@mervetvc_
|
Ben sekiz yaşındaydım. Uğur da iki yaşlarında falandı. O zamanlar annemle babam ayrılmış ve biz annemle yaşıyorduk. Babamın yüzünü neredeyse hiç hatırlamıyordum. Bir gün bahçe de top oynarken annem bana seslendi. Heyecanla evin içine doğru koştum. Annemin elinde iki tane çanta vardı. Uğur da bakıcının kucağında ağlıyordu. Annem bana dönüp; Çiftliğe gidiyoruz. Dedi. Çiftliği çok seviyordum. Heyecanlanmıştım. Koşarak anneme sarıldım. Ama annemde o sıcaklığı bulamamıştım. Çocuk olsam bile hissetmiştim. Evden ayrılıp çiftliğe doğru gittiğimizde annemin yarı ağlamaklı olduğunu hatırlıyorum. Uğuru kucağına alıp seviyor, kokusunu içine çekiyordu. Sonra bende ona sarılıp üzülme anne! Dedigimi hatırlıyorum. Çiftliğe Vardığımızda bizi dedem karşıladı. Hepimize uzunca sarıldı. Annem Uğuru öpüp dedemin kucağına verdi. Sonra dönüp bana sarıldı. Gözünden yaşların süzüldüğünü hatırlıyorum. Dedem belimden tutup; Hadi oğlum, içeriye geçelim hava soğuk diyordu. Anneme baktığımda ise bize bakarak geri geri ilerliyordu. Durup ona seslendim; Anne, sen gelmeyecek misin? Ama annem cevap vermedi. Önüne dönüp arabaya bindi, ordan ayrıldı. Ve ben o günden sonra annemi bir daha görmedim. *** Hasan annemle beni yalnız bırakmak için Duyguyla zeynebe; Kızlar, gelin sizi evinize bırakayım. Biraz dışarıda oyalanıp zamanı doldururuz. Dedi. Duyguyla Zeynep anlayışla Hasanın teklifini kabul ettiler. Duygu gitmeden bileğimi sıktı ve kulağıma; Seni seviyorum. Diye fısıldadı. Ardından evden ayrıldılar. Bende annemle yalnız kalmıştım. Bacaklarım ayakta durmama engel oluyordu. Kendimi bir koltuğa attım. Sonra anneme dönüp sordum. Neden? Sadece nedenini merak ediyorum. Bizi neden terk ettin anne? Annemin bu soruyla gözleri tekrardan doldu. O da yakınıma gelip oturdu. Derin bir nefes alıp konuşmaya başladı. Çok pişmanım! Sizi bırakmamalıydım. Ama babanız öylece çekip gittikten sonra her şey bana kalmıştı. Tek başımaydım. Tüm bunlarla başa çıkamıyordum. Psikolojim iyi değildi. Size bakamıyordum. Bu yüzden kaçıp uzaklaşmak istedim. Geri gelip sizi ciftlikten alacaktım. Sonra sözünü kesip mırıldandım. Gelmedin ama! Dedim. Annem eliyle omzuma dokunarak; Gelemedim! Korktum. Beni affetmeyeceginizi düşündüm. Dedi. Kendimi ondan uzaklaştırarak; Senin oğlun öldü. Uğur artık yok! Bari onun cenazesine gelip son yolculuğunda yanında olsaydın dedim. Annem mahçup bir sekilde kafasını yere eğdi. Sonra da ağlamaya başladı. Ağlarken çok üzgünüm diye mırıldanıyordu. Ama ona çok öfkeliydim. Ne yaparsa yapsın öfkem ve kırgınlığım dinmiyordu. Sonra ona dönüp; Şimdi neden geldin peki? Diye sordum. Başını kaldırıp gözlerimin içine doğru baktı. Sonra da söze girdi. Hatamı telafi etmek istedim. Ben senin annenim Ozan. Biliyorum büyük bir hata yaptım. Ama çok pişmanım. Senden beni affetmeni istiyorum. Biliyorum senin için zor. Ama beni de anlamanı istiyorum. Sonra yanıma gelip ellerimi tutarak; Söz veriyorum bir daha gitmeyeceğim. Lütfen beni affet. Dedi. Ellerimi ondan çekip; Henüz seni affetmeye hazır değilim. Dedim. Ve biraz zamana