@morsesilya40
|
Tibet Ferda'yı eve bıraktıktan sonra uzun uzun düşünme fırsatım oldu.Belki de bu karşılaşma bu zamana dek kendini duygularımı gizlemek için taktığım o maskenin altında kalan beni ortaya çıkarmıştı.Duru hali,bazen biraz sert gelen tavırları ve idealist tutumu ile bir süredir yaşadığım kısa ilişkilerin dışında kalan bir tablo çiziyordu önüme.Üstelik o akşama dönsem çocuklarla asla iddiaya girmez onunla tanışmak için daha emniyetli bir yol seçerdim. Tipkı bir buzlar kraliçesi gibi olan görüntüsünü arada bir yumuşatmayı başarıyordum ancak güvensiz tavırlarını yansıtan çekingenliğini aşmak oldukça zor olacağınında farkındaydım.Yine de az önce gönderdiğim mesaja cevap vermiş olması dahi beni şaşırtmaya yetmişti.Onu fazla ürkütmeden tanımanın bir yolu varsa işte bunu bulacaktım. Ertesi sabah erkenden uyanarak şirkete gitmeden önce bizim çocuklarla buluşmuştum.Kerem'in çenesini tutamayıp her şeyi Barış'a yetiştirdiğinden emin olarak oturduğum masada konunun dün akşama gelmesi kaçınılmazdı. "Kardeşime bak!Akşam açtı sohbeti,sonra yok yolumun üzeri ayaklarına evine kadar bıraktı kızı." "Evet boş boğaz Kerem öyle oldu." "Vay,vayyy...İddiayı kazandın bir de bize ders veriyorsun hee..." "Bakın beyler,öyle bir muhabbet döndü tamam ama o konuştuklarımızı kesinlikle unutuyorsunuz ve bu konu bir daha açılmıyor.Ferda başka bir kız yani böyle bir şey duyarsa üzülür,kırılır." "Oooo...Bak Barış ben dedim de sen inanmadın.Kaptırdı bizimki kendini.Alevler bacayı sarmış." "Yok öyle birşey,tanımaya çalışıyorum şu an yalnızca arkadaş gibi sohbet ediyoruz.Hem siz dönünde bir kendinize bakın.Kukla oldunuz o kızların elinde." "Tibet yalnız hatırlatayım kardeşim bilgiler biz de...Sonuçta bizim fakültede okuyor ve tüm arkadaşlarını tanıyoruz yani.Hem birşey demiyoruz ki olsa keşke de sen de bir yerleşik düzene geçsen." "O ne demek yaa...Neyse,neyse...Sizinle uğraşmaya niyetim yok.Yalnızca bana son bir iyilik ile nerede staj yaptığını söylerseniz çok iyi olur." Bu sözüm üzerine birbirlerine bakıp gülmeleri benim için elbette bekledik bir durum değildi.Ne de olsa biraz hakları vardı çünkü zamanında ben de onlarla az dalga geçmemiştim tabii. "Öğreniriz kardeşim sen iste yeter ki." "Tamam iyi olur.İşler çok yoğun bugün o yüzden mesaj atarsanız sevinirim.Ben kaçtım o halde yeni şefi bugün başlatıyorum bankaya. Günün devamında ofise geçerek oldukça yoğun çalışmış ve akşam mesai bitiminin geldiğini ancak ofis dağılmaya başladığında fark etmiştim.Telefona gelen mesajı gördüğümde ise hemen Ferda'nın staj yaptığı yeri araştırmaya başladım. 'Uygar hukuk bürosu'olarak bahsi geçen şirkette yedi avukat ve iki mali müşavir çalışıyordu.Aslında gerçekten de iyi olacak hastanın doktor ayağına gelmiş gibiydi.Bu yılın başında işten çıkarttığım iki çalışanın birleşerek özlük hakları için şirkete açtığı davada muhatap kişi ben olacaktım.Bunun içinse kesinlikle iyi bir avukat lazımdı.İnternete bıraktıkları bir numarayı arayarak görüşme yapmak için bir randevu aldım.Sonuçta bu yapmam gereken birşeydi ve Ferda'yı tanıdığım için işler daha da hızlı ilerleyebilirdi.Tek aklına takılan şey bu durumu ona bildiren bir mesaj gönderip göndermemekti.