@muzli.puding_
|
Abimin beni alelacele getirdiği ortamda etrafı gergin gözlerle inceliyordum, herkes oldukça gergin ve üzgün görünüyordu. Acıyan bakışları benim üzerimdeydi ve ben bunun nedenini bilmiyordum. Herkese inat dik tuttuğum omuzlarım ve ters bakışlarım ile abimi beklemeye başladım. “Çok üzgünüz” dedi bir kadın elini omzuma koyup. “Ne için?” Diye sorduğumda şaşkınlıkla bana baktılar. Ardından kendi aralarında bir şeyler fısıldayıp hızla benden uzaklaşmışlardı. Ben göz devirerek önüme döndüm. Ne dönüyordu bu ortam da! Önümüzde ki koca perde de projeksiyon yardımıyla bir görüntü yansıtıldı. Görüntü de babamı görmem ile oturduğum yerde dikleştim. Babamı uzun zamandır görmüyordum ve özlemiştim, onun perdede ki yansımasına ister istemez gülümseyerek baktım. “Herkese merhaba” dedi babam sert bir ses ile. “Ben Tarık Damla, hepiniz tanıyorsunuz” Gözlerim salonda dolandı. O an biriyle göz göze geldim, burada olması beklenen ama benim gene de şaşırdığım biriyle. Dik duruşu, herkesin içinde kendini belli eden iri cüssesi ve yakışıklı suratı iki seneden beri hiç değişmemişti. Onunla en son çok eğlenceli bir gece geçirdiğimizi hatırlıyordum. Ve onu burda görmek şaşırmama sebep olmuştu. Babamın sesiyle ona dönmem gerekiyordu belki ama ben bakışlarımı karşımda ki adamdan alamadım. Baran Taşkın burdaydı. “Belki biliyorsunuzdur, bir kızım var biricik kızım” diyen babamın sesi kulağıma dolunca hemen perdeye döndüm. Az önce ki sert bakışları benden bahsedince yumuşamıştı. “Gaye, Gaye’m güzeller güzeli kızım” yüzümde kocaman bir gülümseme belirdi. Babam’ın bana olan sevgisini herkesin önünde böyle göstermesi benim ve babam için çok büyük birşeydi. "Bir de oğlum var Alp’im aslanım” evlatları onun için herşeydi, bu mertebeye bile sırf ailesini korumak için gelmişti. “Herkes bilir, onlardan birinin kılına zarar gelse bu dünyayı size dar ederim. Biriniz kızıma ya da oğluma dokunmaya cesaret edin, ertesi gün gözünüzü öbür dünya da açarsınız” dedi. Bu sefer bizden söz ederken ki yumuşak sesi yoktu. Sinirli sesi herkesi korkutmuştu. “Bu ben bu dünyadan göçsem bile değişmeyecek” dediğinde kaskatı kesildim. Ne demekti bu? “Mal varlığımı ikiye böldüm, yarısı oğlumun yarısı kızımın hakkıdır. İşlerimin başına oğlum geçecek.” Bu konuşma da neyin nesiydi! Babam neden ölmüş de vasiyet bırakmış gibi konuşuyordu? “Oğlum küçüklüğünden beri eğitim görüyor, ondan yana çekingem yok. Hele bir ona yaklaşmaya kalkın size dersinizi çok güzel verir” dedi babam gülerek. “Ama kimse kızımı benim koruduğum gibi koruyamaz. Yalnızca oğlum kızımı korumaya yetmez. Bu odada ki herkes dostum olsa da bilirsiniz düşmanım çoktur. Öldüğümü duyunca herkes intikam için kızımın canını isteyecektir” Öldüğümü duyunca mı? Gözlerimden bir damla yaş düştü. O, o ölmüştü değil mi? Bu onun vasiyetiydi. Sikeyim! Herkesin içinde ağlamamak için kendimi o kadar zor tutuyordum ki. “Bu yüzden kızımı aranızdan biriyle evlendirme kararı aldım.” |
0% |