@mervetvc_
|
Duyguyla artık aramızdaki bağ kuvvetlenmiş ve biz ilişkimiz için son derece ciddiydik. Annemlerinde söylediği gibi tanışma yemeği organize ettik. Duygunun babaannesi Semiha hanım ilk önce davetimizi kabul etmemiş, fakat Duygunun yoğun ricası üzerine kabul etmek zorunda kalmıştı. Benimse bu davetten en büyük beklentim, Semiha hanıma karşı kendimi ispatlamaktı. Heyecanıma yenik düşmüş bir şekilde, bir sağ bir sola dönüp duruyordum. Umut bu halimle alay edip, benimle dalga geçiyordu. Abi, vallahi başım döndü. Artık dönmeyi bırakır mısın? Biraz daha devam edersen düşüp bayılacağım! Umut'un uyarısıyla duraksadım. Sonra elimle kendime çekidüzen vermeye başladım. Umuta; Nasıl görünüyorum? Diye sordum. Umut; Olması gerektiği gibi. Ozan; Ama nasıl? Fazla mı ciddi yoksa fazla mı laçka? Umut gülerek; Sana hangisi lazım? Diye sordu. O an benimle eğlenip alay ettiğini anlamıştım. Bu durum biraz beni sinirlendirmisti. Sonra Umut kabahatini anlamış olmalı ki eliyle omzuma dokunarak; Muhteşem görünüyorsun canım abim! Dedi. Bu cevap ne kadar beni tatmin etmese de kendimi buna inandırmak zorundaydım. Ardından masaya son bir defa kontrol etmek için gittiğimde annem heyecandan ve panikten kızaran yanaklarımı görünce beni rahatlatmaya çalıştı; Ozanım, canım benim.. Merak etme. Her şey beklediğinden daha da güzel olacak, bak annem demişti dersin! Tam o anda zil çaldı ve ben panikle; Geldiler! Geldiiiiler. Diye bağırmaya başladım. Umut bu halime gülüyor, annemse beni sakinleştirmeye çalışıyordu. Ardından Hasan kapıyı açıp misafirlerimizi karşıladı; Hoşgeldiniz efendim! Duygu tebessümle; Hosbulduk Hasan! Duygunun babaannesi Semiha hanım somurtarak; Hani damat nerede? Bizi karşılamaya gelmeyecek mi? Diye sordu. Tam o anda koşup; Geldim efendim. Kusura bakmayın çok heyecanlıyım. Dedim. Ardından Semiha hanımın elini öptüm. Annemle Umutta onları karşıladı. Ardından masaya geçtik. Duygu oturmadan önce yanıma gelip beni yokladı; Zor ikna ettim. Bugün turnayı gözünden vurmak zorundasın Ozan! Yoksa işimiz yaş söyleyeyim. Duyguya acı bir şekilde bakarak; Niye öyle diyorsunki? Ben zaten panik halindeyim. Dedim. Ardından Duygu omzuma dokunarak; Sakin ol sevgilim, ben inanıyorum her şey güzel olacak. Dedi. O teselliyle biz de masadaki yerlerimizi aldık. Babaanne oturduğu yerde tüm sofrayı gözüyle süzüyor, ara ara yüzünü homurdatıyor ve bazen de şaşırıyor gibi yapıyordu. Hasan yanımıza gelip; Ozan bey, bana müsaade eder misiniz? Zeyneple buluşacağım. Dedi. Duygu o sırada söze girdi; Keşke o da burda olsaydı. Hasan; Bu aile yemeği efendim, başka zaman kendi aramızda bir kutlama yaparız. O sırada söze girip; Sende benim ailemsin Hasan! Üstelik Zeynep'te kardeşim gibi.. Bir daha böyle bir söz duymayayım lütfen. Dedim. Hasan yarı mahçup yarı gururlu bir sekilde; Başka zaman söz katılırız, şuan başka bir organizasyonumuz var. Dedi. Duygu o sırada omzuma çarpıp, kaş göz yaptı. Hasanı anlayışla karşılayıp gitmesine izin verdim. Babaanne belli etmese de bu durum onun hoşuna gitmiş gibiydi. Ardından annem söze girdi; Öncelikle sizleri aramızda görmekten çok büyük mutluluk duydugumuzu bilmenizi isteriz. Tekrardan hoşgeldiniz! Duygu gülümseyerek; Hoşbulduk. Sizde hosgeldiniz! Dedi. Annem Duyguya tebessümle karşılık verdi. O sırada babaanne söze girdi; Kızım senin adın neydi? Annem; Yasemin efendim. Ardından Umuta dönüp; Siz? Umut; Ben.. Ozan abinin kardeşiyim! Babaanne şaşkın bir şekilde sordu; Ozanın kardeşi Uğur değil miydi? Duygu