Yeni Üyelik
25.
Bölüm

25. Bölüm 🧚🏻‍♀️

@nisaa_yazar_1

Cem 

 

Karşımdaki denizi izlerken düşüncelerim ile boğuşuyordum. Kendimi boşlukta gibi hissediyorum ve canım yanıyor. Günlerden pazar ve saat üçe geliyor. Tek başıma sahilde oturmuş denizi izliyorum. Hayatım eski haline dönmüşken o adam yine gelmişti. Çocukluğumu katleden, annemi mahveden o adam yine geldi.

 

Babam...

 

Onu babam olarak görmüyorum. Baba kelimesini hak etmiyor. O hiçbir şeyi hak etmiyor. Yanımda hareketlilik hissedince oraya döndüm. Kaan gelmişti. Bir şey demeyip önüme döndüm. Birkaç dakika sessiz kaldıktan sonra konuşmaya başladı.

 

"Karadeniz'de gemilerin mi battı? Bu ne hal ?"

 

Derin bir nefes aldım. Ona dönüp "Kaan şu an konuşmak istemiyorum. Lütfen." dedim. Konuşacak halim yoktu. Dibe batmış gibiyim.

 

Kaan kaşlarını çattı. "Cem. Ne oldu ? Bir derdin varsa anlat. Belki yardımım dokunur." dedi samimi bir sesle. Burukça gülümsedim. Kaan gerçekten iyi bir dosttu. "Keşke ama kimse yardım edemez." Babam hayatımdan tamamen çıkmadan rahat bir nefes alamam.

 

Kaan omzumu sıktı. "En azından anlat ve rahatla. Korkutuyorsun. Seni böyle görmeye alışık değilim." Ellerim ile yüzümü sıvazladım. Anlatsam rahatlar mıyım ? Denemekten zarar gelmez.

 

"Babam geri döndü. " O bana anlamsızca bakarken konuşmaya devam ettim. "Annem ve babam 5 yıl önce boşanmıştı. Aslında annem ile severek evlenmişler. Ben doğana kadar da mutluymuşlar ama ben doğduktan sonra değişimiş. İçkiye, kumara başlamış. Her gece sarhoş geliyormuş. " Konuşmakta zorlanınca derin bir nefes aldım. "Annem hep alttan almış. İçinde hep umut vardı. Düzelir diye ama öyle olmadı. Aksine ben 11 yaşındayken annemi dövmeye başladı. Annem kaç defa polise gitti ama hep kurtuldu. Daha fazla dayanamayıp boşanma davası açtı. " O gün gözlerimin önüne gelince gözlerim doldu. Annem için , ablam için, benim için çok zor zamanlardı. Herkes bize sırt çevirmişken biz üçümüz ayakta duramaya çalışıyorduk.

 

"Babam çıldırdı ve annemi bıçaklamaya çalıştı. " Kazağımın kolunu çekip yara izimi gösterdim. Dirseğimin birkaç santim yukarısında bıçak izi vardı. O günler geride kalmıştı ama izi bir bir ömür boyu benimle kalacak. "Ben engel oldum. Bir şekil boşandılar ve babam yurt dışına kaçmıştı. Annem bir yıl boyunca toparlanamadı. Ablam ile hep yanında durduk. Bizimle ilgileniyordu ama içinde bir burukluk vardı. Daha önce boşanmadığı için kendini suçladı. Neyseki o günleri atlattı." Kaan dolu gözlerle "Ben ne denir bilmiyorum. Peki Selim amca ? O ?" dedi.

 

"Annem bir yılın sonunda Selim abi ile tanıştı. Selim abi o kadar iyi biri ki ? Annemin hayat enerjisini geri getirdi. Tabi annem başlarda çekiniyordu. Babamdan sonra birine güvenemiyordu. Selim abi onun yaralarını sardı. Ben 9. Sınıfa geçerken evlendiler. 3 yaşında küçük bir kız kardeşim var." deyip güldüm. Onu çok seviyorum.

 

Selim abi babamın hissettirmediği duyguları hissettiriyor. O gerçekten iyi bir baba. Yüzüne karşı baba demedim ama başkalarının yanında babam diye bahsederim. Öz babamın bizde açtığı yaraları tek tek sardı. Onun hakkını asla ödeyemeyiz.

 

"Cem ben özür dilerim. " Anlamsızca Kaan'a baktım. "Geçen seneki kavga yüzünden." diye mırıldandı. Onun hiçbir suçu yoktu ki. "Asıl ben özür dilerim. Kavga etmemeliydim ama o gün yine babam gelmişti. Annemden özür dilemek için. Çok dolmuştum. Onca yaptığı şeyden sonra hangi yüzle özür diliyordu ? Aniden sana patlamıştım."

