{VOLKAN BOZKURTUN ANLATIMINDAN } Göreve geleli üç hafta olmuştu o doktor denen piçten iz bulmuştuk ama elimiz bomboş geri dönüyorduk görev tahmin ettiğimizden daha az sürmüştü ve Mardin'e dönmek için helikopterin geleceği buluşma noktasına gidiyorduk , Mehir'in yanından üzerimi giyinmeden çıkmıştım ve beni ilk gören Cem olmuştu eve girdiğimde ise de Serkan beni görmüştü acele ile unutmuştum giyinmeyi Can Serkan'ın yanına geçerek "Serkan komutanım Cem doğru mu söylüyor Mehir Volkan komutanıma dövmemi yapmış ?" sessizce konuşuyordu ben duymayayım diye ama duyuyordum Serkan da sessizce "evet doğru ayrıca Mehir ne oğlum yenge diyeceksin artık senin yengen oldu o ayıp " Serkan'ın kurduğu cümle ile ben hariç herkes güldü Atilla yanıma gelerek "hayırlı olsun kardeşim düğün ne zaman " diğerleri yanımızdan geçerek devam ettiler "sen yapma be abi ayrıca aramızda öyle fazla bir şey olmadı " Atilla gülerek "hadi be buradan bile görüyorum boynundakileri " elim ile hemen boynumu kontrol ettim ama açık değildi boynum blöf yapmıştı ve bende bunu yemiştim Serkan telsizden konuşarak "buluşma noktasına geldik komutanım burada bekleyebiliriz " Serkan'ı onaylayarak herkes kendini yorgunlukla bir yerlere attı bende onlardan biraz uzağa geçerek Mehir'in evinde kaldığım ilk gece gizlice aldığım fotoğrafa bakarak uzaklara daldım ilk defa bir kadın için kalbim böyle atıyordu ilk başlarda ne olduğunu anlayamamıştım ama onu her gördüğümde kalbim ağzıma geliyordu resmen , heyecanlanıyordum her zaman onu görmek istiyordum Serkan ile dertleşerek farkına varmıştım her şeyin "ya komutanım hakikaten düğün ne zaman sizin " Cem'in sorduğu soru ile düşüncelerimden ayrıldım tamamen madara olmuştum tüm timin diline "oğlum orta da fol yok yumurta yok ne düğünü " Serkan hızla lafıma atlayarak "ama komutanım yakında küçük küçük Volkanlar Mehirler görürüz değil mi ? " elimdeki su matarasını Serkan'ın kafasına attım ama refleksle kaçtı aramızda en sakinimiz ve en uslu başlı olanı Ali idi ama o da bu keratalarla aynı çöpe dadanmıştı Ali çelen hat telefonu açarak "başçavuş Altay ..... Emredersiniz komutanım" telefonu alarak bana verdi "üsteğmen Bozkurt " aslan İbrahim'i dinleyerek onu cevapladım "emredersiniz komutanım" telefonu kapatarak Ali'ye geri verdim ayağa kalkarak "tim karşımda toplan " herkes hazır ol da karşımda dizildi "o doktor denen adamı bulamadık ama onun mühimmat dolu bir deposunu bulup orayı imha edip o şekilde geri döneceğiz anlaşıldı mı?" hepsi aynı anda "emredersiniz komutanım " hiç vakit kaybetmeden yola koyulduk akşama anca varırdık bölgeye o yüzden acele ile oraya gizlice gidip orayı patlatıp geri gelecektik gece 11 sularına yakın bölgeye geldik telsizden "Ali çevre kontrolu " Ali timin keskin nişancısıydı aynı zamanda bu tü işle Ali'den sorulurdu , Ali hemen çevre kontrolü yaparak "saat üç yönünde iki kişi var dokuz yönünde de beş kapıda iki kişi bekliyor komutanım " alinin çevre kontrolü yapmasından sonra tüm tim etrafımda toplandı Can heyecanla "komutanım direkt dalalım gebertelim şu şerefsizleri " Atilla Can'ı sakinleştirerek "dur oğlum sakin tez canlı olma yoksa Volkan komutandan çekeceğin var " hızla plana yaparak herkes yerlerine geçti Ali kedine yüksek bir kesim seçerek oraya saklandı oradan bizi koruyacaktı bizde sessizce adamları etkisiz hale getirerek depoyu patlatacağız Ali yerini aldıktan sonra yavaşça harekete geçtik cem ve can benimle birlikte gelerek saat üç yönündeki adamların boyunlarını kırdık serkan , atilla sarp da saat