@mervetvc_
|
Ertesi sabah uyandığımda evin her yerini nefis kokular sarmıştı. Odamdan çıktığımda karşıma ilk çıkan kişi Hasan oldu. Hasan; Günaydın Ozan bey! Ozan; Günaydın. Sonra Hasanı süzdüğümde bir yere gitmek için hazırlandığını fark ettim. Ve sordum; Hayırdır, bir yere mi gidiyorsun? Hasan gülerek; Zeynep'le buluşacağız. Bir mahzuru yok değil mi? Gülerek; Ooo işleri ilerletmişsiniz dedim. Hasan biraz utanmış, biraz da mahçuptu. Bir şey söylemeyip sadece güldü. Elimi omzuna koyarak; Gidebilirsin. Hatta bugün izinlisin. İstediğin kadar, istediğin kisiyle vakit gecirebilirsin. Dedim. Hasanın gözlerinin içi gülmeye başladı. Ve bana; Sağ olun Ozan bey! Bir ihtiyacınız olursa sadece bir telefon uzağınızda olduğumu unutmayın. Dedi. Gülerek omzuna iki kere vurdum. Ardından aşağıya indim. Masa çoktan kurulmuş ve nefis kokan yiyecekler masadaki yerlerini almışlardı. Annem beni görünce; Günaydın oğlum! Diye mutlu bir şekilde seslendi. Bende hafif bir tebessümle; sizede günaydın dedim. Ardından gözüm Umuta takıldı. Umut, 20’lerinde, uzun boylu ve atletik bir gençti. Gözleri her zaman parlıyordu, içindeki hayat enerjisiyle dolup taşıyordu. Koyu kahverengi saçları, dağınık bir şekilde kafasında duruyor, yüzüne doğal bir samimiyet katıyordu. Neşeli gülümsemesi, evin havasını hemen değiştirebiliyordu; etrafındaki herkesle hemen kaynaşıyor, esprileriyle ortamı ısıtıyordu. Kendi tarzında giyinmeyi seviyordu; rahat tişörtleri ve spor ayakkabılarıyla sürekli hareket halindeydi. Müzik tutkusu, onu eve getirdiği her parçada duyuluyordu; sık sık gitar çalıyor, şarkı söylerken gözleri parlıyordu. Bazen derin düşüncelere daldığında, içindeki melankoliyi hissedebiliyordum; ama yine de hayatı neşeyle kucaklıyordu. Onun enerjisi ve pozitif yaklaşımı, evin karanlık köşelerini aydınlatıyordu. Umut, sanki kaybolmuş bir parçayı yerine oturtuyordu. Ardından annem; Hadi sofraya buyurun! Dedi. Hepimiz masadaki yerlerimizi aldık. Ben sofranın en baş köşesinde, her zaman oturduğum yerdeydim. Annem sağ tarafımda, Umutsa sol tarafımda, Uğurun yerinde oturuyordu. Onu orada görünce duygulanmıştım. Sanki kardeşim, Uğur yerinde oturuyor gibiydi. Umut zaten Uğura oldukça benziyordu. Sadece Uğurun daha hareketli haliydi. Sonrasında annem söze girdi; Hepimizi bir arada görmek ne kadar güzel değil mi? Burda birlikte olduğumuz için cok mutluyum. Ve inanıyorum ki bir daha ayrılmayacağız. Umut gülerek; Evet bende burayı çok sevdim. Ozan abiyle de daha fazla vakit geçirmek ve onu daha yakından tanımak istiyorum. Dedi. Elimle Umutun sırtını sıvazladım. Ardından Umut'un telefonu çaldı. Masadan; babam arıyor, bakmalıyım. Diyerek kalktı. Sonra merakla anneme sordum; Umutun babasıyla birlikte misiniz? Aranız iyi mi? Annem elimi tutarak; Hayır! Onunla da ayrıldım. Ama o senin babana göre daha medeni ve insaflı biri. Bize her ay destek olacak. Ardından elini yavaşça elimden çekip; Ben yeni bir başlangıç yapalım diye buraya geldim oğlum. Eğer beni istemezsen ayrı bir eve çıkabilirim. Dedi. Elini tekrar tutup; Hayır anne, bu sefer gitmeni istemiyorum! Burda olduğun için mutluyum. Sadece.. keşke daha erken gelseydin. Uğur seni görebilseydi keşke. Dedim. Annem