@murekkepliyorumlar
|
Genç adam can sıkıntısıyla iş yerine geldi. Her sabah gelmekten canına tak etmişti. Fakat çalışmak zorunda olduğunu biliyordu. Günlerden 12 Temmuz Salı idi. Bu hafta çalışıyordu. Haftada bir gün izinliydi sadece. Kara kara düşünürken patronu ile göz göze geldi.
"Bugün pek iş yok, izinli yazıyorum seni" Dediğinde dalgın dalgın baktı patronuna.
"Oğlum sen aşık mısın, hayırdır?" Dedi gülerek çalışanlardan birisi.
Gülmekle yetindi.
Sevgilisi uzaktaydı. Kızı hiç görmemişti. Arkadaşları aracılığıyla İnternetten tanışmıştı. Dışarı çıkabilen birisi değildi kız. Bu onun eline geçmiş tek fırsattı. Çünkü bugün arkadaşıyla ilk kez kafeye gidecekti. Kızı görmek, onun yanında gitmek için tek şansıydı bugün.
Kıza hiçbir şey söylemedi. Hemen otobüs bileti ayarladı. Gidecekti. Onu görmek için ne olursa olsun gitmeye karar verdi. Şans eseri buldu bir bilet. Yanına sadece telefonunu, cüzdanını ve şarj aletini aldı. Ve bindi otobüse. Cam kenarında otururken kıza mesaj attı.
"Ben geliyorum." Diye mesaj attı. Cevabın gelmesini beklerken bir yandan cüzdanını çıkarıp kızın fotoğrafına bakıyordu.
Mesaj geldi.
"Ben sanırım dışarı çıkamıyorum. Babam izin vermedi." Gözleri doldu. Erkekler ağlamaz, diyenleri umursamayarak ağlamaya başladı. Hiçbir şey umrunda değildi. Bir yandan dışarıyı izliyor, bir yandan da kızın fotoğrafına bakıyordu. Yanına gidemese de evinin önüne gidip pencereden görme umuduyla gidiyordu. Dönmeyecekti. Göremese de onun yaşadığı şehirde olacaktı. Onun varlığına daha yakın olacaktı.
Otobüsten indi. Yabancı bir şehirde, tanımadığı yüzde insanlara göz gezdirdi. Belki de o buralardan geçti diyerek bir kafeye oturdu. Yanına garson geldi. Sert bir kahve istedi. Gözleri kan çanağıydı. Ağlamıştı. Onun yaşadığı şehirde onu görememek ne denli acıydı...
Kahvesi geldiğinde bir sigara yaktı. Bir yandan kahvesini yudumlarken aklına kızın astım hastası olduğu geldi. Söndürdü hemen sigarasını.
WhatsApp'tan bir bildirim geldi o ara.
Hatunum kişisinden...
"Ben dışarı çıktım. Babam izin verdi."
O an dünyalar onun oldu. Nereye gideceğini bilmeden yürüdü sadece sokaklarda.
"Neredesin?" Diye mesaj attı elleri titreye titreye.
"Gençlik Merkezinin önündeyim. Arkadaşımı bekliyorum." Dedi.
Kafasını kaldırdı. Tam karşısındaydı. Sırf onun için gelmişti ta nerelerden. Onu görünce kalp atışları hızlandı. Eli ayağına dolaştı. Kız, onu fark etmemişti. Arkadaşı geldiğinde sarıldılar. Ve karşıya geçerken kız hâlâ onu görmemişti. Onlar önde giderken arkasından geliyordu. Sevdiği kıza yaklaşmıştı. Yürüyordu. Kanlı canlı yürüyordu. Kız, kafasını çevirdi. Ve ela gözleri, onun ela gözleriyle buluştu. Kalp atışları hızlandı. Kız, arkadaşından tutundu. Heyecanlanmıştı anlayabiliyordu.
Kızın en sevdiği çiçekten almak için bir dükkana girdi. Papatyaları severdi. Yanına da kırmızı bir gül aldı. Onun kadar güzel değillerdi ama eli boş gitmek istemedi. Ve o an onları kaybetti. Koskoca şehirde kayboldu. Kızı aradı.
"Ben kayboldum. Neredesiniz?" Dedi. Kız kıkırdadı.
Tarif etti bulundukları yeri. Geldi kafeye. Arkadaşıyla otururken arkası dönüktü. Sohbet ediyorlardı. Arkadaşıyla göz göze geldi. Sessiz olmasını işaret etti. Kız bir şeyler anlatırken, önüne aldığı çiçekleri koydu. Kız kafasını çevirdi. Heyecandan titriyordu. Ela gözlerini daha yakından gördü o an. Heyecanlıydı ama belli etmemeye çalıştı.
"Gelmişsin." Dedi kız.
"Evet" Dedi gülerek. "Senin için geldim."
Kız, heyecandan ne ayağa kalkabiliyor ne de titremekten konuşabiliyordu..
Omzuna dokundu kızın. Sakinleşmesi için dua okudu. Kız yavaş yavaş kendine geliyordu. Yanına oturdu. Aylardır konuştuğu kız, onun yanında nefes alıp veriyordu. Kızın kendine alışmasını bekledi. Bir müddet sohbet ettiler. Zaman çok hızlı geçmişti. Kızın babası aradı.
"Ne zaman geliyorsun artık?" Diye.
İşte o an yıkıldı. Yetmemişti o 4 saat ona. Doyamamıştı ela gözlerine. Kalktılar oradan. Arkasından yürümeye başladı. Sessizce ilerledi. İçi ağlıyordu. Evine bırakacaktı. Ta ki üç sokak geride durana kadar. Kız durdu. Ve hiçbir şeyi, hiçkimseyi umursamadan ona sarıldı. Bırakmak istemiyordu. Gitmek istemiyordu. Ama gitmek zorundaydı.
Kız evine girdikten sonra, saatine baktı. Daha vardı otobüsün kalkmasına. Tekrardan bir kafeye oturdu. Düşünmeye başladı. Kızın o heyecanına, onu gördüğündeki titremelerine, gözlerine bakamayışına aşık olmuştu. Aşıktı. Sırılsıklam aşıktı. Otobüse binmeden yaktı bir sigara. Tüm ciğerlerine çekti uzun uzun. Ne zordu, aşık olduğu kızın şehrinden ayrılmak..
Yine cam kenarındaydı. Kızla çekindiği tüm fotoğraflara bakarken ıslatıyordu gözyaşları telefonun ekranını. Gözlerini kapattı. Kafasını geriye yasladı.
"Ey zalim Samsun! Ne zor bir şehirsin. Aşık olduğum kızı önce Allah'a, sonra sana emanet ediyorum. Ona ben yine gelene kadar iyi bak." Dedi ve uykuya daldı.
12 Temmuz 2022 Anısına..
Melis B.
|
0% |