@mileniumm
|
Adam, gözleri bağlı, soğuk metal bir sandalyeye sıkıca bağlıydı. Üzerine sinmiş rutubet kokusu ve derin bir sessizlik, odada ki her şeyin ne kadar kasvetli olduğunu fısıldıyordu. Hareketsizdi; yalnızca nefes alıp verişi, baygında olsa yaşam belirtisiydi. Derken, yüzüne sertçe çarpan buz gibi bir su onu irkiltti. Derin bir nefes alıp irkilerek uyanırken, başının arkasındaki ağrıyı hissetti. Bir an nerede olduğunu, buraya nasıl geldiğini hatırlamaya çalıştı ama düşünceleri bulanıktı. Gözlerini açmak istedi ancak sıkıca bağlanmış bir bez parçası her şeyi karartıyordu. Önünde bir ayak sesi duyuldu. Ağır ve temkinliydi. Adamın etrafında sessizliğin içinde yankılanan bu adımlar, onun yalnız olmadığını hissettirdi. Ardından soğuk ve kalın bir ses ona şöyle seslendi: “Günaydın şampiyon...Nihayet uyanabildin.”dedi. Genç adam, sesin sahibini tanımaya çalıştı fakat bu kalın ses ona hiç tanıdık gelmiyordu. Korkuyordu, korkusunu gizlemeye çalışarak göremediği fakat karşısında olduğunu hissettiği adama cevap verdi: “Kimsin? Ne istiyorsun benden?” dedi. Çatallı çıkan sesi ne denli korktuğunu gösteriyordu. Maskeli adam ona döndü fakat sorusuna cevap vermedi. Genç adam tüm cesaretini toplayarak sorusunu tekrar etti. “Benden ne istiyorsun?” dedi çok korkuyordu ve maskeli adam bu korkuyu hissedebiliyordu. Sessiz ve ağır adımlarla genç adama ilerledi. “Bu kadar korkma ama seni böyle görmek beni üzüyor.”dedi sakin bir tavırla, bir haraketlilik hissetti genç adam etrafında sonra ise aydınlanan ışıkla karşısındaki adama baktı gözlerindeki bağı çözmüştü maskeli adam. Genç adama dönerek tekrar konuştu: “Senin de canın sıkılmıyor mu?” dedi kalın sesiyle genç adam meraklı aynı zamanda korkulu bir yüz ifadesi ile maskeli adamı izliyordu kimdi bu adam? Ne istiyordu ondan? En önemlisi de ne yapacaktı ona? Öldürecek miydi? Aklındaki düşünce ile daha çok tedirgin oldu. ”Ne istiyorsun benden? Kimsin sen?” dedi. Maskeli adam ona döndü bir adım ilerledi ve genç adamın bağlı olduğu sandalyenin önünde durdu ama yine hiçbir şey söylemedi genç adam bu sessizlik den daha çok korkmuş olacaktı ki ellerinin bağlı olduğu sandalyeden kurtulmaya çalıştı. Bu çabasını gören maskeli adam bir kahkaha atarak kulağına fısıldadı. “Gerçekten buradan kaçabileceğini mi sanıyorsun?” dedi oldukça rahat bir tavırla. Genç adam defalarca sorduğu fakat bir türlü cevabını alamadığı soruyu tüm cesareti ile tekrar sordu “Benden ne istiyorsun?” genç adamın bu sorusu maskeli adamın canını sıkmış gibi bir nefes verdi. Sandalyede elleri bağlı bir şekilde oturan adama sırtını döndü ve bir adım ilerledi. Durdu, tekrar yüzünü adama döndü maskeli adamın bu tavırları adamı daha çok korkutmuştu ağzından çıkacak o kelimeyi bekliyordu maskeli adam bir nefes verdi ve nihayet konuşmaya başladı. “Yanlış soru Erdal Bey” dedi ne dediğini anlamıyordu bağlı adamın aklında bir soru daha belirdi bu adam onu nerden tanıyordu tam ona bunu soracakken maskeli adam tekrar konuştu. “Doğru soru bana ne yapacaksın? Olacaktı.” dedi Erdal denen adam önce bir afalladı daha sonra maskeli adamın onu öldüreceğini anlayınca yüksek sesle bağırmaya başladı. “Yardım edin! Kimse yok mu? lütfen