Yeni Üyelik
4.
Bölüm

Ben Bir Kızım

@nisaa_nurr

Uçsuz bucaksız bir uçurum düşünün, bu uçuruma asla gelemeyeceğim gibi gamsız bir insan da düşünün. Ama enin de sonun da uçurumdan atlayan, düşen, dik duramayan ve pişman olan yine o gamsız şahıştır. Asla bir tehlikeye, hendeğe düşmeyeceğim kaygısıyla yaşamayın. Çünkü o hendeği ve tehlikeyi belki zamanında siz açmış olabilirsiniz...

Gece, hala yüzüme soğuk soğuk üfleyen nefes ile, ateş topu fırlatan gözler ile bir uzaylıya bakıyor gibi gözlerime bakıyordu. Kehribar gözleri bir alev topu gibiydi, insana değince vücudu olur olmaz yanıyordu. Belki bunu kendisi değilde ruhunun içindeki canavar kılıklı his yapıyordu, bunu dışarı hayli hayli vuruyordu. Bana hala aptal mısın gibi bakarken birden sessizliği Yanımıza gelen Yakup elektrik direği, "Flörtleşmenizi balla bölüyorum da Grunt bizi odasında sinir küpü olmuş halde bizi bekliyor," dedi acele ile "Gereğini arz ederim." dedi. Gece'nin alev topu gözleri bir anda Yakup'u sessiz bir şekilde boğup hareketsiz bir biçimde olmasına rağmen onu rahatsız edip, haddini bildiriyordu. "Grunt'tan önce seni ben boğacağım aptal Delen!" dedi Gece, demek ki Yakup'un lakabı Delen'di ha?diye kendimi sorguladım. Güzel belki beni suçlu olarak görürlerse onlı çok iyi bir şekilde şikayet edebilirim, hatta belki gün gelir devran döner bir avukat hanım olarak onları sorgulayabilirim. Demek ki kozumu oynayacaklarımın için de Gece, Delen, Grunt denen adamlar vardı. Çok güzel olacak her şey...

Utançtan yanaklarım yanıyordu, alev alıyordu. Hareketsizliği kelimelerimle bölmek istedim, "Yakup, kelimelerine dikkat et!" dedim hiddetle. Yüreğim kor ateşle yanarken, kelimelerimle daha çok harladım. Artık içimdeki yangına alışmış, daha da fazla olmasını istiyordum. Yakup gözlerini bir tenis topu büyüklüğünde açtı ve boyuma doğru eğildi ve dalga geçer sesiyle, "Duyamadım küçük hanım, arada mesafe fazla olduğu için ses fazla duyulmuyor," demesinin ardından yüzüne okkalı, osmanlı tokadı ama tükürmeden bir tokat attım. Yüzü yana kaydı, gözünü anlık kapattı ve kendini toparladı ve ardından bitiremediği sözcükleri devam ettirmek istedi, "Sen kiminle konuştuğunun farkında değilsin galiba, beni senin boyundaki cücelerle karıştırdın bücür. Şimdi fazla yorum yapmadan ve yağmurda daha fazla ıslanıp köpek çişi kokmamak için tesise gir!" dedi hiddetle. Bu beni ürkütmüştü, daha bu söylediklerimi hazmedememiştim ki bir daha uyarıcı sözcükler sıraladı: "Ayrıca sen kimsin de bana tokat atıyorsun?" dedi, bu benim yutkunmama ve içimdeki günahlar denizine bir bardak daha su eklenmesine sebep oldu. Konuşmadan ve onları geride bırakarak tesis denen ışıklı, büyük, camları boyumdan on kat uzun olan yere doğru ilerledim. Omzumun üstünden onlara seslendim: "Gelmiyor musunuz Yakup ve Gece?" dedim. Yakup ismini bastıra bastıra söylemiştim. Alaylı gözlerle bana baktı ve bu sefer Gece, "Esila, yeter artık!" diye bağırdı. Korkumştum ve olduğum yerde kalakalmıştım. ''İçeri girince yine böyle dilin tutulacak mı acaba küçük hanım?'' dedi. Bu kurduğu kelime beni biraz değil bayağı ürkütmüştü.

Birden donukluğumu telefona gelen bildirim mesajı açtı. Cebimden telefonu çıkartıp WhatsApp'a girdim:

Dalya Koyuncu: Hani yarım saate eve geliyordun?

İlk önce cevap vermek istemedim ama sonuçta eve gelince ikindi atıştırdığım yemek bulaşıklarını yıkamakta istemezdim. Mecburen cevap vermek zorunda kaldım:

Esila Çağlar:Biraz canım sıkılmıştı. Ufuk'un kafesinin önündeyim, söz yarım saate geleceğim.