bu sorunun sorulmasından pek memnun görünmüyordu. Annem soruya cevap verdi; Ben çok eskiden büyük bir hata yapıp çocuklarımı terk ettim. Onları arayıp sormadım. İyiler mi kötüler mi hiç merak etmedim. Onları hayatımdan çıkarmak istedim. Hatta kendime yeni bir yuva bile kurdum. Bir oğlum oldu. Adından Umutu göstererek; Bakın kendisi karşınızda oturuyor. İsmi Umut! Umutu büyütürken anne olmanın kıymetini anladım. Çok pişman oldum. Ama bir türlü cesaret edip karşılarına çıkamadım. Ozan o sırada Uğur'un hem annesi hem babası hem de abisi oldu. Sırf o iyileşsin, hayata tutunsun diye benim yapamadığım anneliği yaptı kardeşine. Ben oğluma sonuna kadar güveniyorum ve arkasındayım. İyi bir eş olacağına eminim. Bundan yana hiçbir şüpheniz olmasın! Ardından babaanne bana doğru dönüp; Kızımı gerçekten seviyor musun? Tüm hislerinden, kimseye bağlı olmadan onu kendisi olduğu için, Duygu olduğu için seviyor musun? Diye sordu. Duyguya dönüp onun elini tuttum. Duygu kendinden emin bir şekilde gözlerimin içine doğru bakıyor ve tebessüm ediyordu. Ardından söze girdim; Gözlerim ona takıldığında, dünya duruyordu sanki. Her an, her bakışında içimde büyüyen bir ateş vardı; ama bunu ona anlatmanın bir yolunu bulamıyordum. Geceleri yıldızların altında, ona olan hislerimi delice kaleme alıyordum. Kimi zaman bir şiir, kimi zaman bir mektup; her defasında içimdeki duyguların en derinine inmeye çalıştım. Bana ilk kez gülümsediğinde, kalbim yerinden fırlayacak gibi olmuştu. O an, hayatımın en güzel anıydı. Onun yanında olmak, sanki tüm evrenin yükünü omuzlarımdan alıyordu. Her kelimem, ona olan sevgimi ifade etmek için bir adım daha atıyordu. Aşkımı anlatacak kelimeleri bulamadıkça, ona bakışlarımda kaybolup gidiyordum. Sonunda, bir akşam yağmurunun melodisi eşliğinde ona her şeyi anlatmaya karar verdim. Yıldızların altında, elini tuttuğumda, tüm cesaretimi topladım. "Sana olan sevgim, her geçen gün daha da büyüyor," dedim. "Bunu sana ifade etmemin tek yolu, hislerimi paylaşmak. Benim için en değerli şey, seninle geçirdiğim her an." O an, kalbim ile ruhum arasında bir bağ kuruldu. Gözlerinin derinliklerinde kaybolmuş, onun dünyasında kaybolmuş gibiydim. Çünkü sen, hayatımın en güzel anlamısın. Belki karşılaşmamız da başka amaçların, başka kişilerin etkisi oldu. Ama benim bütün hissettiğim duygular, düşünceler bana ait. Hiçbir zorlama olmadan.. Duyguyu seviyorum ve her daim yanımda olmasını istiyorum. Onu düşünmeden uyuyamıyorum. Bilmiyorum belki doğru degildi bunları hissetmem, istemem. Ama yanlış olsa neden bu kadar doğruymuş gibi gelirdi ki? Duygu benim kardeşimden bana kalan bir hediye.. Eminim şuan birlikte, mutlu olduğumuz için bize minnettardır. Öyle olmasa neden tüm bunları yapmam için bir adım atsınki? O Duyguyu bana emanet etti ve ben bu emanete sahip çıkabilmek, onu dünyanın en mutlu insanı yapabilmek için elimden gelen her şeyi yapmaya razıyım! Çünkü onu seviyorum. Bana içten güldüğü için o sıcak gülümsemesini seviyorum. Bakışlarını, kumral saçlarını seviyorum. Onu o olduğu için seviyorum. Ben Duyguya körkütük aşığım.. Duygu bu söylediklerim karşısında duygulanmış ve gözleri dolmuştu. Annemle Umut ise benimle gurur duyar gibi bana bakıyorlardı. Duygu'nun babaannesi Semiha hanım ise ilk önce duygulanmıs fakat öksürüp sonrasında da ciddilesmis bir şekilde bana; Madem bu kadar çok seviyorsun torunumu, o zaman samimiyetine de inanarak bu evliliği onaylıyorum. Ama bir yanlışını görürsem, kızımın gözünden bir damla