dokuz yönündeki adamları etkisiz hale getirdiler içeride yine adamlar vardı daha fazla ses çıkaramazdık o yüzden cem ile beraber içeri girerek bombaları yerleştirdik hızla geri çıkarak oradan uzaklaştık tüm tim tekrar saklandığımız taşların arkasına geri döndük üçten geri sayarak bombaları patlattık büyük bir gürültü ile patladı operasyonu tamamlayarak keyifle aslan albayı aradım "üsteğmen bozkurt hedef imha edildi " aslan albaydan koordinatları alarak helikopterin olduğu alana geldik helikoptere binerek karargaha geri döndük aslan albay bizi dışarıda büyük bir keyifle karşıladı hepimiz onun karşısında hazır ola geçerek bekledik "tim sağ baştan say " benimle beraber herkes başladı "kıdemli üsteğmen Volkan bozkurt" ardından sarp "asteğmen sarp kaya " ardından Serkan "teğmen Serkan Çayeli " sonra Atilla "kıdemli başçavuş Atilla can " sonra ali "başçavuş Ali Altay " sonra Cem ve Can "kıdemli üstçavuş Cem kurt , kıdemli üstçavuş Can kuzgun " albay aslan bana dönerek "turan timi emir ve görüşlerinize hazırdır komutanım " albay aslan başı ile onaylayrak yerime geçtim "turan timi ikinci bir emre kadar hiç birinizi karargahın önünden geçerken bile görmeyeceğim anlaşıldımı ?" hep bir ağızdan "emredersiniz komutanım " duş alarak hemen karargahtan çıktım , Mehirin okuldan çıkmasına az kalmıştı onun yanına giderek sürpriz yapacağım ilk önce çiçekçiye giderek güzel bir demet kır çiçekleri aldım ve direkt okula geçtim , yaklaşık on dakika sonra okulun zili çaldı ve tüm öğrenciler koşturarak okuldan çıktılar Mehirde yanında öğrencileri ile çıktı öğrencileri peşinden hiç ayrılmıyordu o kadar güzellerdi ki ileri de anne olursa bu kadar mükemmel olurdu beni far ettiği an elini salladı öğrencileriyle vedalaşarak koşarak boynuma atladı , o kadar çok özlemiştim ki bu kokusunu hızla ellerimi beline doladım boynuma sulu sulu öpücükler konudrdu benden ayrılarak "ne zaman geldin seni çok özledim " tekrardan boynuma sarıldı boyuma yetişemiyordu ve bu çok tatlı yapıyordu onu zorlanarak binbir türlü çilelerle sarılmaya çalışıyordu "volkan biraz eğil ama yetişemiyorum " tabi ki de eğilmedim onunla uğraşmak tüm yorgunluğumu alıyordu benden ayrılarak trip atarak arabanın kapısını açtı tam binecekti ki kır çiçeklerini gördü eline aldı gözlerini kapatarak derince kokusunu içine çekti çocuk gibi seke seke yanıma geldi "bunlar çok güzeller teşekkür ederim " hakikaten çocuk gibi bir oyana bir buyana sallanıyordu tatlılığına daha fazla dayanamadım ve yanağını ısırdım o da bu fırsatı kaçırmadan boynumu ısırdı hızla kaçarak arabaya bindi bende hızla arabaya binerek arabayı çalıştırdım ve yola çıktık. (Mehir TÜRK'ün anlatımından ) Volkan her zamanki gibi direksiyonu tek eli ile kullanıyordu her halde ben yapmaya çalışsam çoktan kaza yapmıştık diğer eli ile de benim elimi tutarak arada bir vitesi değiştiriyordu resmen adamın araba kullanmasına yükseldim şuan ama o da o damarlı elleri ile yapmasa ama yapmasa da bu manzaradan mahrum kalacaktım onu o kadar dikkatle izliyordum ki her bir ayrıntısını aklıma kazıyordum , yan profili de çok mükemmel her şeyiyle mükemmeldi bu adam kırmızı ışıkta durarak tuttuğu elimin üzerini öptü "ne düşünüyordun böyle derinlere daldın " sorduğu soruyla anca hipnoz olduğum yüzünden ayrıldım "seni " bakışları hızla bana döndü "neden zaten buradayım " derin bir iç çekerek "Volkan sen nasıl mükemmel ve kusursuz olmayı başarıyorsun ?" sorduğum soruyla küçük bir kahkaha attı o güldüğü zaman yanağında çıkan gamzesi var ya tam oraya gömsünler