Yeni Üyelik
14.
Bölüm

¹²| hastane

@meysak

'Varsın tüm belalar beni bulsun ben yine seni severim.'

...

Domatesleri kesip tabağa koyduktan sonra salatalığa geçerken aklımda dönüp dolaşan tek şey Barbaros un gece bana kurduğu cümleydi. Biz evlensek ya demişti bana. Ben Barbaros u tanıyorsam boşa cümle kurmazdı.

Evlenme fikri mi heyecanlandırmıştı beni? Çok mu erkendi? Aslında... 3 yıldır aynı timde olduğumuzu düşünürsek geç bile kalmıştık çoğu şeye.

Barbaros un ayak seslerini duydum. Ardından arkamdan bedenime dolanan kolları hissettim. Boynuma bir öpücük kondurmuştu. "Günaydın sabah şekeri."

Hitabına gülmüştüm salatalıkları tabağa koyarken. "Günaydın."

Dün gece Barbaros da kalmıştım. Zaten 2 oda 1 salon evi vardı. Odalardan biri misafir odasıydı ama ben orada kalmak yerine Barbaros un odasında onunla uyumuştum. O yakınlaşmadan sonra çok da akıllı bir seçim değildi biliyorum ama Barbaros a güvenmiştim. İsteğim dışında dokunmayacağını biliyordum. Öyle de yaptı.

Barbaros "uğraşmasaydın. Kahvaltıyı dışarda yapardık."

Sinirli bir şekilde ona dönmüştüm. Bıçağı kaldırıp ona doğrulttum. "Bana bak, o kadar uğraştım şimdi yemem falan dersen-" sözümü kesmişti. "Aman komutanım! Estağfurullah."

Güldüm. Bıçağı lavaboya atmıştım sonra. "Çayı da al gel."

...

"O yüzden komutanım, zehirden şifa kahpeden vefa beklenmez."

Gözlerim hiddetle Feyzullah ı buldu. "Kahpe mı?"

Başını salladı. "Kahpe."

Oğuz Feyzullah ın kafasına bir tane patlattı. "Lan ne diyosun dingil."

Barbaros un evinde kahvaltı yaptıktan sonra annemlerin evine geçmiştim, tim oraya geleceğini söyleyince. Barbaros işleri olduğu için gelmemişti. 2 buçuk saat olmuştu onlar geleli. Tam tamına 2 buçuk saattir. Bıkkınlıkla ofladım. Onları çok seviyordum abi, abla kardeş gibiydik onlarla. Ama bazen kafa şişirdikleri de oluyordu tabi.

"Kasırga timi." Diyen gür bir ses duyulunca bizim çocuklar hızla ayağa kalkmıştı. Kartal abim yüzündeki gülümsemeyle yanımıza geldi. "Hoşgeldiniz."

Tim hep bir ağızdan "sağol!" Demişti.

Kartal abim yanımdaki yerini alıp kolunu omzuma attı. "Karargahta değiliz yahu. Oturun." Beni kendine çekip saçlarımın üstüne bir öpücük kondurdu. Bu hareketi yüzümde gülümseme oluşturmuştu. "Benim güzel kardeşim nasılmış?"

Onunla da doğru düzgün oturamamıştık bir türlü.

"İyiyim abi sen nasılsın?"

Kartal "Bende iyiyim," time döndü. "Siz nasılsınız çocuklar?"

Selçuk "iyiyiz konutanım." O bizim timin sözcüsü gibiydi. En ağırbaşlı olanımızdı. "Bir türlü fırsat bulamamıştık Zülal komutanımıza geçmiş olsun demeye. İyi oldu gelmemiz."

Kartal "e tabi direkt göreve çıkınca."

Oğuz "ehehe evinize de ilk defa geldik komutanım. Pek de güzelmiş. Girişte altın vazolar gördüm de, gerçek mi onlar?"

Tim sinirle Oğuz a dönmüştü. Bakışlarım bir anlık abimi bulduğunda tek kaşını kaldırıp başını hafif eğdiğini gördüm. "Oğuz," dedi. "Karargahta değiliz ama gevşemesen mi?"

Oğuz donakalmıştı. "E-emredersiniz komutanım."

Abim güldü sonra. "Şaka yaptım lan gerilme hemen."

