzerini örttüğüm kadın...
|
0% |