beni o kadar güzeldi yanağına küçük bir buse kondurarak geri çekildim "Mehir yapma bak araba kullanıyorum zaten zar zor duruyorum burada " bence biraz oynamaktan zarar gelmezdi zaten araba kullanıyordu bir şey olmazdı parmağımla gömleğinin açık kalan kısmına yavaş yavaş daireler çizdim nefes alış verişleri hızlanmaya başladı etkilenmeye başlamıştı bir alt düğmesini açarak ve diğeri diğeri derken tüm düğmeleri açtım ağırca yutkunarak "Mehir araba kullanıyorum " zar zor konuşmuştu hiç de durmaya niyetim yoktu "ee ne oldu yani " zorla soluyarak "güzelim zorlama senin için kötü olur " bu sefer boynunu öptüm hafif dilimi de değdirdim "nasıl kötü olacak merak ettim doğrusu " muzipçe gülümsedi "eve geçelim görürüsün ayrıca başka cezan daha var senin " anlamayarak ona baktım "ne cezası ?" güzel bir restoranın önünde durdu gömleğinin düğmelerini ilikleyerek "tişörtüm sende kaldı ve o halde eve çıktım beni o halde gördüler bence bunun bir cezası olmalı değil mi sevgilim ?" evet tişörtü kalmıştı "sen unuttun benim ne suçum var ayrıca sen gayet halinden memnundun hani sanat eseriydi onlar " arabadan inerek benim kapımı açtı elini uzattı elini tutarak arabadan indim elimi tutarak beraber içeri girdik "memnundum hem de çok aynısını isterim ama daha fazlasını çok fazlasını çok farklı şekillerde isterim bebeğim ama aynısını bende sana yaparım " son sözlerini kulağıma fısıldayarak söylemişti belimden beni destekleyerek oturacağımız masaya geçtik güzelce yemeğimizi yedikten sonra tatlılara geldi sıra fırında sütlacı o kadar çok seviyorum ki ah bunun için her şeyi yapardım volkan gülerek "senin hala çocuk olduğunu düşünüyorum " ne alaka der gibi ona baktım "sütlaç her yerine bulaşmış gel buraya " diyerek peçete ile bulaşan sütlaçı sildi tatlılarımızı yedikten sonra çıktık güzel sakin bir yere gelerek marketten aldığımız klasik çekirdek kolaları alarak bir banka oturduk hem çekirdek çitliyor hem de dedikodu yapıyorduk gerçekten de Volkan ile dedikodu yapıyorduk "Volkan sen hakikaten bu kadar dedikodu yapar mıydın ya daha ne cevherler var sende " Volkan kolasından içerek "yapmam ama çekirdek kola alan herkes bence dedikodu yapar" güzelce çekirdek kolalarımızı dedikodu yaparak bitirdik "gidelim mi güzelim " Volkana biraz sokularak "biraz dolansak " Volkan hayır anlamında kafasını salladı "geç oldu başka zaman " dudağımı büzerek "lütfennn " beni kıramayıp kabul etmişti biraz dolandıktan sonra arabanın yanına geri geldik arabaya binerek geri dönecektik ama taki volkanın dudaklarından duymayı isteyeceğim en son sözler döküldü "araba çalışmıyor Mehir " panikle Volkana döndüm "nasıl şaka yapıyorsun değilmi şu an bana ? " ciddi bir suratla kafasını salladı Volkan ciddiydi ve biz burada kalmıştık direkt telefonumu açarak arama yapacaktım ama telefonum çekmiyordu "Volkan telefon çekmiyor " ,,"çekmez baksana çok sis var göz gözü görmüyor " korkuyla Volkana sokuldum "bu gece arabada mı kalacağız yani ? " Volkan arabadan inerek bagajı açtı bende hemen yanına gittim tek başıma asla durmazdım araba da "araba da kalamayız gece çok soğuk olur ayrıca sis var ne olacağı belli olmaz burada kalacak başka bir yer bulmalıyız " Volkan ciddi miydi bu siste başka yere gitmek ve araba olmadan gülerek Volkanın omuzuna vurdum "şakacı seni hadi binelim arabaya " Volkan hiç istifini bozmadan bana bakıyordu şaka yapmıyordu ciddiydi "Volkan saçmalama bu siste yürüyemeyiz ayrıca karşımıza ne çıkar allah bilir " Volkan arabadan aldığı battaniyeyi sırtıma sararak "güzelim