Dalya Koyuncu:Bu kaçıncı yarım saat Esila, Tusem' de seni merak etti, gruba gel ne anlatıyorsan Tusem'e de anlat, bende tekrer tekrer ona anlatmak istemiyorum.

Gruba girecekken gruptan bildirim geldi,

Dalya Koyuncu, Barbie Kızçeler adlı grubu Derdinin Anlatan Buraya Anlatsın olarak değiştirdi.

Bu kız bana şaka yapmıyor gönderme yapıyordu resmen, gruba girip Dalya'ya karşı sorumu sordum:

Esila Çağlar:Ne demek bu Dalya?

Dalya Koyuncu:Gördüğün gibi Esila, dedim ya bir de Tusem'e anlatmak istemiyorum tekrar. Yani yanlış anlama sana karşı herhangi zıt bir düşüncem yok.

Tusem Tarhan:N'oluyor burada, bana anlatmanız gereken bir şey varmış. Ayrıca Dalya ben anlayışsız bir insan mıyım?

Dalya Koyuncu:Değil misin?

Tusem Tarhan: İki gün sizinle takılmadım, sizinle sohbet etmedim arkamdan neler yapmışsınız be, ayrıca ben de evde değilim, Esila'yı oyuncağın gibi kullanamazsın.

Dalya Koyuncu:Başlarım nazlanmanıza, kendinizi savunmanıza. Ne haliniz varsa görün, aptal aptal dışarıda dolanıyorsunuz sonra pat kadın cinayeti. devam edin de sonra siz de A Haber'e çıkın da sonsuzluğa erin.

Bu dedikleri beynimde mayınlı patlayan bir bomba gibi patladı. Dalya'nın söyledikleri üzerime bir kaya parçası düşürmüştü, ağlamama sebep olmuştu, haklıydı aslında bu saatlerde, tanımadığım insanların yanında dolanmamam gerekiyordu. Annemin, babamın dizlerinin dibinde oturmam gerekiyordu. Ama maalesef bazı imkansız olan şeyler benim dünyamda en başında. Örneğin birinci sırada ailemin en büyük üyesinin annem ve bana sahip çıkmayışı, ikinci sırada baba denen adamın gül gibi bir mesleği varken gidip içip, sıçıp hayatımızın ortasına sıvaması gibi örnekler verebilirib.

''Biz seni beklemek zorunda değiliz, Esila gelmiyor musun?'' dedi Gece, ardından dönüp omzumun üstünden ona baktım, tesisin ışıklı kapısının önüne ikiside geçmiş, alaylı gözlerle bana bakıyordu. birden içimden homurdanmak istedim ama bu uzun, elektrik direkleri bulutların arkasında gözükmeyen güneşi bile görebiliyorlardı. Dönüp onlara baktım ve, ''Geliyorum, geliyorum. Sizin gibi uzun toynaklarım yok benim anca bu kadar oluyor.'' dedim ama onlar bunu duymamıştı bile. Her şey bugün üstüme üstüme geliyordu, bir taraftan Dalya, bir taraftanda Yakup ve Gece denen aptal, kendilerini bana asker diye yutturmuş insanların oyunlarını izliyordum.

Telefonuma tekrar bildirim geldi, tabi ki de bu kişi Dalya idi.

Dalya Koyuncu: Hanımefendi bir tane daha yarım saat geçti. Selena olup sihirle gelmeni bekliyoruz artık.

Esila Çağlar:15 dakika sonra oradayım.

Dalya Koyuncu:Bu arada Echer'e mesaj çektim, ona hiç gitmemişsin.

Şimdi çok temiz sıçtım, boku yedin Esila!

Esila Çağlar:Sen Echer'i bilmiyor musun, o hep öyle.

Aptal Esila, Dalya sanki bunu anlamayacak kadar salak.

Dalya Koyuncu:Görüştüğün biri mi var, bana anlatabilirsin?

Esila Çağlar:Saçmalama.

Dedim ve iki elektrik direğini takip etmeye başladım. Evet, çok uzunlardı ve onlara yetişmem imkansızdı. ''Gece, kız güzel la, bi şansını denesene?'' dedi Yakup, söyledekleri beynime kan sıçratmıştı, aptal herifler. ''Laflarına dikkat et Yakup, şerefsiz misin'' dedim ama umrunda bile olmadan ağzının kenarından sırıttı.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Oy vermeyi unutmayın kıymetli yazarlar...

 

Loading...
0%