@my_lore
|
Selam... Yeni bir bölümle yine biz geldik. Nasılsınız bakalım? İyiyseniz hemen satırlara geçelim. Okumaya başladığımız saati buraya alalım➜ Oy verip yorum bırakmayı unutmayalım lütfen. Hatırlatma.. Hızımız düşüktü. Frene basarak durdum ve dikiz aynasından Asya'ya baktım. Önce alt dudağı bilinmezlikle kıvrıldı sonra başını olur anlamında aşağı yukarı salladı. Her ne kadar durmam için olur onayı verdiyse de gözlerinde isteksizlik vardı.
Ben çifti almak için geri geri giderken Asya da camdan onları izliyordu. Ne olduysa birden Asya'nın nefes alışverişinin sıklaştığını gördüm... 🚖🚖🚖 Asya'nın nefes alış verişleri hızlanmış garip bir şey görmüş gibi heyecan sancısı çekmeye başlamıştı. "O," dedi fısıltıyla konuşarak.
Bakışları bana odaklıydı. Öyle derin ve anlamlı bakıyordu ki, insanın acıyası geliyordu.
"Asya, kim?" diye sordum.
"Kızım," dedi ama sesi biraz öncekine eş aynı kısık ayarda çıkmıştı.
Asya'nın yakınında olmak demek zaten şaşkınlığa gark olmak demekti. Neden bu kadar şaşırdıysam bende anlam vermemiştim.
Hafifçe yutkunup, "Kızın mı?" diye sorarken büyüyen göz bebeklerim kısılmaya başlamıştı.
Asya, soruma cevap vermeden önce çehresini ciddiyetle maskeledi ve oturuşunu düzeltti.
"Bizi bekliyorlar. Onları alalım mı?" diye tekrar sordum. Sordum, çünkü az önce onları almaya karar vermiştik ama nereden bilebilirdik ki bizi durdurmak isteyen çiftin Asya'nın kızı olacağını...
Asya, yüzündeki ciddiyeti hiç bozmadan yine kısık bir ses tonlamasıyla, "Alalım." dedi.
"Asya, eğer rahatsız olacaksan ön koltuğa geçebilirsin," dedim ve taksiyi sabırsızca bekleyen çiftin tam önlerinde durdurdum.
"Gerek yok Evrim, ben burada iyiyim,' diye cevap verdi bende üstelemedim.
"Bir an durmayacağınızı düşünmeye başlamıştık. Biraz da bizden kaynaklı gideceğimiz yere geç kaldık."
İkisi de mühim bir davete gidiyormuş gibi çok şık giyinmişlerdi.
"Kusura bakmayın, takside başka bir müşterim vardı önce onun onayını almak istemiştim."
Orta yaşlı ve şık giyimli kadın kibar ve naif bir dille, "Bilmiyorduk. Bu durumda sizi de zor durumda bırakmış olduk ." dedi.
Ben kadına yardım etmek maksadıyla hemen taksiden indim ve kapıyı açtım. Kadın arka koltuğa yerleşirken eşi taksinin ön kapısını kendisi açıp bindi.
İşimi bitirip şoför koltuğuna geçtim. Emniyet kemerimi bağlarken başımı usulca sağ tarafıma doğru döndürüp yeni aldığım müşteriye, "Efendim yolculuk nereye?" diye sordum.
Kadın suskunluğunu korurken eşi: "Manolya restoran." diye cevap verdi.
"Orasını biliyorum, deniz kıyısında nezih bir mekandır." dedim.
Orta yaşın olgunluğunu perçinleyen kırçıl saçları, yüzüne sinen mutluluğun özgün ifadesini bariz bir şekilde ortaya koyuyordu.
"Özellikle orasının seçtim." Bu arada arka koltukta oturan eşine dönüp ufak çaplı bir gülücük atmıştı. "Bugün eşimin doğum günü onu yemeğe götürüyorum. Eşimin 45. doğum gününü baş başa kutlamak istedim."
Eşim. Onun 45. doğum günü.
Müşteri diye arabaya aldığım adam konuştukça benim devreler birbirine karışarak yanmış, şu anda beynimden dumanlar çıkmaya başlamıştı. Her an frene basıp hepimizi heba etmeye ramak kalmıştı. Frene basmamak için üstün bir çaba sarf ediyorum.
Eşinin 45. doğum günüymüş.
Hepiniz kendi aranızda anlaştınız da bana şaka tuzağı falan mı kurdunuz? Yok, bende başka açıklaması yok çünkü.
Tekrar kendi içime döndüm. Bakalım orada neler oluyordu.
"Evrim, bütün yaşadıkların sana karşı kurulmuş bir komplo."
Olmaz öyle şey, diye çemkirdim. Olsa olsa bu bir şaka çünkü başka kaba sığmıyor, dedim ve çıktım iç dünyamdan.
İçin içime sığmazken şansımı Asya'dan yana kullandım. Keskin bakışlarımı dikiz aynasına sabitledim. Bakışlarımız aynı doğrultuda kesişince uzak doğunun kızı onları doğrulamak adına başını hafifçe aşağı yukarı salladı.
Ben anlamıyorum ki, bu gece taksiyi elfler mi bastı. Yoksa topyekûn beynimi ele geçirip zihnimle oyun mu oynuyorlar. Belki de Asya bir masal perisiydi...
Kendi içimde yaşadığım çelişkilere meydana okuyup akli melekelerimi ikna etmeye çalıştım. Her şey bir tesadüften ibaretti. Arka koltukta oturan kadının Asya'nın kızı oluşu. Kadının bu gün 45. doğum günü oluşu. Biz onları ararken onların şimdi takside bizimle birlikte yolculuk yapıyor oluşu ve Asya'nın bütün bunları doğruluyor oluşu. Görüp duyduğum her şey ama her şey bir tesadüftü...
Bu kadar tesadüf olur mu yahu..dese de içimdeki ben..aldırmadım ve bile isteye her şeyi tesadüfe bağlayıp kendime geçici bir çözüm yolu bularak beynimi istila eden elfleri başımdan savdım fakat her ne hikmetse hâlâ varlıklarını hissediyordum. İnanın bu gece aklı dengem bozulmazsa bir daha hiç bozulmaz...
|
0% |