@mervetvc_
|
Artık nihayet kurduğumuz hayalleri gerçekleştirmeye başlıyorduk. Duyguyla konuştuğumuz gibi Londraya iki kişilik bilet aldım. Duygu babaannesini zar zor ikna edebilmisti. Gelmesi için tek şartı yanında bir kız daha olmasıydı. Bu yüzden zor da olsa Zeynebi ikna etmeyi başarmıştım. O da bizimle gelecekti. Her şeyi ayarlayıp hazır olduğum da gözüm komedine takıldı. Gidip ilk cekmeceyi açtım. İçinde Uğurun hazırladığı liste duruyordu. Çoğunu gerceklestirmistim. Bir madde de londra da evlenme teklifi yazıyordu. Sonra hazır londraya gidiyorken bunu gerceklestirsem mi diye düşündüm. Duyguyu seviyordum. Peki evlenmeye hazır mıydım? Duygu'nun evleneceğim kadın olmasını istiyordum. Evliliğe hazır hissetmesem bile Duyguyu seviyor ve onunla hiç ayrılmak istemiyordum. İyice düşünüp emin olduktan sonra odamdan çıktım. Uçağa dört saat vardı. Salona uğrayıp Hasana; Benim bir işim var. Sen son rütüşleri yap. Dedim. Ardından evden çıktım. Bir kuyumcuya uğrayıp yüzükleri inceledim. Duyguya yakışır bir model arıyordum. Zarif olmalıydı. Fakat o kadar da abartılı değil. Çünkü Duygu abartıdan hoslanmazdı. Ama modeller o kadar çoktu ki bir türlü karar veremiyordum. En sonunda telefonumu çıkarıp Zeynebi aradım. Ve o gelene kadar modelleri incelemeye devam ettim. Nihayet Zeynep geldiğinde ona danıştım. Ozan Sen olsan hangisinin sana alınmasından memnun olurdun? Zeynep yüzüklerin her birini inceledikten sonra bir tanesini eline aldı. Seçtiği yüzüğün taşı o kadar büyük değildi. Fakat oldukça zarifti. Zeynep yüzüğü göstererek; Kesinlikle bu! Bence çok asil. Üstelik o kadar abartı da değil. Yüzüğü elinden alıp inceledim. Gerçekten çok güzeldi. Üstelik ışıl ışıl parlıyordu. Sonra Zeynebe emin olmak için sordum. Duygu da beğenir mi peki? Zeynep; Duyguyu tanımıyorum. Ama beğenir bence. Bu cevap beni tatmin etmemişti. Emin olmak için başka takılarla ilgilenen bir kadına yüzüğü göstererek sordum. Rahatsız ediyorum. Fakat siz olsaydınız bu yüzüğü size teklif etseler beğenir miydiniz? Kadın yüzüğe baktıktan sonra suratıma tokat attı. Şaşkın bir sekilde; Hanımefendi ne yapıyorsunuz ya? Diye sordum. Kadın Ben zaten evliyim aptal! Yüzüğümden de gayet memnunum. Arkamı döndüğümde Zeynep bana gülüyordu. Durumu toparlamak için kadına dönüp; Siz beni yanlış anladınız, ben kız arkadaşıma yüzük seçiyorum da acaba beğenir mi diye birine danışmak istedim. Dedim. Kadının yüz ifadesi değişti. Biraz daha yumuşamıştı.. ardından yüzüğe tekrar bakıp; Bence çok güzel bir tercih. Ben olsam kesinlikle bayılırdım. Hatta itiraf edeyim benim yüzüğümden daha güzel. Dedi. Artık emin bir şekilde yüzüğü almaya hazırdım. Kadına teşekkür edip yüzüğü aldım. Ve Zeynep'le beraber oradan ayrıldık. *** Londra Ben, Hasan, Duygu ve Zeynep artık londradaydık. Biraz dinlendikten sonra araba kiralayıp Londranın popüler yerlerini gezmeye koyulduk. Gittiğimiz her yerde çılgınca eğleniyorduk. Sonra bir kafeye girip tatlı yemeye karar verdik. Duyguyla ben aynı masada, Zeynep'le Hasan ayrı masa da oturmustu. Duygu Keşke birlikte otursaydık.. Ozan Olsun. Seninle başbaşa olmayı özledim! Sonra Duygu güldü. Bende onun bileğini tutup