yardım edin!!!” diye boğazı yırtılırcasına bağırıyordu. Maskeli adam rahat hareketlerle ilerledi ve bağlı adamın önünde diz çöktü. Sol elini adamın sol omzuna uzattı ve koparırcasına sıktı. Erdal korkmuş ve acı dolu gözlerini maskeli adama çevirerek baktı ve maskeli adam konuşmaya başladı; “Yerinde olsam son nefesimi birinden yardım istemek için kullanmazdım.” dedi maskeli adam, kalın sesi onu daha çok ürkütüyordu bu küf kokan depodan sağ çıkamayacağını anlamıştı kim oluğunu öğrenmek ister gibi maskeli adama baktı ürkek gözlerini gözlerine dikti. “Beni nereden tanıyorsun?” dedi aslında söylemek istediği bu değildi fakat karşısındaki adam bir psikopat gibiydi maskeli adam kısa bir süre bekledi ve arkasını bağlı adama döndü birkaç adım ilerledi masanın üzerindeki laptopa uzandı. Yavaş adımlarla ona doğru ilerledi ve karşısında durdu. Erdal ne yapmak istediğini anlamamıştı. Bilgisayardan bir tuşa bastı ve ekranı, bağlı adama doğru çevirdi eski bir kamera görüntüsü oynatılıyordu ekranda Erdal neler olduğunu anlamış gibi tekrardan bağırmaya başladı. “Yalan bu, bunlar tamamen saçmalık. Kimse inanmaz bu saçmalığa.” dedi maskeli adam görüntüleri hatırlayınca dişlerini sıktı çenesi sıkılan dişleri yüzünden kasılmıştı sinirle Erdal denen adamın yakasını tuttu. “Sen beni aptal mı sanıyorsun?” dedi sert bir nefes vererek sıktığı çenesiyle konuşmaya devam etti. “Görüntüler senin evinden alındı siktiğimin puştu.” dedi Erdal şimdi daha çok korkuyordu çünkü karşısındaki adamın neler yapabileceğini gözlerinde görmüştü bu adam öylesine biri değildi onu anlamıştı istese bir toz zerreciği bile arkasında bırakmadan onu öldürürdü. Maskeli adam yapacaklarını düşünürken biraz rahatlamış olacak ki küçük bir kahkaha attı. “Hm düşündüm de sen hemen ölme, biraz oyun oynayalım seninle çok canım sıkıldı ne dersin?” dedi Erdal korku dolu bakışlarını maskeli adama çevirdi son bir ümitle yalvarmaya başladı. “Lütfen ne istersen yaparım çok param var benim hepsi, hepsi senin olsun istediğin kadar veririm lütfen bana bir şey yapma.” dedi maskeli adam söylediklerini düşündü aslında düşündüğü şey teklifi falan değildi. Bu adam nasıl bu kadar aptal olabilirdi asıl düşündüğü şey buydu. Yüzündeki sırıtmayla bağlı adama döndü “Hayatına karşılık biraz ucuz olmaz mı?” dedi alaysı ifadesiyle Erdal bunu bir fırsat bilmiş olacak ki tekrar konuştu; “Ne istersen yaparım ne istersen kabul ederim lütfen.” dedi titreyen sesiyle maskeli adam sol omzunun üzerinden bağlı adama baktı ve “Ne istersem yapacak mısın?” dedi Erdal hevesle başını salladı maskeli adam arkasını döndü ve ilerledi boş bir teneke kutusunu bağlı olan adamın önüne koydu. Kutunun içerisine birkaç peçete ve kağıt parçaları attı. Bir şişeden bir sıvı boşalttı kokusundan anlaşılan benzin dökmüştü. Benzin kokusunu alan adam ürkek gözlerle maskeli adama baktı ne yapmaya çalıştığını anlamıyordu. Maskeli adam birkaç adım ilerledi masanın üzerinden demir bir çubuk alıp ateş yaktığı tenekenin üzerine koydu bu durum Erdal’ı daha fazla korkutmuştu ve gözlerindeki korkuyu gizleyemeden sordu. “Ne yapıyorsun?” dedi maskeli adam yüzündeki sırıtışı ile adama döndü ve “Biraz oyun oynayalım.” dedi. |
0% |