 

Hayatımda en pişman olduğum anlardan biriydi.

 

"Sen ve Peri benim ilk arkadaşlarımsınız. Sizin yeriniz bende hep ayrı. " Babam yüzünden özgüvenli bir çocuk olamadım. Hep sessizdim. Bu yüzden okulda kimse benimle arkadaşlık kurmazdı. Kaan ve Peri benimle konuşan ilk kişilerdi. Dostluğu, arkadaşlığı ve sevgiyi ilk defa onlarla tattım.

 

Kaan bana bakıp "Peri'yi seviyorsun değil mi ?" dedi. İnkâr etmedim. Başım ile onayladım. "Geçen seneden beri. Kaan ben onu gerçekten seviyorum. O gülünce bende gülüyorum. O benimle konuşunca midemde kelebekler uçuyor. Ben onun yanında mutluyum. İnkâr ettim. Olmaz dedim. Arkadaşım dedim. O beni hep arkadaş olarak görüyor dedim ama o olmayınca da ölü gibiyim. Zaten kavga ettikten sonra yine bir boşluğa düştüm. Onu görmek istiyordum. Bana hayat veren gülüşünü izlemek istiyordum ama rahatsız olur diye o günden sonra bakmadım. Biliyosun zaten bizde yurt dışına gidecektik. Gidemedim. Ailemi ikna ettim gitmemek için ve yine sizin karşınıza çıktım. "

 

Kaan aniden beni kendine çekip sarıldı. "Özür dilerim. " diye fısıldadı. Konuşmadım bende ona sarıldım. Buna ihtiyacım vardı.Biraz sarıldıktan sonra ayrıldık. " Peki şimdi ne değişti ? Niye duygularını itiraf ettin ?"

 

"Etmedim ki . Sadece birinden hoşlanıyorum dedim." Kaan kafama vurup "Salak. Peri'nin ne kadar zeki olduğunu unuttun mu ? Anlamıştı." dedi. Ofladım. "Ben şimdi ne yapacağım? Benden uzaklaşacak." diye sızlandım.

 

"Yok yok. Uzak durmaz ama sende birkaç adım at. Peri öyle aşkla sevgiyle işi olmaz. Sana karşı duyguları varsa bile bunu sen ortaya çıkar. " dedi. Haklıydı.

 

"İyiki varsın. Her şey için teşekkürler. " dedim gülümseyerek. Konuşmak iyi gelmişti.

 

"Benim gibi bir dostun olduğu için çok şanslısın." deyince güldüm. Şanslıyım. Hayat bir yerden darbe vururken bir yerden de yüzümü güldürüyordu.

 

Peri 

 

"Allah rızası için sal bizi." Bartu'nun bağırması ile yerimden sıçradım. "Peri bile uyuyor. Yeter artık." Batu elindeki kalemi fırlattı. Esneyip Barış abiye baktım. Pazar olduğu için üçümüzü tutup ders çalıştırıyordu. Ben hevesle kabul etmiştim ama şu an çok pişmanım. Aralıksız 3 saat konu anlattı ve ben daha fazla dayanamayıp uyuyakalmışım.

 

Barış abi bize acımış olmalı ki " Tamam tamam. Bugünlük matematik yeter. Siz dinlenin ben size limonata yapayım." deyip ayağa kalktı. Annem ve babam beraber dışarıya çıkmıştı. Ömer abi karakola ve Akın abi de adliyeye gitmişti. Özgür abi ise yukarıda uyuyordu.

 

Yere uzanınca Batu'da karnıma uzandı. Bartu ise Batu'nun bacaklarına...

 

Gözlerimi kapattım. Yarın okuldan sonra psikologa gidecektim. Belki bir yardımı olur. Atak geçirmek istemiyorum. Fiziksel ve ruhsal anlamda çok yoruyor. Gözlerim kapalı dururken Barış abinin sesi ile gözlerimi açtım.

 

"Şanslısınız ki dolapta vardı. Kalkın bakalım. " Üçümüz de oflaya oflaya kalktık. O da bardakları önümüze koymuştu. Teşekkür edip içmeye başladım. Soğuk soğuk iyi gelmişti.

 

Bardağı masaya koyunca Özgür abim esneye esneye içeriye girdi. "Uykucu uyanmış." deyince gülüp yanıma geldi. "Halen de uykum var." diye sızlandı.