eğer burada kalırsak sıkıntı zaten gelirken gördüm ileri de boş bir kulübe vardı orda sabahlarız sabah erkenden geliriz tamam" zorla kabullenerek Volkan ile yavaş yavaş ellerimize aldığımız fenerler ile kulübenin yanına geldik fazla uzakta değildi ama kapı da açık değildi "Volkan kapı açık değil ne yapacağız donacağız " Volkan elimi bırakarak saksının içinden eliyle koymuş gibi anahtarı aldı "sahibini tanıyorum buraya koyar hep anahtarı" kapıya açarak içeri girdik içerisi biraz havasızdı ama donmaktan iyidir "sen burada bekle dışarıdan odun alıp geleyim sobayı yakalım yoksa donacağız " volkan dışarıdan odun alarak geri geldi sobayı hemen yakarak o da benim yanıma oturdu "Volkan ben hala çok üşüyorum " aslında sobayı yaktıktan sonra ısınmaya başlamıştım ama tamamen Volkanın dibine girmem lazımdı Volkan hemen sobaya biraz daha odun attı bir battaniye daha alarak hemen üzerime örttü "ısınırsın şimdi " kafamı hayır anlamında salladım "neden hastamı olacaksın yoksa sana çay kaynatayım mı ? " oturduğum yerden iki battaniye ile kalkarak kucağına oturdum battaniyeleri volkanın sırtına vererek iyice Volkana sokuldum "şimdi ısındım " beni hemen kolları ile sararak saçlarımın arasına küçük küçük art arda buseler kondurdu "hatırladığım kadarıyla birilerinin cezası vardı " Volkanın yanağına güzel sulu öpücük kondurdum "o cezayı biraz ertelesek şu an çok güzel sessiz sakin " Volkanın elleri yavaşça kalçama indi ve hafif biraz sıktı "işte bu yüzden cezanı burada vermeliyim sessiz sakin kimsenin duyamayacağı bir yer" kararmış gözlerle bakışları dudaklarıma düştü "Volkan uyalım hem sende yorgunsun uyuyalım " Volkan hayır anlamında kafasını salladı galiba bu gece kurtuluşum yoktu benim "Volkan üşüyorum ben hala ama " boynuma öperek "ısıtacağım şimdi hatta öyle ısınacaksın ki alev alacaksın " yerden kalkarak beni de kucağına aldı battaniyeyi üzerimizden atarak koltuğa oturdu beni de kucağına oturtarak boynuma yöneldi art arda öpücükler kondurdu kulağımın arkasını da öperek "sana asla istemeyeceğin şeyler yapmam Mehir ama seni çok özledim kokunu " diyerek kokumu içine çekti "o güzel tadını özledim " diyerek dudaklarımı öptü "ben senin her şeyini özledim bu bir ayda mahvoldum " boynumu tekrardan öperek kokumu içine çekti ellerimi ensesindeki yerini alarak "bende çok özledim seni aşkım mahvoldum seni beklerken , emin ol senden farksızım " diyerek dudaklarımızı birleştirdim resmen dudaklarına susamıştım büyük bir iştahla o da bana karşılık verdi elleri sırtımda her yerde dolanıyordu ellerini giysimden içeri sokarak sütyenimi tek eli ile açtı dudaklarımdan ayrılarak beni koltuğa yatırdı üzerime çıkarak bu sefer boynuma yöneldi yine aynı sahneleri yaşıyorduk ama bu sefer daha yavaştı sadece özlemini dindirmeye çalışıyordu ama ikimizin de özleminin dineceğini asla sanmıyorum üzerimden kalkarak beni tekrar kucağına oturttu dudaklarıma tekrarda öperek "Mehir seni zorlamak istemiyorum " dudaklarına tekrardan yapıştım konuşacak hiç halim yoktu cevabımı alarak o da aynı şekilde karşılık verdi bu sefer özlemini gidermeye çalışmaya çalışmıyordu bu sefer ikimizin ki de sadece arzu ve istekti Volkan üzerindeki tişörtü çıkararak bana tekrardan şaheserleri sundu dudaklarından ayrılarak boynuna yöneldim aynı izleri tekrar bırakmam gerekiyordu yavaş yavaş aşağı inerek karın kaslarına geldim ellerimi kaslarında gezdirerek ısırdım Volkan hırıltıyla "güzelim " derin nefesler alarak konuşmaya çalışıyordu ama başarısız oluyordu "Mehir seni istiyorum " kararmış