@nsh.kose
|
Gözlerimi yavaşça açtım. Zınklıyan alarmı kaptıp gözlerimi ovuşturdum. Malesef annemin sesiyle uyanmamıştım. Bunu her sabah kendime açıklıyorum. Çıplak ayaklarımla tuvalete gittim yüzüme soğuk su çarpınca anca uyanabildim.
Yüzümü havluya silip tekrar odama gittim. Aslında bu günlere şükür etmeliydim. Tokatla uyanmadığım için. Telefondan saate baktım. 06.30. Siyah formamı giydim. Hafif bir makyaj yaptım.
Mutfağa gidip kendime bir kupa türk kahvesi yaptım. Yoksa uyanmam imkansızdı. Kahvaltılıkları hazırlayıp masanın üzerine koydum. Bunlar ablamaydı ben kahvatıyı yapmazdım. Çantamı alıp evden çıktım . Yürümeye başladım. Yürümeyi seven birisi olarak bunu yapmayı çok severdim.
Sonunda okula gelebilmiştim. Sınıfıma geçip pencerenin yanındaki yere geçtim. Çantamdan su şişesini çıkarip içtim. Suyu masaya koyduğumda Ezgi geldi "Rüya bak bugün ne oldu" dedi heycanla. Vicudumu pencereye yaslayıp "Ne oldu?" dedim. Ne diyeceğimi bildıgim için hiç heycanlanmamıştım. Siyah saçlarını arkaya atarak "Umut bana yazdı. Bensiz yapamıyormuş"dedi. "Ve sende buna inandın. Ezgi, canım arkadaşım Umut seni kullanıyo bunun neyini göremiyorsun?" dedim. "Bak bu sefer ciddi."derdemez hoca gelmişti. Sustum ve önüme döndüm. Tenefüste yanımıza Umut salağı geldi. Ezgiyle cilveleşiyordu.
Bir kaç tenefüs böyle geçmişti. Şimdiki dersimiz resim olduğu için atölyeye inmıştik. Geçen dersten yarım kalan resmimi devam ettirdim. Karga çizdiğim için siyah akrilik boyanın kapağı açıktı. Ezgi, Ezhel ve ben bir yandan sohbet ediyor gülüyorduk. Paletteki akrilik bitince tekrar boya şişesine fırçayı batırdığımda bir den elim kaymıştı. Tam boya düşüyorduki birisi tutmuştu. Kimin tutğuna baktığımda Salih olduğuni anladım. Gülseyerek masaya koyduğunda. Önemsemeden "resmimede nazar deydiriyorlar" dedim kendi kendime. Salihden cevap beklemdiğim halde "Egoist seni" dedi alayla. Ona baktım "Egoist değilim sadece kibirliyim" dedim. Resmime devam ettim. Ders bitince tekrar sınıfa çıktık. Uzun bir bekliyiş ardından dersler bitti. Çalıştığim pastaneye doğruyürümeye başladım doğrusu bekde pastaneyi andırmıyordu. Akşama kadar vaktim orda geçiyordu.
Küçükken babam beni hep döverdi. Annem bir şey demezdi. Ablam ise babamdan hiç dayak yemedi benide asla korumamıştı. O yüzden kendisini hep suçlu hissediyordu. Benim yaptığım herşey babamın gözüme batardı. Ablam ise hep ders çalışırdı. Annem ve babam öldüğunden beru benimle konuşmaya cesaret edemiyordu. Normalde babam gibi çabuk sinirlenen insandım. Ablam avukatlık yapıyordu. Birbirimizle hiç konuşmuyorduk. Tek sohbetimiz yemekti. Ablam evin giderlerini karşılıyordu. Sürekli odasındaydı. Bende yemek ve temizlik yapıyordum.
Pastaneyi temizledikten sorna dükkanı kapattım. Eve geldiğimde üstümdekileri çıkarıp soğuk bir duş aldım. Açık kumral saçlarımı taradıktan sorna mufağa gittim. Bezelye ve pirinç pilavı yaptım. Yemeği tabağa kattım. Üstüne çatal kaşık koyup ablamın odasına yöneldim kapıyı tıklattım ve açtım içeri bakmadan tabağı sehpaya koydum.
Benim için normal bir gündü. Rüya Çelik için normal bir gün. |
0% |