ihtiyacım var. Diye ekledim. Odama gitmek için hazırladığımda arkamdan bana seslendi. Peki burda kalmama izin verir misin? Ona doğru dönüp; Ne kadar terk edip gitmişte olsan burası senin evin. Dedim. Annem bu cevap karşısında hafif tebessüm etmişti. Daha fazla konuşmaya tahammülüm olmadığı için bir şey söylemeden doğruca odama çıktım. Yatağım da uzanıp geçmişi düşündüm. Annemin bizi çiftliğe bırakıp gidişini... Ona bu kadar öfkeliyken onu affedebilecek miydim? Affetmesem bile o benim annemdi. Bu gerçeği hiçbir şey degistiremezdi. Bu düşüncelerle uyuyakalmışım. Birkaç saat sonra uyanıp telefonumu kontrol ettiğimde Duygu mesaj atmıştı. Mesajda şöyle yazıyordu. Seni merak ettim. Nasılsın? Saat çok geç olduğu için cevap yazmadım. Yarın nasıl olsa görecektim. Tekrar yatıp uyumayı denedim. Zor da olsa uykuya dalabilmistim. *** Sabah olduğunda masa çoktan kurulmuş, annemle Hasan oturuyorlardı. Beni görünce günaydın diye seslendiler. Bende günaydın diye karşılık vererek kapıya doğru yöneldim. Annem arkamdan kahvaltı etmeyecek misin? Diye seslendi. Fakat cevap vermedim. Hasan annemin peşimden gelmesine engel olmuş olmalı ki arkamı döndüğümde Hasan oradaydı. Hasan Ozan bey nereye gidiyorsunuz? Ozan Simdi ne yeri ne zamanı Hasan. Annemi affetmeye hazır değilim. Gitmek için adım attmıştım. Ama Hasan beni durdurarak; Bilmeniz gereken bir şey var dedi. Merakla dönüp; nedir? Diye sordum. Hasan Anneniz sizi terk ettikten sonra kendisine yeni bir aile kurmuş. Bir kardeşiniz daha var. İsmi Umut.. Bu cevaba hem şaşırmış hem de şaşırmamıştım. Çünküm annem de kimsesizdi. Bizi bırakıp gidecek bir yeri yoktu. Kendine yeni bir aile kurduğunu tahmin edebiliyordum. Hasana dönüp acı bir gülümsemeyle; Benim tek bir kardeşim var Hasan. O da Uğur! Dedim. Ve oradan hızlıca ayrıldım. *** Duyguyla buluştuğumuzda ona sıkıca sarıldım. Bu sarılmaya koca bir geçmiş, bir çocukluk sığdırdım. Duygu bana dönüp; Nasılsın? Diye sordu. Ellerini tutup; Artık daha iyiyim dedim. Sonra sakin bir yere gidip oturduk. Duygu ellerimi tutarak; Annenle konusabildin mi? Diye sordu. Bende; Denedim. Biraz bir şeyler anlattı. Ama onu affetmeye hazır değilim. Bu yüzden erkenden kaçıp seninle buluşmak istedim. Seninle olmak eşi benzeri bulunmayan bir ilaç gibi. Dedim. Duygu bana sıkıca sarıldı. Onun yüzüne baktığım da onunda yüzünün asık olduğunu fark ettim. Ve sordum; Kötü bir şey mi oldu? Senin de moralin bozuk gibi? Duygu başını öne eğerek; Bugün babamın görüş günü! Dedi. Duygu babasına karşı hâla öfkeliydi. Ama o ne olursa olsun onun babasıydı. Tıpkı benim anneme olan kızgınlığım ve kırgınlığım olsa da annemi silip atamayacağım gibi.. Her ikisi de çok büyük hatalar yapmışlardı. Ama ne olursa olsun bizim anne ve babalarımızdı. Duyguya acı bir gülümsemeyle; Bizim bu ailelerimizden cektiklerimiz ne ya? Dedim. Duygu da acı bir gülümsemeyle karşılık verdi. Sonra ona sordum; Peki babanı görmeye gidecek misin? Duygu Sanmıyorum. Ozan Neden? Duygu Bu zamana kadar hiç gitmedim. Beni kabul eder mi bilmiyorum. Ya da onu görebilmek için hazır mıyım emin