Şayet beni ansızın orada görürse iyi bir tepki vermeyeceğini düşünüyordum bu yüzden de az sonra telefonu elime alarak ona yazmaya karar verdim. "Ferda iyi akşamlar.Daha öncede bahsettiğim gibi şirkete açılan bir dava yüzünden avukat lazımdı arkadaşın Kerem yardım etti ve senin de staj yaptığın hukuk bürosundan pazartesi için bir randevu aldım." Heyecanla ondan gelecek cevabını bekliyordum fakat iki saat geçmiş olmasına rağmen hala gelmemişti.Gözüm sürekli telefonda olduğu gibi kafamı biraz dağıtmak adına spor yapmaya başladım ve bir saat sonra gelen mesajı görünce sevinerek defalarca okudum. "Tabii yardımcı olmaya çalışırım pazartesi günü öğleden sonra stajdayım zaten gelirsen görüşürüz." Hafta sonu için her saati dolu dolu geçirecektim ki bir an önce pazartesi olmasını istiyordum.Daha önce aklıma nasıl gelmediğine şaşırdığım bir düşünce ile hemen sosyal medya hesaplarına baktım.Yalnızca okulun olduğu yerde çekindiği uzak bir fotoğraf ve profilinde okuduğu üniversite yazıyordu.Hakkında bildiğim şeyler şimdilik bu kadardı elbette o da izin verirse zamanla öğrenecektim. Ağır da olsa geçen iki gün sonrası nihayet pazartesi olmuştu ve sabah uyandığımda özenle hazırlanmak için bir saat ayırmıştım.Beş deneme sonrasında ne giyeceğime bir türlü karar verememiş en sonunda yakalı beyaz bir polo tshirt ve siyah pantolon gitmiştim.Şirkete giderek gerekli evrakları hazırladım daha sonra birikmesi başlayan günlük işlerle meşgul olduğum gibi güvenlik hizmeti sağladığımız bir kaç şirketi ziyaret ettim.Biraz uzak kalan Hukuk bürosuna geçtiğimde artık görüşme alanında bekliyordum. "Tibet selam." "Selam...Gelince bakındım ancak göremedim seni." "Dışarıdaydım ben adliyeye evrak teslim etmiştim.Gel içeriye istersen Aslı hanım sana yardımcı olacak." Sonrasında prosedür ve istenen evrakları anlatan Aslı hanım ile görüştüm.Ben bu görüşmeyi yaparken arada da olsa dosyalar üzerinde çalışan Ferda'yı kaçamak bakışlarla izliyordum. Görüşmeden artık çıkmak üzereydim ki Aslı hanım bana seslenerek durdurdu işte tam o an belki de bilmediğim bir şekilde kaderin bana küçük bir sürprizi olacaktı. "Tibet bey bir kaç dakikanız daha var mı?" "Elbette buyurun." "Aslında bizim de hukuk bürosu olarak güvenlik hizmeti almamız gerekiyor yani yasalar bunu istiyor o yüzden de siz de bize yardımcı olabilirseniz çok seviniriz.Hem stajyerimiz Ferda hanımı da tanıyormuşsunuz." O esnada odada dolanan Ferda bu konuşmayı duyduğunda gözleri faltaşı gibi açılmıştı.Benim hafifçe gülümsediğimi gördüğünde ise çatılan kaşlarına daha çok gülümsedim. "Sana gerçekten inanamıyorum." "O neden Ferda hanım?" "Kapıda konuşalım istersen." Büronun içinden büyük salona geçtiğimizde yüzüme yayılan gülümsemeye engel olamıyordum. "Tamam şimdi şöyle o nedenmiş." "Ne istersen oluyor gibi.Şans mı desem,Allah'ın sevdiği kulusun mu desem,ne desem bilemedim yani." "Hepsinin toplamı o halde,öyle diyebilirsin." "Neyse...Sonuçta iş güç bunlar.Hem sevindim senin adına tabii de işte farklı bir durum anlama diye ben..." "Tamam,tamam ben anladım seni...Ancak bunu kutlamamız lazım hemen,arkadaşça yani.Bir nevi sana teşekkür etmiş olurum." O karşımda durmuş öylece yüzüme bakarken ben de heyecanla ondan gelecek cevabını bekliyordum. "Daha çıkışa bir saatim var benim." "Tamam beklerim ben seni." "Bir saat diyorum Tibet." "Elli dokuz dakika kaldı." Ne söylediğimi anladığında elini havaya kaldırarak arkasını dönüp yürümeye başladı. "Senden korkulur." "Senden de." O gülümseyerek yukarıya çıktığında ben de aşağıdaki bekleme alanına geçtim.Normal günlük zamanda bana uzun gelen bu sürenin şu an gözümde tıpkı bir saniye kadar az görünmesinin elbet bir sebebinin olduğunun farkındaydım. O akşam bizim çocuklarla yazı tura attığımda karşıma bir aşkın çıkacağını nereden bilebilirdim ki? |
0% |