öptüm. Sonra Duygu Hasan ile Zeynebe dönüp; Sence de çok iyi anlasmiyorlar mı? Diye sordu. Bu sorunun altında hafif bir yakıştırma yattığını anlamıştım. Gülerek Duyguya; Öyle bir şey olması imkansız. Sil aklından o düşünceleri! Duygu şaşkın bir sekilde; Neden olmasın? Bence çok yakışıyorlar. Dedi. Bende ona; Zeynep bizim çocukluk arkadaşımız. Kardeş gibiyiz. Öyle bir şey olması imkansız yani.. dedim. Duygu gülerek; Tatlım siz çocukluk arkadaşıymışsınız. Hasanın ne ilgisi var? Diye sordu. Bende o sırada ikisini düşündüm. Aslında yakışıyorlardı. Fakat yine de emin olamadım. Sonra Duyguya gülerek; Nasıl görünürlerse görünsünler asla bizim gibi muhteşem olmayacaklar. Dedim. Duygu gülerek; Çok ayıp. Bu ego da ne böyle? Dedi. Sonra en sevdiğimiz müzik çalmaya başladı. Duyguya dönüp; Bu dansı bana lüffeder misin? Diye sordum. Duygu Memnuniyetle.. Ardından birlikte dans etmeye başladık. Hasan da Zeynebi dansa kaldırmıştı. Duygu gözleriyle onları işaret ederek; Bak gördün mü? Demiştim ama ben dedi. Bende ona; Siz kadınlar.. Her şeyi önceden anlıyorsunuz. Dedim. O da kendinden emin bir bakış attı. Sonra da sabaha kadar birlikte dans ettik, gezdik ve eğlendik. Gün ağarmaya başlarken Duyguya; Benimle bir yere gelir misin? Diye sordum. O da kabul etti. Londrada çok sevdiğim bir otelin terası vardı. Orayı ayarlayıp Duyguyu oraya götürdüm. Gün doğumu ve batımı burdan çok güzel izleniyordu. Duygu'nun da seveceğini düşündüm. Terasa geldiğimizde Duygu; Oooo manzaraya bak, muhteşem! Diye haykırdı. Terasa Vardığımızda güneş artık doğmuştu. Her yerde sarılı turunculu bulutlar vardı. Kendimi hazır hissettiğimde Duygu'nun iki elini de tuttum ve ona; Benimle her şeye var mısın? diye sordum. Duygu kendinden emin bir şekilde hiç düşünmeden; Sonsuza kadar varım! Dedi. Sonra ona sıkıca sarıldım. Ayrıldığımız da önünde diz çöküp yüzüğü çıkararak sordum; Sevgilim, Her anımda seninle birlikte olmanın ne kadar kıymetli olduğunu anlıyorum. Gözlerinin içine baktığımda, hayatımın en güzel hikayesinin seninle yazıldığını hissediyorum. Senin gülüşün, karanlık günlerimi aydınlatan en parlak ışık. Birlikte yaşlanmak, her anı seninle paylaşmak ve tüm hayallerimi seninle gerçekleştirmek istiyorum. Kalbimin en derin köşesinden, seninle bir ömür boyu sürecek bu yolculuğa çıkmayı diliyorum. O yüzden sana soruyorum: Hayatımın geri kalanını seninle geçirmek için benimle evlenir misin? Duygu bu teklifi hiç beklemiyordu. Karşımda şok olmuştu. İlk birkaç saniye bir şey söylemeden öylece baktı. Sonra haykırarak; EVET. EVEEET! SONSUZA KADAR EVEEET! Ayağa kalkıp yüzüğü parmağına taktım. Gerçekten de yüzük parmağına cuk oturmuştu. Parmağında o kadar asil ve zarif duruyordu ki parlaklığı her yerden yansıyordu. Sonra Duyguya; Umarım begenmissindir? Diye sordum. O da gülerek; Deli misiiin? Bayıldım dedi. Ardında belini kavrayıp onu kendime doğru çektim. Ve öptüm. Manzaramız çok güzeldi. Ama manzaradan daha güzel olan bir şey varsa o da Duyguydu. Mutluluğunu gözlerinden okuyabiliyordum. O mutlu olduğunda ben de mutlu oluyordum. Duyguyla geleceğimiz için önemli bir adım atmıştık. Sırada babaannesini ikna etmek kalmıştı..
|
0% |