Oğuz da güldü o sırada. "Ya komutanım alemsiniz." Oğuz Geveze lakabını layıkıyla yerine getiriyor.

Kartal "ama sen yine cıvıma"

O sırada dış kapı açıldı. "İkiz!" Diye bağırdı. Elçin di bu. "İkiz nerdesin aşık oldum ben!"

Sıçtık.

"SalondayıZ, salonda!" Bizi bastırarak söylemiştim. Gerçi olan olmuştu da neyse.

"Geldim geldim!" Diye içeri koşturduğunda bir manga askerin salonunda oturduğunu görünce şaşırmıştı. Sonra aşık oldum ben diye bağırdığını hatırlamış olmalı ki küfür mırıldanmıştı. "Aa, hoşgeldiniz."

Ayaklandım hızla. "Bende tam çay koymak için kalkacaktım."

Kartal "Otur," dedi emreder gibi. "Sende Elçin."

Elçin "Tabi." O da diğer yanıma oturdu. "Kızım niye söylemedin evde bir sürü insan olduğunu." Sonra gözü birine takıldı. Oğuz a...

"Elçin," dedim fısıltıyla. "Yanlış sularda yüzüyorsuuun."

Elçin "bu o."

"Tim gidince konuşacağız bunu."

Elçin "asker mi o da?"

"Hıhı. Sus artık."

Kartal "kızlar, bende duyuyorum."

Güldüm. "Abicim, dedikoduya da mı başladın?"

Hakan "komutanım biz kalkalım artık. Hasta ziyareti malum."

Kartal "yemeğe kalsaydınız keşke."

Elçin "evet. Yemeğe kalın annem o kadar güzel yemekler yapıyor ki parmaklarınızı yersiniz."

Ercan "Hakan konutanım haklı. Biz kalkalım artık."

Ayaklandık hepimiz. "Olmadı böyle ya."

Feyzullah "komutanım siz iyi olun da gerisi önemli değil."

"Sen merak etme."

Tarık "komutanım tekrardan çok geçmiş olsun."

"Çok sağolun gerçekten. Beni çok mutlu ettiniz."

Selçuk "amacımız da buydu. Bunca yıldır abi, abla kardeş gibi olduk biliyorsunuz. Gelmeseydik ayıp etmiş olurduk."

Gülümsedim. "Öyle tabi Selçuk abi. Aramızdaki bağ öyşesine derin ki."

Benim astımdı ancak hepimizden büyüktü o. Belki de ağırbaşlı oluşunun sebebi de yaşıydı bilinmez.

Kartal "yine bekleriz bu arada. Kapımız her zaman açık. Bir gün de akşam yemeğinde ağırlayalım sizi."

Feyzullah "bizde sizi ağırlayalım. Hatta yarın sabah mutlaka kahvaltıya gelin."

Kartal "tamam aslanım geliriz."

Onları uğurladıktan sonra salona geri geçmiştik. Uzun bir sessizliğin ardından -5 dakika- abim konuştu. "Anlat."

Elçin yalancı bir şekilde güldü. "Ne anlatayım abicim? Bugün aldığım davayı mı?"

Kartal "Oğuz ile derdin ne? Ne aşık olması kimden bahsediyorsun sen?"

Korkutucuydu.

Kapı çaldı o sırada. Elçin ben bakarım diyerek koşturdu.

"Abi," diyerek ona döndüm. "Biraz sakin mi olsan?"

Abi dememle yüzü yumuşamıştı birden. "Tamam, ben sakinim zaten. Ama ne olduğunu bilmek istiyorum. Ulan kardeşlerim elden gidiyor."

İçeri giren iki bedene döndük. Hilal gelmişti. Ama beti benzi atmış gibiydi.

Kartal "Hilal? Abim iyi misin sen?"

Eli başına gitti. Elçin koluna girmişti. Birşey söyleyemeden yığıldı kaldı Elçin in kollarına.

...

Hastaneye geçmiştik hemen. Hilal i direkt acile almışlardı. Hastanenin boğucu havasının içinde kendimi hiç rahat hissetmiyodum. Hiçbir zaman da hissetmeyecektim zaten.

Hilal için endişeleniyorduk. Bir anda bayılması hepimizi korkutmuştu.

"Baran abi?"