yaş akarsa hesabını fena ödetirim evlat, ona göre. Dedi. Duyguyla ikimiz mutlulukla birbirimizin gözlerine baktık. Ardından annemle Umut bizi alkışladı. Bu alkışlamaya Semiha hanımda katıldı. Ardından annem; Düğün ne zaman bakalım? Diye sordu. Bende; Bana kalsa hemen yarın evlenelim isterim. Dedim. Sonra Semiha hanım Duyguya dönüp; Kızım sen ne diyorsun? Hazır mısın bakalım bu evliliğe? Diye sordu. Duygu tekrar gözlerimin içine bakıp; Hazırım babaanne. Bana kalsa bende hemen yarın evlenelim isterimm dedi. Babanne ardından ayağa kalkıp; Madem hepimiz bir aradayız, o zaman nişanı aradan çıkaralım. Dedi. Masadaki herkes bu cevaba şaşırmıştı. Kimse babaanneden böyle bir tepki beklemiyordu. Duygu şaşkın bir sekilde; Nasıl olacak ki o? Hiçbir hazırlık yapmadık. Ardından zil çaldı. Annem bana doğru dönüp; Birini mi bekliyorduk? Diye sordu. Bende şaşkın bir sekilde; hayır! Dedim. Ardından babaanne gülerek söze girdi. Ben her şeyi ayarladım. Merak etmeyin dedi. Ardından yanımıza Hasan ve Zeynep geldi. Şaşkın bir şekilde Hasana; Ee hani sizin özel organizasyonunuz vardı? Diye sordum. Zeynep gülerek; Özel organizasyonumuz sizsiniz! Dedi. Babaanne ardından lafa girerek; Onları ben tuttum. Birkaç şeyler almalarını rica ettim. Sağ olsun Hasan oğlum kırmayıp halletti. Hepimiz bir anda Hasana döndük. Hasan da gülerek; Emir büyük yerden geldi efendim. Yapmamak olmaz dedi. Babaanne; Ee her şey hazır olduğuna göre daha neyi bekliyoruz? Kalkın haydi! Nişanımız var. Ardından annemle Umut bana hazırlanmam için yardım ederken Zeyneple Semiha hanım da Duyguya yardım ediyordu. Hasan da hizmetlilerle salona nişana uygun bir konsept yapıyorlardı. Her şey tamam olduğunda Duyguyla kol kola girip salona indik. İlk önce isteme merasimini gerçekleştirdik. Bir an Semiha teyze vazgeçip kızı vermeyecek diye korkmadım değil(!) Neyseki her şey beklediğimden daha güzel ilerledi. Yüzüklerimiz takıldı ve babaanne kurdaleyi kesmeye hazırlandı; Kesiyooooorum.. kestiiiim! Haydi hayırlı uğurlu olsun.. Ardından ilk önce büyüklerimizin elini öptük. Sonrasında da kendi aramızda kucaklayıp, öpüştük. Hasana dönüp; Yine en özel anım senin sayede gerçekleşti. İyi ki varsın Hasan! Seni hakkını asla ödeyemem. Dedim. Hasan da; Estağfurullah Ozan bey! Diye karşılık verdi. Hasana sert bakış atıp; Artık bey lafını kaldıralım. Bana Ozan de! Dedim. Hasan Peki Ozan be.. Ozan! Sonra Duygu bana kas göz yapıp; Ben tatlıları getireyim. Dedi. Bende; Sana yardım edeyim! Dedim. Ardından ikimiz mutfağa gittik. Duygu bana sarılıp; Çok mutluyum! Sanki her şey rüya gibi.. dedi. Onu alnından öpüp; Her şey olması gerektiği gibi. Bundan sonra hep böyle. Artık üzülmek, kırılmak yok. Bundan sonra hep böyle gülecek yüzümüz! Dedim. Sonra da tatlıları kesip, Duyguya ikram etmesi için yardım ettim. Her şey çok güzel gidiyorken Semiha hanıma bilinmedik bir numaradan telefon geldi. Babaanne şaşkın bir şekilde telefona cevap verdi. Fakat görüşmenin ardından yüzünün düştüğünü ve renginin solduğunu fark ettim. Duygu merakla; Ne oldu babaanne? Kötü bir haber mi var? Diye sordu. Babaanne derdini anlatmaya çalışıyor fakat doğru kelimeyi seçemiyor bu yüzden de kekeliyor gibiydi. Duygu ellerini tutup; sakin ol ve bana şimdi ne olduğunu söyle! Dedi. Babaanne; Baban.. Baban hapisten kaçmış! Duygunun da babaannesi gibi renginin solduğunu fark ettim. Ikiside Duygu'nun babasına öfkeli ve kırgınlardı. Her şey masal gibi ilerlerken bu beklenmedik haber dünyalarını başlarına yıkmıştı..
|
0% |