@mervetvc_
|
Hayat sizce de o kadar garip değil miydi? Kimileri hiç ölmeyecekmiş gibi yaşarken kimileriyse öleceğini bildiği için sonsuz hayale dalmaktan korkar. Ama benim korkum ne ölmek ne de hayal kurmaktı. Ben sadece verdiğim sözü tutamamaktan korkuyordum. Bir gün kardeşimin gözlerine son kez baktım ve son kez ellerini tuttum. Son dileğini gerçekleştirmek için çıktığım bu yol, onun isteklerinden çıkmış aksine benim hayatım olmuştu. Ama kendimi bu hayatın başrolüne koymaya utanıyordum. Ne zaman bir rüyaya dalsam kardeşim beliriyor ve bana kızıyordu. Sonra yaptığım bunca şey için pişmanlık duyup kendime kızıyordum. Ama öte yandan da birine bu kadar yakın olup, onu mutlu etmek için elinden gelen her şeyi yapmak ve ondan etkilenmemek zor olurdu diye kendimi tatmin etmeye çalışıyordum. Rüyalarımda Uğur bana kızıyordu. Oysa gerçek duyguları neydi? Gerçekten öfkeli mıydı bana? Oysa birbirimize huzurlu bir şekilde veda etmiştik. O artık benim hayatımda değildi. Ama Duygu buradaydı. Hayatımın tam ortasında hatta merkezindeydi. Onu kırmak ve incitmek istemiyordum. Çoğu kez onu incitmis ve kalbini kırmıştım. Ona da söz vermiştim. Onu bir daha asla bırakmayacağımı söylemiştim. Sözünden dönen bir adam değildim. Sadece başkalarını mutlu etmek için çabalayan ama eninde sonunda kendi duyguları ve mantığıyla çatışan biriydim. Hata yapmaktan korkuyordum. Ama aksine her çabaladığımda daha da çok batıyordum. Akşamın bir saati eve geldiğimde Hasana olanlardan bahsettim. O da bana; Babaannenin sizin hakkınızda böyle düşünmesi normal. Çünkü sizi tanımıyor. Ama ben tanıyorum. Duygu hanım tanıyor. Üstelik Uğur bey de tanıyor. Duygu hanımı zar zor kazandınız. Onu bu kadar çok seviyorken tekrar kaybetmek istemezsiniz değil mi? Dedi. Söylediklerinde haklıydı. Duyguyu seviyor ve onu kaybetmek istemiyordum. O benim hayatımda seveceğim ve güvenebileceğim, sırtımı yaslayabilecegim tek kişiydi. Hasanın söyledikleri bir nebzede olsa içimi rahatlamıştı. Kafamı toparlayıp Duyguya mesaj attım. Öylece gittigim için özür dilerim. Yarın Üsküdar sahilinde buluşalım. *** Üsküdar da bir banka oturmuş denizi seyrediyordum. Aynı zamanda gözüm ortalıkta koşuşturan çocuklara, çiçekleri zorla çiftlere satmaya uğraşan çiçekçi ablalara ve kuşları besleyen yaşlı amcalara takılmıştı. Herkes bir düzen halindeydi sanki. Yapmak için çabaladıkları uğraşları vardı. Benimse günüm hep tekrardan ibaretti. Etrafı seyrederken omzuma birinin dokunduğunu hissettim. Arkamı döndüğümde Duygu oradaydı. Kalkıp ona sıkıca sarıldım. Sonra yanıma oturdu ve sordu; Dün umarım seni kıracak bir şey yapmamışızdır. Yapmadık değil mi Ozan? İki elini de tutup; Sen beni ancak memnun edersin. Seninleyken kötü duygular yok. Kalbime bu kadar işlemişken nasıl onu parçalara ayırırsın ki? Diye sordum. Duygu tekrar utanmış ve yanakları tekrar kızarmıştı. Ama bu hali o kadar güzel o kadar sıcak ve ictendi ki.. tekrar tekrar seyretmek isteyeceğim bir manzara gibiydi. Duygu O zaman neden alelacele ayrıldın? Toparlanıp kendisine; Sanırım babaannen benden pek hoslanmadı? Diye sordum. Duygu Sana söyledim ama. Babaannem bana çok düşkün kimseyle paylaşmak istemiyor. Keşke onu ciddiye almadan önce benimle konuşsaydın. Ozan Babannenen seni sevdiğime inanmıyor. Ona bunu kanıtlamalıyım. Duygu ellerimi sıkarak; Ben inanıyorum! Dedi. Duygunun beni sevmesi bana inanması ve beni önemsemesi çok hoşuma gidiyordu. Onun gözlerine iyice bakarak; Sence ben utanılacak bir şey yaptım mı? Diye sordum. Duygu şaşkın bir sekilde; O nerden çıktı? Diye sordu. Sorusuna cevap vermeden öylece önümü seyrettim. Duygu sessizliğimi ve sorumun nedenini anlamış olmalı ki bana dönüp; Ozan sen benim bu hayatta tanıdığım en güvenilir ve en doğru insansın. Bir kere çok iyi bir abisin! Uğur bana hep bahsederdi. Bir abisi olduğunu söylerdi. Sen ona yalnızca abi değildin. Aynı zamanda onun anne ve babasıydın. Seninle gurur duyuyor ve seni anlatırken onur duyuyordu. Seni tanıdığım da Uğurun haklı olduğunu gördüm. Sen benim tanımayıp güvendiğim ilk kişisin. Sen benim aşık olduğum ilk insansın! Dedi. Ona sıkıca sarıldım. Sanki karşımda sadece Duygu konusmuyordu. Uğur da orada gibiydi. Duygunun gözlerine ne zaman baksam Uğur da orda bir yerdeydi. Zaten bunu bana kendisi de söylemişti. Duyguyu ne zaman mutlu etsem veya ondan bir iltifat alsam Uğurdan da aynı karşılığı alıyor gibi hissediyordum. Duyguya dönüp; Hazır kendi listemizi de hazırlamışken neden gerçekleştir miyoruz? Diye sordum. Duygu Haklısın. Gerçekleştirelim! Ozan O zaman hazırlan. Yarın Londradayız! Duygu şaşkın bir şekilde; Yarın mı? Diye sordu. Bende kendimden emin bir sekilde; Evet. Hayat ertelemek için çok kısa. Dedim. Duygu gülerek; Delisin sen! Dedi. Bende ona iyice sarılıp; Sana olan aşkım delirtti beni dedim. Sonra ikimizde güldük. Nihayet listeyi gerçekleştirmeye başlıyorduk. Fakat liste de yazmadığı halde gerceklestirmem gereken bir şey daha vardı. O da Duygu'nun babaannesinin beni sevmesini ve bana güvenmesini sağlamaktı. Çünkü artık geri dönüşüm yoktu. Duygu benim için doğru kişiydi. Onunla bu sonluğun ortasında bir sonsuzluk hayal ediyordum.. Çünkü o varken acı gerçekler yoktu. Sadece masallar vardı.. Sonu iyi ve mutlu biten masallar...
|
0% |