gözlerle bana bakarak beni kucağına sabitledi cevap beklercesine sabırsızca gözlerime baktı konuşmaya hiç mecalim yoktu direkt Volkanı koltuğa yatırarak kucağına tam da kasıklarının üzerine oturdum altımda sertliğini bariz hissedebiliyorum Volkanın dudaklarına yönelerek kendimi ona teslim ettim artık bundan geri dönüş yoktu olmasın da zaten Volkan üzerimdeki tişörtü tam çıkaracağı sırada kapı aniden açıldı hızla Volkanın kucağından inerek koltuğa oturdum Volkan sütyenimi açtığı için göğüslerim belli oluyordu , içeri elinde fener ile yaşlı bir adam girdi Volkan ile benim aramda gezdi bakışları boğazını temizleyerek "Volkan buraya geleceğini haber verseydin oğlum " adam anlamıştı her şeyi ee tabi anlar Volkanın üstü yok benim saçım başım dağılmış Volkan ısırık izleri ile dolu off yine rezil olarak kapattık günü aferin bana yani , Volkan üzerini giyinerek "sorma ismet amca araba bozuldu bizde buraya geldik sen asıl ne yapıyorsun buralarda normalde gelmezsin sen buralara kolay kolay " ismet amca elindeki feneri kapatarak koltuğa attı kendini "sorma oğlum benim torun tutturdu kulübedeki bisiklet diye onu almaya geldim senin arabayı gördüm anladım burada olduğunu bir selam vereyim dedim ama müsait değilsin anlaşılan " ismet amca bana bakarak konuşmuştu , utanarak kafamı aşağı eğdim Volkan beni kendine çekerek "sevgilim Mehir ismet amca beraber geldik araba bozulunca buraya gelmek zorunda kaldık hava soğuk araba da kalsak donardık " ismet amca ayaklanarak "neyse gençler siz işinize devam edin ben bisikleti alıp giderim " diyerek evden çıktı yemin ediyorum şu an yerin yedi kat dibine girseydim daha iyiydi çok fena basıldık ,Volkan ismet amcayı yolcu ettikten sonra battaniyeleri alarak yanıma geldi oturduğum koltuğu açarak yatak haline getirdi "hadi uyuyalım yarın ikimizde işe gideceğiz " Volkan yatağa geçerek eli ile beni yanına çekti "Volkan sütyenimi açtın şimdi de tak " Volkan çapkın gülüşünü bana sunarak elini tişörtümün içine soktu bir çırpıda sütyenimi çıkardı "boş ver gece rahat edemezsin sabah takarım bebeğim " deyip göz kırptı hayır zaten rezil olmuştuk bu da iyice utandırmaya çalışıyordu beni , Volkanın bana açtığı kollarının arasına girerek kendimi uykuya bıraktım son duyduğum sözler ise uyku sersemine tebessüm etmeme neden oldu "sen benim ay parçamsın Mehir'imsin "...Sabah sağ tarafımdaki boşluk ile uyandım Volkan yanımda yoktu muhtemelen kahvaltı hazırlamaya kalkmıştı mutfağa baktım ama orada da yoktu zaten kulübe küçücük bir şeydi nerede olsa görürdüm onu ama yoktu belki odun almaya gitmişi dışarı büyük olasılıkla tuvalete giderek elimi yüzümü yıkadım arkamı döndüğüm anda elinde silahla Gülseren'i görmeyi beklemiyordum beni kolumdan tutup çekiştirerek sandalyeye oturttu "Gülseren ne yapıyorsun bırak silahı ne işin var senin bura da ayrıca " Gülseren yanıma adımlayarak "Mehir ne kadar da safsın" diyerek silahın namlusunu yüzümde gezdirdi "ne saçmalıyorsun sen " elindeki eldivenleri çıkararak telefonundan birisini aradı telefonu bana çevirerek "bak sevdiceğine nasılda elleri kolları bağlı oturuyor" Volkanı kaçırmışlardı ve yüzü gözü kan revan içindeydi nasıl yaptılar ben nasıl hiç bir şey duymadım Gülseren alayla gülerek "hala anlamadın mı Mehir beni senin yanına baban koydu şu anda sevgilinin bu halde olmasının sebebi sensin" şaşkınca Gülseren'e baktım yine yeniden hüsrana uğramıştım babam sırf ben üzüleyim diye sevdiğim adamı kaçırıp işkence yapmıştı , telefonda karşıma babam geçerek "Mehir kızım nasılsın ? " bana hala