değilim. Ellerini tutup; Bende hazır değildim. Ama annem şuan evimde. Ne kadar kacarsam kaçayım dönüp dolaşacağım yer orası. Dedim. Duygu acı bir gülümsemeyle; Ama senin annen senden özür diledi. En azından pişman. Ben babamın ne hissettiğini bilmiyorum. Üstelik benim babam hapiste! Dedi. Bende ona; Babanla konuşmazsan bunları hiç bilemeyeceksin. Dedim. Oda onaylar şekilde kafasını salladı. Bir süre ikimizde öylece sessiz bir şekilde oturup etrafı seyrettik. Sonra Duyguya dönüp ellerini tekrar tutarak; İlerde evlenip kendi yuvamızı kuracağız. Eminim biz onlar gibi olmayacağız. Çocuklarımız olacak ve biz onları çok seveceğiz. Onlara layık anne ve baba olacağız. Her şeyin bu kadar iyi olması için kötü olan her şeyi silip atalim hayatımızdan. Zaten yeni bir başlangıç yapmadık mı? Onlara son kez bir şans verelim. Son kez annemiz, babamız olmaları için, yarım bıraktığı görevlerini yerine getirmeleri için son bir şans verelim dedim. Duygu bana dönüp gülümsedi. Bende onu elinden tutup kaldırdım. Ne kadar hazır olmasakta birlikte cezaevine doğru gittik. Vardığımızda Duygu elimi sımsıkı bir şekilde tuttu. Elleri buz gibiydi. Üstelik titriyordu. Ona sarıldım, sonra da sordum. Hazır mısın? Duygu uzun uzun cezaevi binasına baktı. Sonra kafasını sallayıp; Gidelim Ozan! Benim babam bir katil. Annemi öldürdü. Onu nasıl affedebilirim ki? Gidelim burdan ne olur. Dedi. Onu hemen belinden tutup arabaya bindirdim. Ağlamaya başladı. Ellerinden tutup sakinleştirmeyi denedim. Özür dilerim. Benim hatam. Seni buraya gelmen icin zorlamamalıydım. Duygu yanağımdan öpüp; Senin suçu değil. Sen kötü bir şey yapmadın dedi. Ellerini iyice sıkıp; Seni asla üzmeyecegim. Çünkü sen beni dünyanın en mutlu adamı yaptın dedim. Sonra yanakları kızardı ve sıcacık gülümsemesiyle bana güldü. Onu daha fazla yormayıp evine bıraktım. Sonra eve gidip annemle konuştum. Onu karşıma alıp ona sıkıca sarıldım. Bunca yılın özlemini ve yalnızlığını gidermek istedim. Sonra bir şey söylemesine izin vermeden söze girdim; Beni çok üzdün, çok kırdın. Bizi annesiz bıraktın! Kendine yeni bir aile kurdun. Ama şuan buradasın, karşımda.. Ne olursa olsun sen benim annemsin. Ben her şeye yeniden başlamak için söz verdim. Madem yeniden başlıyorum hayatımda kötü hiçbir şey olsun istemiyorum. Bu yüzden seni affediyorum anne. Senden tek isteğim var bu sefer bırakıp gitme, lütfen. Annemin gözü tekrar doldu. Bana sıkıca sarılıp tekrar özür diledi. Sonra elleriyle yüzümü tutup; Ben buraya gitmek için değil aile olmak için geldim. Dedi. Ardından arkama doğru bakmaya başladı. Merak edip bende arkamı döndüm. O sırada odaya genç, Uğur yaşlarında bir çocuk geldi. Annem bana doğru dönüp; Kardeşinle tanış Ozan! Sonra eliyle çocuğu işaret ederek; Bu kardeşin Umut dedi. Umut bana doğru yaklaşıp elini uzatarak; memnun oldum abi! Dedi. Bende elini sıkıp yutkunarak; Bende! Dedim. Yeniden aile olmaya hazır mıydım bilmiyorum. Hayatımda çok ani değişimler oldu. Her şeye yeniden başlayacağımı söylediğimde hayatımda bu kadar yeniliğin olacağını tahmin etmemiştim..
|
0% |