 

"Abi sen 24 saat uyusan yine uykum var dersin." Batu'da bardağını masaya koyup ayağa kalktı.

 

Özgür abim umursamayıp başını omzuma yasladı. "Susun lan veletler. 2 gündür doğru dürüst uyumuyorum." dedi.B"Niye ki ?" deyince "Bir dosya üzerinde çalışıyorum. Ondan." diye cevapladı.

 

"Bir gün seninle oturup avukatlık hakkında konuşalım. Bende avukat olmak istiyorum da." Gülümseyip göz kırptı. "Hay hay güzelim. Sen ne zaman istersen. " Abimin avukat olması gerçekten çok güzeldi. Hayalimdeki mesleğe kavuşunca ondan öğreneceğim çok şey olacaktı.

 

Biraz daha konuşup yukarıya çıktım. Duş alıp edebiyat hocasının verdiği notlara biraz çalıştım. Yorgun olduğum için akşam yemeğine kadar uyumaya karar verdim. Yatağa girip gözlerimi kapattım.

 

🧚🏻‍♀️

 

Ömer abinin beni uyandırmasından sonra akşam yemeği için aşağıya indim. Yemek masasına geçip Barış abinin yanına oturdum. Yemeğe başlarken ben sadece sarma yiyordum. En sevdiğim yemek. Annem "Kızım yarın çıkışta Ömer abin seni alacak. " deyince tamam dedim.

 

"Ya siz ne zaman evleneceksiniz ? Ben düğüne gitmek istiyorum." Batu'nun dediği ile öksürdüm. Bakışlarım direkt Akın abimi bulmuştu. O da bana dönünce göz kırptı. "Bende oğullarımın mürvetini görmek istiyorum ama nerde ?" Annemin isyanı ile Bartu güldü.

 

"Bu gidişle hepsinin turşusunu kuracaksın anne. " dedi."Anne isyanın pek işe yaramadı. Seni takmıyorlar bile." deyince abiler "Peri" demişti. Göz devirdim. "Aman be ! Evde kalın." deyip sarma yemeğe devam ettim.

 

"Kızıma karışmayın. Büyüksünüz demem döverim." Babama öpücük atıp "Ah ! Sende olmasan baba. Ne yapardım?" dedim ve elimi kalbime koydum. Kahkaha sesleri yükselince gülümsedim.

 

3 saat sonra

 

Ailecek film izleyip sohbet ettikten sonra uyumak için merdivenlerden yukarıya çıktım. Özgür abimi kapının önünde görünce "Abi?" dedim.Bana bakıp gülümsedi. Yanıma gelince aniden kucağına aldı. "Bir benimle uyumadın. Bu yüzden bugün benimle yatıyorsun." deyince itiraz etmeyip başımı göğsüne yasladım.

 

"Olur. Çok uykum var. Hadi uyuyalım." Odasına girince yatağa uzanırdı. Örtüyü üstümüze örtüp sıkıca bana sarıldı. "Seni seviyorum küçük kardeşim. " diye mırıldandı. Gülümseyip "Bende seni seviyorum büyük abim." dedim. Dediğime güldü.

 

Onları seviyorum. Her anlamda bana iyi geliyorlar.

 

🧚🏻‍♀️

 

"Hocam siz bunca şeyi nasıl biliyorsunuz?" Kaan'ın sorusu ile Betül hoca "Nasıl yani ?" dedi. Kaan ayağa kalkıp "Şimdi hocam bütün savaşları , antlaşmaları, padişahları ve daha nicesini karıştırmadan bize anlatıyorsunuz. Şahsen ben o padişahlardan biri olsaydım yaptığım antlaşmaları falan unuturdum. Bu yüzden idolümsünüz hocam. " dedi bağırarak.

 

Sınıftakiler ona gülerken Betül hoca "Kaancığım ben bunun okulunu okudum. Kaç sene öğretmenlik yaptım. Sende ileride öğretmen olursan ne demek istediğimi anlarsın. Ayrıca iltifatın için teşekkürler." dedikten sonra zil çalmıştı. Hoca sınıftan çıktıktan sonra ayağa kalktım. "Hadi kantine gidelim. " Üçüzlerime dönüp "Bartu, Batu kantine geliyor musunuz ?" dedim.İkside ayağa kalkıp "'Olur." dedi.