kızım diyor ya midem bulanıyor o bana her kızım dediğinde "bak burada kim var biricik sevgilin müstakbel damadımla tanıştım ama beğenmedim " alayla gülerek yanın da ki adama işaret etti adam elinde sopa ile Volkanın karnına vurdu Volkan acı ile inleyerek babama baktı "şerefsiz ne istiyorsun söyle Mehir'den ayrılmamı istiyordun doğruya ama öyle bir şey asla olmayacak " Volkan zar zor konuştu adam tekrardan Volkan vurdu gözümün önünde sevdiğime işkence yapıyorlardı ve ben hala hiç bir şey yapamıyordum ağlayarak "ne istiyorsun söyle bırak Volkanı " babam eli ile işaret verince adam durdu "ne istediğimi biliyorsun güzel kızım eğer sevgilinin yaşamasını istiyorsan annenin sana bıraktığı şeyleri bana ver yoksa sevdiceğin ölür " hızlıca kafamı salladım "bilmiyorum nerede olduğunu ama bulacağım ama sende Volkanı bırak ne olur " babam sinirle Volkana yumruk attı "alın şunu götürün aldığınız yere Mehir eğer getirmezsen ikinizde ölürsünüz " Gülseren telefonu kapatarak eldivenlerini tekrar taktı "babamı duydun Mehir getir onları " babam ? babam demişti babama "babam ? " şaşkınca ona baktım çenemden tutarak "babamız kardeşim babamız " silahı beline koyarak bana geri döndü "sevgilinde bu arada baya yakışıklıymış bir ara bana da ayarla vakit geçirelim onunla " sinirle sandalyeden kalkarak saçına yapıştım belindeki silahı alarak kafasına dayadım "eğer Volkan hakkında tek kelime dahi edersen senin beynini patlatırım siktir git şimdi " kapıya doğru attım hızla onu bekleyen korumaların yanına giderek arabaya binip gitti , Gülseren benim kardeşimdi babam annem öldükten sonra başkası ile evlenmişti bunu biliyordum ama Gülseren'in benim kardeşim olacağı asla aklımdan geçmedi nasılda oynadı benimle koskoca sekiz yıl , Volkanın nasıl sabah kaçırıldığını duymadım ben hiç mi ses yapmadılar Volkan hiç mi onlara karşı koymaya çalışmadı kafayı yiyecektim nasıl böyle bir şey olabilir hala aklım almıyorlardı annem bana ne bıraktı da babam için bu kadar önemli kendimi bildim bileli hep bunu sordu bana ama avukat öyle bir saklamış ki babam hiç bir zaman bulamadı dışarıdan gelen araba sesi ile direkt dışarıya çıktım babamın adamları Volkanı getirmiştiler Volkanı çöp gibi kapının önüne atarak gittiler hızla Volkanın yanına gelerek dizlerimin üzerine çöktüm yüzünü ellerimin arasına alarak yüzüne batım çok kötüydü çok dövmüşlerdi "Volkan iyi misin ? çok özür dilerim , özür dilerim hepsi benim hatam " Volkan yorgun gözlerle bana bakarak "senin suçun yok onlar cezasını çekecek merak etme bizim tim gitti onları almaya " korkuyla kafamı salladım "olmaz Volkan babam çok kötü onlara da bir şey yapar " Volkan yavaşça yerden kalkarak içeri geçti "merak etme bir şey yapamazlar " hızla ilk yardım çantasını alarak yaralarını temizledim tişörtünü kaldırarak karnına baktım , karnının belli yerleri morarmıştı vurdukları için hemen Volkanı giydirerek "hadi kalk hastaneye gideceğiz ben ambulansı arayayım hemen" tam arayacağım sırada Volkan beni durdurdu "olmaz Mehir hastanelik bir şey yok " hayır anlamında kafamı salladım "var iç kanama olabilir ayrıca babam madem savaş açıyor bende savaşacağım ondan artık korkup kaçmayacağım " Volkan gururla gülümseyerek tabi yaraları ne kadar müsaade ederse o kadar "işte benim sevgilim kaçmak yok babanla savaşacaksın her ne olursa olsun ben hep buradayım ayrıca sakın kendini suçlama " tamam anlamında kafamı salladım Volkan ile yaşça kulübeden çıkarak ilk önce hastaneye oradan da Volkanı dinlenmesi için eve bırakarak hızla okula geçtim