Baran abim acilden çıkıp yanımıza yönelmişti. Oldukça endişeli görünüyordu.

Kartal "Baran ne oluyor? Nesi var kızın?"

Baran "bilmiyoruz şuan. Kan aldık tetkikleri yapılacak. Olay nasıl oldu?"

Kartal "oturuyorduk o gelmiş bize. İçeri girmesiyle yığılması bir oldu."

Baran "niye böyle oldu bu kız ya? Acaba birşeyler mi yemedi? O yemeden çıkınca tansiyonu düşüyor." Cümlesini bitirir bitirmez bizi orada bırakıp gitti. O sırada telefonum çalmaya başlamıştı. Arayana bakınca Barbaros olduğunu görünce ayaklandım. Cevaplarken bahçeye ilerledim. Kartal abimle de Elçin güzelce konuşsundu hem.

"Efendim?"

Barbaros "nasılsın?"

"İyiyim, sen nasılsın?"

Barbaros "İyiyim. Seni merak ettim sesini duyayım dedim bir."

"Aslında pek iyi değiliz. Hastaneye geldik."

Barbaros Hastaneye lafını duyunca ne diyerek bağırmıştı. "Hangi hastane? Sana mı birşey oldu?"

"Sakin ol." Derken bulduğum banka yerleştim. "Hilal bayıldı. Neden bilmiyoruz şimdi tetkikleri yapılıyor. Sonuçlar çıkınca göreceğiz."

Barbaros "ya... gelmemi ister misin?"

"Yok Barbar. Abimler burada."

Barbaros "artık açıklasak mı ilişkimizi?"

"Benim de aklımda o. Ama şuan pek vakti değil. Zaten Kartal abim öğrendi."

Barbaros "Anladım."

Trip mi atıyordu o?

Yeniden konuştu. "Kartal komutanım ilişkimizi mi öğrendi?"

"Ya bugün pek hoş olmayan bir şey oldu." Önce abimin nasıl öğrendiğini sonra da Elçin in olayını anlattım.

Barbaros "hassiktir diyorum ben buna." Bir an duraksadı. "Pardon güzelim bir an boş bulundum. Kartal komutanım bizi var ya mahvedecek." Normalde olsa küfür ederdi. "Sürüm sürüm süründürecek."

"Orasını bilmem ama Elçin den başlarda duyduğum kadarıyla çok da kıskanç bir adammış o."

Barbaros "bir tane daha hasiktir."

"Yani Barbaros'cuğum, yandınız."

Barbaros "hemde ne yanmak..."

Güldüm istemsizce. Eğitimlerde muhtemelen çok fena zorlayacak bizim timi. Sadece onu ve Oğuz u da değil, komple hepsini. Adım kadar eminim buna. Çünkü timden bir tanesi yandığı an geri kalan da yanardı.

"Ben artık tabura dönmek istiyorum."

Barbaros "sık dişini, 4 gün kaldı zaten. 4 gün sonra dönüyorsun aramıza."

"Bir asker için mesleğinden uzaklaşmak ne kadar zor birşey."

Barbaros "haklısın o yüzden birşey diyemiyorum ya. Neyse. Bence sen şimdi abinlerin yanına git. Gider ayak birde sana kızmasın."

"Teşekkür ederim Barbaros."

Barbaros "ne için?"

"Yanımda olup bana destek olduğun için."

Diğer taraftan bir hışırtı yükseldi. "Gücüm yettiğince sana duvar olacağım ben. Varsın tüm belalar beni bulsun ben yine seni severim. Düşsek de beraber kalkacağız, ağlasak da yine beraber."

...

"Çıktı mı sonuçlar?"

Abimlerin yanına geldiğimde gördüğüm suratlar pek hoşuma gitmemişti. Bir sorun mu vardı? Niye üçü de şok olmuş gibi elindeki telefona bakıyordu?

"Ne oldu? Kötü birşey mi var? Söylesenize."

İlk şoku atlatan Kartal abim olmuştu. "Amca oluyorum."

"Ne?" Hamile miydi? Güldüm neşeyle. "Hamile mi?"

Baran abim baktı bu sefer bana. Kaşları havalanmıştı. Başını salladı. "Evet."

.

.

gelecek bölümlerle ilgili tahminleriniz var mı? Beklediğiniz bir olay falan :)

Loading...
0%