 

Dördümüz sınıftan çıkıp kantine indik. Bartu ve Kaan kantinden istediklerimizi alırken Batu ile boş bir yere oturduk. Batu ile sessizce otururken ileride Cem'i gördüm. Batu'ya dönüp "Cem'i çağırsam rahatsız olur musunuz ?" dedim. Batu omuz silkip "Sana yanaşmadığı sürece hayır. Hem biz adamakıllı tanışmadık. Gelsin bakalım." dedi.

 

Cem'e tekrar bakınca onunda bana döndüğünü gördüm. Elimle buraya gelmesini işaret ettim. Gülümseyip yanımıza adımladı. "Merhaba. " dedi. Sesi yorgun çıkmıştı. Batu onu çekip yanına oturttu.

 

"Merhaba. Nasılsın ? Yorgun görünüyorsun ?" dedim.

 

"Gece uyuyamadım. Sen nasılsın? " sonra Batu'ya dönüp "Sen nasılsın?" dedi.

 

"İyiyim." deyince Batu konuştu. "Sağ ol bende iyiyim." dedi.Bartu ve Kaan' da yanımıza gelmişti. Bartu yanıma otururken Kaan baş köşeye geçti. Kaan tost ve meyve sularını uzatıp Cem'e döndü. "Hadi yine iyisin. Buraya oturduğunu gördüm. " deyip fazla olan tost ve çayı ona uzattı.

 

Cem şaşkınca bakarken konuşmaya devam etti. "Tost yanında çay içmeyi sevmiyor muydun ?" dedi. "Seviyorum. Teşekkür ederim. " dedi. Kaan arkasına yaslanıp "Teşekkür etme. Git şükür namazı kıl benim gibi bir dostun olduğu için." deyince gülmeye başladık.

 

Cem gülüp "Eve gidince ilk işim o olacak." dedi. Hem sohbet edip hem yemek yiyorduk. Batu ve Bartu Cem ile iyi anlaşmıştı. Ben bu kadar iyi anlaşacaklarını düşünmemiştim.

 

Onlar sohbet ederken Cem'e baktım. Geçen seneyi düşündüm. İlk tanışmamızdan Kaan ile olan kavgasına kadar. Çok iyi anlaşıyorduk. Onun yanında gülümsemem eksik olmuyordu. Kaan'dan sonra onunla konuşup dertleşiyordum .

 

Benim ailem ilgili az çok bir şeyler biliyordu ama ben onun ailesi hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Sadece ablası ve kardeşi olduğunu biliyorum. Onunla konuşmak iyi geliyor. Yanımda olunca istemsiz bir güven oluşuyor. Düşünceli ve ilgili olması...Beni genelede sinirlendirse de onunla vakit geçirmek eğlenceli.

 

"Peri ?"

 

Kaan'ın seslenmesi ile düşüncelerimden sıyrıldım. Ona dönünce "Senin şarkı yarışman vardı dimi ? Biz sözde halay çekecektik. Abin ve Betül hoca yüzünden unuttum. Matematik ve Tarih beynimi yaktı. " diye sızlandı."Ne yarışması?" Cem'in sorusu ile ona döndüm.

 

"Ben bir yarışmaya başvurmuştum. Birkaç gün önce kabul edildiğime dair haber verdiler. İki hafta sonra olacak. " diye açıkladım.

 

Cem başını sallayıp "Anladım. Eminim çok güzel bir perfomans sergileyeceksin. En ön sıradan seni izlemeye geleceğim." dedi.Batu koluna vurup "Höst lan. Üçüzleri dururken sana ne oluyor? Git en arkada izle." dedi. Bu haline göz devirdim. Cem "Olmaz Batucuğum. En önden izleyeceğim." deyip ayağa kalktı. Batu'dan uzaklaşıp "Neyse zil çalmak üzere. Sonra görüşürüz." dedi ve yanımızdan ayrıldı. Bende ayağa kalkıp "Zil çalmadan ellerimi yıkayacağım. Sınıfta görüşürüz." dedim ve bende yanlarından ayrıldım.

 

Üst kata çıkıp lavaboya girdim. Ellerimi yıkayıp peçete ile kuruladım. Zil çalmıştı. Lavabodan çıkıp sınıfa doğru yürümeye başladım. Koridorun sonunda gördüğüm kişi ile adımlarım yavaşladı. Cem ve babası olduğunu düşündüğüm kişi tartışıyor gibiydi.

 

Bölüm sonu

 

Huh bitti

 

 

Cem'in ağzından da okuduk:(

 

Düşünceleriniz?

 

Barış?

 

Özgür?

 

Cem? 

 

Son sahne?

 

Diğer bölümde görüşmek üzere

 

Loading...
0%