elimi sıkarak; Onun mezarına götürür müsün bizi? Diye sordu. Hafif bir tebessümle; tabiiki! Eminim sizin geldiğinizi hissedip mutlu olacaktır. Dedim. Sonra annem de hafif bir tebessümle güldü. Ardından Umut yanımıza gelerek; Babam iki gün sonra dönmemi istiyor! Dedi. Annem bu cevaba biraz bozulmuştu. Sonra Umuta dönüp; Bunu sonra konuşalım. Hadi hazırlan sen! Dedi. Umut şaşkın bir sekilde; Nereye? Diye sordu. Annem; Kardeşini ziyarete gideceğiz. Dedi Umutun o an heyecanlandığını fark ettim. Masadan kalkıp omzuna dokundum. Giderken elimi tutarak; Uğur için çok üzgünüm! Dedi. Bir şey söylemeden odama çıkıp hazırlanmaya başladım. Hazır oldugumuzda da evden ayrıldık. *** Mezarlığa vardığımızda çiçekçi kadın girişte yine çiçek satıyordu. Annem ve Umut bir demet çiçek aldılar. Ardından Uğurun mezarına çiçekleri bıraktılar. Ne kadar güçlü görünmeyi denese de annemin üzgün olduğunu hissedebiliyordum. Üstelik gözleri sulanmıştı. Umut ona nazaran daha sakin ve ciddiydi. Uğurun mezarına yaklasıp; Sana annemi ve kardeşimizi getirdim kardeşim. Dedim. Ardından ordan uzaklaşıp annemle Umut'u seyrettim. Annem Uğuru ne kadar çok sevdiğini ve bizi terk edip gittiği için pişman olduğunu anlatıyordu. Umutta köşede dua ediyordu. O an içimde bir huzur hissettim. Geleceğe doğru güzel bir adım atmıştık. Güzel bir başlangıç yapmıştık. Uğur'un annemleri görebildiğini ve onların duygularını hissedebildigini, böylelikle annemi affettigini diledim. Bir süre sonra mezarlıktan ayrıldık. Annemin gözü hala dolu ve yarı ağlamaklıydı. Deniz kenarında bir yere oturup toparlanması için ona biraz zaman tanıdık. O sırada Umut yanıma gelerek; Beni kardesin olarak görüyorsun değil mi? Diye sordu. Henüz onunla abi-kardeş ilişkimiz yoktu. Fakat ona ne zaman baksam Uğur gözümün önüne geliyordu. İyi biri olup; sevgiye muhtaç olduğunu anladım. Omzuna dokunarak; Tabiiki de! Sadece biraz şaşkınım. Uzun zaman sonra ilk defa bir kardeşim oldu. Üstelik ben birini yakın zamanlarda kaybetmisken.. Umut yüzü asık bir sekilde; Onun yerine geçemem biliyorum. Zaten böyle bir amacımda yok! Sadece ben seni abim olarak benimsedim. Seninde aynı şekilde beni benimsemen beni memnun eder. Dedi. Bende gülerek; Sağ ol, kardeşim dedim. Kardeşim kelimesini biraz bastırarak vurguladım. Sonra annem yanımıza gelip; Ozan benim aklıma bir şey takıldı. Dedi. Merakla; Nedir? Diye sordum. Annem İlk geldiğimde yanında bir kız vardı. Kimdi o? Gülerek; O kız benim sözlüm. Dedim. Annemle Umut şaşırmıştı. Ama bir yandan da mutlu görünüyorlardı. Umut heyecanla; Ben gitmeden bizi tanıştır lütfen abi. Dedi. Annemde gülerek; Bunu kutlamalıyız kesinlikle dedi. Bende onların mutluluğunu ve heyecanını paylaşarak; Yarın gelmesini isterim. Hem babaannesini de getirir. Aile tanışması olur dedim. Annem gülerek omzuma çarpıp; Düğün ne zaman sen onu söyle? Dedi. Gülerek; Bilmiyorum. Ama çok yakında olmasını ümit ediyorum dedim. Annem tekrar gülerek; Güzel kız kaçırma. Fazla bekletmeye gelmez Dedi. O an bir aile olduğumuzu hissetmiştim. İçimi tarifi olmayan bir his kaplamıştı. Ama mutlu ve huzurluydum. Bundan sonra her şeyin böyle güzel, sakin ve huzurlu ilerlemesini temenni ediyordum.
|
0% |