@mavii_bulutt345
|
"Güvendin bana ve unutma, güvenin duvarları bir kez yıkılırsa kendini fırtınadan koruyamazsın."
Saçlarımı geriye atıp telefonumu açtım. Tam da tahmin ettiğim gibi gizli bana mesaj atmıştı.
Gizliçocuk: Bitti Çağla.
Dediği ile kaşlarımı çattım. Ne bitmişti?
Aydakiçiçek: Gizli ne bitti? Dediğini anlamadım?
Gizliçocuk: Seni kullandım ve seninle olan işimde bitmiş oldu.
Kalp atışlarım hızlandı. Ne demekti bu? Ya da gizli ne diyordu bana?
Aydakiçiçek: Ne kullanmasından bahsediyorsun sen? Ssni cidden anlamıyorum, bu bir şaka felan mı?
Gizliçocuk: Birinin seni sevebileceğini düşünecek kadar değerli misin sen?
Gizliçocuk: Baban bile seni sevmezken benim sevmemi beklemen sence de çok salakça değil miydi?
Kitaplarda, çokça geçen ve bir çoğumuzun aşina olduğu bir söz vardır, "beyninden vurulmuşa dönmek." Bu cümleyi iliklerime kadar hissediyordum.
Aydakiçiçek: Ne saçmalıyorsun sen?
Dudağıma değen tuzlu sıvı ile irkildim. Hangi ara ağlamaya başladığımı bilmiyordum ama dedikleri karşısında ağlamam da çok abesk gelmiyordu.
Gizliçocuk: Sana yazan ve hiç görmediğin birine güvenmemen gerektiğini bilmiyor musun?
Aydakiçiçek: Ne saçmalıyorsun cidden?!
Aydakiçiçek: Dediklerinden hiçbir şey anlamıyorum!
Aydakiçiçek: Bu bir şaka felansa gizli hiç komik değil!
Gizliçocuk: Ne anladıysan o ve bence sen benim dediklerimi gayette iyi anladın. Seni kullandım. Atlas ile bir iddiaya girdik, sen zor biriydin. Seni elde edersem benim bir ay boyunca istediğim her şeyi yapacaktı. Atlas neden yanında bulunuyordu sanıyorsun? Seni gözetlemek içindi.
Başımı 'hayır' anlamında durmadan sallayıp duruyordum. Dedikleri, birleştirilip bir bütünü oluşturduğunda, çokta mantıksız gelmiyordu gözümde.
Şakaklarım zonkluyordu. Yazacak bir şey bulamadım. Ağzımdan bir hıçkırık koparken, elimi ağzıma bastırdım. Halam benim bu halimi görmemeliydi, ona bu yaşananları izah edemezdim.
Onun bana dedikleri, bir iddia için olmamalıydı. Kimse bu kadar içten ve samimi kuramazdı o cümleleri.
Aydakiçiçek: Kimsin sen?!
Aydakiçiçek: Benim tanıdığım gizli sen değilsin!
Gizliçocuk: Tanıdığın gizli benim!
Gizliçocuk: Ben aynı benim!
Gizliçocuk: Burada değişen bir şey varsa o da sensin Çağla. Güvendin bana ve unutma, güvenin duvarları bir kez yıkılırsa kendini fırtınadan koruyamazsın.
Aydakiçiçek: Sen benim konuştuğum kişi değilsin.
"Hayır, hayır, hayır... Böyle bir şey olmamalı... Lütfen bunlar bir kabus olsun..." mırıldanarak konuştum kendi kendime. Onun bu dediklerini kendime yediremezken alkol almış gibiydim, sersemdim. Aklım, vücudum bütün uzuvlarım benden bağımsızdı.
Gizliçocuk: Ben konuştuğun kişiyim, istesen de istemesen de ve benim seninle işim bitti.
Ona içimden gelen bütün hakaretleri saymak istiyordum, bana bunu nasıl yapabildiğini ya da bunları yaparken hiç vicdanının sızlayıp sızlamadığını sorup hesap sormak istiyordum ama beni engellemişti.
Boğazıma bir yumru oturmuştu. Nefes alamadığımı hissettim. Bu zamana kadar konuştuğumuz her şey yalandı. Biz yalandık. Ben bu oyuna kendimi nasıl da kaptırmıştım böyle? O bana iddia için benimle konuştuğunu söylerken ben nasıl da inanamamıştım? Oysaki o çok haklıydı, ona başından beri güvenmemem gerekiyordu.
Yavaş hareketlerle banyoya gittim. Odama geri döndüğümde ilk işim fularları ortadan kaldırmak olmuştu. Onlar bana gizliye Hatırlatıyordu. Yatağıma girip yorganıma sarıldım.
Bu tür duygu karmaşasının içinde kaybolduğum anlarda annemin yanımda olmasını deli gibi isterdim. Onunla bu konular hakkında konuşmayı ve fikir almayı çok isterdim ama bu benim için bir hayalden bile çok uzaktaydı.
Yanağımdan ardı arkası kesilmeye yaşları kuruladım. Hem uykusuzluktan hem de ağlamaktan gözlerim yanıyordu. "Ben seni sevmiştim. Bütün duvarlarımı tek tek senin için yıktım," bunları mırıldanırken gözlerimi tavana dikmiştim.
Hâlâ daha, bu konuşmaların gerçekliğine kendimi inandıramadım. Sabah ezanı kulaklarıma dolarken de yorgunluk ve uykusuzluk ile uyuyakalmıştım.
|
0% |