@naciyealtindas
|
BEŞ YAŞIMDAYIM Önceden emekleyerek çıkardım şu beton merdivenden. Oysa şimdi yürür gibi çıkıyorum. Hem de ellerimi hiç koymadan. Üst üste istiflenmiş sanki. Çıkıp en üste oturuyorum saatlerce. Bazen yukarıdan beyaz bir ışık geliyor, bedenimi sarıyor, beni ısıtıyor, seviyor. Sonra tekrar gidiyor akşamın karanlığında. Bazen babam, elinde kuru bir ekmek uzatıyor bana. Alıyorum, sonra o el de yok oluyor. Oysaki ağabeyim yanı başımda, küçük kardeşim de. Ama onlar da benimle hiç oynamıyor, hep uyuyorlar. Bazen ben de taşların üstünde otururken uyuyakalıyorum. Uyandığımda yine abim ve kardeşim uyuyor. Sadece uzaklardan gelen gürültülü sesler var. Bazen el salladığım uçaklar geçiyor. El sallıyorum ama, çok hızlılar, beni hiç görmüyorlar. Onları görünce seviniyorum. ‘Arkadaşım Hasan’a selam götürün’ diye bağırıyorum. Anne baba neredesiniz diyorum ama cevap vermiyorlar. Herhalde pazara gittiler. Bazen annemin bana aldığı dondurmayı özlüyorum. Bulduğum ince uzun, bir tarafı yuvarlar taşı yalıyorum, hem de çikolatalı. Bazen de annemin pazardan altığı düdüğü özlüyorum. Onunla oynamak istiyorum. Bir ucu yanmış küçük ağaç dalını üfleyip duruyorum. Kardeşime de arada ninni çalışıyorum. Bazen dondurma yesem de yemek yemek istiyorum, annemin pişirdiği gibi. O zaman da yatağımın içinden savrulmuş saman saplarını taşın üstüne koyuyorum ve eziyorum elimdeki sivri taşla. Sonra parmağımı tükürüğümle ıslatarak, ekmeğe banar gibi, bandırıp bandırıp atıyorum ağzıma. Ben beş yaşımdayım. Adım Muhammet. Bir ses duyuyordum önceden. ‘Allâhü ekber, Allâhu ekber, Eşhedü en lâ ilâhe illallah’ diye. Ama şimdi o ses hiç yok. Bazen ben söylemeye çalışıyorum ama devamını bilemiyorum. Sonra da babamla yaptığımız gibi ayağa kalkıyorum, ellerimi göbeğimde bağlıyorum. Sonra eğiliyorum ve sonra yere başımı koyuyorum. Bir ara gözüme bir karınca takıldı. Kalkıp peşinden takip edip onu. Hiç kimsesi yoktu onun hiç arkadaşı da yoktu. Annesi babası yoktu. Onun kardeşleri çoktu ama hepsi uyuyordu. Hiç kımıldamıyordu. Sonra tekrar merdivenlerin üstündeki büyük taşlara gidip oturdum. Her yerde yıkılmış, yanmış evler vardı. Çoğu insanlar uykudaydı. Ben aşağı inemiyordum, yüksekteydi merdivenim. Sadece merdivenin bir aşağısına bir yukarısına geçebiliyordum. Ben Muhammet. Beş yaşımdayım. Bildiğim tek gerçek, sanırım şimdi bu kadardı. Başkasını bilemiyordum. Ben de kendimle oynamak istedim. Kendim kendime arkadaş olabilirim belki. Ben Muhammet. Beş yaşımdayım. Kudüs’de yaşıyorum. Ey Muhammet. Gelsene… |
0% |